İstanbul'da Yaşayan Yaşlıların Kentsel Dönüşüm Beklentileri Araştırıldı
‘Kentsel Dönüşüm ve Metropolde Yaşlanmak: İstanbul Örneği’ araştırmasına göre, kentsel dönüşümde en kırılgan yaşlı grubunun düşük ekonomik ve kültürel sermaye sahibi yaşlılar olduğu tespit edildi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi bünyesinde yürütülen ‘Kentsel Dönüşüm ve Metropolde Yaşlanmak: İstanbul Örneği’ başlıklı TÜBİTAK projesinin sonuçları açıklandı. Yaşlı bireylerin kentsel dönüşüm dolayısıyla yaşanan hızlı değişime tepkilerindeki çeşitlenmeyi ve farklılaşmayı ortaya koymak amacıyla yürütülen proje kapsamında, İstanbul’un farklı ilçelerinde 65 yaş ve üzeri bireylerle nicel araştırma kapsamında bin 818 yüz yüze anket görüşmesi gerçekleştirildi.
"Yaşlı bireylerle derinlemesine mülakatlar yaptık ve yüz yüze anketler uyguladık"
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Murat Şentürk yaptığı açıklamada TUBİTAK tarafından desteklenen projelerinin tanıtımı için bir araya geldiklerini söyleyerek, "Özellikle, genel yöneticiler, akademisyenlerle ve STK’larla bir araya geldik. İstanbul’da yürüttüğümüz bir araştırmaydı. 16 aylık araştırmamız vardı. Araştırma kapsamında İstanbul’da özellikle kentsel dönüşüm deneyimi yaşamış, hali hazırda muhatap olan ilçelerde, mahallerde yaşlı bireylerle derinlemesine mülakatlar yaptık ve yüz yüze anketler uyguladık. Bin 818 kişi ile anket yaptık ve 30 kişiyle de mülakat yaptık. Bu çerçeve konusunda yaşlıların beklentileri, bu konudaki deneyimleri özellikle hem yerel hem de merkezi yönetimden beklentilerini araştırmaya çalıştık" açıklamalarında bulundu.
"Yaşlıların hangi problemlerle karşılaştıkları üzerine bir araştırma tasarımı yaptık"
Projenin temel amacından da bahseden Şentürk, "Özellikle 2000’li yıllardan itibaren başlayan kentsel dönüşüm uygulamaların ve İstanbul’da hali hazırda sayısı artan yaşlı nüfusu olan etkileri üzerine bir araştırma yapmaya çalıştık. Çünkü süreç içerisinde farklı toplumsal kitlelerle ilgili araştırmalar yapılırken, özellikle yaşlı nüfus ile ilgili çalışma maalesef yoktu. Bu anlamda yaşlıların düşünceleri, beklentileri, hangi problemlerle karşılaştıkları üzerine bir araştırma tasarımı gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl başladığımız projeyi bu ay tamamlamış bulunuyoruz" dedi.
"Kentsel dönüşüm uygulanırken yaşlı nüfusunda sürece dâhil edilmesi gerekiyor"
Son olarak proje ile ortaya çıkan sonuçlardan bahseden Şentürk, "Kentsel dönüşüm tüm toplumsal grupları ilgilendiriyor ama yaşlı nüfusunda sürece dâhil edilmesi, kentsel dönüşüm uygulamaları planlanırken bu sürecin içerisinde yer almaları çok önemli. En azından, böyle bir beklentileri olduğunu söyleyebiliriz. İkinci olarak ise bu beklentilerin yanı, yaşlı bireylerin yaşama kültürüne uygun Sosyo-mekansal bir düzenleme yapılması yani fiziksel iyileşmelerden yaşlılar çok mutlu olduğunu söyleyebiliriz. Bir taraftan da sosyal mekansal ilişkilerini, aile ilişkilerini devam ettirebilecekleri, bahçeyi, doğayı, rahat kullanabilecekleri bir kentsel sosyo-mekansal çerçeveye ihtiyaç duyduklarını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Diğer araştırma sonuçları ise şu şekilde sıralandı:
En kırılgan grup düşük ekonomik ve kültürel sermaye sahibi yaşlılar
Kentsel dönüşümde en kırılgan yaşlı grubunun düşük ekonomik ve kültürel sermaye sahibi yaşlılar olduğu tespit edildi. Dönüşüm süreci ve modeli tasarlanırken bu grupların kırılganlıklarının dikkate alınması; bu grupların gelirlerine, kültürel birikimine ve yaşam tarzlarına uygun modeller geliştirilmesi gerekiyor. Aksi durumda yaşlıların yer değiştirmesi ya da yerinden edilmesi gibi istenmeyen sonuçlarla karşılaşılması muhtemel.
Kentsel dönüşüm denildiğinde deprem akla geliyor
Katılımcıların hatırı sayılır bir kısmı kentsel dönüşüm denildiğinde akla ilk gelenin deprem olduğunu belirtti.
Depreme hazırlıklı olmak için yapıların sağlamlaştırılması gerektiği konusunda yaşlı bireylerin mutabık olduğu söylenebilir. 2000’li yıllarda başlayan kentsel dönüşüm çalışmalarının başlangıcından itibaren siyasal söylemin etkili olduğu ve söz konusu farkındalığın kaynağını oluşturduğu görüldü.
Ekonomik kazanç beklentisi
Kentsel dönüşümde ekonomik kazanç beklentisi, diğer gruplarda olduğu gibi yaşlılarda da yüksek oranda. Araştırmaya göre, ekonomik beklentinin en yoğun olduğu kesim yüksek ekonomik sermaye grubu oldu. Yüksek ekonomik beklentiler bir yandan kent yönetimlerinin bu süreci yürütmekte zorlanmalarına yol açarken, öte yandan kamusal alanların azalmasına ve daralmasına neden olabiliyor.
Katılımcıların kentsel dönüşümden temel beklentisi depreme dayanıklı, güvenli, kendi yaşama kültürlerine ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş yeni evlere kavuşabiliyor. Bu durum katılımcıların büyük oranda mevcut muhitlerinde/mahallelerinde daha nitelikli evlerde (asansörü, otaparkı vb. imkanları bulunan) oturmak istedikleri şeklinde değerlendirilebilir. Amerikan mutfak gibi yaşama kültürlerine uymayan unsurların projelerde olmaması gerektiği katılımcıların önemli bir kısmı tarafından vurgulandı.
Daha çok kendi benzerleriyle (akrabalar, komşular vb.) ilişki kuran yaşlılar, yani düşük köprü kurucu sosyal sermayeye sahip olanların kentsel dönüşüm sonucunda oluşacak sosyo-mekânsal iyileşmelere ilişkin beklentisi düşük. Bu grup en çok sosyal ilişkilerini ve ağlarını kaybedecek kişilerdir. Bu gruptaki yaşlıların, çocuklar ve torunlardan kopma ve yalnız kalma endişesine daha fazla sahip oldukları gözlenmiştir.