Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sinan Ateş Açıklaması

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Dr. Sinan Ateş, göreve gelişinden sonra ilk defa İHA’ya konuştu. Ateş, "Bu zamana kadar ne olmadığımızı anlatmaktan, ne olduğumuzu anlatmaya fırsat bulamadık" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından 6 ay önce Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı olarak atanan Dr. Sinan Ateş evli ve iki çocuk babası, Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olan Ateş, Ülkü Ocakları içerisinde çeşitli kademelerde görev yaptı. Ülkücü kökenli bir aileden gelen Ateş, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyük Ataman’ın 11 yıl boyunca danışmanlığını yaptı. Daha sonra ise Ülkü Ocaklarının kuruluşunun 50. yıl dönümünde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin isteğiyle Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’na Genel Başkan olarak atandı.

"Bu ülkede terör olayları Ülkü Ocaklarından kaynaklanmaz. Ülkü Ocakları bir Eğitim ve Kültür Vakfı’dır"

Ülkü Ocaklarına karşı kamuoyunda sert bir algının olduğunu aktaran Ateş, bu algıyı kırmak için çeşitli faaliyetler yaptıklarını ve yapacaklarını anlatarak, "Bu algının sahipleri insanlar ülkücüleri tanımadan tanımlamaya çalışıyorlar, öncelikle ülkücüleri tanımaları lazım, biz bu zamana kadar ne olmadığımızı anlatmaktan, ne olduğumuzu anlatmaya fırsat bulamadık. Biz hep dedik ki, ’Biz şiddet yanlısı değiliz’ bunu nereden çıkartıyorlar anlamadık. Bu ülkede asayişsizlik olayları Ülkü Ocaklarından kaynaklanmaz, bu ülkede terör olayları Ülkü Ocaklarından kaynaklanmaz. Ülkü Ocakları bir Eğitim ve Kültür Vakfı’dır" diye konuştu.

"Ülkücülere neden ’sert’ olarak baktıklarını bilmiyoruz"

Eski dönemde Milliyetçi Hareket Partisi’nin ideologlarından olan merhum Dündar Taşer’in "Ülkücüler, kadife eldiven içerisinde ki çelik yumruktur" sözünü hatırlatan Ateş, "O çelik yumruklarını, demir yumruklarını vatan hainlerine, namussuza karşı ülkücüler kullanırlar. Ama bu sert mizaç hadisesinin nereden kaynaklandığını bilmiyoruz. Bu muhtemelen, eski tüfek Marksistlerin basın camiamızda etkili yer almalarından kaynaklıdır diye düşünüyoruz" ifadelerini aktardı.

"Dergi ve kitaplarla gençlere ulaşmayı hedefliyoruz"

Ülkü Ocaklarının kendi içerisinde yaptığı faaliyetlerinden bahseden Dr. Sinan Ateş, "Ülkü Ocakları ismiyle bir dergimiz var bizim, bu dergi çeşitli isimlerle yayın hayatına devam eden bir dergi, bugün bu dergini trajı 50 bindir. Ülkü Ocakları dergimiz akademik formata biraz daha yakındır. Bunun yanında, ’Bilge Türk’ ismiyle Ortaöğretime hitap eden bir dergimiz var bizim, dergimizin ismini sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye ithafen ’Bilge Türk’ olarak belirledik. Çok sevildi, çok beğenildi. AK Parti’li, Cumhuriyet Halk Parti’li aileler de, okullara ücretsiz olarak göndermiştik, buradan ulaşmışlar. Çok sayıda mesaj alıyoruz. Dergimize abone olmak istiyorlar, dergi içeriğinde kültür, sanat, spor, bilim-teknoloji gibi konular var. Gençlerin ilgisini çekiyor. Okunurluk oranının da çok yüksek olduğunu müşahede ediyoruz. Yine dergi kanatın da ’Dönence’ ismiyle bir dergimiz var. Bu dergimiz üniversite gençliğine hitap ediyor. Üç ayrı dergimiz var, birde Türk dünyasından haberlerin derlendiği ’Türk Eli’ ismiyle bir bültenimiz var. Bu bülten elektronik olarak çıkıyor" ifadelerini kullandı.

Zaman zaman çeşitli konularda kitaplar yayınladıklarını ve çocuk yayınlarını önemsediklerini anlatan Ateş, "Mesela Türk milliyetçiliğinin siyasallaşmasını konu alan, 1965-1969 yılı arasını konu alan Milliyetçi Hareket’in kuruluşunun 50. yılına ithaf ettiğimiz bir kitabımız oldu. Çocuklar için Nutuk hazırladık. Çocukları önemsiyoruz, çocuklar geleceğimizdir. Bu çalışma Türkiye’de bir ilktir. Daha önce Türkiye’de çocuklar için hazırlanmış bir Nutuk söz konusu değildir. Yine Kutadgu Bilig, Türk tarihinin en önemli eserlerinden olan Balasagunlu Yusuf Has Hacip’in, bu kitabın yazılışının 950. yıl dönümünde ’Çocuklar için Kutadgu Bilig’ hazırlattık. Tasarımını ocaktaki genç arkadaşlarımız yaptı. mühtevasınıda üniversiteden konunun uzmanı akademisyenlerle çalıştık, bu ay içerisinde basılıp dağıtılacak. Çocuklar için Dede Korkut, Çocuklar için Orhun Yazıtları gibi eserler basılacak. Gençler geleceğimizdir diyoruz, çocuklar geleceğimizdir diyoruz. Onlarla ilgili bu çeşitli çalışmaları yapacağız. Bahsettiğim bu dört çalışma çizgi roman olarak da yayın hayatına girecek ve ileride çizgi film formatına dönüştüreceğiz" dedi.

Ülkücüleri anlatan bir kitap hazırladıklarını kaydeden Dr. Sinan Ateş, "Bizim fikrimizi bilmediklerinden sert olduğumuzu düşünüyorlar, dolayısıyla ülkücüler nedir, kimdir, hangi fikirleri vardır. Bununla ilgili olarak ’Türk Şuuru’ isimli bir kitap hazırladık. Önümüzdeki günlerde onu da yayın hayatına kazandıracağız" ifadelerini kaydetti.

Yayın faaliyetleri dışında etkinlikler düzenlediklerinden bahseden Ateş, "Biz, ’Çevrecilik Milliyetçiliktir’ diyoruz. ’Ülkücülük salt bir vatan sevgisi değildir’ diyoruz. Vatanımızın havası, suyu, toprağı, yeraltı ve yerüstü kaynakları bizim değerlerimizdir diyoruz. Bu yüzden biz Türkiye genelinde 43 tane milli parkta tonlarca çöp topladık arkadaşlarımızla, bir yabancı vatandaş geçen yıl plajda çöp topluyor ve diyor ki, ’Cennet gibi bir vatanınız var. Niye böyle hor kullanıyorsunuz’ bu laf benim içimde yara olmuştu. Ülkücüler zaten çevreye duyarlıdır. Çevrecilik, milliyetçiliktir. Bizim şiarımızdır. Karetta karettalarla ilgili bir çalışmamız oldu. Antalya ve İçel’de caretta caretta yuvalarına işaret bıraktık ve arkadaşlarımızda başında nöbet bekliyorlar. Traktörün üstlerinden geçmesi sonucu bazı caretta carettalar telef oldular bu sebeple arkadaşlarımız nöbet tuttular" dedi.

"Medeni zannedilen Avrupa’da sokakta hayvan görmezsiniz onları katlederler"

Hayvanları korumak amaçlı birçok faaliyette bulunduklarından bahseden Dr. Sinan Ateş, "Yılkı Atları ile ilgili bir koruma projemiz, düzenlenip MHP’li milletvekillerine verildi.

