'Altın Kızlarım' Dediği Arılarıyla Patroniçe Oldu
Kırklareli'nde yaşayan Çiğdem Sarı, devletten aldığı 40 kovanla başladığı arıcılıkta bal, polen ve propolis üreterek aile bütçesine katkıda bulunuyor Sabahları babasının 25 yıllık bisikletine binerek arılarının bulunduğu alana giden Sarı, 'altın kızlarım' diyerek sevdiği arılarına titizlikle bakıyor.
ÖZGÜN TİRAN - Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde 2 yıl önce devletten aldığı 40 kovan arıyla mesleğe başlayan Çiğdem Sarı, "altın kızlarım" dediği arılardan sağladığı gelirle aile bütçesine katkı sağlıyor.
Katranca köyünde yaşayan Sarı, bir süre çalıştığı özel sektördeki işinden, sağlık problemleri olan kızıyla daha fazla ilgilenebilmek için ayrıldı.
Daha sonra babasından 4 kovan arı alan ve bu işle ilgili girişimcilik kursunu da başarıyla tamamlayan 34 yaşındaki Sarı, Tarım ve Orman Bakanlığının Genç Çiftçi Projesi'nden yararlanmak için müracaatta bulundu.
Sarı, devletten aldığı 40 kovan arıyı 60 kovana çıkararak işini geliştirdi.
Sabah erkenden, babasının 25 yılık bisikletine binerek köy dışında arılarının bulunduğu alana giden Sarı, yaktığı tütsü ile arı kovanlarını tek tek kontrol ediyor.
Sarı, arılarına zaman zaman "Altın kızlarım", "Siz benim evlatlarımsınız", "Canlarım benim" gibi ifadelerle sesleniyor.
- "Devlet desteğiyle arıcılık faaliyetlerimi artırdım"
Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arıcılığa babasının yönlendirmesiyle 2018 yılında başladığını söyledi.
Bal üretiminin ardından polen ve propolis de üretmeye başladığını belirten Sarı, "İlk etapta babamın ilgilendiği 3-4 sepet arısı vardı. Ben de arıcılığa merak sarınca babam bu arılarını bana verdi. Devletten aldığım destekle arıcılık faaliyetlerimi arttırdım." dedi.
Her işte olduğu gibi arıcılıkta da sevginin çok önemli olduğunu vurgulayan Sarı, şöyle devam etti:
"Arıcılığa ilk başladığımda gerçekten tedirgin oldum. Ama ben şanslıydım çünkü babam vardı. Onun desteği ile ufak ufak öğrendim. Babamdan öğrendiğim bilgileri, modern arıcılık teknolojilerini de takip ederek kendimi yeniledim. Bu işe başlayıp da bırakan hiç kimse yoktur zaten. Ben arılığa geldiğimde onlarla konuşuyor, duygularımı paylaşıyor, nazik davranmaya çalışıyorum."
Sarı, arıların besin kaynaklarına rahat ulaşabilmeleri için faselya tarlaları oluşturduğunu anlatarak, "Doğal ürünler yetiştirmek için çaba sarf ediyorum. Arı ürünleri çok değerli ve sağlıklı. Onlar benim altın kızlarım. O kadar küçük bir canlının bu kadar çalışkan olması, izlerken bile hayranlık uyandırıyor." diye konuştu.
Türkiye'de kadınların arıcılık alanında çalışmalarını artırdığını vurgulayan Sarı, bu durumdan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Kaynak: AA
Katranca köyünde yaşayan Sarı, bir süre çalıştığı özel sektördeki işinden, sağlık problemleri olan kızıyla daha fazla ilgilenebilmek için ayrıldı.
Daha sonra babasından 4 kovan arı alan ve bu işle ilgili girişimcilik kursunu da başarıyla tamamlayan 34 yaşındaki Sarı, Tarım ve Orman Bakanlığının Genç Çiftçi Projesi'nden yararlanmak için müracaatta bulundu.
Sarı, devletten aldığı 40 kovan arıyı 60 kovana çıkararak işini geliştirdi.
Sabah erkenden, babasının 25 yılık bisikletine binerek köy dışında arılarının bulunduğu alana giden Sarı, yaktığı tütsü ile arı kovanlarını tek tek kontrol ediyor.
Sarı, arılarına zaman zaman "Altın kızlarım", "Siz benim evlatlarımsınız", "Canlarım benim" gibi ifadelerle sesleniyor.
- "Devlet desteğiyle arıcılık faaliyetlerimi artırdım"
Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arıcılığa babasının yönlendirmesiyle 2018 yılında başladığını söyledi.
Bal üretiminin ardından polen ve propolis de üretmeye başladığını belirten Sarı, "İlk etapta babamın ilgilendiği 3-4 sepet arısı vardı. Ben de arıcılığa merak sarınca babam bu arılarını bana verdi. Devletten aldığım destekle arıcılık faaliyetlerimi arttırdım." dedi.
Her işte olduğu gibi arıcılıkta da sevginin çok önemli olduğunu vurgulayan Sarı, şöyle devam etti:
"Arıcılığa ilk başladığımda gerçekten tedirgin oldum. Ama ben şanslıydım çünkü babam vardı. Onun desteği ile ufak ufak öğrendim. Babamdan öğrendiğim bilgileri, modern arıcılık teknolojilerini de takip ederek kendimi yeniledim. Bu işe başlayıp da bırakan hiç kimse yoktur zaten. Ben arılığa geldiğimde onlarla konuşuyor, duygularımı paylaşıyor, nazik davranmaya çalışıyorum."
Sarı, arıların besin kaynaklarına rahat ulaşabilmeleri için faselya tarlaları oluşturduğunu anlatarak, "Doğal ürünler yetiştirmek için çaba sarf ediyorum. Arı ürünleri çok değerli ve sağlıklı. Onlar benim altın kızlarım. O kadar küçük bir canlının bu kadar çalışkan olması, izlerken bile hayranlık uyandırıyor." diye konuştu.
Türkiye'de kadınların arıcılık alanında çalışmalarını artırdığını vurgulayan Sarı, bu durumdan mutluluk duyduğunu ifade etti.