Urartular Depreme Karşı 'Kilitli Taş' Kullanmış
Van'da Urartu Kralı 2. Sardur tarafından milattan önce 750 yılında inşa edilen Çavuştepe Kalesi'nde ortaya çıkarılan yapılarda, depreme karşı özel önlemlerin alındığı belirlendi Sarsıntılar nedeniyle yıkılan bölümleri kolonlarla yeniden güçlendiren Urartuların, depremlerde yaşanacak kaymalara karşı da kilitli taşlar kullandığı tespit edildi Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu: 'Urartuların en güzel özelliği, yapıları özellikle kayalık alanlar üzerine inşa etmeleri ve depreme dayanıklı şekilde yapmaları. Duvarlarda akçe geçmez durum söz konusu'
MESUT VAROL - Van'da Urartu Kralı 2. Sarduri tarafından inşa edilen Çavuştepe Kalesi'nde ortaya çıkarılan yapılarda, Urartuların asırlar önce yapıları depremden korumak için özel önlemler aldığı belirlendi.
Gürpınar ilçesinde Urartu Krallığı'nın en parlak döneminde yaptırılan Çavuştepe Kalesi ile kuzeyindeki nekropol alanında yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında 22 kişilik ekiple sürdürülen kazı çalışmalar, surlar, su sarnıçları, kanalizasyon sistemi, tapınaklar ve saray yapılarının bulunduğu kalenin kuzey bölümünde yoğunlaştırıldı.
Yiyecek ve içeceklerin muhafaza edildiği pithosların (büyük küp) bulunduğu depo alanının koruma altına alındığı kalede ortaya çıkarılan yapılar, Urartuların asırlar önce depreme karşı aldığı önlemleri ortaya koydu.
Sarsıntılar nedeniyle yıkılan bazı bölümlerin topraktan yapılan kolonlarla yeniden güçlendirildiği kalede, bazalt taşlarından inşa edilen bölümlerde ise depremde yaşanması muhtemel kaymalara karşı kilitli taşların kullanıldığı tespit edildi.
Bu yıl sürdürülen çalışmalarda, deprem etkisiyle yıkılan duvarların yeniden yapılarak eski görkemine kavuşturulması hedefleniyor.
Prof. Dr. Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çavuştepe'de dış duvarların büyük kısmının traverten taşlardan inşa edildiğini belirterek, yaklaşık 2 bin 800 yıl geçmesine rağmen duvarların hala ilk günkü gibi kaldığını söyledi.
- "Yeni inşaat teknikleri kullanmışlar"
Her yüz yılda bir deprem geçirmesine rağmen kalenin taşlarında herhangi bir oynamanın olmadığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Urartuların en güzel özelliği, yapıları özellikle kayalık alanlar üzerine inşa etmeleri ve depreme dayanıklı şekilde yapmaları. Duvarlarda akçe geçmez (Taş duvar işlerinde derzsiz ya da sıfır derz anlamında kullanılan terim) durum söz konusu. Çavuştepe Kalesi'nde muhtemelen bir deprem ağır hasara sebebiyet vermiş. Kalenin ortasındaki binada oluşan hasar yeniden tamir edilmiş. Bunu yaparken de duvarları desteklemek maksadıyla yeni inşaat teknikleri kullanmışlar. Yaşanabilecek depremlerde şehir zarar görmesin diye ikinci bir önlem almışlar."
Kale duvarlarında kullanılan taşların zımparalanması için kum taşlarının kullanıldığını ifade den Çavuşoğlu, çelikleme tekniğini ilk kullanan uygarlık olan Urartuların, kum taşlarıyla kesilen taşları düzleştirdiğini aktardı.
- Özel harç kullanmışlar
Urartuların kale duvarlarında kimyasal analizler yaptıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Urartular, pirinci elde eden ilk uygarlıklardan biri. Madenleri eriterek karıştırma geleneğini iyi biliyorlar. Harçta da kimyasallar kullanmışlar. Bu bizi çok şaşırtıyor. Çünkü yaşadıkları mekanların altına kalker tozundan kireç dökmüşler. Bu, haşere ve böceklere karşı bir önlemdir. Urartuların çok hijyenik olduklarını gösteriyor. En önemlisi, zanaatin çok ileri olduğu görülüyor. Hem mimari hem de diğer sanat dallarında bunu görebiliyoruz."
Kaynak: AA
Gürpınar ilçesinde Urartu Krallığı'nın en parlak döneminde yaptırılan Çavuştepe Kalesi ile kuzeyindeki nekropol alanında yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında 22 kişilik ekiple sürdürülen kazı çalışmalar, surlar, su sarnıçları, kanalizasyon sistemi, tapınaklar ve saray yapılarının bulunduğu kalenin kuzey bölümünde yoğunlaştırıldı.
Yiyecek ve içeceklerin muhafaza edildiği pithosların (büyük küp) bulunduğu depo alanının koruma altına alındığı kalede ortaya çıkarılan yapılar, Urartuların asırlar önce depreme karşı aldığı önlemleri ortaya koydu.
Sarsıntılar nedeniyle yıkılan bazı bölümlerin topraktan yapılan kolonlarla yeniden güçlendirildiği kalede, bazalt taşlarından inşa edilen bölümlerde ise depremde yaşanması muhtemel kaymalara karşı kilitli taşların kullanıldığı tespit edildi.
Bu yıl sürdürülen çalışmalarda, deprem etkisiyle yıkılan duvarların yeniden yapılarak eski görkemine kavuşturulması hedefleniyor.
Prof. Dr. Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çavuştepe'de dış duvarların büyük kısmının traverten taşlardan inşa edildiğini belirterek, yaklaşık 2 bin 800 yıl geçmesine rağmen duvarların hala ilk günkü gibi kaldığını söyledi.
- "Yeni inşaat teknikleri kullanmışlar"
Her yüz yılda bir deprem geçirmesine rağmen kalenin taşlarında herhangi bir oynamanın olmadığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Urartuların en güzel özelliği, yapıları özellikle kayalık alanlar üzerine inşa etmeleri ve depreme dayanıklı şekilde yapmaları. Duvarlarda akçe geçmez (Taş duvar işlerinde derzsiz ya da sıfır derz anlamında kullanılan terim) durum söz konusu. Çavuştepe Kalesi'nde muhtemelen bir deprem ağır hasara sebebiyet vermiş. Kalenin ortasındaki binada oluşan hasar yeniden tamir edilmiş. Bunu yaparken de duvarları desteklemek maksadıyla yeni inşaat teknikleri kullanmışlar. Yaşanabilecek depremlerde şehir zarar görmesin diye ikinci bir önlem almışlar."
Kale duvarlarında kullanılan taşların zımparalanması için kum taşlarının kullanıldığını ifade den Çavuşoğlu, çelikleme tekniğini ilk kullanan uygarlık olan Urartuların, kum taşlarıyla kesilen taşları düzleştirdiğini aktardı.
- Özel harç kullanmışlar
Urartuların kale duvarlarında kimyasal analizler yaptıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Urartular, pirinci elde eden ilk uygarlıklardan biri. Madenleri eriterek karıştırma geleneğini iyi biliyorlar. Harçta da kimyasallar kullanmışlar. Bu bizi çok şaşırtıyor. Çünkü yaşadıkları mekanların altına kalker tozundan kireç dökmüşler. Bu, haşere ve böceklere karşı bir önlemdir. Urartuların çok hijyenik olduklarını gösteriyor. En önemlisi, zanaatin çok ileri olduğu görülüyor. Hem mimari hem de diğer sanat dallarında bunu görebiliyoruz."