'Oruç Tutmak Mide Ve Bağırsakları Rahatlatıyor'
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesinden Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Osman Koçak ve ekibince, Erzurum ile Ankara'da ramazanda acil servise başvuran 3 bin hasta üzerinde yapılan incelemede, oruç tutmanın mide ile bağırsakları rahatlattığı tespit edildi Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Osman Koçak: 'Çalışmada hastaların yüzde 46,7'sinin oruçlu olduğu belirlendi. Ramazanda acile gelenlerde en çok halsizlik, yan ağrıları, nörolojik semptomlar, baş ağrısı, kardiyopulmoner sisteme ait şikayetler ve üst solunum yolu enfeksiyonları gözlendi' 'Oruç tutmayan hastalarda karın ve mide ağrısı, bulantı ile kusma ve ishalin görülme sıklığı yüzde 26,9 iken, tutanlarda bu oran yüzde 18,7 şeklindeydi'
İLHAMİ ERKILIÇ - Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Dalından Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Osman Koçak ve ekibince, Erzurum ile Ankara'da acil servise başvuran 3 bin hasta üzerinde yapılan inceleme sonucu, ramazanda oruç tutmanın mide ile bağırsakları rahatlattığı belirlendi.
Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Osman Koçak ve ekibi, ramazanda oruç tutmanın acil servis başvurularında oluşturduğu etkinin araştırılması ve bunun Müslüman toplumlara hizmet veren ülkelerde sağlık hizmetleri açısından yol gösterici olması amacıyla çalışma yaptı.
Bu kapsamda Ankara ve Erzurum'da acil servislere müracaat eden yaklaşık 3 bin hastayı inceleyen ekip, hastaların başvuru şekli, saati, sigara içme ve oruç tutma gibi durumlarını sorgulayıp, yapılan tetkiklerle birlikte kayıt altına aldı.
- "Bu çalışma literatürde ilk prospektif ve çok merkezli araştırma"
Çalışmaya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Koçak, araştırmayı, Ankara'daki Özel Ufuk Üniversitesi ile çalıştığı hastanenin acil servislerinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Koçak, "Çalışmamızda, ramazanda göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, travma, senkop, taraf bulgusu, konuşma bozukluğu, baş dönmesi, nöbet gibi nörolojik başvurular ile karın, mide ve baş ağrıları, ishal ve üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başvurular da hastaların şikayetine göre sınıflandırıldı." diye konuştu.
Bu araştırmanın ramazanda acil servis başvurularını oruç tutma durumuna göre inceleyen ilk prospektif ve çok merkezli çalışma olduğunu anlatan Koçak, "Bu yönüyle literatürde tektir. Daha önceden ramazanda acil servis başvurularını inceleyen yayınlar olsa da bunlar retrospektif metodolojiyle hazırlanmıştır. Ayrıca daha önceki çalışmalarda hastaların oruç tutma durumları hiç sorgulanmamıştır." ifadelerini kullandı.
Koçak, kronik hastalığı bulunanlar, çocuklar, yaşlılar, psikiyatrik hastalar, yolculuk yapan sağlıklı kişiler, gebe ve emziren kadınların oruçtan muaf olduğunu söyledi.
Ramazanda acil servisler başta olmak üzere tüm hastane başvurularında önemli değişiklikler olduğunu dile getiren Koçak, ramazanın yaşam tarzında yarattığı zorunlu değişikliklerin insan metabolizmasında da kaçınılmaz etkileri bulunduğunu vurguladı.
Koçak, "Çalışmamızda ramazanda ilk defa oruç tutanlar ile tutmayanların acil servislere başvuruları ve şikayetleri karşılaştırıldı. Çalışmamızda oruç tutanlarda mide semptomları, mide yanması ve ağrısı daha az çıktı. Çünkü oruç mide ile bağırsakları hem rahatlıyor hem dinlendiriyor. 'Oruç tut sıhhat bul' sözü çok doğru." diye konuştu.
Çalışmaya dahil edilen hastalara, acil hekimi tarafından önceden belirlenmiş çalışma formları doldurtulduğunu anlatan Koçak, şunları kaydetti:
"Çalışmada hastaların yüzde 46,7'sinin oruçlu olduğu belirlendi. Ramazanda acile gelenlerde en çok halsizlik, yan ağrıları, nörolojik semptomlar, baş ağrısı, kardiyo-pulmoner sisteme ait şikayetler ve üst solunum yolu enfeksiyonları gözlendi. Oruç tutmayanlar içinde kadın oranı erkeklere göre oldukça yüksek çıktı. Oruç tutmayan hastalarda karın ve mide ağrısı, bulantı ve kusma ile ishalin görülme sıklığı yüzde 26,9 iken, tutanlarda bu oran yüzde 18,7 şeklindeydi. Oruç tutanlar daha çok üst solunum yolları enfeksiyon semptomlarıyla acile geldi."
Koçak, oruç tutan hastaların yüzde 5,3'üne hastane yatışı yapılırken, oruç tutmayanlarda bu oranın yüzde 10,8 olduğuna dikkati çekti.
