Başkan Şahan'dan Pamuk Açıklaması
Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Güneydoğu Anadolu Bölgesi Pamuk toplantısı sonrası Ziraat Odası Adıyaman İl Başkanı Salih Şahan açıklamalarda bulundu.
Pamukla ilgili olarak Şanlıurfa’da düzenlenen toplantı sonrasında açıklamalarda bulunan Başkan Salih Şahan, “Tekstil ve konfeksiyon sanayimize sağladığı katma değerle vazgeçilmez bir ürün olan pamuk, hammaddesi olduğu tekstil ve konfeksiyon sektörünün yaptığı ihracatla da ekonomimizde önemli bir paya sahiptir. Pamuk ayrıca, emek yoğun bir iş gücü olması nedeniyle istihdama ciddi oranda katkı sunmaktadır. Bir endüstri bitkisi olan pamuk lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayi, linteri ile de kağıt sanayinin ham maddesi durumundadır.
Bunların yanı sıra pamuk çekirdeğinden elde edilen yağ biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca küspesiyle de hayvancılığın gelişmesine önemli bir katkıda bulunan pamuğun ülke ekonomisindeki yeri büyüktür. Ülkemizde 5,2 milyon dekar alanda, 2,6 milyon ton kütlü pamuk üretimi yapılmaktadır. Son 2 yılda üretim artışlarına rağmen üretimin tüketimi karşılama oranı yüzde 60’larda kalmıştır. Ne yazık ki aradaki fark ithalatla karşılanmakta, ithalata da milyarlarca dolar ödenmektedir. Bu nedenle pamuk üretimimizin artırılması önem arz etmektedir. İthalatın önüne geçilmesinin tek yolu pamuk üreticimizi desteklemektir. Pamukta gümrük vergilerini artıramadığımız için iç piyasa pamuk fiyatları dünya fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir. Tüm bu sebepler pamuk fiyatlarının düşmesine, fiyat belirsizliğinin yaşanmasına neden olmaktadır. Henüz ülkemizde hasadın başlamamasına rağmen kütlü pamuğun kilogramının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 TL 70 kuruş ile 3 TL, Ege Bölgesinde 3 TL 40 kuruş ile 3 TL 70 kuruş, Çukurova Bölgesi’nde ise 2 TL 90 kuruş ile 3 TL 10 kuruş arasında olduğu görülmektedir” dedi.
Üreticilerin gider maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Başkan Şahan, “Bildiğiniz üzere, bu yıl ekimin gerçekleştirildiği Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre gübre, mazot, elektrik, zirai ilaç gibi girdilerde önemli oranlarda artışlar yaşanmıştır. Gübrede yaklaşık yüzde 60, elektrikte yüzde 70’in üzerinde artış olmuş, zirai ilaçta ise artış oranı yüzde 100’ü aşmıştır. Üreticilerimizin birim maliyetleri oldukça yüksektir.
Pamuk hasadına çok az bir süre kala bu dönemde, dünya pamuk fiyatlarındaki ciddi düşüş üreticilerimizi endişelendirmektedir. Böylelikle maliyetlerin bu denli yüksek olduğu günümüzde çiftçimizin alınteri olan pamuğun 4 lire 50 Kuruş üzerinden satışı gerçekleşmelidir. Bu nedenle, tarım girdilerinin acilen düşürülmesi, DEDAŞ’ın çiftçiyi bezdiren keyfi uygulamalarından vazgeçmesi, 2019 yılı Destekleme Tebliği bir an evvel açıklanmalıdır. Pamuk primlerinde gerekli düzenleme biran evvel yapılmalı, prim kilogramda en az 1 lira 20 kuruş olacak şekilde belirlenmeli ve pamuğunu satan üreticinin primi hemen ödenmelidir.
Üreticimizin mağduriyetinin giderilmesi ve üretimde kalabilmesi için prim desteğinde dekara üst sınır olarak 500 kilogram kota getirilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Pamukta sürdürülebilirlik için sanayicinin pamuğunu iç piyasadan temin etmesi teşvik edilmelidir. Üreticilerimizin hasat ettiği pamuğun tatminkar bir fiyatla alınması için Çukobirlik, TARİŞ, Antbirlik gibi tarım satış kooperatiflerinin devreye girmesi üreticimizin pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz etmektedir. İthal ürünün ucuzlaması, yerli pamuğun kullanılmasının tamamen önüne geçmiştir. Bu nedenle pamuk ithal eden kullanıcılara ithal ettiği pamuk miktarının yüzde 25’i kadar yerli üretim kullanma zorunluluğu getirilmelidir.
