ANALİZ - Üniversite Bölüm Tercihlerinde Ne Seçiyoruz? Bölüm, Meslek Ve Kariyer
Tercih yaparken öncelikle dikkate alınması gereken konu, öğrencinin kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğunun ortaya konulmasıdır Meslekler hakkında bilgi toplarken özellikle mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri üzerinde önemle durulmalı, zira kişiliğe uygun olmayan bir meslek tercihi, iş tatmini düşüklüğü, işi yerine başka alanlara yönelme, verim ve performans düşüklüğü gibi sonuçlar doğurmaktadır.
İSTANBUL -NİHAT ERDOĞMUŞ- Üniversite sınavı sonrası bölüm tercihleri gençlerin hayatlarının en kritik seçimlerinden birisi. Bu karar öğrencilerin bundan sonraki hayatları için oldukça belirleyici bir etkiye sahip. Bugünlerde yapılan üniversite ve bölüm tercihleri umut ve beklenti yanında, belirsizlik, endişe ve gerginlik meydana getirmektedir. Seçilecek üniversite ve bölüm ne kadar doğru görünse de yine de tam anlamıyla tatmin olabilmek zor. Bana uygun meslek nedir? Yükselen meslekler neler? Hangi mesleklere yönelmeli? Üniversite mi bölüm mü öne çıkmalı? Şu an yapılan tercih doğru olmazsa ileride meslek değiştirilebilir mi? Bunlar ve bunlara benzer sorular sıkça öğrencilerin ve velilerin zihnini meşgul etmektedir.
Günümüzde bölüm ya da meslek tercihi, dinamik bir süreç olarak ele alınmakta, bir defa yapılan ve ömür boyu devam edecek bir tercih olarak düşünülmemektedir. Zamanla kişiler yeni bilgi ve beceriler kazandıkça gelişip değişmekte, aynı şekilde iş ve mesleklerin niteliği de değişmekte. Bu yüzden kişiler ile bölüm ve meslek eşleştirmesini, hem kişilerin gelişip değiştiği hem de mesleklerin değiştiği kabulüne dayalı olarak, süreklilik gösteren dinamik bir seçim olarak kabul etmek gerekmekte. Bu kabul bizi, meslek seçiminde önem ve önceliğin kişinin özelliklerinin belirlenmesi verilmesi ve buna göre mesleklere yönelmeye götürmektedir.
Bu yazıda üniversite ve bölüm tercihi kariyer seçimi çerçevesinde ele alınmaktadır. Üniversite ve bölüm seçimini meslek seçiminden daha geniş ele alarak, hayat boyu sürecek kariyer yolculuğunun başlangıcı olarak ele alma önerilmektedir. Bu sürecin adımları sırasıyla a) tercih yapacak kişinin kim olduğu ve özelliklerinin belirlenmesi, b) bu kişilik özelliklerine uygun mesleklerin belirlenmesi ve c) seçilen meslekleri kazandıracak bölümlerin tercih edilmesi olarak sıralanabilir. Bu adımlara karşılık gelen üç soruya vereceğimiz cevaplar doğru bir seçim sürecine bizi götürecektir. Öğrencilerin kendilerine soracakları bu sorular: Ben kimim ve özelliklerim neler? Bana uygun meslek nedir? Hangi bölümü tercih etmeliyim? Bu temel sorulardan sonra, meslek ve bölüm seçimine daha geniş bir perspektif sunan kariyer seçimi yaklaşımı sunulmaktadır.
- Ben kimim ve özelliklerim neler?
Bugünlerde sıkça karşılaştığımız soru “oğlum/kızım X puanı aldı, nereyi tercih etsin?”. Bu soru aslında bölüm seçiminde etkili olan temel yaklaşımı göstermekte. Öğrencilerin puanlarına göre bir bölüme yerleşmesi düşüncesi tercihlerde çok belirleyici. Sınav maratonunun yorucu olması, öğrenci ve ailelerine getirdiği maddi ve manevi yük, mezuniyet sonrası işe yerleşme ihtiyacı gibi faktörler öncelikle puana göre bölüm tercihine odaklanmanın başlıca sebepleri arasında. Bu düşünceden hareketle, önce alınan puana göre girilebilecek yerler araştırılmakta, ardından mezun olduktan sonra bölümün sağlayacağı imkanlar değerlendirilmekte, sonra üniversite ve bölümün eğitim kalitesi ve akademik kadrosuna bakılmakta ve tercihler yapılmaktadır. Bu süreçte her şeyin yanlış olduğunu iddia etmek haksızlık olur. Ancak süreçte öncelik sırasının değişmesi ve iyileşmesi gereken bazı noktaların olduğu da açık.
Üniversiteye bölüm tercihi sürecinde öncelikle sorulması gereken soru öğrencinin kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğu sorusudur. Çoğu zaman tercih yapacak öğrencinin kim olduğu hemen hemen hiç dikkate alınmamaktadır. Öğrencinin özelliklerini ihmal eden tercihler, sonuçları uzun vadede ortaya çıkacak çok tehlikeli bir duruma işaret etmekte. Puanı ya da prestiji yüksek olduğu için seçilen ancak öğrencinin kişilik özellikleri ile uyumlu olmayan bir bölüm tercihi önemli bir potansiyel soruna işaret etmekte. Öğrencinin böyle bir tercihi sonucu, hem öğrencilik yıllarında, hem de iş hayatında sürekli yeni arayışlar, alanına yoğunlaşamama, zaman kaybı, tatminsizlik ve verimsizlik gibi sonuçlar ortaya çıkmakta.
Bu çerçevede tercih yaparken öncelikle dikkate alınması gereken konu, öğrencinin kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğunun ortaya konulmasıdır. Öğrenci ve ailesi bir araya gelerek öncelikle öğrencinin önem verdiği şeyler, yapmaktan hoşlandığı şeyler, öne çıkan kişilik özellikleri ve becerilerini konuşmalı. Bu konuda bilgi verebilecek yakınları ve öğretmenleri gibi kişilerden destek alınmalı. İmkan varsa öğrenciyi tanımada ilgi ve kişilik testi gibi seçim testleri kullanılmalı. Burada önerim, ailelerin yapıcı bir ortamda öğrencinin özelliklerini konuşmak için bir araya gelmesi, öğrencinin öne çıkan özelliklerini birlikte belirlemeye çalışması. Bunu yaparken öğrencinin kendi tespitleri de özellikle dinlenilmeli. Bu konu, bu aşamada öğrencinin puanından bağımsız ele alınmalı. Aile içi öğrenciyi tanımaya ve anlamaya yönelik bu değerlendirmede konuşma ortamı oldukça önemli ve çocukların üzerinde baskı hissetmeden bu yapılmalı. Bölüm tercihine buradan başlanıldığı zaman süreç bizi daha farklı bir yöne götürmektedir.
Öğrenciyi tanımaya yönelik analizinde, tercihte bulunacak öğrencinin değerleri, ilgileri, yetenekleri, kişiliği hakkında bilgi toplanır ve analiz edilir. Öğrenci hakkında bilgi toplama sürecinde birden çok kişi ve kaynaktan bilgi toplanmalı, mümkünse bu konuda güvenilir testler kullanılmalı. Öğrenciyi tanımaya yönelik analizin sistematik yapılması çok önemlidir. Buna imkan olmadığında en azından şu sorular üzerinde düşünmek, bu sorulara cevap bulmaya çalışmak öğrenciyi tanımaya yardımcı olacaktır. Bu sorular: Öğrenci kimdir? Onun için hayatta neler önemli? Neleri yapmaktan hoşlanıyor? Hangi alanlarda kabiliyeti var? Kişiliğinin öze çıkan yönleri neler? Bu soruların yapıcı bir havada sorulması ve cevaplanmaya çalışılması bölüm seçimi için çok önemli bir başlangıç olacaktır.
- Bana uygun meslek nedir?
Öğrencinin özellikleri ve öne çıkan yönleri belirlendikten sonra, bu özelliklere uygun mesleklerin araştırılmasına geçilmeli. Bu aşamada da puan sıralamasına bakılmadan uygun bölüm araştırılmalı. İş dünyası ve meslekler hakkında gerçekçi bilgiye sahip olmak bu aşamada çok önemli. Meslekler hakkında bilgi toplarken; meslekte yürütülen faaliyetler, yapıldığı ortam, kullanılan araç ve gereç, çalışma sistemi ve süreleri, mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri, mesleğin ekonomik getirisi gibi konularda bilgi toplanmalı ve bu bilgiler analiz edilmelidir. Meslekler hakkında bilgi toplarken özellikle mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri üzerinde önemle durulmalı. Çünkü kişiliğe uygun olmayan bir meslek tercihi, iş tatmini düşüklüğü, işi yerine başka alanlara yönelme, verim ve performans düşüklüğü gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Meslekleri araştırırken mesleğin, mevcut koşulları, mesleğin geleceği, mesleğin sunacağı fırsatlar, muhtemel gelir düzeyi vb. bilgileri dikkate alınmalı. Tek başına mesleğin getireceği kazanç gibi sınırlamaya gitmeden meslek bütüncül ele alınmalı. Meslekler hakkında bilgi toplarken, yazılı dokümanlar, rehberlik servislerinin verdiği bilgiler önemli olmakla birlikte çeşitli kaynaklardan bilgi toplama tercih edilmeli. Meslek uzun yıllar yapılacağı için mesleğin yapıldığı ortam ve mesleği yapan kişilerden bilgi alarak meslek hakkında doğru bilgi elde edilmeli. Mesleğin görünür yönü ve prestijine aldanmadan, mesleğin mutfağını görmeyi sağlayacak bilgi ve gözlemler mesleği tüm yönleriyle tanımaya katkı sağlayacaktır. Yine meslek hakkında bilgi toplarken, bu mesleğin yaygın olduğu sektörler ve işletmeler/kurumlar da incelenmeli.
Meslekler ve çalışma alanları hakkında bilgi toplarken mesleğin bugünü ve geleceği hakkında gerçekçi bilgiler toplanmalıdır. Seçilen mesleğin sadece bugünkü durumunu dikkate almak yerine, sonraki yıllarda da başka alanlara geçişi kolaylaştıracak olmasına dikkat edilmelidir.
- Hangi bölümü tercih etmeliyim?
Öğrencinin kendisini analiz etmesi ve bu özelliklere uygun mesleklerin belirlenmesi aşamasından sonra bölüm tercihine geçilmeli. Öğrencinin puanı dikkate alınarak uygun bölümün bulunduğu üniversiteler incelenmeli. Üniversitelerin bilinirliği, geçmişi, eğitim ve öğretim kalitesi, akademik kadrosu, öğrencilere sunduğu imkanlar gibi kriterlere göre üniversiteler karşılaştırılarak en avantajlı görülen üniversite seçilmeli. Bölüm seçimi sırasında bölümün kendisi kadar seçilen üniversitenin öğrenciye kazandırdıkları da dikkate alınmalı. Bölüm seçimi sırasında, seçilen bölümün ilerleyen yıllarda ne tür kariyer açılımlarına ve yeni alanlara geçişe imkan sağlayacağı ayrıca dikkate alınmalı.
Öğrencinin özellikleri ve meslekler hakkında sahip olunan bu bilgilerin analiz edilmesinden sonra, giriş puanının yettiği ve kişilik ile mesleğin en iyi şekilde eşleştiği bölümler sıralanarak tercih şekillendirilmeli. Üniversiteye girişte yapılan bu tercihin önemli bir başlangıç olduğu kabul edilmeli, bununla beraber üniversite yılları ve iş hayatında da kişilerin karşısına yeni tercih ve fırsatların çıkacağı unutulmamalıdır. Üniversite yıllarında çap, yan dal ve bölüm değiştirme, kısmi zamanlı çalışma ve staj gibi imkanlar değerlendirilmeli. Çevremizdeki gelişmelerin fırsata dönüşmesinin bizim onları fark edebilmemiz ve değerlendirmemize bağlı olduğunun altını çizmekte yarar var. Bu yüzden kariyer söz konusu olduğunda kendi farkındalığımızı artırmak ve çevremize duyarlı olmak, çevremizdeki imkân ve fırsatları değerlendirmek önemlidir. Burada dile getirilen imkan ve fırsatların değerlendirilmesi olumlu anlamda kullanılmaktadır. Yani çaba ve gayret göstermek, çevreye duyarlı olmak, kişiye uygun iş ve ortamları aramak anlamındadır.
- Bir yolculuk olarak kariyer
Kariyer kavramı gündelik dilde bazen çok pozitif anlamlar bazen de çok negatif anlamlar yüklenilen bir kavram. Kariyer, bir kişinin çalışma hayatı boyunca bulunduğu pozisyonlar (görevler) ve bu pozisyonlara yönelik tutumudur. Yani bir kişinin çalışma hayatına başlaması, çalışma hayatında ilerlediği adımlar ve bu sırada yaptığı işlere yönelik tutumu (sevip sevmemesi) olarak tanımlanabilir. Kariyeri popüler anlamda kullanmak yerine, kişinin kendini tanıdığı; özelliklerine uygun işler yapmak gerekli eğitim, bilgi, beceri ve deneyimi kazandığı; bunlara uygun ve severek işler yaptığı bir süreç olarak ele almak daha doğrudur. Daha öz bir ifade ile kariyer “kişiye uygun çalışma hayatı” olarak ifade edilebilir. Kariyer ve meslek çoğu zaman aynı anlamda kullanılsa da farklı anlamları bulunmakta. Kariyer, meslekten daha geniş bir anlama sahip. Günümüzde meslek yerine kariyer kavramını kullanmak daha uygun görünüyor. Bu yüzden üniversite ve bölüm tercihlerinde meslek seçimi yerine, kariyer seçimi yaptığımız söyleyebiliriz. Kariyer seçimi üniversite ve bölüm seçerken sadece günümüzü dikkate almak yerine uzun vadeli bir bakışa sahip olmak ve çalışma hayatının bütününü dikkate alarak seçim yapmak demek.
Kariyer seçimi yaklaşımı şu şekilde açıklanabilir. Öğrenciler başlangıçta bir meslek seçseler bile, zaman içinde iş ve meslek değişiklikleri yaşanabilmektedir. Mezuniyet sonrası öğrenci önce mezun olduğu ya da iş bulabildiği bir alanda çalışmaya başlamaktadır. Sonraki yıllarda öğrenci ilgili alanda çalışmaya devam edebileceği gibi, kendi işini kurmak da dâhil yeni tercihlerle ve fırsatlarla karşı karşıya gelebilmekte. Bu yüzden meslek seçimini yaşam boyu devam eden bir karar verme süreci olarak kabul etmek doğru olacaktır. Kariyer geliştirme olarak da ifade edilen bu süreç, kişilerin iş hayatlarında zaman zaman yeni tercihler yapacakları ya da yapmak zorunda kalacakları bir yolculuk olarak görülebilir. Kariyer seçimi yaklaşımına göre, üniversiteye girerken yapılan tercih çok önemli olmakla birlikte, sadece bir başlangıçtır. İlk yıllardaki bu tercih önemli olmakla birlikte, kişiler sonraki yıllarda sık sık seçim ve tercihlerle karşı karşıya kalacaklardır. Bu yüzden kariyer seçimini bir karar verme süreci olarak ele almak ve yaşam boyu gerekli bir beceri olarak kariyer kararı verme becerisini geliştirmek önem kazanmakta.
Kariyer kararı vermek ilk yıllarda zor olmakla beraber ilerleyen yıllarda daha kolay gibi görünmektedir. Halbuki iş hayatının ilerleyen yıllarında karşı karşıya kalınacak seçim ve tercihler, üniversiteye girişte yapılan tercihten daha az riskli veya daha kolay değil. Üniversiteye girişte bir bölüm seçmek mi daha zor? Yoksa mesleğini sevmediği için değiştirmek zorunda kalmak veya daha iyi bir iş teklifi geldiği zaman mevcut durumunu değiştirmek mi? Bu soru öğrencilere sorulduğu zaman bölüm seçmek diyeceklerdir. Çalışma hayatındaki kişilere sorduğumuz zaman ise ikincisinin daha zor olduğu ifade edilecektir. Kariyer seçimi yaklaşımı bize kariyer seçimi yapmanın bir tercih olduğu, tercih sırasında bazı şeyleri tercih ederken bazı şeyleri dışarıda bırakabilme iradesini göstermektedir. Bu yüzden kariyer seçimi kararı önemli bir karar olup, kariyer kararı verme hayat boyu gerekli ve geliştirilmesi önemli bir beceri olarak dikkat çekmektedir.
Günümüzde kariyeri gelişimsel bir süreç olarak ele almak gerekmekte. Bu süreçte, üniversitede okunacak bölümün seçimi, üniversitede bölümler arası muhtemel yatay geçişler ile çalışma hayatında iş, işletme ve meslekler arası geçişi de dikkate alan bütüncül bir bakışa sahip olmak önemli. Zaman içinde kişilerin geliştiği, istek ve beklentilerinde değişimler olduğu açık. Yine çalışma hayatında işler ve meslekler de değişmekte, yeni çalışma biçimleri ortaya çıkmakta. Bu yüzden kariyer seçimi yaklaşımı, meslek seçimini bir defa yapılan ve ömür boyu devam eden bir süreç olarak görmez. Kariyer seçimi yaşam boyu devam eden dinamik bir süreç olarak kabul edilir ve kişinin her zaman istihdam edilebilir olmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donanması üzerinde durur.
