KKTC Başbakanı Tatar'dan Barış Ve Özgürlük Bayramı Mesajı
KKTC Başbakan Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı münasebetiyle yayınladığı yazılı mesajda, “Rum-Yunan ikilisi ile onlara haksızca destek verenler ne isterlerse yapsınlar, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
KKTC Başbakan Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Hükümetin dediklerinin arkasında durmaya devam edeceğini, iki devletli çözümü gündeme getirmek için faaliyetlerini sürdüreceğini vurgulayan Başbakan Tatar, “Ana vatan Türkiye ile olan kardeşçe ilişkilerimizi geliştirecek, İslam ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelerle olan bağlarımızı daha ileri noktalara taşımak için gayretlerimiz devam edecektir” dedi.
Hidrokarbon sismik arama ve sondaj çalışmalarının artarak devam ettirileceğini vurgulayan Başbakan Tatar, Maraş’ın Taşınmaz Mal Komisyonu yolu ile hak iddia edenlere açılması için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
Başbakan Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, 20 Temmuz 1974 sabahı doğan güneşin Kıbrıslı Türkleri karanlıktan aydınlığa çıkardığını, yok olmaya doğru giden bir toplum olmaktan kurtardığını ve devlet sahibi bir halk yaptığını söyledi.
“DEVLET MEKANİZMAMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Başbakan Tatar mesajında Kıbrıs’ın önemine dikkat çekerek, “Çok güzel, stratejik değeri bir hayli yüksek bir adada yaşıyoruz. Böylesi bir adada yaşarken, üzerinde yaşadığımız topraklara, bizi koruyan, sosyoekonomik yaşantımızı düzenleyen, refahımızın artması için uğraşan Devlet mekanizmamıza sahip çıkmalıyız. Tarihimizi iyi bilmeli, değerlerimize, bizi biz yapan, bizi bugünlere taşıyan mücadelemize sahip çıkmalıyız ki geleceğimiz aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
"HUZURSUZLUKLARIN NEDENİ ENOSİS"
Kıbrıs’ın 1571’den itibaren bir Türk yurdu olduğuna işaret eden Başbakan Tatar, “Ada 1878 yılında İngilizlere kiralanmıştır. Ada’da gerek Osmanlı gerekse İngiliz döneminde ve ondan sonra yaşanan tüm huzursuzlukların, çatışmaların, savaşların yegâne nedeni Kıbrıs Rumları ile Yunanistan’ın adayı Yunan hegemonyası altına sokma hayalleridir. Rum-Yunan ikilisi, bugün hala okullarında, ordularında bunu hayal ettirmekte, Rum-Yunan gençliğini Türkiye ve Kıbrıs Türkü karşıtı duygularla yetiştirmektedirler” ifadelerini kullandı. Adadaki darbeyle birlikte Türk halkının tehlike altında olduğunu hatırlatan Tarar, “15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Rum-Yunan darbesi Rum-Yunan hayallerinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere göstermiştir. 20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Kıbrıs Barış Harekatı, Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayallerini yok etmek, Kıbrıs Türk halkını özgürlük ve egemenliğine kavuşturmak için yapıldı. Eğer yapılamasaydı veya yapılmasaydı, Kıbrıs Türk halkı yok edilecekti. Bunun en açık kanıtı, Taşkent, Atlılar, Muratağa, Sandallar toplu mezarlarla Girit adasında yaşananlardır” dedi.
