İşverenler Sosyal Medya Üzerinden 'Sosyal İşe Alıma' Yöneldi

PERYÖN-Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Başkanı Berna Öztınaz, sosyal medyanın işverenler için aday havuzunu genişletmede önemli bir fonksiyon üstlendiğini belirterek yeni trendi ‘sosyal işe alım’ olarak niteledi.

İşverenler Sosyal Medya Üzerinden 'Sosyal İşe Alıma' Yöneldi
İK dünyasının yeni trendi sosyal işe alımı ve kurumların bu konuya yaklaşımını değerlendiren PERYÖN Başkanı Berna Öztınaz, “Bugün gelinen noktada, Endüstri 4.0 ve dijitalleşme, kurumları hedefledikleri adaylara ulaşmak için dijital teknolojilerden ve sosyal medyadan daha fazla yararlanmaya yöneltiyor. Birçok şirket, sosyal medyanın gücünü görerek işe alım planlamalarının bir kısmını, bu kanalı da kullanarak yapıyor.’Sosyal işe alım’ olarak adlandırılan bu etkili yöntem sayesinde çeşitli sosyal medya araçları İK sürecine dahil ediliyor. Potansiyel adayların bulunmasında, işveren markası iletişiminde kurum, sosyal işe alım ve İK süreçleri kültürünü güçlendirerek işe alım süreçlerinin geliştirilmesinde sosyal medyadan yararlanıyor”dedi.

“Hem marka güçleniyor hem de sosyal medyaya şans veriliyor”

Sürecin daha etkileşimli ve katma değerli olması için özel uygulamalar yapıldığını ve bu alanda özel ekipler çalıştığını ve hatta özel bütçeler oluşturulduğunu ifade eden Öztınaz şu değerlendirmede bulundu:

“Sosyal medya işveren markasını güçlendirmekte de önemli bir araç. Sosyal medyanın anlık, hızlı ve dinamik etkileşimi şart koşan bir platform olması işveren markasını güçlendirmesinde önemli bir etken oluyor. Aynı dinamik işe alımlar için de geçerli. Şirketlerin kariyer temsilcileri, aday seçim sürecinde tüm sosyal medya platformlarını kullanarak, yeteneklerin bu kanallar üzerinden paylaşımda bulunmasını sağlıyor. Sosyal medyada çeşitli oyunlar, yarışmalar kurgulanarak potansiyel adayların ilgisi çekiliyor. Bu gibi çalışmalardan yararlanarak yüzbinlerce yeteneğe ulaşmak mümkün olabiliyor”.

“Özgeçmiş ile sosyal medya bilgisi karşılaştırılıyor”

Sosyal medya kullanımının kurumlara insan kaynakları sürecinde hız ve maliyet avantajı sağladığını, bu nedenle pek çok kurumun bu iş için özel bütçeler oluşturduğu hatta departmanlar kurduğunu anlatan Öztınaz şu bilgileri verdi: “Başvuru toplama, yönetme, şirket tanıtım faaliyetleri, yetenek haritası, staj programları, yarışmalar, kurumsal kültür ve çalışma ortamının paylaşılması gibi iletişim faaliyetlerinde kurumların en önemli araçlarından biri olarak kullanılıyor. Facebook, Twitter, Instagram, LinkedIn başta olmak üzere, işverenler de tıpkı iş arayan adaylar gibi sosyal medya platformlarını inceliyor. Sosyal medya hesapları önemli bir referans kaynağı oluyor ve süreçleri kolaylaştırıyor. Özgeçmişlerde adaylar tarafından iletilen bilgilerin doğruluğu sosyal medya hesaplarından kontrol edilebiliyor. Sosyal işe alım, klasik yöntemlerle ilerleyen işe alımlardaki süreç, aday ve referans kontrolleri gibi ayrıntıları hızlı bir şekilde aşabilmeye yardımcı oluyor”.

“Etik boyuta dikkat ediliyor, konu kişisel verilerin korunması kapsamında ele alınıyor”

Konun etik boyutuna da dikkat çeken Berna Öztınaz, “Sosyal işe alımda işverenlerin etik tartışmaları ortadan kaldırabilmeleri ve süreci şeffaflaştırabilmeleri için öncelikle adayın sosyal medya incelemesine rızasının olmasına dikkat etmeleri gerekiyor. Rızası olmayan adayların sosyal medya hesaplarının incelenmesi kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında ele alınıyor” dedi.

Kaynak: İHA