Başkan Öner Açıklaması'sorunların Ötelenmesi Eğitim Problemlerine Çözüm Olmayacaktır'
Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin sona ermesi dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
Geleceğe yönelik çizilen hedeflerin uzağında, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün yeni döneme devredilmesiyle, köklü sorunlara kalıcı çözümler getirecek adımların beklentisiyle bir kanaat döneminin daha sona erdiğini vurgulayan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, “Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz ücretli öğretmenlik garabeti, yer değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, öğretmene karşı giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir adım atılmaması, öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, eğitimin denetim ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi konularda beklentileri karşılayan adımlar hala atılmış değildir“ dedi.
Üç yıllık hizmet süresini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere yer değişikliği hakkı tanınması, Öğretmenlik Meslek Kanununun taslağının hazırlanması, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir çalıştay yapılması gibi bazı adımların dışında beklentileri karşılayacak bir iş ve işlemin hayata geçirilmediğine dikkat çeken Öner, “Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit haklar beklentisinin karşılanmaması, 3600 ek gösterge artışı sözünün gereğinin yerine getirilmemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili belirsizlik, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir sistemin oluşturulmaması, unvan değişikliği sınavları konusunda somut bir girişimde bulunulmaması gibi pek çok sorun çözüm bekliyor“ şeklinde konuştu.
Mesleğin itibarını artıracak, öğretmenlerin haklarını geliştirecek kanunun ivedilikle çıkarılması gerektiğini savunan Öner, “Sendika olarak, uzun süre önce teklif ettiğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu, 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer verilmesiyle birlikte bir beklentiye dönüşmüştür. Bir an evvel çıkmasını istediğimiz kanun, öğretmenlerin haklarını ve yetkilerini koruyacak ve geliştirecek bir eksende ele alınmalıdır. Öğretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının ve iş güvencelerinin tanımlandığı, öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu bir an önce çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeli öğretmenlik garabetinden bir an önce vazgeçilmelidir
Sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçilmeli, istihdam modeli kadrolu olmalı çağrısın yineleyen Öner, “Sözleşmeli öğretmen istihdamı, gerek sözleşmeli eğitimciler gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar gerekse farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin adıdır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması anayasal hakları sınırlamakta, aile bütünlüğünü bozmakta, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakmakta, öğretmenleri işi ile eşi arasında tercihe zorlamaktadır. Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası, öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Kamu istihdam politikalarına yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak iş ve iç huzuruna kavuşmuş, anayasal hakları tesis edilmiş kamu personeli eliyle yürütülebileceğini görmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir “diyerek, sendikal taleplerini şöyle sıraladı: "3600 ek gösterge konusundaki haklı beklenti küskünlüğe dönüşmeden sözün gereği yerine getirilmelidir. 2023 Eğitim Vizyonu rafta, hedefler askıda kalmamalıdır. Şiddete başvurmanın bedelinin ağır olduğu yasal bir düzenleme yapılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği kariyer mesleğine dönüştürülmeli, her olumsuzluğun faturası yöneticiye çıkarılmamalıdır. Öğretmenlerimizin motivasyonunu daha da artıracak bir kariyer sistemi oluşturulmalıdır. Öğretmenlerin yer değişikliği işlemlerinde mağduriyeti önleyecek adil bir süreç işletilmelidir. Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Unvan değişikliği sınavı bir an önce yapılmalıdır. Darbecilerin izleri tamamen silinmeli, darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir. Yarıyıl, eğitim yöneticileri için sorunlara odaklanıp çözümler üretme dönemi olmalıdır"
Kaynak: İHA
Üç yıllık hizmet süresini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere yer değişikliği hakkı tanınması, Öğretmenlik Meslek Kanununun taslağının hazırlanması, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir çalıştay yapılması gibi bazı adımların dışında beklentileri karşılayacak bir iş ve işlemin hayata geçirilmediğine dikkat çeken Öner, “Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit haklar beklentisinin karşılanmaması, 3600 ek gösterge artışı sözünün gereğinin yerine getirilmemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili belirsizlik, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir sistemin oluşturulmaması, unvan değişikliği sınavları konusunda somut bir girişimde bulunulmaması gibi pek çok sorun çözüm bekliyor“ şeklinde konuştu.
Mesleğin itibarını artıracak, öğretmenlerin haklarını geliştirecek kanunun ivedilikle çıkarılması gerektiğini savunan Öner, “Sendika olarak, uzun süre önce teklif ettiğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu, 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer verilmesiyle birlikte bir beklentiye dönüşmüştür. Bir an evvel çıkmasını istediğimiz kanun, öğretmenlerin haklarını ve yetkilerini koruyacak ve geliştirecek bir eksende ele alınmalıdır. Öğretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının ve iş güvencelerinin tanımlandığı, öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu bir an önce çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeli öğretmenlik garabetinden bir an önce vazgeçilmelidir
Sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçilmeli, istihdam modeli kadrolu olmalı çağrısın yineleyen Öner, “Sözleşmeli öğretmen istihdamı, gerek sözleşmeli eğitimciler gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar gerekse farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin adıdır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması anayasal hakları sınırlamakta, aile bütünlüğünü bozmakta, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakmakta, öğretmenleri işi ile eşi arasında tercihe zorlamaktadır. Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası, öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Kamu istihdam politikalarına yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak iş ve iç huzuruna kavuşmuş, anayasal hakları tesis edilmiş kamu personeli eliyle yürütülebileceğini görmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir “diyerek, sendikal taleplerini şöyle sıraladı: "3600 ek gösterge konusundaki haklı beklenti küskünlüğe dönüşmeden sözün gereği yerine getirilmelidir. 2023 Eğitim Vizyonu rafta, hedefler askıda kalmamalıdır. Şiddete başvurmanın bedelinin ağır olduğu yasal bir düzenleme yapılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği kariyer mesleğine dönüştürülmeli, her olumsuzluğun faturası yöneticiye çıkarılmamalıdır. Öğretmenlerimizin motivasyonunu daha da artıracak bir kariyer sistemi oluşturulmalıdır. Öğretmenlerin yer değişikliği işlemlerinde mağduriyeti önleyecek adil bir süreç işletilmelidir. Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Unvan değişikliği sınavı bir an önce yapılmalıdır. Darbecilerin izleri tamamen silinmeli, darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir. Yarıyıl, eğitim yöneticileri için sorunlara odaklanıp çözümler üretme dönemi olmalıdır"