Ayrıca nesli tükenen hayvanlardan, Türkiye’de yaşayan ’Karakulak, Anadolu Parsı, Vaşak’ gibi hayvanların korunmasıyla alakalı çalışmalarımız oldu. Burdur gölünün kurumasının nasıl engelleneceğine dair bir komisyon kurduk ve incelemeler yaptı. Orada ’Dik kuyruk’ ismiyle bir kuş türünün soyunun tükendiği ifade edildi. Bununla ilgili hemen bir çalışma yaparak, TBMM Milliyetçi Hareket Partisi grubuna ilettik. Ekolojik geçişlerle ilgili bir çalışmamız oldu. Sokak hayvanlarıyla ilgili ’Kapa can kat’ ismiyle bir çalışmamız oldu. Türkiye genelinde sokak hayvanlarıyla ilgili sokaklara bir kap su, bir kap mama bıraktı arkadaşlarımız, bunların tamamı bizim milli servetimizdir. Biliyorsunuz, medeni zannedilen Avrupa’da sokakta hayvan görmezsiniz onları katlederler, Avustralya 2 milyon tane kediyi katledeceğini dünyaya duyurdu. Ekosistem var yani oraya kurtları saldığınız sürece denge sağlanacaktır. Çevre Mühendisleri bununla alakalı çalıştığı takdirde bu hayvanları katletmenin bir anlamı olmayacaktır" ifadelerini aktardı.

"Leylek hastanesi yapan bir medeniyetle, 2 milyon tane kediyi katleden bir medeniyet takdir edersiniz ki bir olmaz"

Doğduğu şehir olan Bursa’da Gurabahane-i laklakan isminde bir leylek hastanesi olduğunu anlatan Dr. Ateş, "Leylek hastanesi yapan bir medeniyetle, 2 milyon tane kediyi katleden bir medeniyet takdir edersiniz ki bir olmaz. Sokaktaki hayvanlar bizim milli değerlerimizdir" şeklinde konuştu.

Ülkü Ocakları’nda gençlere takviye kurslar verildiğini aktaran Dr. Sinan Ateş, "Gençlerin kendi okullarındaki derslerle alakalı kurslar verilmekte, Matematik, Türkçe, Fen Bilgisi vs. Tarih, zaten Tarih Ülkü Ocaklarının konusu gibi her zaman söylerim. ’Geçmişten aldığımız ilhamla geleceğin resmini çizeceğiz’ o yüzden Ülkü Ocaklarına gelen gençler tarihi çok iyi bilirler. Aynı zamanda yaz kurslarımız var. Bu kurslarda teniz, badminton, squash ve imkanlar nispetinde çeşitli kurslarda veriliyor. Ama mutlaka her ocağımızda satranç kursu var, buna çok dikkat ediyoruz. Çünkü gençlik sosyal medyada yaşıyor. Oradan bir sıyrılıp gerçek dünyayla buluşsunlar diye satrancı çok önemsiyoruz. Gençlere satranç öğretiyoruz. Ocağa gelen her gencimizin de bir spor dalıyla ilgilenmesini istiyoruz. Her ay farklı kitaplar okuma etkinlikler ve yarışmaları tertip ediliyor" şeklinde konuştu.

Kendisinin de iyi bir at binicisi olduğunu söyleyen ve Ülkü Ocaklarında at biniciliği üzerine ilginin yoğun olduğunu belirten Dr. Sinan Ateş, "At biniciliği yaygın bir spor dalı haline geldi Ülkü Ocaklarında, bir Kızılderili atasözü diyor ki; ’İnsan ruhunun bir parçası, hayvan sevgisinin tadana kadar uyanmaz’ dolayısıyla sokak hayvanlarıyla, nesli tükenen hayvanlarla, atlarla bu kardeşlerimize hayvan sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Karanlık orta çağda batı içinde ’cin’ var diye delileri yada akıl hastalarını yakarken, bizim ceddimiz Edirne’de hastane kurup, müzikle, suyla, hayvanla tedavi etmiş. İnsan ruhunun bunlardan etkilendiğini biliyoruz. En azından araştırmacılardan okuduklarımız bu yönde" diye konuştu.

"Bizim için Bursa ne ise Hakkari o’dur. Bizim ayrımız gayrımız yok"