Öğrencilerin bugünlerde yapacakları üniversite ve bölüm tercihlerinde kişilik özelliklerinin farkında olarak, bu özelliklere uygun mesleklerin belirlenmesi ve buna uygun bölümler ve üniversiteler seçmeleri önemli. Bununla birlikte bu seçimin bir başlangıç olduğu, ilerleyen yıllarda yeni tercih ve seçimlerin yapılacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden bölüm seçerken, kariyer seçimi perspektifine sahip olmak tercihlerin daha nitelikli olması sonucunu doğuracaktır.
[Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesidir]
Kaynak: AA
Günümüzde bölüm ya da meslek tercihi, dinamik bir süreç olarak ele alınmakta, bir defa yapılan ve ömür boyu devam edecek bir tercih olarak düşünülmemektedir. Zamanla kişiler yeni bilgi ve beceriler kazandıkça gelişip değişmekte, aynı şekilde iş ve mesleklerin niteliği de değişmekte. Bu yüzden kişiler ile bölüm ve meslek eşleştirmesini, hem kişilerin gelişip değiştiği hem de mesleklerin değiştiği kabulüne dayalı olarak, süreklilik gösteren dinamik bir seçim olarak kabul etmek gerekmekte. Bu kabul bizi, meslek seçiminde önem ve önceliğin kişinin özelliklerinin belirlenmesi verilmesi ve buna göre mesleklere yönelmeye götürmektedir.
Bu yazıda üniversite ve bölüm tercihi kariyer seçimi çerçevesinde ele alınmaktadır. Üniversite ve bölüm seçimini meslek seçiminden daha geniş ele alarak, hayat boyu sürecek kariyer yolculuğunun başlangıcı olarak ele alma önerilmektedir. Bu sürecin adımları sırasıyla a) tercih yapacak kişinin kim olduğu ve özelliklerinin belirlenmesi, b) bu kişilik özelliklerine uygun mesleklerin belirlenmesi ve c) seçilen meslekleri kazandıracak bölümlerin tercih edilmesi olarak sıralanabilir. Bu adımlara karşılık gelen üç soruya vereceğimiz cevaplar doğru bir seçim sürecine bizi götürecektir. Öğrencilerin kendilerine soracakları bu sorular: Ben kimim ve özelliklerim neler? Bana uygun meslek nedir? Hangi bölümü tercih etmeliyim? Bu temel sorulardan sonra, meslek ve bölüm seçimine daha geniş bir perspektif sunan kariyer seçimi yaklaşımı sunulmaktadır.
- Ben kimim ve özelliklerim neler?
Bugünlerde sıkça karşılaştığımız soru “oğlum/kızım X puanı aldı, nereyi tercih etsin?”. Bu soru aslında bölüm seçiminde etkili olan temel yaklaşımı göstermekte. Öğrencilerin puanlarına göre bir bölüme yerleşmesi düşüncesi tercihlerde çok belirleyici. Sınav maratonunun yorucu olması, öğrenci ve ailelerine getirdiği maddi ve manevi yük, mezuniyet sonrası işe yerleşme ihtiyacı gibi faktörler öncelikle puana göre bölüm tercihine odaklanmanın başlıca sebepleri arasında. Bu düşünceden hareketle, önce alınan puana göre girilebilecek yerler araştırılmakta, ardından mezun olduktan sonra bölümün sağlayacağı imkanlar değerlendirilmekte, sonra üniversite ve bölümün eğitim kalitesi ve akademik kadrosuna bakılmakta ve tercihler yapılmaktadır. Bu süreçte her şeyin yanlış olduğunu iddia etmek haksızlık olur. Ancak süreçte öncelik sırasının değişmesi ve iyileşmesi gereken bazı noktaların olduğu da açık.
Üniversiteye bölüm tercihi sürecinde öncelikle sorulması gereken soru öğrencinin kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğu sorusudur. Çoğu zaman tercih yapacak öğrencinin kim olduğu hemen hemen hiç dikkate alınmamaktadır. Öğrencinin özelliklerini ihmal eden tercihler, sonuçları uzun vadede ortaya çıkacak çok tehlikeli bir duruma işaret etmekte. Puanı ya da prestiji yüksek olduğu için seçilen ancak öğrencinin kişilik özellikleri ile uyumlu olmayan bir bölüm tercihi önemli bir potansiyel soruna işaret etmekte. Öğrencinin böyle bir tercihi sonucu, hem öğrencilik yıllarında, hem de iş hayatında sürekli yeni arayışlar, alanına yoğunlaşamama, zaman kaybı, tatminsizlik ve verimsizlik gibi sonuçlar ortaya çıkmakta.
