Ramart'ta 'Genç Sanat Ve Genç Koleksiyoner' Söyleşisi

Ressam Kadir Akyol: 'Türkiye'de Rönesans veya öncesini yaşamadığımız için biraz havadan başlıyorduk sanata ama artık herkes aynı seviyede, çünkü Rönesans'ı yaşayıp yaşamamanın öneminin kalmadığı bir dönemdeyiz. Herkes şu an dijital çağ işleri yapıyor. Ben bu durumu olumlu bir gelişme olarak görüyorum' 'Eğer bir sanatçı kendi çağdaşı bir İspanyol, İngiliz ya da Amerikalı sanatçının neler yaptığını, nasıl bir eğitim aldığını, nelerden etkilendiğini bilmiyorsa maalesef yerelde kalmaya mahkumdur' Koleksiyoner Toygun Tunçer: 'Hiçbir zaman sanatı yatırım aracı olarak görmedim. Paranın anlamsız olduğu noktasından hareketle sanatı yakalayabilen şanslılardan olmak gerektiğini düşünüyor ve öyle hareket etmeye çalışıyorum'

Ressam Kadir Akyol, "Türkiye'de Rönesans veya öncesini yaşamadığımız için biraz havadan başlıyorduk sanata ama artık herkes aynı seviyede, çünkü Rönesans'ı yaşayıp yaşamamanın öneminin kalmadığı bir dönemdeyiz. Herkes şu an dijital çağ işleri yapıyor. Ben bu durumu olumlu bir gelişme olarak görüyorum." dedi.

Sanata yeni bir bakış açısı getirmek amacıyla Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde bu yıl ilki düzenlenen Ramart Platform'a konuk olan ressam Kadir Akyol ile koleksiyoner Toygun Tunçer, "Deneyim Aktarımı" programında söyleşi yaptı.

"Genç Sanat ve Genç Koleksiyoner" başlıklı etkinlikte konuşan Akyol, sanata yatırım yapmanın önemine değindi.

Akyol, yakından takip ettiği teknolojik gelişmelerden ilham aldığını ve teknolojinin sanata yansımalarının bir değişim dönüşüm getireceğini belirterek, "Ruhun bilinçle ilgili bir şey olduğuna inanıyorum. Yani esas olanın bilinç olduğu, her nesnenin her maddenin bir bilince sahip olduğunu düşünüyorum. Beş duyu organımızla algılayamadığımız maddelerin de bir bilinci olduğuna inanıyorum." diye konuştu.

İletişim çağında yaşandığının ve bu bağlamda dünyadaki sanatçıları takip etmenin eskisi kadar zor olmadığının altını çizen Akyol, şunları kaydetti:

"Türkiye'de Rönesans veya öncesini yaşamadığımız için biraz havadan başlıyorduk sanata ama artık herkes aynı seviyede, çünkü Rönesans'ı yaşayıp yaşamamanın öneminin kalmadığı bir dönemdeyiz. Herkes şu an dijital çağ işleri yapıyor. Ben bu durumu olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ben bir sanatçı olarak şu an çağdaşlarımın güncel neler yaptığını çok rahat takip edebiliyorum. Eğer bir sanatçı kendi çağdaşı bir İspanyol, İngiliz ya da Amerikalı sanatçının neler yaptığını, nasıl bir eğitim aldığını, nelerden etkilendiğini bilmiyorsa maalesef yerelde kalmaya mahkumdur. Bu çağda sosyal medyayı iyi kullanmıyorsan var olamıyorsun. Eğer bu ilişkileri ve yetileri geliştirememişse bir sanatçının bu çağda var olabilmesinin çok zor olduğunu düşünüyorum."

- "Sanat köyü kurma hayalimiz var"

İş adamı ve koleksiyoner Toygun Tunçer ise Akyol'un çalışmalarını maddi düşünceden sıyrılmış, sadece yüksek duyguları ve maneviyatı yaşattığı için takip ettiğini dile getirdi.

Tunçer, insanlığın ortak değeri olan sanat eserlerinin sonsuza kadar kalabilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Koleksiyonerlik olgusu biraz parayla ya da yatırımla ilişkilendiriliyor. Aslında tam olarak böyle değil. Ben bunu çocuklarıma, yarının dünyasına bırakılabilecek bir miras olarak algılıyorum. Hiçbir zaman sanatı yatırım aracı olarak görmedim. Paranın anlamsız olduğu noktasından hareketle sanatı yakalayabilen şanslılardan olmak gerektiğini düşünüyor ve öyle hareket etmeye çalışıyorum."

Daha güzel bir dünya için koleksiyonerliğin önemine işaret eden Tunçer, "Sanata ve sanatçıya verdiğimiz önemle insanlığımızı biriktirebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Toygun Tunçer, Akyol ile İzmir Urla'da bir sanat köyü projesini hayata geçirmeyi hayal ettiklerini sözlerine ekleyerek, "Memleketimizde kaç şanslı insan vardır acaba sanatçıların atölyelerine girebilen, onların atölyelerine katılabilen? Bu tarz platformları oluşturmak gerekiyor. Bu projeyi yeni jenerasyon sanatçılar ve sonrasında devam eden eserlerin takibi konusunda çok daha teknolojik bir formata taşıyalım istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA