Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin Tarım Ve Hayvancılığa Açılmasını İstediler
Türkiye’nin en büyük deltalarından birisi olan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde arazisi bulunan yöre halkı tapulu arazilerinde tarım ve hayvancılığın serbest bırakılması için basın açıklaması yaptı.
Kızılırmak Deltası Yörükler Jandarma Kontrol Noktası ile Doğanca Ziyaretçi Merkezi arasındaki alanın araç trafiğine kapatılmasıyla birlikte tarım alanlarına giremediklerini ve hayvancılık yapamadıklarını dile getiren yöre halkı yetkiler tarafından sorunlarının çözüme kavuşmasını bekliyor.
“Yıllardan beri gezdiğimiz, gittiğimiz yere adım atamıyoruz”
Yöre sakinlerinden Bayram Atabey, “Yüzde 85’i Bafra, Yüzde 15’i Alaçam, yüzde 5’i de 19 Mayıs ilçeleri sınırları içerisinde 54 bin hektar alan içerisinde bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde tapulu tarım arazileri bulunan yöre halkı arazilerini ekemediklerini ve hayvancılık yapamadıklarını dile getirdiler. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti ziyaretçi merkezinde toplanan yaklaşık 200 kişi deltanın tarım ve hayvancılığa açılmasını istediler. Tapulu yerimiz var. Yaklaşık 450 kişi, 450 dönüme yakın yer aldık, yapı kayıt belgemiz olduğu halde en iyi tarım yapılan yere adım atamıyoruz. Kuş Cenneti deniliyor ama her gün otobüsler on defa gidip geliyor. Bunlar kuşları ürkütmüyor da bu halk mı ürkütüyor. Aşırı bir şekilde sıkı güvenlik var. Yıllardan beri gezdiğimiz, gittiğimiz yere adım atamıyoruz. Tapulu yerine geçemezsin. 450 dönüm tapulu yerimiz var. Aile olarak 10 dönüm yer aldık başka yere 500 lira 600 lira yer icarlıyorum 10 seneden beri benim burada yerim boş kalıyor. Bunu kim verecek. Burada 45-50 yıl tarımın en iyisi yapıldı. Organik karpuzundan kavuna ilaçsız yapıldı. Hayvancılığa devlet destek veriyorsa bunu da dişle getirmemiz lazım” dedi.
“Tapulu arazimizde tarım yapamıyoruz”
Kemal Durmuş, “Biz burada doğduk büyüdük. Biz yıllardır bu yoldan denize gideriz. Bizi salmıyorlar biz ne yapalım. Burada hayvancılık yapıyorduk, bunu hep kaldırdılar. Bu hayvanların bir şeye zararı yok. Çayırında yayılıyor. Kuş Cenneti olsun, karşı değiliz ama bizi bırakın. Hayvanlara barınak istiyoruz. Köye 5 kilometre gidip gelemiyor. Sıcakta hiç gidip gelemez. Buranın tarıma ve hayvancılığa açılmasını istiyoruz. İki köy adına tapulu yer aldık ama maalesef tarım yapamıyoruz” diye konuştu.
“Kızılırmak Deltası içerisinde yaklaşık 30 köy, 20 bin kişi yaşamakta”
Yöre halkı adına basın açıklamasını yapan doğa ve fotoğraf sanatçısı Hasan Aktürk ise, “Bizler Kızılırmak Deltası içerisinde yaşam sürdüren bölge halkıyız. Bizler Kızılırmak Deltası’nda fotoğraf çeken, buraları tüm dünyaya tanıtan doğa ve kuş fotoğrafçılarıyız. Kızılırmak Deltası içerisinde yaklaşık 30 köy, 20 bin kişi yaşamaktadır. Bölgedeki nüfusun yüzde 85’i geçimini buradan sağlamaktadır. 2015 yılında kurulan SAMKUŞ alan başkanlığıyla beraber Kızılırmak Deltası’nda yaşam mücadelemiz sınırlanmış, yollarımız kapanmış, bölgedeki saz kesimi ve sülük toplama ile deltanın etrafındaki tarım alanlarındaki imkanlar elimizden alınmıştır. Bölgede tilki, çakal ve domuz sayıları bölgede bulunan koyunculuk, hayvancılık ve çoban köpeklerinin deltadan alınmasıyla sayıları artmış, evlerimize bahçelerimize kadar girmiştir. Bölge halkı olarak iyi tarım uygulamaları kuşlar, hayvanlar için ne derece gerekli olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Doğanca ve Yörükler arasındaki delta yolunun kontrollü olarak araç trafiğe açılması, ziyaretçi merkezi kanal boyunca deniz yoluna ve bölge halkının denizden faydalanmasını istiyoruz. Yaban hayatının dışında koyunlarımızın barınması için yer gösterilmesi ve koyunlarımızın eskiden olduğu gibi deltada otlamalarına izin verilmesini istiyoruz. Alana fotoğrafçılar alınmamaktadır. Alana fotoğrafçılar giremeyince bölgede turizm adeta çok azalmıştır” ifadelerini kullandı.
“Bölgede yaşayan 16 köyün mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz”
Bölgede hayvancılık ve tarım alanlarının kısıtlanması ile birlikte yırtıcı hayvanların çoğaldığını dile getiren Ziraat Odası başkanı Osman Tosuner de, “Bugün Bafra’da hayvancılık ta manda yetiştiriciliğinde Türkiye’de birinci sıradayız. Yaklaşık 30 bin büyükbaş hayvanımız var, bunun 25 bini Kuş Cenneti diye hitap ettiğimiz 4 ile 10. ayları arasında yaklaşık 8 ay bu hayvanlar burada barınıyor. Çünkü su olmayan bir alanda yaşama şansı hiç yok. Yasaklanan yerlerin çoğu tarım arazisi. Burada tarım dışı araziyi sit alanına alınmasın demiyoruz. Bu bölgede yaşayan 16 köyün mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından vatandaşlar olaysız bir şekilde dağıldılar.