Borsada korbeylerde fiyat oluşmamakta, üretici ürününü satacağı fiyat hakkında bilgi sahibi olamamaktadır. Bu nedenle gerekli mevzuat değişikliği yapılmalı, ticaret borsalarında denetimler artırılmalıdır. Ham bez ithalatı önlenmelidir. Pamukta üreticimiz, tüccarımız, sanayicimiz, esnafımız hemen bütün taraflar çok daha fazla gelir elde edebilir. Yeter ki hakça bir düzen kurulsun, sorunlarımız çözülsün. Bu duygu ve düşüncelerle yaklaşan pamuk hasadının başta üreticimiz olmak üzere bütün taraflar açısından bereketli geçmesini diliyorum” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bunların yanı sıra pamuk çekirdeğinden elde edilen yağ biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca küspesiyle de hayvancılığın gelişmesine önemli bir katkıda bulunan pamuğun ülke ekonomisindeki yeri büyüktür. Ülkemizde 5,2 milyon dekar alanda, 2,6 milyon ton kütlü pamuk üretimi yapılmaktadır. Son 2 yılda üretim artışlarına rağmen üretimin tüketimi karşılama oranı yüzde 60’larda kalmıştır. Ne yazık ki aradaki fark ithalatla karşılanmakta, ithalata da milyarlarca dolar ödenmektedir. Bu nedenle pamuk üretimimizin artırılması önem arz etmektedir. İthalatın önüne geçilmesinin tek yolu pamuk üreticimizi desteklemektir. Pamukta gümrük vergilerini artıramadığımız için iç piyasa pamuk fiyatları dünya fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir. Tüm bu sebepler pamuk fiyatlarının düşmesine, fiyat belirsizliğinin yaşanmasına neden olmaktadır. Henüz ülkemizde hasadın başlamamasına rağmen kütlü pamuğun kilogramının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 TL 70 kuruş ile 3 TL, Ege Bölgesinde 3 TL 40 kuruş ile 3 TL 70 kuruş, Çukurova Bölgesi’nde ise 2 TL 90 kuruş ile 3 TL 10 kuruş arasında olduğu görülmektedir” dedi.
Üreticilerin gider maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Başkan Şahan, “Bildiğiniz üzere, bu yıl ekimin gerçekleştirildiği Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre gübre, mazot, elektrik, zirai ilaç gibi girdilerde önemli oranlarda artışlar yaşanmıştır. Gübrede yaklaşık yüzde 60, elektrikte yüzde 70’in üzerinde artış olmuş, zirai ilaçta ise artış oranı yüzde 100’ü aşmıştır. Üreticilerimizin birim maliyetleri oldukça yüksektir.
Pamuk hasadına çok az bir süre kala bu dönemde, dünya pamuk fiyatlarındaki ciddi düşüş üreticilerimizi endişelendirmektedir. Böylelikle maliyetlerin bu denli yüksek olduğu günümüzde çiftçimizin alınteri olan pamuğun 4 lire 50 Kuruş üzerinden satışı gerçekleşmelidir. Bu nedenle, tarım girdilerinin acilen düşürülmesi, DEDAŞ’ın çiftçiyi bezdiren keyfi uygulamalarından vazgeçmesi, 2019 yılı Destekleme Tebliği bir an evvel açıklanmalıdır. Pamuk primlerinde gerekli düzenleme biran evvel yapılmalı, prim kilogramda en az 1 lira 20 kuruş olacak şekilde belirlenmeli ve pamuğunu satan üreticinin primi hemen ödenmelidir.
Üreticimizin mağduriyetinin giderilmesi ve üretimde kalabilmesi için prim desteğinde dekara üst sınır olarak 500 kilogram kota getirilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Pamukta sürdürülebilirlik için sanayicinin pamuğunu iç piyasadan temin etmesi teşvik edilmelidir. Üreticilerimizin hasat ettiği pamuğun tatminkar bir fiyatla alınması için Çukobirlik, TARİŞ, Antbirlik gibi tarım satış kooperatiflerinin devreye girmesi üreticimizin pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz etmektedir. İthal ürünün ucuzlaması, yerli pamuğun kullanılmasının tamamen önüne geçmiştir. Bu nedenle pamuk ithal eden kullanıcılara ithal ettiği pamuk miktarının yüzde 25’i kadar yerli üretim kullanma zorunluluğu getirilmelidir.
Borsada korbeylerde fiyat oluşmamakta, üretici ürününü satacağı fiyat hakkında bilgi sahibi olamamaktadır. Bu nedenle gerekli mevzuat değişikliği yapılmalı, ticaret borsalarında denetimler artırılmalıdır. Ham bez ithalatı önlenmelidir. Pamukta üreticimiz, tüccarımız, sanayicimiz, esnafımız hemen bütün taraflar çok daha fazla gelir elde edebilir. Yeter ki hakça bir düzen kurulsun, sorunlarımız çözülsün. Bu duygu ve düşüncelerle yaklaşan pamuk hasadının başta üreticimiz olmak üzere bütün taraflar açısından bereketli geçmesini diliyorum” diye konuştu.