BARIŞIN MİMARLARI ECEVİT VE ERBAKAN
Barış Harekatı’nın mimarları Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı rahmetle anan Tatar, “Dolayısı ile o dönemin Türkiye Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı rahmetli Necmettin Erbakan, dönemin Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetlik Rauf Denktaş ile 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerçekleşmesine katkı sağlayanlardan aramızda olmayanları rahmet, aramızda olanları anmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
"HAREKATLA BARIŞ VE HUZUR GELDİ"
Kıbrıs Türk Barış Harekatı sonucunda, Kıbrıslı Türklerin bir devlet kurduğunu, özgürce ve güven içinde yaşadığı bir toprak parçasına kavuşulduğunu vurgulayan Başbakan Ersin Tatar, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Ciddi bir ekonomik potansiyel ile yetişmiş insan gücüne sahibiz. Yoktan bir üniversite sektörü yarattık. Belki istediğimiz kadar değil ama tarımımız, sanayimiz, ticaretimiz, turizmimiz her geçen gün gelişiyor. İnanıyorum ki yapacağımız yeni atılımlarla ülkemiz insanının refah seviyesini çok daha yukarılara çekmek mümkün olacaktır. Ana gayemiz, ana vatan Türkiye ile işbirliği ve kardeşlik içinde fert başına düşen milli gelirimizi 25 bin dolarlara yükseltmektir. Siyasi, sosyal ve siyasal alanda kaydettiğimiz gelişmeleri ekonomik başarı ile taçlandırarak istediğimiz sonuca ulaşmak için plan, projelerimiz hazırdır.”
“BİZ KENDİ YOLUMUZDA YÜRÜYECEĞİZ ONLAR DA KENDİ YOLLARINDA”
Rum-Yunan ikilisi ile onlara haksızca destek verenler ne isterlerse yapsınlar Kıbrıslı Türklerin haklarından vazgeçmeyeceğini vurgulayan Başbakan Ersin Tatar, Rumların Kıbrıslı Türklerle işbirliği veya ortaklık istemediklerinin hidrokarbon konusunda bir ortak komite kurulması önerisine verdikleri hayır yanıtı ile bir kez daha ortaya çıktığına dikkat çekti. Tatar mesajında şöyle devam etti:
“Dolayısı ile biz kendi yolumuzda yürüyeceğiz onlar da kendi yollarında. Hükümetimiz dediklerinin arkasında durmaya devam edecek ve iki devletli çözümü gündeme getirmek için faaliyetlerini sürdürecektir. Hidrokarbon sismik arama ve sondaj çalışmaları artarak devam ettirilecektir. Maraş’ın Taşınmaz Mal Komisyonu yolu ile hak iddia edenlere açılması için çalışmalarımız sürdürülecektir. Ana vatan Türkiye ile olan kardeşçe ilişkilerimizi geliştirecek, İslam ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelerle olan bağlarımızı daha ileri noktalara taşımak için gayretlerimiz devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle halkımızın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan ve aramızda olmayan herkesi rahmet, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızı, Kıbrıs Türk mücahidini, gazilerimizi şükranla anarım.”
Kaynak: İHA
Hidrokarbon sismik arama ve sondaj çalışmalarının artarak devam ettirileceğini vurgulayan Başbakan Tatar, Maraş’ın Taşınmaz Mal Komisyonu yolu ile hak iddia edenlere açılması için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
Başbakan Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, 20 Temmuz 1974 sabahı doğan güneşin Kıbrıslı Türkleri karanlıktan aydınlığa çıkardığını, yok olmaya doğru giden bir toplum olmaktan kurtardığını ve devlet sahibi bir halk yaptığını söyledi.
“DEVLET MEKANİZMAMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Başbakan Tatar mesajında Kıbrıs’ın önemine dikkat çekerek, “Çok güzel, stratejik değeri bir hayli yüksek bir adada yaşıyoruz. Böylesi bir adada yaşarken, üzerinde yaşadığımız topraklara, bizi koruyan, sosyoekonomik yaşantımızı düzenleyen, refahımızın artması için uğraşan Devlet mekanizmamıza sahip çıkmalıyız. Tarihimizi iyi bilmeli, değerlerimize, bizi biz yapan, bizi bugünlere taşıyan mücadelemize sahip çıkmalıyız ki geleceğimiz aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
"HUZURSUZLUKLARIN NEDENİ ENOSİS"
Kıbrıs’ın 1571’den itibaren bir Türk yurdu olduğuna işaret eden Başbakan Tatar, “Ada 1878 yılında İngilizlere kiralanmıştır. Ada’da gerek Osmanlı gerekse İngiliz döneminde ve ondan sonra yaşanan tüm huzursuzlukların, çatışmaların, savaşların yegâne nedeni Kıbrıs Rumları ile Yunanistan’ın adayı Yunan hegemonyası altına sokma hayalleridir. Rum-Yunan ikilisi, bugün hala okullarında, ordularında bunu hayal ettirmekte, Rum-Yunan gençliğini Türkiye ve Kıbrıs Türkü karşıtı duygularla yetiştirmektedirler” ifadelerini kullandı. Adadaki darbeyle birlikte Türk halkının tehlike altında olduğunu hatırlatan Tarar, “15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Rum-Yunan darbesi Rum-Yunan hayallerinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere göstermiştir. 20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Kıbrıs Barış Harekatı, Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayallerini yok etmek, Kıbrıs Türk halkını özgürlük ve egemenliğine kavuşturmak için yapıldı. Eğer yapılamasaydı veya yapılmasaydı, Kıbrıs Türk halkı yok edilecekti. Bunun en açık kanıtı, Taşkent, Atlılar, Muratağa, Sandallar toplu mezarlarla Girit adasında yaşananlardır” dedi.
BARIŞIN MİMARLARI ECEVİT VE ERBAKAN
Barış Harekatı’nın mimarları Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı rahmetle anan Tatar, “Dolayısı ile o dönemin Türkiye Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı rahmetli Necmettin Erbakan, dönemin Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetlik Rauf Denktaş ile 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerçekleşmesine katkı sağlayanlardan aramızda olmayanları rahmet, aramızda olanları anmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
"HAREKATLA BARIŞ VE HUZUR GELDİ"
Kıbrıs Türk Barış Harekatı sonucunda, Kıbrıslı Türklerin bir devlet kurduğunu, özgürce ve güven içinde yaşadığı bir toprak parçasına kavuşulduğunu vurgulayan Başbakan Ersin Tatar, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Ciddi bir ekonomik potansiyel ile yetişmiş insan gücüne sahibiz. Yoktan bir üniversite sektörü yarattık. Belki istediğimiz kadar değil ama tarımımız, sanayimiz, ticaretimiz, turizmimiz her geçen gün gelişiyor. İnanıyorum ki yapacağımız yeni atılımlarla ülkemiz insanının refah seviyesini çok daha yukarılara çekmek mümkün olacaktır. Ana gayemiz, ana vatan Türkiye ile işbirliği ve kardeşlik içinde fert başına düşen milli gelirimizi 25 bin dolarlara yükseltmektir. Siyasi, sosyal ve siyasal alanda kaydettiğimiz gelişmeleri ekonomik başarı ile taçlandırarak istediğimiz sonuca ulaşmak için plan, projelerimiz hazırdır.”
“BİZ KENDİ YOLUMUZDA YÜRÜYECEĞİZ ONLAR DA KENDİ YOLLARINDA”
Rum-Yunan ikilisi ile onlara haksızca destek verenler ne isterlerse yapsınlar Kıbrıslı Türklerin haklarından vazgeçmeyeceğini vurgulayan Başbakan Ersin Tatar, Rumların Kıbrıslı Türklerle işbirliği veya ortaklık istemediklerinin hidrokarbon konusunda bir ortak komite kurulması önerisine verdikleri hayır yanıtı ile bir kez daha ortaya çıktığına dikkat çekti. Tatar mesajında şöyle devam etti:
“Dolayısı ile biz kendi yolumuzda yürüyeceğiz onlar da kendi yollarında. Hükümetimiz dediklerinin arkasında durmaya devam edecek ve iki devletli çözümü gündeme getirmek için faaliyetlerini sürdürecektir. Hidrokarbon sismik arama ve sondaj çalışmaları artarak devam ettirilecektir. Maraş’ın Taşınmaz Mal Komisyonu yolu ile hak iddia edenlere açılması için çalışmalarımız sürdürülecektir. Ana vatan Türkiye ile olan kardeşçe ilişkilerimizi geliştirecek, İslam ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelerle olan bağlarımızı daha ileri noktalara taşımak için gayretlerimiz devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle halkımızın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan ve aramızda olmayan herkesi rahmet, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızı, Kıbrıs Türk mücahidini, gazilerimizi şükranla anarım.”