Kaynak: İHA
“Yıllardan beri gezdiğimiz, gittiğimiz yere adım atamıyoruz”
Yöre sakinlerinden Bayram Atabey, “Yüzde 85’i Bafra, Yüzde 15’i Alaçam, yüzde 5’i de 19 Mayıs ilçeleri sınırları içerisinde 54 bin hektar alan içerisinde bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde tapulu tarım arazileri bulunan yöre halkı arazilerini ekemediklerini ve hayvancılık yapamadıklarını dile getirdiler. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti ziyaretçi merkezinde toplanan yaklaşık 200 kişi deltanın tarım ve hayvancılığa açılmasını istediler. Tapulu yerimiz var. Yaklaşık 450 kişi, 450 dönüme yakın yer aldık, yapı kayıt belgemiz olduğu halde en iyi tarım yapılan yere adım atamıyoruz. Kuş Cenneti deniliyor ama her gün otobüsler on defa gidip geliyor. Bunlar kuşları ürkütmüyor da bu halk mı ürkütüyor. Aşırı bir şekilde sıkı güvenlik var. Yıllardan beri gezdiğimiz, gittiğimiz yere adım atamıyoruz. Tapulu yerine geçemezsin. 450 dönüm tapulu yerimiz var. Aile olarak 10 dönüm yer aldık başka yere 500 lira 600 lira yer icarlıyorum 10 seneden beri benim burada yerim boş kalıyor. Bunu kim verecek. Burada 45-50 yıl tarımın en iyisi yapıldı. Organik karpuzundan kavuna ilaçsız yapıldı. Hayvancılığa devlet destek veriyorsa bunu da dişle getirmemiz lazım” dedi.
“Tapulu arazimizde tarım yapamıyoruz”
Kemal Durmuş, “Biz burada doğduk büyüdük. Biz yıllardır bu yoldan denize gideriz. Bizi salmıyorlar biz ne yapalım. Burada hayvancılık yapıyorduk, bunu hep kaldırdılar. Bu hayvanların bir şeye zararı yok. Çayırında yayılıyor. Kuş Cenneti olsun, karşı değiliz ama bizi bırakın. Hayvanlara barınak istiyoruz. Köye 5 kilometre gidip gelemiyor. Sıcakta hiç gidip gelemez. Buranın tarıma ve hayvancılığa açılmasını istiyoruz. İki köy adına tapulu yer aldık ama maalesef tarım yapamıyoruz” diye konuştu.
“Kızılırmak Deltası içerisinde yaklaşık 30 köy, 20 bin kişi yaşamakta”
Yöre halkı adına basın açıklamasını yapan doğa ve fotoğraf sanatçısı Hasan Aktürk ise, “Bizler Kızılırmak Deltası içerisinde yaşam sürdüren bölge halkıyız. Bizler Kızılırmak Deltası’nda fotoğraf çeken, buraları tüm dünyaya tanıtan doğa ve kuş fotoğrafçılarıyız. Kızılırmak Deltası içerisinde yaklaşık 30 köy, 20 bin kişi yaşamaktadır. Bölgedeki nüfusun yüzde 85’i geçimini buradan sağlamaktadır. 2015 yılında kurulan SAMKUŞ alan başkanlığıyla beraber Kızılırmak Deltası’nda yaşam mücadelemiz sınırlanmış, yollarımız kapanmış, bölgedeki saz kesimi ve sülük toplama ile deltanın etrafındaki tarım alanlarındaki imkanlar elimizden alınmıştır. Bölgede tilki, çakal ve domuz sayıları bölgede bulunan koyunculuk, hayvancılık ve çoban köpeklerinin deltadan alınmasıyla sayıları artmış, evlerimize bahçelerimize kadar girmiştir. Bölge halkı olarak iyi tarım uygulamaları kuşlar, hayvanlar için ne derece gerekli olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Doğanca ve Yörükler arasındaki delta yolunun kontrollü olarak araç trafiğe açılması, ziyaretçi merkezi kanal boyunca deniz yoluna ve bölge halkının denizden faydalanmasını istiyoruz. Yaban hayatının dışında koyunlarımızın barınması için yer gösterilmesi ve koyunlarımızın eskiden olduğu gibi deltada otlamalarına izin verilmesini istiyoruz. Alana fotoğrafçılar alınmamaktadır. Alana fotoğrafçılar giremeyince bölgede turizm adeta çok azalmıştır” ifadelerini kullandı.
“Bölgede yaşayan 16 köyün mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz”
Bölgede hayvancılık ve tarım alanlarının kısıtlanması ile birlikte yırtıcı hayvanların çoğaldığını dile getiren Ziraat Odası başkanı Osman Tosuner de, “Bugün Bafra’da hayvancılık ta manda yetiştiriciliğinde Türkiye’de birinci sıradayız. Yaklaşık 30 bin büyükbaş hayvanımız var, bunun 25 bini Kuş Cenneti diye hitap ettiğimiz 4 ile 10. ayları arasında yaklaşık 8 ay bu hayvanlar burada barınıyor. Çünkü su olmayan bir alanda yaşama şansı hiç yok. Yasaklanan yerlerin çoğu tarım arazisi. Burada tarım dışı araziyi sit alanına alınmasın demiyoruz. Bu bölgede yaşayan 16 köyün mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından vatandaşlar olaysız bir şekilde dağıldılar.