- Oruç tutanlar çoğunlukla iftardan sonra hastaneye başvurmuş
Oruç tutmayanların hastanede kalış süresinin 5 ila 45 dakika arasında olduğunu dile getiren Koçak, şu bilgileri paylaştı:
"Hastaların oruç tutma durumuna göre başvuru saatleri karşılaştırıldığında, 08.00-12.00 arasında başvuranların yüzde 59,3'ünün, 12.00-18.00 saatleri arasında başvuranların yüzde 63,9'unun oruç tutmadığı görüldü. 21.00-01.00 arasında başvuranların ise tam tersi, yüzde 58,8'i oruç tutmaktaydı. Diğer zaman dilimlerinde ise oruç tutan ve tutmayanların başvuru oranları arasında anlamlı fark yoktu."
Kaynak: AA
Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Osman Koçak ve ekibi, ramazanda oruç tutmanın acil servis başvurularında oluşturduğu etkinin araştırılması ve bunun Müslüman toplumlara hizmet veren ülkelerde sağlık hizmetleri açısından yol gösterici olması amacıyla çalışma yaptı.
Bu kapsamda Ankara ve Erzurum'da acil servislere müracaat eden yaklaşık 3 bin hastayı inceleyen ekip, hastaların başvuru şekli, saati, sigara içme ve oruç tutma gibi durumlarını sorgulayıp, yapılan tetkiklerle birlikte kayıt altına aldı.
- "Bu çalışma literatürde ilk prospektif ve çok merkezli araştırma"
Çalışmaya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Koçak, araştırmayı, Ankara'daki Özel Ufuk Üniversitesi ile çalıştığı hastanenin acil servislerinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Koçak, "Çalışmamızda, ramazanda göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, travma, senkop, taraf bulgusu, konuşma bozukluğu, baş dönmesi, nöbet gibi nörolojik başvurular ile karın, mide ve baş ağrıları, ishal ve üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başvurular da hastaların şikayetine göre sınıflandırıldı." diye konuştu.
Bu araştırmanın ramazanda acil servis başvurularını oruç tutma durumuna göre inceleyen ilk prospektif ve çok merkezli çalışma olduğunu anlatan Koçak, "Bu yönüyle literatürde tektir. Daha önceden ramazanda acil servis başvurularını inceleyen yayınlar olsa da bunlar retrospektif metodolojiyle hazırlanmıştır. Ayrıca daha önceki çalışmalarda hastaların oruç tutma durumları hiç sorgulanmamıştır." ifadelerini kullandı.
Koçak, kronik hastalığı bulunanlar, çocuklar, yaşlılar, psikiyatrik hastalar, yolculuk yapan sağlıklı kişiler, gebe ve emziren kadınların oruçtan muaf olduğunu söyledi.
Ramazanda acil servisler başta olmak üzere tüm hastane başvurularında önemli değişiklikler olduğunu dile getiren Koçak, ramazanın yaşam tarzında yarattığı zorunlu değişikliklerin insan metabolizmasında da kaçınılmaz etkileri bulunduğunu vurguladı.
Koçak, "Çalışmamızda ramazanda ilk defa oruç tutanlar ile tutmayanların acil servislere başvuruları ve şikayetleri karşılaştırıldı. Çalışmamızda oruç tutanlarda mide semptomları, mide yanması ve ağrısı daha az çıktı. Çünkü oruç mide ile bağırsakları hem rahatlıyor hem dinlendiriyor. 'Oruç tut sıhhat bul' sözü çok doğru." diye konuştu.
Çalışmaya dahil edilen hastalara, acil hekimi tarafından önceden belirlenmiş çalışma formları doldurtulduğunu anlatan Koçak, şunları kaydetti:
"Çalışmada hastaların yüzde 46,7'sinin oruçlu olduğu belirlendi. Ramazanda acile gelenlerde en çok halsizlik, yan ağrıları, nörolojik semptomlar, baş ağrısı, kardiyo-pulmoner sisteme ait şikayetler ve üst solunum yolu enfeksiyonları gözlendi. Oruç tutmayanlar içinde kadın oranı erkeklere göre oldukça yüksek çıktı. Oruç tutmayan hastalarda karın ve mide ağrısı, bulantı ve kusma ile ishalin görülme sıklığı yüzde 26,9 iken, tutanlarda bu oran yüzde 18,7 şeklindeydi. Oruç tutanlar daha çok üst solunum yolları enfeksiyon semptomlarıyla acile geldi."
Koçak, oruç tutan hastaların yüzde 5,3'üne hastane yatışı yapılırken, oruç tutmayanlarda bu oranın yüzde 10,8 olduğuna dikkati çekti.
- Oruç tutanlar çoğunlukla iftardan sonra hastaneye başvurmuş
Oruç tutmayanların hastanede kalış süresinin 5 ila 45 dakika arasında olduğunu dile getiren Koçak, şu bilgileri paylaştı:
"Hastaların oruç tutma durumuna göre başvuru saatleri karşılaştırıldığında, 08.00-12.00 arasında başvuranların yüzde 59,3'ünün, 12.00-18.00 saatleri arasında başvuranların yüzde 63,9'unun oruç tutmadığı görüldü. 21.00-01.00 arasında başvuranların ise tam tersi, yüzde 58,8'i oruç tutmaktaydı. Diğer zaman dilimlerinde ise oruç tutan ve tutmayanların başvuru oranları arasında anlamlı fark yoktu."