CHP'dan Kaz Dağları'ndaki Altın Arama Çalışmalarına Tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal: 'Yapılan açıklamalara göre, çıkarılan altından 6 yıl sonra Türkiye'ye 170 milyon lira para kalacak. Çanakkale'nin yıllık tarımsal hasılası ise 8 milyar lira'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, Kaz Dağları'ndaki altın arama çalışmalarına tepki göstererek, "Yapılan açıklamalara göre, çıkarılan altından 6 yıl sonra Türkiye'ye 170 milyon lira para kalacak. Çanakkale'nin yıllık tarımsal hasılası ise 8 milyar lira." dedi.
Sarıbal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün Çanakkale'de olduklarını belirterek, Kaz Dağları'ndaki altın arama çalışmalarına değindi.
Kaz dağları başta olmak üzere Bursa İznik, Salda Gölü, Hasankeyf ve Munzur havzası gibi ülkenin birçok yerinde büyük bir doğa katliamı olduğunu savunan Sarıbal, "Yer üstünü bitirip, yer altını darmadağın eden bir yapıyla karşı karşıyayız. Aslında bunun adı rejim sorunudur. Son 16-17 yıldır HES'lerle otoyollarla havaalanlarıyla aklınıza ne gelirse bütün projelerde yetki alan, bu projeleri yapan firmaların şimdi yerin altına nasıl girdiğini görüyoruz. Yerin üstünü talan ettiler, şimdi yerin altını yukarıya çıkarıyorlar. Krizden nemalanmak için yerin üstünde iş yapan firmaların tümü şimdi yer altına saldırıyorlar." dedi.
"Ülkede büyük ekonomik kriz var. Bu krize dayanarak, para gerekçesiyle yer altında, yer üstünde ne varsa saldırıyorlar, Kaz Dağları da bunun bir örneği." diyen Sarıbal, Kaz Dağları'nda 900'den fazla arama ruhsatı olduğunu, Balaban-Kirazlı bölgesinde şu anda 6 bin dönüm ormanın kesildiğini, bunun 2 bin 500 dönümünün tamamen kesildiğini ileri sürdü.
ÇED raporunda 45 bin ağaç belirtildiğini, ancak en az tespitiyle 200 bin ağaç kesileceğini, 70 milyon tondan daha fazla toprağın yer değiştireceğini, 26 bin ton da siyanür kullanılacağını iddia eden Sarıbal, şöyle konuştu:
"Milyonlarca ağacı yok edecek bir zehir o topraklarda saklanacak, tutulacak. 6 yılda orayı talan edecekler. Ama siyanürlü havuzlar için kullandıkları plastik 200 yıl. '6 yıl çalışıp burayı bir harabe olarak bırakıp gideceğiz' diyorlar. Ama o siyanürlü havuzları, çamur, batak kalan kısmı için 150-200 yıllık havuzlar yapacaklar. Demek ki 200 yıl biz bu topraklarda o riski taşıyor olacağız. Çıkardıkları altından ülkemize kalan kısım sadece yüzde 2'lik kısım olacak. 100 kilo altının 2 kilosunu bize bırakacaklar. Temel ölçü de kendilerinin beyanı. Türkiye'nin kurumları bir şey diyemeyecek, onlar ne beyan ediyorsa onun üzerinden yüzde 2 olacak. Yapılan açıklamalara göre çıkarılan altından 6 yıl sonra Türkiye'ye 170 milyon lira para kalacak. Çanakkale'nin yıllık tarımsal hasılası ise 8 milyar lira. Dolayısıyla büyük bir talan, büyük bir yağma, bir rejim üzerinden yürütülüyor. Bu rejimin adı vahşi kapitalist rejimdir. Bir Kızılderili atasözünde dendiği gibi, 'Ormanda son ağaç kesildiğinde beyaz adam paranın yenmeyeceğini anlayacaktır.' Siyasal iktidar parayı seçmiştir."
- "Tarımsal kredi faizlerinin de derhal düşürülmesi gerek"
Yaklaşan Kurban Bayramı'na da değinen Orhan Sarıbal, ithalatçı politikaları eleştirdi. Anadolu türlerinin yok olduğunu, hayvancılığın kan ağladığını savunan Sarıbal, tüketicinin et almaya gücü yokken, Et Balık Kurumu depolarının ise et dolu olduğunu söyledi.
Sığır ve dana karkas üretimi açısından geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 13,69'luk gerileme olduğuna dikkati çeken Sarıbal, tarımsal kredi faizlerinin de derhal düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Soruları da yanıtlayan Sarıbal, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın Kaz Dağları'na yönelik açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine, CHP olarak, orada ilk ağaç kesiminden itibaren mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi. Yargı sürecinin devam ederken, vali emriyle ormanların kesildiğini savunan Sarıbal, Bülent Turan'ın Çanakkale Milletvekili olmasına rağmen, kentin sorunlarıyla ilgilenmediğini iddia etti.
Sarıbal, "Biz, en başından itibaren çevre örgütleri, barolar, ziraat mühendisleri odalarıyla orada ilk ağaç kesildiği andan itibaren eylem yaptık. Yargı süreci devam ediyordu, biz yargıya güvenmeyeceksek, neye güveneceğiz? Yargı süreci devam ederken, vali eliyle bu hale geldi. 15 gün önce yargı 'ÇED uygundur' dedi. O nedenle artık bizim için fiili eylem zamanı gelmişti, dün o yüzden oraya gittik." dedi.
Sarıbal, 13-14 bin olarak aktarılan kesilen ağaç sayısının da gerçeği yansıtmadığını savunarak, kendisinin 300-400 bin ağacın kesildiğini düşündüğünü dile getirdi. Orhan Sarıbal, istemesi halinde Bülent Turan ile bu konu hakkında bir televizyon programında konuşmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Sarıbal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün Çanakkale'de olduklarını belirterek, Kaz Dağları'ndaki altın arama çalışmalarına değindi.
Kaz dağları başta olmak üzere Bursa İznik, Salda Gölü, Hasankeyf ve Munzur havzası gibi ülkenin birçok yerinde büyük bir doğa katliamı olduğunu savunan Sarıbal, "Yer üstünü bitirip, yer altını darmadağın eden bir yapıyla karşı karşıyayız. Aslında bunun adı rejim sorunudur. Son 16-17 yıldır HES'lerle otoyollarla havaalanlarıyla aklınıza ne gelirse bütün projelerde yetki alan, bu projeleri yapan firmaların şimdi yerin altına nasıl girdiğini görüyoruz. Yerin üstünü talan ettiler, şimdi yerin altını yukarıya çıkarıyorlar. Krizden nemalanmak için yerin üstünde iş yapan firmaların tümü şimdi yer altına saldırıyorlar." dedi.
"Ülkede büyük ekonomik kriz var. Bu krize dayanarak, para gerekçesiyle yer altında, yer üstünde ne varsa saldırıyorlar, Kaz Dağları da bunun bir örneği." diyen Sarıbal, Kaz Dağları'nda 900'den fazla arama ruhsatı olduğunu, Balaban-Kirazlı bölgesinde şu anda 6 bin dönüm ormanın kesildiğini, bunun 2 bin 500 dönümünün tamamen kesildiğini ileri sürdü.
ÇED raporunda 45 bin ağaç belirtildiğini, ancak en az tespitiyle 200 bin ağaç kesileceğini, 70 milyon tondan daha fazla toprağın yer değiştireceğini, 26 bin ton da siyanür kullanılacağını iddia eden Sarıbal, şöyle konuştu:
"Milyonlarca ağacı yok edecek bir zehir o topraklarda saklanacak, tutulacak. 6 yılda orayı talan edecekler. Ama siyanürlü havuzlar için kullandıkları plastik 200 yıl. '6 yıl çalışıp burayı bir harabe olarak bırakıp gideceğiz' diyorlar. Ama o siyanürlü havuzları, çamur, batak kalan kısmı için 150-200 yıllık havuzlar yapacaklar. Demek ki 200 yıl biz bu topraklarda o riski taşıyor olacağız. Çıkardıkları altından ülkemize kalan kısım sadece yüzde 2'lik kısım olacak. 100 kilo altının 2 kilosunu bize bırakacaklar. Temel ölçü de kendilerinin beyanı. Türkiye'nin kurumları bir şey diyemeyecek, onlar ne beyan ediyorsa onun üzerinden yüzde 2 olacak. Yapılan açıklamalara göre çıkarılan altından 6 yıl sonra Türkiye'ye 170 milyon lira para kalacak. Çanakkale'nin yıllık tarımsal hasılası ise 8 milyar lira. Dolayısıyla büyük bir talan, büyük bir yağma, bir rejim üzerinden yürütülüyor. Bu rejimin adı vahşi kapitalist rejimdir. Bir Kızılderili atasözünde dendiği gibi, 'Ormanda son ağaç kesildiğinde beyaz adam paranın yenmeyeceğini anlayacaktır.' Siyasal iktidar parayı seçmiştir."
- "Tarımsal kredi faizlerinin de derhal düşürülmesi gerek"
Yaklaşan Kurban Bayramı'na da değinen Orhan Sarıbal, ithalatçı politikaları eleştirdi. Anadolu türlerinin yok olduğunu, hayvancılığın kan ağladığını savunan Sarıbal, tüketicinin et almaya gücü yokken, Et Balık Kurumu depolarının ise et dolu olduğunu söyledi.
Sığır ve dana karkas üretimi açısından geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 13,69'luk gerileme olduğuna dikkati çeken Sarıbal, tarımsal kredi faizlerinin de derhal düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Soruları da yanıtlayan Sarıbal, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın Kaz Dağları'na yönelik açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine, CHP olarak, orada ilk ağaç kesiminden itibaren mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi. Yargı sürecinin devam ederken, vali emriyle ormanların kesildiğini savunan Sarıbal, Bülent Turan'ın Çanakkale Milletvekili olmasına rağmen, kentin sorunlarıyla ilgilenmediğini iddia etti.
Sarıbal, "Biz, en başından itibaren çevre örgütleri, barolar, ziraat mühendisleri odalarıyla orada ilk ağaç kesildiği andan itibaren eylem yaptık. Yargı süreci devam ediyordu, biz yargıya güvenmeyeceksek, neye güveneceğiz? Yargı süreci devam ederken, vali eliyle bu hale geldi. 15 gün önce yargı 'ÇED uygundur' dedi. O nedenle artık bizim için fiili eylem zamanı gelmişti, dün o yüzden oraya gittik." dedi.
Sarıbal, 13-14 bin olarak aktarılan kesilen ağaç sayısının da gerçeği yansıtmadığını savunarak, kendisinin 300-400 bin ağacın kesildiğini düşündüğünü dile getirdi. Orhan Sarıbal, istemesi halinde Bülent Turan ile bu konu hakkında bir televizyon programında konuşmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.