Batuhan Yaşar Açıklaması 'Ekrem Bey Belediyede 18 Gün Ne Aradı?'
İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde Ekrem İmamoğlu’nun şahinleşmesine dikkat çekti. İmamoğlu ekibinin İBB’de neden her yeri didik didik aradığını köşesine taşıyan Yaşar, Canan Kaftancıoğlu’nun yine “görünmez” olmasına da dikkat çekti.
Batuhan Yaşar’ın köşe yazısının tamamı ise şöyle:
"Yüzlerce televizyon yayını, röportaj yaptık..
Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve belediye başkanları..
Ama hiçbiri “bunu bırak diğer konuya geç” demedi..
Yunan gazetesi her şeyi yazar..
Sen de çıkar açıklama yaparsın:
“Yok öyle değil, işin aslı böyle” dersin..
Olur biter..
O yok, bu yok..
“Oraya bir ünlem koy bırak” dedi sürekli..
Bu laf mı şimdi?
Oldu olacak kendi sorup kendi cevaplasaydı..
Sevgi pıtırcığına, kelebeğine ne oldu da bir anda yırtıcı şahine dönüştü böyle?
“İSRAF DİZ BOYU”
Ekrem Bey algıyı çoktan kurgulamış:
-“İstanbul Büyükşehir Belediyesinde israf ve yolsuzluk diz boyu..”
Büyük büyük kartonlar hazırlatmış..
“Binlerce araç için milyonlar ödeniyor” diyor..
Peki işin aslı öyle mi?
İBB açıkladı:
“Binlerce araç değil sadece 120 araç kiralanmıştır..”
Şimdi ne olacak?
3 bin nire 120 nire..
Kamuoyunu yanıltmak, manipüle etmek doğru mu?
“İşte uygulanamayan projeler sebebiyle de zarar şu kadar milyon lira..”
Hangi proje veya projeler?
Bu milyonları nasıl hesapladınız Ekrem Bey?
Yetkililere sordum..
“Kartonlara” cevaplar geliyor..
Aslında bu konu bir an evvel yargıya da taşınmalı..
DİDİK DİDİK ETTİLER
Ulaştığımız bilgilere göre İBB’de her yer didik didik edildi..
Yolsuzluk dosyaları arandı..
“Ekrem Bey 18 günde ne yaptı?” sorusuna en doğru cevap şu olur herhâlde:
1-İstanbul ve İstanbulluların bütün mahrem verileri kopyalanmaya çalışıldı..
(Hâlâ neden kopyalama talimatı verdiğini açıklamadı.. Bunu bilmek hepimizin hakkı..)
2-İBB’de köşe bucak “yolsuzluk dosyası” arandı..
Yaklaşık 10 gün önce şöyle demişti:
-“İBB’de bulduğumuz, tespit edebildiğimiz ne varsa kamuoyu ile paylaşacağız..”
Ne oldu?
Hani nerede bu yolsuzluk dosyaları?
Son dönemde ne söylediyse, hangi kartonu gösterdiyse 1 saat sonra yalanlanıyor..
Ekrem Bey’in aşırı sinirliğinin sebebi sürekli tekzip edilmesi mi?
RÜYADAN UYANILDI
AK Parti yeni bir heyecanla sahaya indi..
Sahura kadar çalışılıyor..
Gençlerle iletişime geçildi..
Vatandaşa daha fazla dokunulmaya başladı.
.
Sosyal medyada skor 1-1’e getirildi.
.
31 Mart öncesi herkesin kafasında “nasıl olsa kazanırız” düşüncesi vardı..
Çalışmadan, emek vermeden bu işlerin olmayacağı çok iyi anlaşıldı..
Binali Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2,5 saatlik o görüşmesinden sonra sahaya indi..
Hep dışarıda.. Vatandaşla haşır neşir..
Morali yüksek..
Maalesef proje konuşmayı bıraktık..
İşin tabiatı gereği konu başka başka yerlere evrildi..
Siyaset, spekülasyon, polemik tamam ama..
Yarın seçim bitince İstanbullu yine trafik meselesiyle baş başa kalacak..
Bu tartışmaları hatırlamayacağız bile..
Şehrin gerçek gündemine dönülecek..
Binali Bey’in İstanbul trafiğinin çözümüne yönelik projeleri önemliydi..
Ama hiçbirini konuşamıyoruz..
SAĞ SEÇMEN VE İKİ MASKE
Hep şunları duyuyoruz:
-“CHP’nin milliyetçi-muhafazakâr adayları ve söylemleri sağ seçmenin kafasını karıştırdı..”
-Anadolu’da olmadı ama sağ seçmen büyükşehirlerde CHP adaylarına oy verdi..
Peki nasıl oldu da sağ seçmen bu iki maskeye kandı, inandı?
Bakın muhafazakâr oylarda sıkıntı olmaması için Canan Kaftancıoğlu yine “görünmez” oldu..
Anlaşılan 23 Haziran’a kadar göremeyeceğiz kendisini..
Ama atmosfer değişiyor..
Durum seçmen nezdinde yavaştan kavranmaya başlandı..
Saha analizlerine göre de oylar ait olduğu yerlere geri dönüyor..
Ekrem Bey’in makam katına koydurduğu X-ray cihazı seçmenin kafasında soru işaretleri doğurdu..
“Veri kopyalama” konusu seçmende güven bunalımı oluşturdu..
Sosyal medya tabii ki çok önemli..
Ama seçim Twitter, Facebook ve Instagram ile kazanılmıyor..
Binali Bey sahadaki ağırlığını giderek arttırıyor.
Bütün kampanya tek elden yönetiliyor..
MHP teşkilatı da tam kadro sahada..
Devlet Bey, İstanbul’u boş bırakmıyor..