Bu çerçevede tercih yaparken öncelikle dikkate alınması gereken konu, öğrencinin kim olduğu ve hangi özelliklere sahip olduğunun ortaya konulmasıdır. Öğrenci ve ailesi bir araya gelerek öncelikle öğrencinin önem verdiği şeyler, yapmaktan hoşlandığı şeyler, öne çıkan kişilik özellikleri ve becerilerini konuşmalı. Bu konuda bilgi verebilecek yakınları ve öğretmenleri gibi kişilerden destek alınmalı. İmkan varsa öğrenciyi tanımada ilgi ve kişilik testi gibi seçim testleri kullanılmalı. Burada önerim, ailelerin yapıcı bir ortamda öğrencinin özelliklerini konuşmak için bir araya gelmesi, öğrencinin öne çıkan özelliklerini birlikte belirlemeye çalışması. Bunu yaparken öğrencinin kendi tespitleri de özellikle dinlenilmeli. Bu konu, bu aşamada öğrencinin puanından bağımsız ele alınmalı. Aile içi öğrenciyi tanımaya ve anlamaya yönelik bu değerlendirmede konuşma ortamı oldukça önemli ve çocukların üzerinde baskı hissetmeden bu yapılmalı. Bölüm tercihine buradan başlanıldığı zaman süreç bizi daha farklı bir yöne götürmektedir.
Öğrenciyi tanımaya yönelik analizinde, tercihte bulunacak öğrencinin değerleri, ilgileri, yetenekleri, kişiliği hakkında bilgi toplanır ve analiz edilir. Öğrenci hakkında bilgi toplama sürecinde birden çok kişi ve kaynaktan bilgi toplanmalı, mümkünse bu konuda güvenilir testler kullanılmalı. Öğrenciyi tanımaya yönelik analizin sistematik yapılması çok önemlidir. Buna imkan olmadığında en azından şu sorular üzerinde düşünmek, bu sorulara cevap bulmaya çalışmak öğrenciyi tanımaya yardımcı olacaktır. Bu sorular: Öğrenci kimdir? Onun için hayatta neler önemli? Neleri yapmaktan hoşlanıyor? Hangi alanlarda kabiliyeti var? Kişiliğinin öze çıkan yönleri neler? Bu soruların yapıcı bir havada sorulması ve cevaplanmaya çalışılması bölüm seçimi için çok önemli bir başlangıç olacaktır.
- Bana uygun meslek nedir?
Öğrencinin özellikleri ve öne çıkan yönleri belirlendikten sonra, bu özelliklere uygun mesleklerin araştırılmasına geçilmeli. Bu aşamada da puan sıralamasına bakılmadan uygun bölüm araştırılmalı. İş dünyası ve meslekler hakkında gerçekçi bilgiye sahip olmak bu aşamada çok önemli. Meslekler hakkında bilgi toplarken; meslekte yürütülen faaliyetler, yapıldığı ortam, kullanılan araç ve gereç, çalışma sistemi ve süreleri, mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri, mesleğin ekonomik getirisi gibi konularda bilgi toplanmalı ve bu bilgiler analiz edilmelidir. Meslekler hakkında bilgi toplarken özellikle mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri üzerinde önemle durulmalı. Çünkü kişiliğe uygun olmayan bir meslek tercihi, iş tatmini düşüklüğü, işi yerine başka alanlara yönelme, verim ve performans düşüklüğü gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Meslekleri araştırırken mesleğin, mevcut koşulları, mesleğin geleceği, mesleğin sunacağı fırsatlar, muhtemel gelir düzeyi vb. bilgileri dikkate alınmalı. Tek başına mesleğin getireceği kazanç gibi sınırlamaya gitmeden meslek bütüncül ele alınmalı. Meslekler hakkında bilgi toplarken, yazılı dokümanlar, rehberlik servislerinin verdiği bilgiler önemli olmakla birlikte çeşitli kaynaklardan bilgi toplama tercih edilmeli. Meslek uzun yıllar yapılacağı için mesleğin yapıldığı ortam ve mesleği yapan kişilerden bilgi alarak meslek hakkında doğru bilgi elde edilmeli. Mesleğin görünür yönü ve prestijine aldanmadan, mesleğin mutfağını görmeyi sağlayacak bilgi ve gözlemler mesleği tüm yönleriyle tanımaya katkı sağlayacaktır. Yine meslek hakkında bilgi toplarken, bu mesleğin yaygın olduğu sektörler ve işletmeler/kurumlar da incelenmeli.
