Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Demokrasi Ve Özgürlükler Adası' Ziyareti
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) 'Bu adanın (Demokrasi ve Özgürlükler Adası) fevkalade bir durum olmazsa yıl sonu itibarıyla açılışını yapacağız' 'Böylece adayı, temennim odur ki; sadece ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim' 'Ada, ziyaretçilerin 27 Mayıs darbesi sonrası yaşanan yargılamaları gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri ve bu hissin bütün ziyaretçilere yayılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece, 27 Mayıs'ta yaşananların mimari anlamda yaşatılarak, tarihte yaşanmış acılarla yüzleşilmesi, onlardan ders çıkarıp geleceğe umutla bakılması amaçlanmıştır' 'Sivriada'da bir amfi tiyatro yapabilirsek burası süper bir şey olur. Sivriada'yı da çok çok önemli bir cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum'
Erdoğan, "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak yeniden düzenlenen Yassıada'yı ziyaret ederek çalışmalar konusunda bilgi aldı.
Gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve gazetecilerle söyleşi yapan Erdoğan, "Yaslıada" olarak ifade ettiği Yassıada'nın ismini 14 Aralık 2013'te "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değiştirdiklerini anlattı.
Erdoğan, "Bu adanın fevkalade bir durum olmazsa yıl sonu itibarıyla açılışını yapacağız." bilgisini verdi.
Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile yaptıkları anlaşma ve yüklenici firmanın yaptığı çalışmalara değinen Erdoğan, tüm malzemenin dışarıdan getirilmesi, burada inşaatların sürdürülebilmesi, çevre düzenlemesi ve peyzaj gibi tüm çalışmaların kolay şartlarda olmadığını söyledi. Erdoğan, adadaki çalışmaların 5 yıldır sürdüğünü hatırlattı.
Yıl sonu itibarıyla projenin tamamlanacağını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nı da böylece hayata geçirmiş olacağız. Burası, 27 Mayıs 1960 darbesinin sembol mekanlarından biri. Darbenin 59. yıl dönümünde darbenin şehitleri merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakan arkadaşları Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu bu adada yargılandılar, ne yazık ki İmralı'da da idam edildiler. Yassıada'yı ziyaret ederek sona gelen çalışmaları istedim ki yerinde bir göreyim. Sürekli buradan geçişte helikopterle denetledim, baktım. İnşaat süreci içerisinde ilk defa inerek yerinde görelim istedim. Sizler de zannediyorum yargılamanın yapıldığı salonun dışında her yeri gördünüz. Salonun henüz iç kısmı bitmiş değil. Bunu da yıl sonu itibarıyla bitirmiş olacağız. Böylece adayı, temennim odur ki; sadece ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim. Burada toplantı yapılır, diyelim 3 gün, 4 gün girilir, 1 haftaysa 1 hafta girilir ve burada bu toplantılar yapılır. Ondan sonra da sonuç burada açıklanarak bu toplantılar buradan dağılır. Bunları şehrimizin merkezinde yaptık bugüne kadar. İstanbul'da, Antalya'da, Ankara'da yaptık. Şimdi de böyle bir adada, böyle bir yerde, hiç kimsenin gelemeyeceği, gelmediği, sadece aktörlerin geldiği ve toplantıya katıldığı bir yer olarak burayı değerlendirelim istedik."
TOBB'nin projeye "evet" dediğini hatırlatan Erdoğan, "İşletmesi kendilerine ait olacak. Bu işletmeyle birlikte bizlere de belli bir süre tahsis edilmek üzere devlet olarak da müsaade ederlerse bazı toplantılarımızı burada yapacağız." dedi.
- "27 Mayıs 1960, Türk demokrasi tarihinde kara bir leke"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs 1960'ın, Cumhuriyet tarihinde milli iradeye karşı yapılmış ilk askeri darbe ve Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak hatırlandığını vurgulayarak, "Darbe sonrasında 592 kişilik Demokrat Parti kadrosunun 11 ay boyunca sözde yargılamaları burada gerçekleştirilmiştir. Bu sözde yargılamalar dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idam edilmesiyle, idama giden bir yol olmuştur burası. Bu nedenle Yassıada adeta bir Yaslıada olarak anılmıştır." diye konuştu.
- "Bu ada acılarla anılan bir kimliğe sahiptir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yassıada'da 1960 darbesi öncesinde yapılan lojman ve spor tesislerinin, 1960 darbesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin en hukuksuz yargılamalarının yapıldığı salonlara ve zindanlara dönüştüğünü belirterek, şunları anlattı:
"Tarihi olarak da Bizans döneminden beri politik sürgünlere, haksız ve hukuksuz yargılamalara, idam süreçlerine şahitlik etmiş olan bu ada acılarla anılan bir kimliğe sahiptir. Bu doğrultuda demokrasi tarihimizde verdiğimiz mücadeleleri unutturmamak, toplumumuzda geçmişten aldığı referanslarla bir gelecek vizyonu sunabilmek, tüm dünyaya demokrasi ve özgürlükler adına mesaj vermek adına 2015 yılında Yassıada'nın Demokrasi ve Özgürlükler Adasına dönüştürülmesini öngören bir proje başlattık. Bu girişimle, 27 Mayıs darbesinin demokrasi şehitlerinin tutulduğu Yassıada, bir tarih platosuna dönüştürülmüştür. Adada hukuksuz yargılamaların gerçekleştiği spor salonu ile adanın merkezinde bulunan tarihi tüm yapılar muhafaza edilerek ve çevresindeki yeşil dokuyla entegresi sağlanarak bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir.
Bu projede, karanlıktan aydınlığa geçişi simgeleyen ve demokrasimizin geleceğine ışık tutan Demokrasi Feneri, Sonsuzluk İskelesi, Özgürlük Platformu, Demokrasi Şehitleri Anıtı, kütüphane, müze, konferans salonu, 27 Mayıs canlandırma alanı ve sergi salonları gibi pek çok yapı yer almaktadır. Ada, ziyaretçilerin 27 Mayıs darbesi sonrası yaşanan yargılamaları gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri ve bu hissin bütün ziyaretçilere yayılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece, 27 Mayıs'ta yaşananların mimari anlamda yaşatılarak, tarihte yaşanmış acılarla yüzleşilmesi, onlardan ders çıkarıp geleceğe umutla bakılması amaçlanmıştır."
- "Demokrasi Feneri, demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacak"
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nda demokrasi mücadelesi ve bu uğurda hayatlarını kaybeden tüm şehitlerin isimleri ve hatıralarının ebediyen yaşatılacağına dikkati çeken Erdoğan, adada, yargılama sürecinde kullanılmış yapıların özgünlüğü korunarak görsel ve fiziksel anlatımlarla zenginleştirildiğini ve "27 Mayıs Tarih Platosu", "Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi" ve "Adnan Menderes Kongre Merkezi" olarak darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle ışık tutulacağını anlattı.
Adadaki 24 metre yükseliğindeki Demokrasi Feneri'nin İstanbul kıyılarıyla Adalar'a yansıyan bir ışık kaynağı olarak demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacağını vurgulayan Erdoğan, "Bütün bunlarla beraber burada asıl derdimiz kapalı spor salonu, yargılama alanı olarak kullanılmış. Şimdi orayı bizler inşallah bir müzeye dönüştüreceğiz. Bu konuda objelerle toplandı, toplanıyor. Bu objelerle burası zenginleştirilecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi 600 kişilik. Burada birçok kongre yapma imkanı bulacağız. Yüklenici olarak işletmesi de TOBB'a ait olmak üzere, burada bu tür toplantıların yapılması adaya farklı bir zenginlik kazandıracaktır." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilerin adaya yoğun bir şekilde taşınarak "Burada neler olmuş, Türkiye’nin demokrasi tarihinde neler var? Bunun arkasında kimler var? Milli irade burada nasıl dar ağacına çekilmiş? Kimler tarafından çekilmiş?" konularında bilgilendirileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tarih bilinmezse geleceği hiçbir zaman belirleyemezsiniz. Bunun arkasında kimler var? Bunlar ortaya konulmalı. Özellikle bir CHP anlayışının ne olduğu burada bizzat yerinde görülmüş olacak. Hakimin şu ifadesi önemli; bizi buraya gönderen irade derken, o irade kim? Bu irade, o irade ne yapıyor? Böyle emretmiş. Böyle emrettiği için de bir ülkenin Başbakanı'na, Dışişleri Bakanı'na, Maliye Bakanı'na burada idam kararı veriliyor. Ondan sonra da İmralı'da idam ediliyorlar. Bunu nesillerin bilmesi lazım. Bunu nesiller bilecek ki, ona göre milli iradenin değeri, kıymeti ortaya çıksın. Yoksa atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Bizim artık buna, bu kuşaklarla beraber 'dur' dememiz lazım. Bunları okurlarınıza özellikle işlemeniz, televizyon programlarında aynı şekilde anlatmanız gerekiyor ki; bu oyunlar tekrar tekrar yine gündemimize gelmesin. Bunların artık silinip gitmesi lazım."
Erdoğan, uluslararası toplantılara gelenlere de adanın bu özelliklerini de anlatacaklarını belirterek, "Bu adadan bunlar geçti. Bu adada bir Başbakan'ın idamı aynen onaylandı, iki bakanın idamı onaylandı." ifadelerini kullandı.
- "Bileceğiz ki aynı tuzağa bir daha düşmeyelim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu milletin tarihinde neler olduğunun bilinmesinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bileceğiz ki, aynı tuzağa bir daha düşmeyelim. Bilmezsek daha çok tuzaklar kurarlar. Burası aynı zamanda bir ispat. Yıl sonuna kadar fevkalade bir durum olmazsa burayı bitireceğiz. Burayı süratle yıl sonuna kadar bitirelim çünkü biraz sarkmamız oldu. Burası inşallah dünyada anılacak. Özellikle öğrencilerimiz için gerek müze gerekse birçok etkinlikte burasının anılması çok çok önemli. Devreye girdiği andan itibaren burada çok büyük bir imkan söz konusu."
- "Sivriada'yı cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakınlardaki Sivriada'ya da ilişkin şu bilgileri verdi:
"Bir de daha sonra hemen karşı tarafımızda Sivriada var. Sivriada'da bir amfi tiyatro yapabilirsek burası süper bir şey olur. O taş ocağı zaten tamamen avuç içi gibi olmuş. Onu bir amfi tiyatro haline getirdiğimiz zaman orası muhteşem bir şey olur. Konserler verilebilir, her şey orada yapılabilir. Birçok etkinliklerde burayla bağlantılar da kurulabilir. Pendik tarafıyla buradaki otellerle kurulabilir. Buradaki bağlantılar kurulmak suretiyle Sivriada'yı da çok çok önemli bir cazibe merkezi haline getirebileceğimize inanıyorum. Şartları biraz zor ama ben inanıyorum ki azmi, inancı olan insana zor her zaman kolay olur. Bunu da başarmamızda çok büyük fayda var."
(Sürecek)