(Özel) 'Leyla İle Mecnun' Devlet Tiyatroları'nda İlk Kez Sahnelenecek
Yeni tiyatro sezonunun başlamasıyla birlikte birçok yeni oyun da seyirciyle buluşacak. Bu oyunlar arasında Devlet Tiyatroları bünyesinde ilk kez sahnelenecek ‘Leyla ile Mecnun’ oyununun rejisörlüğünü Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt üstlendi. Fuzuli’nin yüzyıllar önce yazdığı aşk şiirini tiyatroya kazandıran İskender Pala’nın eseri, 22 Ekim itibarıyla Küçük Tiyatro’da Ankara seyircisiyle buluşacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, 2019-2020 tiyatro sezonunda ilk defa seyirciyle buluşacak ‘Leyla ile Mecnun’ oyunu hakkında açıklamalarda bulundu. Türk halkının tiyatroya olan ilgisinden memnun olduğunu söyleyen Kurt, tiyatroya gönül veren ve verecek olan gençlere de tavsiyelerde bulundu. Tiyatro sahnesinin tozunu 30 senedir yutan, gerektiğinde oyuncu olarak görev alan, gerektiğinde yönetmen olan Kurt, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Tiyatro hayatın içinden bir sanat. Nasıl insanlar ekmeğe ve suya ihtiyaç duyuyorsa sanata da o derece ihtiyaç duyuyor. Tiyatro, o yüzden gerekli bir sanat. Ülkemizde de gerekli ilgiyi görüyor” dedi.
“Devlet Tiyatroları akademik bir kurum”
Teknolojinin üst seviyelerde yaşandığı son zamanlarda gençlerin tiyatroya ayırdıkları zamandan memnun olduğunu söyleyen Kurt, 2018-2019 sezonunda tüm oyunların kapalı gişe oynandığını hatırlattı. Kurt, “Gençlerimiz, okulda gördükleri eğitimlerinin yanı sıra sporla, kültür ve sanatla ilgilenmeleri gelişimleri için önemli. Devlet Tiyatrosu akademik bir kurum. Aynı zamanda da eğitim kurumu. O yüzden tiyatrolarda bir eser izledikleri zaman aynı zamanda o eseri okumuş oluyorlar. Bizim geçtiğimiz yıl oldukça iyi bir seyircimiz vardı. Salonlarımız Türkiye’nin her yerinde dolu oynadı. İlgiden oldukça mutluyuz. Bu yıl salon sayımızı da arttırdık, temsil sayımızı da arttıracağız. Gençlerimizin kültür ve sanata ilgi gösterdiğini düşünüyorum. Bu sebeptendir ki tiyatrolarımız kapalı gişe oynuyor” ifadelerini kullandı.
“Leyla ile Mecnun hikâyesini günümüze taşımak istedik”
Fuzuli’nin ‘Leyla ile Mecnun’ eserini İskender Pala’nın tiyatroya kazandırdığını söyleyen Kurt, 22 Ekim’den itibaren Ankara seyircisiyle buluşacak oyunun tüm Türkiye’de turne yapacağını ifade etti.
Kurt ayrıca, bu sezon Ankara’da sahnelenecek ‘Leyla ile Mecnun’ oyununun gelecek sezonda devam edeceğini bildirdi. Kurt, “Çok büyük aşk hikâyeleri var. Son dönemlerde Cengiz Aytmatov’un yazdığı ‘Cemile’ nasıl dünya çapında bir aşk öyküsüyse, Leyla ile Mecnun da dünyada bilinen bir aşk hikâyesi. 1500’lü yıllarda yazılmış ve günümüze kadar dilden dile dolaşmış çok büyük bir aşk hikâyesini biz de günümüze taşımak istedik” diye konuştu.
“Hem dönemi dikkate alıyor hem de oyunu modernize ediyoruz”
Leyla ile Mecnun oyununu sergilerken hem dönemi dikkate aldıklarını hem de günümüze uyarladıklarını ifade eden Kurt, “Leyla ile Mecnun, uzun yıllar önce yazılmış bir eser. Oyunu sahnelerken hem dönemi dikkate alıyoruz hem de oyunumuzu modernize ediyoruz. Seyircimizin beğeneceğini düşünüyorum. Hem deneyimli hem genç bir ekiple çalışıyoruz. Böyle olunca da bir uyum oldu. Hem metin konusunda hem bu hikayeyi anlatma konusunda arkadaşlarımız motiveler” şeklinde konuştu.
“Seyirciye bir seçki sunuyoruz”
Ankara seyircisinin köklü bir sanat geçmişinin olduğunu söyleyen Kurt, dönütlerle ilgili mutluluğunu dile getirdi. Ankara’da birçok sahne olduğunu ve bu sahnelerde çok çeşitli oyunların oynandığını belirten Kurt, “Ankara seyircisi bizim için iyi bir seyirci. Çünkü devlet tiyatrosu 70 yıldır burada mevcut. Ankara’da yıllar boyu sanatla yetişmiş, sanatı takip eden bir izleyici kitlesi var. Oldukça memnunuz. Seyircilerimizin de geri dönüşleri oldukça iyi. Tabii ki her seyirciyi memnun etmek mümkün değil ama biz tiyatro edebiyatının her tür eserini sahneleyen bir kurumuz. O yüzden seyircimize seçme hakkı veriyoruz. Ankara’da yaklaşık 13 tane sahnemiz var. O sahnelerimizde seyircimiz hangi eseri izlemek istiyorsa o sahneye gidebilir. Klasik eserlerden modern eserlere kadar, yerli yazarlardan yeni yazarlarımıza kadar pek çok oyunumuz var. Oyunlarımızın tamamı da dolu oluyor. Seyirciye bir seçki sunuyoruz, seyirci de onu karşılıksız bırakmıyor” dedi.
“Bir ülkenin zenginliği kültür ve sanatla ölçülüyor”
Son dönemlerde ülkelerin zenginliğinin kültür ve sanatla belirlendiğini ifade eden Kurt, tiyatroya gönül veren ve verecek olan gençlere de tavsiyelerde bulundu. Kurt, “Eğitimli olmalarında çok büyük fayda var. Okumaları, tiyatroyu takip etmelerinde, kültür ve sanatla iç içe olmalarında çok büyük fayda var. Artık bir ülkenin zenginliği kültür ve sanatla ölçülüyor. Bizim de gençlerimiz bu konuda ne kadar donanımlı olurlarsa oldukça iyi olur. Resim, opera, tiyatro, sinemayı takip ediyorsa gençlerimize bu konular bir zenginlik kazandırır, kültürlerini görgülerini arttırır, bilgilerini arttırır. Gençlerin kültür ve sanat konusunda geri kalmamalarını tavsiye ederim” açıklamasında bulundu.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Kurt, 23 Ağustos’ta gerçekleştirdiği basın toplantısında ilk kez dile getirdiği ‘kamyon projesi’yle ilgili de açıklamalarda bulundu. Daha önce “Kamyon hazır olunca sefere çıkacağız” diyen Kurt, çalışmaların son hızla devam ettiğini ve kamyonun sonbaharda yola çıkacağını belirtti.
Kamyon projesinin Türkiye’de birçok şeyi değiştireceğine olan inancını paylaşan Kurt, “Kamyon projesiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Bütün hazırlıklarımızı yaptık. Kamyona bir sahne yapılma söz konusu. Çünkü kamyonun kasasını değiştirerek oraya bir sahne yapacağız. Ümit ediyorum ki sonbaharda hazır olacak. Hazır olduğunda da inşallah Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne kamyon tiyatrosuyla gitmiş olacak. Bu proje Türkiye’ye çok şey kazandıracak. Devlet Tiyatrosunun normal şartlarda uçakla, otobüsle ulaşamadığı yere biz kamyonla ulaşacağız” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“Devlet Tiyatroları akademik bir kurum”
Teknolojinin üst seviyelerde yaşandığı son zamanlarda gençlerin tiyatroya ayırdıkları zamandan memnun olduğunu söyleyen Kurt, 2018-2019 sezonunda tüm oyunların kapalı gişe oynandığını hatırlattı. Kurt, “Gençlerimiz, okulda gördükleri eğitimlerinin yanı sıra sporla, kültür ve sanatla ilgilenmeleri gelişimleri için önemli. Devlet Tiyatrosu akademik bir kurum. Aynı zamanda da eğitim kurumu. O yüzden tiyatrolarda bir eser izledikleri zaman aynı zamanda o eseri okumuş oluyorlar. Bizim geçtiğimiz yıl oldukça iyi bir seyircimiz vardı. Salonlarımız Türkiye’nin her yerinde dolu oynadı. İlgiden oldukça mutluyuz. Bu yıl salon sayımızı da arttırdık, temsil sayımızı da arttıracağız. Gençlerimizin kültür ve sanata ilgi gösterdiğini düşünüyorum. Bu sebeptendir ki tiyatrolarımız kapalı gişe oynuyor” ifadelerini kullandı.
“Leyla ile Mecnun hikâyesini günümüze taşımak istedik”
Fuzuli’nin ‘Leyla ile Mecnun’ eserini İskender Pala’nın tiyatroya kazandırdığını söyleyen Kurt, 22 Ekim’den itibaren Ankara seyircisiyle buluşacak oyunun tüm Türkiye’de turne yapacağını ifade etti.
Kurt ayrıca, bu sezon Ankara’da sahnelenecek ‘Leyla ile Mecnun’ oyununun gelecek sezonda devam edeceğini bildirdi. Kurt, “Çok büyük aşk hikâyeleri var. Son dönemlerde Cengiz Aytmatov’un yazdığı ‘Cemile’ nasıl dünya çapında bir aşk öyküsüyse, Leyla ile Mecnun da dünyada bilinen bir aşk hikâyesi. 1500’lü yıllarda yazılmış ve günümüze kadar dilden dile dolaşmış çok büyük bir aşk hikâyesini biz de günümüze taşımak istedik” diye konuştu.
“Hem dönemi dikkate alıyor hem de oyunu modernize ediyoruz”
Leyla ile Mecnun oyununu sergilerken hem dönemi dikkate aldıklarını hem de günümüze uyarladıklarını ifade eden Kurt, “Leyla ile Mecnun, uzun yıllar önce yazılmış bir eser. Oyunu sahnelerken hem dönemi dikkate alıyoruz hem de oyunumuzu modernize ediyoruz. Seyircimizin beğeneceğini düşünüyorum. Hem deneyimli hem genç bir ekiple çalışıyoruz. Böyle olunca da bir uyum oldu. Hem metin konusunda hem bu hikayeyi anlatma konusunda arkadaşlarımız motiveler” şeklinde konuştu.
“Seyirciye bir seçki sunuyoruz”
Ankara seyircisinin köklü bir sanat geçmişinin olduğunu söyleyen Kurt, dönütlerle ilgili mutluluğunu dile getirdi. Ankara’da birçok sahne olduğunu ve bu sahnelerde çok çeşitli oyunların oynandığını belirten Kurt, “Ankara seyircisi bizim için iyi bir seyirci. Çünkü devlet tiyatrosu 70 yıldır burada mevcut. Ankara’da yıllar boyu sanatla yetişmiş, sanatı takip eden bir izleyici kitlesi var. Oldukça memnunuz. Seyircilerimizin de geri dönüşleri oldukça iyi. Tabii ki her seyirciyi memnun etmek mümkün değil ama biz tiyatro edebiyatının her tür eserini sahneleyen bir kurumuz. O yüzden seyircimize seçme hakkı veriyoruz. Ankara’da yaklaşık 13 tane sahnemiz var. O sahnelerimizde seyircimiz hangi eseri izlemek istiyorsa o sahneye gidebilir. Klasik eserlerden modern eserlere kadar, yerli yazarlardan yeni yazarlarımıza kadar pek çok oyunumuz var. Oyunlarımızın tamamı da dolu oluyor. Seyirciye bir seçki sunuyoruz, seyirci de onu karşılıksız bırakmıyor” dedi.
“Bir ülkenin zenginliği kültür ve sanatla ölçülüyor”
Son dönemlerde ülkelerin zenginliğinin kültür ve sanatla belirlendiğini ifade eden Kurt, tiyatroya gönül veren ve verecek olan gençlere de tavsiyelerde bulundu. Kurt, “Eğitimli olmalarında çok büyük fayda var. Okumaları, tiyatroyu takip etmelerinde, kültür ve sanatla iç içe olmalarında çok büyük fayda var. Artık bir ülkenin zenginliği kültür ve sanatla ölçülüyor. Bizim de gençlerimiz bu konuda ne kadar donanımlı olurlarsa oldukça iyi olur. Resim, opera, tiyatro, sinemayı takip ediyorsa gençlerimize bu konular bir zenginlik kazandırır, kültürlerini görgülerini arttırır, bilgilerini arttırır. Gençlerin kültür ve sanat konusunda geri kalmamalarını tavsiye ederim” açıklamasında bulundu.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Kurt, 23 Ağustos’ta gerçekleştirdiği basın toplantısında ilk kez dile getirdiği ‘kamyon projesi’yle ilgili de açıklamalarda bulundu. Daha önce “Kamyon hazır olunca sefere çıkacağız” diyen Kurt, çalışmaların son hızla devam ettiğini ve kamyonun sonbaharda yola çıkacağını belirtti.
Kamyon projesinin Türkiye’de birçok şeyi değiştireceğine olan inancını paylaşan Kurt, “Kamyon projesiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Bütün hazırlıklarımızı yaptık. Kamyona bir sahne yapılma söz konusu. Çünkü kamyonun kasasını değiştirerek oraya bir sahne yapacağız. Ümit ediyorum ki sonbaharda hazır olacak. Hazır olduğunda da inşallah Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne kamyon tiyatrosuyla gitmiş olacak. Bu proje Türkiye’ye çok şey kazandıracak. Devlet Tiyatrosunun normal şartlarda uçakla, otobüsle ulaşamadığı yere biz kamyonla ulaşacağız” şeklinde konuştu.