Meslekler ve çalışma alanları hakkında bilgi toplarken mesleğin bugünü ve geleceği hakkında gerçekçi bilgiler toplanmalıdır. Seçilen mesleğin sadece bugünkü durumunu dikkate almak yerine, sonraki yıllarda da başka alanlara geçişi kolaylaştıracak olmasına dikkat edilmelidir.
- Hangi bölümü tercih etmeliyim?
Öğrencinin kendisini analiz etmesi ve bu özelliklere uygun mesleklerin belirlenmesi aşamasından sonra bölüm tercihine geçilmeli. Öğrencinin puanı dikkate alınarak uygun bölümün bulunduğu üniversiteler incelenmeli. Üniversitelerin bilinirliği, geçmişi, eğitim ve öğretim kalitesi, akademik kadrosu, öğrencilere sunduğu imkanlar gibi kriterlere göre üniversiteler karşılaştırılarak en avantajlı görülen üniversite seçilmeli. Bölüm seçimi sırasında bölümün kendisi kadar seçilen üniversitenin öğrenciye kazandırdıkları da dikkate alınmalı. Bölüm seçimi sırasında, seçilen bölümün ilerleyen yıllarda ne tür kariyer açılımlarına ve yeni alanlara geçişe imkan sağlayacağı ayrıca dikkate alınmalı.
Öğrencinin özellikleri ve meslekler hakkında sahip olunan bu bilgilerin analiz edilmesinden sonra, giriş puanının yettiği ve kişilik ile mesleğin en iyi şekilde eşleştiği bölümler sıralanarak tercih şekillendirilmeli. Üniversiteye girişte yapılan bu tercihin önemli bir başlangıç olduğu kabul edilmeli, bununla beraber üniversite yılları ve iş hayatında da kişilerin karşısına yeni tercih ve fırsatların çıkacağı unutulmamalıdır. Üniversite yıllarında çap, yan dal ve bölüm değiştirme, kısmi zamanlı çalışma ve staj gibi imkanlar değerlendirilmeli. Çevremizdeki gelişmelerin fırsata dönüşmesinin bizim onları fark edebilmemiz ve değerlendirmemize bağlı olduğunun altını çizmekte yarar var. Bu yüzden kariyer söz konusu olduğunda kendi farkındalığımızı artırmak ve çevremize duyarlı olmak, çevremizdeki imkân ve fırsatları değerlendirmek önemlidir. Burada dile getirilen imkan ve fırsatların değerlendirilmesi olumlu anlamda kullanılmaktadır. Yani çaba ve gayret göstermek, çevreye duyarlı olmak, kişiye uygun iş ve ortamları aramak anlamındadır.
- Bir yolculuk olarak kariyer
Kariyer kavramı gündelik dilde bazen çok pozitif anlamlar bazen de çok negatif anlamlar yüklenilen bir kavram. Kariyer, bir kişinin çalışma hayatı boyunca bulunduğu pozisyonlar (görevler) ve bu pozisyonlara yönelik tutumudur. Yani bir kişinin çalışma hayatına başlaması, çalışma hayatında ilerlediği adımlar ve bu sırada yaptığı işlere yönelik tutumu (sevip sevmemesi) olarak tanımlanabilir. Kariyeri popüler anlamda kullanmak yerine, kişinin kendini tanıdığı; özelliklerine uygun işler yapmak gerekli eğitim, bilgi, beceri ve deneyimi kazandığı; bunlara uygun ve severek işler yaptığı bir süreç olarak ele almak daha doğrudur. Daha öz bir ifade ile kariyer “kişiye uygun çalışma hayatı” olarak ifade edilebilir. Kariyer ve meslek çoğu zaman aynı anlamda kullanılsa da farklı anlamları bulunmakta. Kariyer, meslekten daha geniş bir anlama sahip. Günümüzde meslek yerine kariyer kavramını kullanmak daha uygun görünüyor. Bu yüzden üniversite ve bölüm tercihlerinde meslek seçimi yerine, kariyer seçimi yaptığımız söyleyebiliriz. Kariyer seçimi üniversite ve bölüm seçerken sadece günümüzü dikkate almak yerine uzun vadeli bir bakışa sahip olmak ve çalışma hayatının bütününü dikkate alarak seçim yapmak demek.