Yakın zamanda Doğu ve Güneydoğu bölgesine ziyaretlerde bulunan Ateş, "Doğu ve Güneydoğu bizim vatanımızın bir parçası, bizim için Bursa ne ise Hakkari o’dur. Bizim ayrımız gayrımız yok. Daha öncede gittim geldim ve 12 il gezdik bu kapsamda, insanımız kapısını açtı sohbet ettik. İnsanlarımız çok sıcak kanlı insanlardır. Genel Başkanımızın politikalarının karşılık bulduğunu net bir şekilde müşahede ettik. Genel Başkanımıza çok büyük bir sevgi var. Son seçim sonuçlarına baktığınızda bunu gözlemleyebiliyorsunuz. Ahlat’ta güzel bir karşılama oldu. Her zaman beklediklerini ifade ettiler, bende dedim ki ’ben Ahlata her zaman gelip gideceğim ama Ahlatta ev tutmayacağım’ dedim. Çünkü, Ahlat’lı hangi kardeşimin kapısını çalarsam onlar bizi misafir ederler, Ahlat’ta ocak ziyaretimiz kapsamında ülküdaşlarımızla buluştum. Bu ziyarette MHP’ye gönül vermişlerin dışında farklı siyasi partilere gönül verenleri görmek, bize ’Hoşgeldiniz’ demek için geldiklerini görmek bizleri çok mutlu etti" ifadelerini aktardı.

"Okyanus ötesindeki devletler, Siirt’li kardeşimizi bizden fazla sevemez" ifadesini kullanan Ateş, "Küresel emperyalizmin oyunlarına kanmamak lazım. 1815 Viyana Kongresi’nde alınan Şark meselesi diye bir karar var. Bununla ülkemizi bölmek, parçalamak istediler. Son 200 yıldır bu meseleyle Türkiye’yi uğraştırıyorlar. Bizim Genel Başkanımızın çok güzel bir ifadesi var, ’Adımız bir, anımız bir, acımız bir, biz büyük bir aileyiz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye çünkü biz Türkiye’yiz. Anlaşamayacağımız hiçbir şey yok. Her insanımızla vatan ortak paydasında buluşuruz inşallah" sözlerine yer verdi.

Milli mücadelenin 100. yılında Samsun’da yaptıkları kongreye değinen Ateş, kongreye 8 ülkeden katılım olduğunu ve 50 tebliğ sunulduğunu anlattı.

"ODTÜ üzerinden sokağı kışkırtmak istiyorlar, ODTÜ’deki bölücü mihraklar bunu daha önce yaptılar"

ODTÜ’de yaşanan yurt meselesi

ODTÜ’de bulunan Kavaklık alanındaki olaylar hakkında değerlendirmede bulunan Ateş, "Biz bu filmi nerede gördük ? Gezi hadiselerinde gördük. O zaman sayın Genel Başkanımız dedi ki; ’Türk vatanı birkaç ağaçtan daha mı değersizdir. Bu park meselesi Türkiye’yi terörize ettiler. Türkiye’yi uçurumun kenarına sürüklemek istediler. Tabi burada Milli kuvvetler, Türk milliyetçileri buna müsade etmediler. Bugün ODTÜ’de yaşanan budur. ODTÜ’de yaşanan bir ağaç meselesi değildir. ODTÜ üzerinden sokağı kışkırtmak istiyorlar, ODTÜ’deki bölücü mihraklar bunu daha önce yaptılar. Buna müsade edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz Ülkü Ocakları olarak Türkiye genelinde 65 bin tane fidan diktik. Yurt yapımına karşı gelenlerin acaba dikili tek bir fidanı var mıdır" şeklinde konuştu.

Ülkede yurt ihtiyacı olduğunu ve yurt olmadığında gençlerin ’FETÖ’ tarzı yapılanmaların kucağını itildiğini anımsatarak, "Orada bir yurt ihtiyacı hasıl olmuşsa eğer, kavak ağacı ticari amacı olan ve çok çabuk büyüyebilen bir ağaçtır. Bunu diyen arkadaşlar bence şunu söylemelilerdi; ’Bize bir yer gösterin orada kestiğinizin iki katı kadar ağaç dikelim’ demelilerdi. Bunun yolu budur" dedi.

"Vatanını, milletini, devletini sevenler bir daha bir gezi’ye müsaade etmeyecekler"

Yurt ihtiyacı doğduysa giderilmesinin önemli olduğunu bildiren Ateş, "ODTÜ’deki olayın ağaç meselesi olmadığını düşünüyorum. Gezi hevesi bunların kursaklarında kaldı. Ancak vatanını, milletini, devletini sevenler bir daha bir gezi’ye müsade etmeyecekler. Gezi’de ülkemiz çok yıprandı" diye konuştu.

Kaynak: İHA