'Aşı Karşıtlığı Toplum Sağlığını Tehdit Ediyor'

Aşı karşıtlığı nedeniyle ABD ve Avrupa ülkelerinde yeniden baş gösteren kızamık hastalığı özellikle çocukları tehdit ediyor.

'Aşı Karşıtlığı Toplum Sağlığını Tehdit Ediyor'
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Özer Akgül, aşı yaptırmamanın toplum için oluşturduğu tehlikeyi ve aşı biliminin en son geldiği noktayı anlattı. Akgül, bazı kanser türlerine karşı etkin aşıların geliştirildiğini, diğer kanser türleri için de çalışmaların devam ettiğini belirtti.

ABD ve Avrupa ülkelerinde giderek artan aşı karşıtlığı, kızamık gibi toplumu tehdit eden hastalıkların yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Geçtiğimiz Mart ayında ABD’nin New York Eyaleti’nde baş gösteren kızamık salgınında 153 çocuk kızamık hastalığına yakalanmıştı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre aşılamayla önlenebilen kızamık vakaları 2018 yılında bir önceki yıla göre üç kat artmış, Avrupa çapında kızamığa yakalananların sayısı 82 bin 500’ü bulmuştu.

Aşı olmanın önemine değinen İAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Özer Akgül, aşı karşıtlığının toplum sağlını tehdit ettiğini belirterek, “Aşı ile bağışıklama, tıbbi başarıların en önemlilerinden biridir” ifadelerini kullandı.

‘Aşılama her yıl dünya çapında 3 milyon hayat kurtarıyor’

Dr. Akgül aşılamanın önemini, “Aşılanma ile her yıl dünya çapında yaklaşık 3 milyon hayat kurtarılmakta ve aşı ile önlenebilir hastalıklardan kaynaklanan salgın ve hastaneye yatışların önlenmesine yardımcı olunmaktadır. Aşı ile önlenebilen hastalıklar arasında, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, çocuk felci, hepatit A ve B, suçiçeği ve grip gibi viral hastalıklar ile tüberküloz, difteri, boğmaca, tetanos, menenjit gibi bakteriyel hastalıklar bulunmaktadır. Etkinliği yüzde 100 olan bir aşı yoktur, ortalama etkinlik aşının çeşidine ve bağışıklık sistemine bağlı olarak %85-99 arasında değişmektedir. Bu yüksek etkinlik oranları birey korunmasındaki değerler olup, aşının asıl başarısı yaygın aşılama programlarına uyan toplumlarda görülen kitle başarısı ile ilişkilidir. Aşı yaptırmayan bireylerde aşı ile önlenebilen bu ölümcül hastalıkların görülebilme olasılığı yeniden ortaya çıkmakta ve toplumsal bir tehdit oluşabilmektedir” sözleriyle ifade etti.

‘Aşı karşıtlığının bilimsel bir tarafı yok’

Aşı karşıtlığının bilimsel olarak savunulamayacağının altını çizen Özer, “1800’lü yılların başında başlayan yaygın aşılama girişimi, 1850’li yıllarda İngiltere’de zorunlu hale gelmiştir. 1900’lü yılların başında Amerika’daki bir konferansta aşı karşıtlığı hareketine temel oluşturabilecek bir bildiri yayınlanmış ve bu yaklaşım internet erişiminin artmasına paralel olarak yanlış bilgilerin yayılımı ile birlikte günümüze kadar artarak devam etmiştir. Aşı karşıtlığının temelinde, aşıların otizme neden olabileceği, çocukların bağışıklık sisteminin bu kadar çok aşıyı kaldıramayacağı, aşıların güvenli veya etkili olmadığı, zorunlu aşılamanın insan haklarına aykırı olduğu, hastalanmanın aşılamadan daha iyi olduğu ve vücut direncini arttıran ilaçların aşı yerine kullanılabileceği gibi argümanlar bulunmaktadır. Ancak, burada değinilen ve aşı karşıtlığına dayanak olduğu söylenen hiçbir iddianın bilimsel bir dayanağının olmadığı unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.

‘Bazı kanser türlerine karşı etkin aşı geliştirilmiş durumda’

Aşı biliminin geleceğinden de bahseden Dr. Özer, “Teknolojik gelişime paralel olarak aşı biliminde de kayda değer ilerlemeler olmaktadır. Ancak yine de günümüzde sadece bazı bakteri ve virüslere karşı etkin aşılar bulunmakta, diğer mikroorganizma gruplarından olan parazit ve mantarlara karşı etkin bir aşı bulunmamaktadır. Özellikle gebeliğin erken dönemindeki bebeklerde ölü doğum, körlük, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar gibi ciddi sorunlara yol açabilen Toxoplasma gondii parazitine karşı etkin aşı geliştirme çalışmaları hızla sürmektedir. Geliştirilen etkin tedaviler ile normal yaşam süresi ve kalitesine ulaşılan insan bağışıklık yetmezlik virüsü (HIV) için ise, toplum bağışıklanması ve tam tedavi sağlanması amacıyla aşı çalışmaları devam etmektedir. Korunma değil tedavi amaçlı uygulanan ve son dönemde gündeme gelen kanser aşısı ile ilgili araştırmalar, henüz aşısı bulunamayan kanser türlerinde de etkin olabilecek aşıları geliştirme amacıyla hızla devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA