Bağlanma Stiliniz İlişki Seçiminizi Etkiliyor
Psikolog Merve Kırna, bağlanma stillerinin ilişki biçimini, ilişki seçimini ve ilişkide ne tarz partner aradığını etkilediğini söyledi.
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Bireyin yetişkinlik döneminde kurduğu ilişkilerin ve eş seçiminin temelinin ailede atıldığı düşünüldüğünde, geçmişte bakım veren kişiler ile (anne - baba) kurulan bağlanma stillerinin de kişinin ilişkisine önemli etkide bulunduğu düşünülmektedir. Bowlby bağlanmanın beşikten mezara kadar insan yaşamında hayati rol oynadığından bahsetmiş olup; bağlanmayı kişinin kendisi için önemli olan diğer kişi ile kurduğu güçlü duygusal bağ olarak tanımlamıştır. Yapılan araştırmalar incelendiğinde bireylerin çocukluk yaşlarındaki ebeveynleri ile kurdukları bağlanma düzeyleri, çocuğun yetişkinlik döneminde kendi bağlanmasını da etkilemekte olup aynı zamanda evliliklerinde ve yakın ilişki kurduğu insanlarla bağlanma düzeylerini de etkilemektedir” dedi.
Psikolog Kırna güvenli bağlanma konusunda ise şu bilgileri verdi:
“Yapılan araştırmalarda güvenli bağlanma sağlayan bireylerin daha olumlu olduğu, ilişkilerinde de bunu yansıttıkları ve eşlerini daha iyi anladıkları görülmüştür. Bu kişilerin erken dönem ebeveynleri ile olan ilişkileri hakkında olumlu düşüncelere sahip oldukları, ilişkilerinde güven ve yakınlık kurmakta zorlanmayıp, kıskançlık davranışları göstermedikleri bulunmuştur. Güvenli bağlanan kişiler stresli durumların oluşturduğu olumsuz sonuçlar ile kolaylıkla baş edebilirler, soysal desteğe dair düşünceleri olumludur ve stresli bir durum yaşadıkları zaman sosyal destek ile bu durumla baş edebilirler. Kişi için diğer insanlar kabul edilebilir, güvenilir ve duyarlıdır. Güvenli bağlanım geliştiren bireyler yakın ilişkilerinde kaygılı/kararsız ve kaçınmacı bağlanım geliştiren kişilere göre daha fazla ilişkilerine yatırım yapmakta, eşi ile uyum sağlamakta, partnerine yakınlık ve doyum sağlamaktadırlar, bunun yanı sıra çatışmaları çözme becerilerinde etkindirler. Güvenli bağlanan bireylerin yakın ilişkileri uzun sürmekte, kendilerine olan özgüvenleri ve eşlerine olan güvenleri yüksektir.”
Saplantılı bağlanmanın kişinin kendini olumsuz algılaması ile birlikte diğer kişileri olumlu algılamasını içerdiğini ifade eden Psikolog Kırna, “Kişi diğer insanları olumlu algılayarak onlardan kabul görme gayreti içinde olup, kendisini diğer insanlara kanıtlama uğraşı içinde olabilmektedir. Kaygılı/Kararsız Bağlanma; Bu bağlanma türünde güvenlik ihtiyacına ulaşmak için yoğun bir çaba ve diğer kişileri yanında tutmak için çok fazla enerji ve davranış vardır. Bu kişiler kolayca aşık olabilir, partnerlerine karşı aşırı kıskançlık sergileyebilir, ilişkileri devam ederken bile yoğun kaygılar yaşayabilirler. Yakın ilişkilerde takıntılı davranışlar sergileyerek duygusal iniş çıkışlar yaşayabilirler. Kaygılı/kararsız bağlanım geliştiren kişiler düşük doyum yaşamakta ve çatışma çözme durumlarından kaçınmaktadırlar. Bu kişiler partnerine bağımlıdırlar ve ilişkilerinde bağlılık için çok güçlü uğraşları vardır” diye konuştu.
Psikolog Kırna, diğer bağlanmalar hakkında ise şu bilgileri verdi:
“Kaçınmacı Bağlanma; kaçınmacı bağlanmaya sahip kişiler çok fazla kırılgandırlar ve genellikle hayal kırıklığına uğrama eğiliminde olup eşlerinin beklentilerini karşılamadığından yakınırlar. İnsanlara güven duymakta zorlanmakta ve yakın ilişkileri hakkında olumsuz inanca sahip olmaktadırlar. Güvenlik aidiyetini kaybetmemek için kaçınma davranışı gösterdikleri, stresli durum ve koşullarda yakın ilişkilerden ve etkileşimlerden kaçındıkları görülmektedir. Kaçınmacı bağlanma stiline sahip olan kişiler, diğer kişilere yakınlaşmaktan kaçınarak, onların kendilerini reddetme ve inciltme duygularına karşı kendilerini korumaya çalışırlar.
Korkulu bağlanma; Yakın ilişkilerde samimiyet kurmaktan kaçınan ve kaygı duyan kişilerin kendilerini diğer insanların sevgisini ve desteğini hak etmediğini düşünmektedir. Kişinin yetersizlik duygularından dolayı diğer insanların kendisini reddedeceğinden ve güvenilmez olmasından duyulan korkuyu yaşarlar ve bunun sonucunda yakın ilişki kurmaktan kaçarak, reddedilmeye karşı kendilerini koruma altına alırlar.
Kayıtsız Bağlanma; Yakın ilişki, samimiyet kurmayı reddederek sıkıntılarını ve sosyal destek ihtiyaçlarını minimalize eden kayıtsız bağlanma örüntüsüdür. Diğer insanlara karşı olumsuz bir tavır sergilerler, hayal kırıklığı yaşamamak için yakın ilişki kurmaktan kaçınırlar ve bağımsızlık duyguları ile kendilerini korurlar.”
Kaynak: İHA
Psikolog Kırna güvenli bağlanma konusunda ise şu bilgileri verdi:
“Yapılan araştırmalarda güvenli bağlanma sağlayan bireylerin daha olumlu olduğu, ilişkilerinde de bunu yansıttıkları ve eşlerini daha iyi anladıkları görülmüştür. Bu kişilerin erken dönem ebeveynleri ile olan ilişkileri hakkında olumlu düşüncelere sahip oldukları, ilişkilerinde güven ve yakınlık kurmakta zorlanmayıp, kıskançlık davranışları göstermedikleri bulunmuştur. Güvenli bağlanan kişiler stresli durumların oluşturduğu olumsuz sonuçlar ile kolaylıkla baş edebilirler, soysal desteğe dair düşünceleri olumludur ve stresli bir durum yaşadıkları zaman sosyal destek ile bu durumla baş edebilirler. Kişi için diğer insanlar kabul edilebilir, güvenilir ve duyarlıdır. Güvenli bağlanım geliştiren bireyler yakın ilişkilerinde kaygılı/kararsız ve kaçınmacı bağlanım geliştiren kişilere göre daha fazla ilişkilerine yatırım yapmakta, eşi ile uyum sağlamakta, partnerine yakınlık ve doyum sağlamaktadırlar, bunun yanı sıra çatışmaları çözme becerilerinde etkindirler. Güvenli bağlanan bireylerin yakın ilişkileri uzun sürmekte, kendilerine olan özgüvenleri ve eşlerine olan güvenleri yüksektir.”
Saplantılı bağlanmanın kişinin kendini olumsuz algılaması ile birlikte diğer kişileri olumlu algılamasını içerdiğini ifade eden Psikolog Kırna, “Kişi diğer insanları olumlu algılayarak onlardan kabul görme gayreti içinde olup, kendisini diğer insanlara kanıtlama uğraşı içinde olabilmektedir. Kaygılı/Kararsız Bağlanma; Bu bağlanma türünde güvenlik ihtiyacına ulaşmak için yoğun bir çaba ve diğer kişileri yanında tutmak için çok fazla enerji ve davranış vardır. Bu kişiler kolayca aşık olabilir, partnerlerine karşı aşırı kıskançlık sergileyebilir, ilişkileri devam ederken bile yoğun kaygılar yaşayabilirler. Yakın ilişkilerde takıntılı davranışlar sergileyerek duygusal iniş çıkışlar yaşayabilirler. Kaygılı/kararsız bağlanım geliştiren kişiler düşük doyum yaşamakta ve çatışma çözme durumlarından kaçınmaktadırlar. Bu kişiler partnerine bağımlıdırlar ve ilişkilerinde bağlılık için çok güçlü uğraşları vardır” diye konuştu.
Psikolog Kırna, diğer bağlanmalar hakkında ise şu bilgileri verdi:
“Kaçınmacı Bağlanma; kaçınmacı bağlanmaya sahip kişiler çok fazla kırılgandırlar ve genellikle hayal kırıklığına uğrama eğiliminde olup eşlerinin beklentilerini karşılamadığından yakınırlar. İnsanlara güven duymakta zorlanmakta ve yakın ilişkileri hakkında olumsuz inanca sahip olmaktadırlar. Güvenlik aidiyetini kaybetmemek için kaçınma davranışı gösterdikleri, stresli durum ve koşullarda yakın ilişkilerden ve etkileşimlerden kaçındıkları görülmektedir. Kaçınmacı bağlanma stiline sahip olan kişiler, diğer kişilere yakınlaşmaktan kaçınarak, onların kendilerini reddetme ve inciltme duygularına karşı kendilerini korumaya çalışırlar.
Korkulu bağlanma; Yakın ilişkilerde samimiyet kurmaktan kaçınan ve kaygı duyan kişilerin kendilerini diğer insanların sevgisini ve desteğini hak etmediğini düşünmektedir. Kişinin yetersizlik duygularından dolayı diğer insanların kendisini reddedeceğinden ve güvenilmez olmasından duyulan korkuyu yaşarlar ve bunun sonucunda yakın ilişki kurmaktan kaçarak, reddedilmeye karşı kendilerini koruma altına alırlar.
Kayıtsız Bağlanma; Yakın ilişki, samimiyet kurmayı reddederek sıkıntılarını ve sosyal destek ihtiyaçlarını minimalize eden kayıtsız bağlanma örüntüsüdür. Diğer insanlara karşı olumsuz bir tavır sergilerler, hayal kırıklığı yaşamamak için yakın ilişki kurmaktan kaçınırlar ve bağımsızlık duyguları ile kendilerini korurlar.”