Sonuç veren etkili sinerji dalgaları seçmene kadar ulaşmış durumda..
En önemli olan da ne biliyor musunuz?
Binali Yıldırım ilk kez psikolojik üstünlüğü de ele geçirdi..."
Kaynak: İHA
"Yüzlerce televizyon yayını, röportaj yaptık..
Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve belediye başkanları..
Ama hiçbiri “bunu bırak diğer konuya geç” demedi..
Yunan gazetesi her şeyi yazar..
Sen de çıkar açıklama yaparsın:
“Yok öyle değil, işin aslı böyle” dersin..
Olur biter..
O yok, bu yok..
“Oraya bir ünlem koy bırak” dedi sürekli..
Bu laf mı şimdi?
Oldu olacak kendi sorup kendi cevaplasaydı..
Sevgi pıtırcığına, kelebeğine ne oldu da bir anda yırtıcı şahine dönüştü böyle?
“İSRAF DİZ BOYU”
Ekrem Bey algıyı çoktan kurgulamış:
-“İstanbul Büyükşehir Belediyesinde israf ve yolsuzluk diz boyu..”
Büyük büyük kartonlar hazırlatmış..
“Binlerce araç için milyonlar ödeniyor” diyor..
Peki işin aslı öyle mi?
İBB açıkladı:
“Binlerce araç değil sadece 120 araç kiralanmıştır..”
Şimdi ne olacak?
3 bin nire 120 nire..
Kamuoyunu yanıltmak, manipüle etmek doğru mu?
“İşte uygulanamayan projeler sebebiyle de zarar şu kadar milyon lira..”
Hangi proje veya projeler?
Bu milyonları nasıl hesapladınız Ekrem Bey?
Yetkililere sordum..
“Kartonlara” cevaplar geliyor..
Aslında bu konu bir an evvel yargıya da taşınmalı..
DİDİK DİDİK ETTİLER
Ulaştığımız bilgilere göre İBB’de her yer didik didik edildi..
Yolsuzluk dosyaları arandı..
“Ekrem Bey 18 günde ne yaptı?” sorusuna en doğru cevap şu olur herhâlde:
1-İstanbul ve İstanbulluların bütün mahrem verileri kopyalanmaya çalışıldı..
(Hâlâ neden kopyalama talimatı verdiğini açıklamadı.. Bunu bilmek hepimizin hakkı..)
2-İBB’de köşe bucak “yolsuzluk dosyası” arandı..
Yaklaşık 10 gün önce şöyle demişti:
-“İBB’de bulduğumuz, tespit edebildiğimiz ne varsa kamuoyu ile paylaşacağız..”
Ne oldu?
Hani nerede bu yolsuzluk dosyaları?
Son dönemde ne söylediyse, hangi kartonu gösterdiyse 1 saat sonra yalanlanıyor..
Ekrem Bey’in aşırı sinirliğinin sebebi sürekli tekzip edilmesi mi?
RÜYADAN UYANILDI
AK Parti yeni bir heyecanla sahaya indi..
Sahura kadar çalışılıyor..
Gençlerle iletişime geçildi..
Vatandaşa daha fazla dokunulmaya başladı.
.
Sosyal medyada skor 1-1’e getirildi.
.
31 Mart öncesi herkesin kafasında “nasıl olsa kazanırız” düşüncesi vardı..
Çalışmadan, emek vermeden bu işlerin olmayacağı çok iyi anlaşıldı..
Binali Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2,5 saatlik o görüşmesinden sonra sahaya indi..
Hep dışarıda.. Vatandaşla haşır neşir..
Morali yüksek..
Maalesef proje konuşmayı bıraktık..
İşin tabiatı gereği konu başka başka yerlere evrildi..
Siyaset, spekülasyon, polemik tamam ama..
Yarın seçim bitince İstanbullu yine trafik meselesiyle baş başa kalacak..
Bu tartışmaları hatırlamayacağız bile..
Şehrin gerçek gündemine dönülecek..
Binali Bey’in İstanbul trafiğinin çözümüne yönelik projeleri önemliydi..
Ama hiçbirini konuşamıyoruz..
SAĞ SEÇMEN VE İKİ MASKE
Hep şunları duyuyoruz:
-“CHP’nin milliyetçi-muhafazakâr adayları ve söylemleri sağ seçmenin kafasını karıştırdı..”
-Anadolu’da olmadı ama sağ seçmen büyükşehirlerde CHP adaylarına oy verdi..
Peki nasıl oldu da sağ seçmen bu iki maskeye kandı, inandı?
Bakın muhafazakâr oylarda sıkıntı olmaması için Canan Kaftancıoğlu yine “görünmez” oldu..
Anlaşılan 23 Haziran’a kadar göremeyeceğiz kendisini..
Ama atmosfer değişiyor..
Durum seçmen nezdinde yavaştan kavranmaya başlandı..
Saha analizlerine göre de oylar ait olduğu yerlere geri dönüyor..
Ekrem Bey’in makam katına koydurduğu X-ray cihazı seçmenin kafasında soru işaretleri doğurdu..
“Veri kopyalama” konusu seçmende güven bunalımı oluşturdu..
Sosyal medya tabii ki çok önemli..
Ama seçim Twitter, Facebook ve Instagram ile kazanılmıyor..
Binali Bey sahadaki ağırlığını giderek arttırıyor.
Bütün kampanya tek elden yönetiliyor..
MHP teşkilatı da tam kadro sahada..
Devlet Bey, İstanbul’u boş bırakmıyor..
Sonuç veren etkili sinerji dalgaları seçmene kadar ulaşmış durumda..
En önemli olan da ne biliyor musunuz?
Binali Yıldırım ilk kez psikolojik üstünlüğü de ele geçirdi..."