Kariyer seçimi yaklaşımı şu şekilde açıklanabilir. Öğrenciler başlangıçta bir meslek seçseler bile, zaman içinde iş ve meslek değişiklikleri yaşanabilmektedir. Mezuniyet sonrası öğrenci önce mezun olduğu ya da iş bulabildiği bir alanda çalışmaya başlamaktadır. Sonraki yıllarda öğrenci ilgili alanda çalışmaya devam edebileceği gibi, kendi işini kurmak da dâhil yeni tercihlerle ve fırsatlarla karşı karşıya gelebilmekte. Bu yüzden meslek seçimini yaşam boyu devam eden bir karar verme süreci olarak kabul etmek doğru olacaktır. Kariyer geliştirme olarak da ifade edilen bu süreç, kişilerin iş hayatlarında zaman zaman yeni tercihler yapacakları ya da yapmak zorunda kalacakları bir yolculuk olarak görülebilir. Kariyer seçimi yaklaşımına göre, üniversiteye girerken yapılan tercih çok önemli olmakla birlikte, sadece bir başlangıçtır. İlk yıllardaki bu tercih önemli olmakla birlikte, kişiler sonraki yıllarda sık sık seçim ve tercihlerle karşı karşıya kalacaklardır. Bu yüzden kariyer seçimini bir karar verme süreci olarak ele almak ve yaşam boyu gerekli bir beceri olarak kariyer kararı verme becerisini geliştirmek önem kazanmakta.
Kariyer kararı vermek ilk yıllarda zor olmakla beraber ilerleyen yıllarda daha kolay gibi görünmektedir. Halbuki iş hayatının ilerleyen yıllarında karşı karşıya kalınacak seçim ve tercihler, üniversiteye girişte yapılan tercihten daha az riskli veya daha kolay değil. Üniversiteye girişte bir bölüm seçmek mi daha zor? Yoksa mesleğini sevmediği için değiştirmek zorunda kalmak veya daha iyi bir iş teklifi geldiği zaman mevcut durumunu değiştirmek mi? Bu soru öğrencilere sorulduğu zaman bölüm seçmek diyeceklerdir. Çalışma hayatındaki kişilere sorduğumuz zaman ise ikincisinin daha zor olduğu ifade edilecektir. Kariyer seçimi yaklaşımı bize kariyer seçimi yapmanın bir tercih olduğu, tercih sırasında bazı şeyleri tercih ederken bazı şeyleri dışarıda bırakabilme iradesini göstermektedir. Bu yüzden kariyer seçimi kararı önemli bir karar olup, kariyer kararı verme hayat boyu gerekli ve geliştirilmesi önemli bir beceri olarak dikkat çekmektedir.
Günümüzde kariyeri gelişimsel bir süreç olarak ele almak gerekmekte. Bu süreçte, üniversitede okunacak bölümün seçimi, üniversitede bölümler arası muhtemel yatay geçişler ile çalışma hayatında iş, işletme ve meslekler arası geçişi de dikkate alan bütüncül bir bakışa sahip olmak önemli. Zaman içinde kişilerin geliştiği, istek ve beklentilerinde değişimler olduğu açık. Yine çalışma hayatında işler ve meslekler de değişmekte, yeni çalışma biçimleri ortaya çıkmakta. Bu yüzden kariyer seçimi yaklaşımı, meslek seçimini bir defa yapılan ve ömür boyu devam eden bir süreç olarak görmez. Kariyer seçimi yaşam boyu devam eden dinamik bir süreç olarak kabul edilir ve kişinin her zaman istihdam edilebilir olmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donanması üzerinde durur.
Öğrencilerin bugünlerde yapacakları üniversite ve bölüm tercihlerinde kişilik özelliklerinin farkında olarak, bu özelliklere uygun mesleklerin belirlenmesi ve buna uygun bölümler ve üniversiteler seçmeleri önemli. Bununla birlikte bu seçimin bir başlangıç olduğu, ilerleyen yıllarda yeni tercih ve seçimlerin yapılacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden bölüm seçerken, kariyer seçimi perspektifine sahip olmak tercihlerin daha nitelikli olması sonucunu doğuracaktır.
[Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesidir]