Hukukçulardan İBB Başkanlığı Seçiminin Yenilenmesi Çağrısı
Uluslararası Hukukçular Birliği: 'Milli iradeye saygı, seçmenin iradesine saygı, seçilecek başkanın tam bir güvenle seçilip çalışması bakımından bunca şaibe ile malul olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin, açık, şeffaf, güvenli bir şekilde yenilenmesi zorunludur' Türkiye Hukuk Platformu: 'Seçim sonuçlarına itiraz etmek, seçimi, demokrasiyi tanımamak anlamına asla gelmeyeceği gibi hukuk devletinin bir zarureti olarak da görülmelidir. Unutulmamalıdır ki ülkemizde daha önce gerçekleştirilen mahalli seçimlerde de bu itirazlar neticesinde kazanan tarafların el değiştirdiği görülmüştür. 2014 yerel seçimlerinde Yalova'da ve Ağrı'da yapılan itirazlar ve sonuçları unutulmamalıdır'
Uluslararası Hukukçular Birliği, milli irade ve seçmenin iradesine saygı, başkanın tam bir güvenle seçilip çalışması bakımından bunca şaibe ile malul olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin, açık, şeffaf ve güvenli şekilde yenilenmesi çağrısında bulundu.
Uluslararası Hukukçular Birliğinden yapılan açıklamada, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin, yıllarca sürecek bir tartışmanın odağına oturduğu aktarıldı.
Açıklamada, seçimlerin İstanbul'daki kısmında bazı sandık görevlilerinin seçmene eksik oy pusulası vermesi, bazı sandık görevlilerinin seçmene tercih mührü basılmış oy pusulası vermesi, İstanbul'un Büyükçekmece ilçesine ilçe dışından seçmen olarak taşınıp oy kullandırılan kişiler için sahte ikamet adresi olarak anaokulu, tır garajı, boş arsalar ve inşaatların gösterilmesi, bazı partilerin sandıktan çıkan duruma göre 171- 200 gibi oylarının sıfır olarak yazılması, bir partinin oylarının bazı sandıklarda bir başka partiye yazılması gibi hataların yapıldığı belirtildi.
Söz konusu usulsüzlüklerin tesadüfen yapıldığına inanmanın mümkün olmadığına vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Her bir seçmenin tek oyunun dahi heba olmaması için bütün bu hususların bütün boyutlarıyla ve bağlantılarıyla ortaya çıkarılması zorunludur. Seçmenin seçtiği adayın göreve getirilmesi, millet iradesinin ve hukukun gereğidir. Seçmenin vermediği yetkiyi usulsüz ve sahtecilikle almaya çalışmak veya almak ise bir yandan millet iradesine saygısızlık, bir yandan da hukuka aykırıdır. Türk seçim hukuku ve ceza hukuku açısından da suçtur. Milleti birbirine düşürme çabasıdır. Hangi partiye mensup olursa olsun her bir seçmenin oyu değerlidir. Bu oyun herhangi bir yöntemle geçersiz hale getirilmesi, bir başka partiye yazılması kabul edilemez. İlçe seçim kurulları, il seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu, kararlarında milletin iradesini esas almalı ve hukuktan ayrılmamalıdır. Milli iradeye saygı, seçmenin iradesine saygı, seçilecek başkanın tam bir güvenle seçilip çalışması bakımından bunca şaibe ile malul olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin, açık, şeffaf, güvenli bir şekilde yenilenmesi zorunludur."
- Türkiye Hukuk Platformu
Konuya ilişkin Türkiye Hukuk Platformu'ndan yapılan açıklamada ise Türkiye'deki seçimlere katılım oranlarına vurgu yapılarak, halkın demokratik haklarına sahip çıkmalarının dikkati çekici olduğu aktarıldı.
Açıklamada, demokrasinin tam anlamıyla sağlanması adına sadece oy kullanmanın yeterli olmadığı belirtilerek, oyların neticelerine de sahip çıkılması gerektiği kaydedildi.
Bunun aynı zamanda vatandaşların iradesinin gerçek bir şekilde tezahürü açısından önem arz ettiği aktarılan açıklamada, "Oy sonuçlarının yanlış girilmesi, sandık oy sayım tutanaklarında kaydırmaların yapılması, oy sayım cetvellerindeki sayıların değiştirilmesi demokrasinin ve millet egemenliğinin sandığa doğru bir şekilde yansımasının önüne geçecek gelişmelerdir. Hukuk devletinde bu tarz zafiyetlere yer yoktur. Bunun için itiraz mekanizmaları geliştirilmiştir. Seçim sonuçlarına itiraz etmek seçimi, demokrasiyi tanımamak anlamına asla gelmeyeceği gibi hukuk devletinin bir zarureti olarak da görülmelidir. Unutulmamalıdır ki ülkemizde daha önce gerçekleştirilen mahalli seçimlerde de bu itirazlar neticesinde kazanan tarafların el değiştirdiği görülmüştür. 2014 yerel seçimlerinde Yalova'da ve Ağrı'da yapılan itirazlar ve sonuçları unutulmamalıdır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, 31 Mart'taki mahalli idareler genel seçimlerinin sonuçlarının, millet iradesinin tecelli etmesi olarak algılanması gerektiğine vurgu yapılarak, "Yapılan itirazlar en kısa sürede il, ilçe seçim kurullarınca ve son olarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından kuşkuya yer bırakılmaksızın nihayete erdirilerek ilan edilmelidir." değerlendirmesi yapıldı.
Kaynak: AA
Uluslararası Hukukçular Birliğinden yapılan açıklamada, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin, yıllarca sürecek bir tartışmanın odağına oturduğu aktarıldı.
Açıklamada, seçimlerin İstanbul'daki kısmında bazı sandık görevlilerinin seçmene eksik oy pusulası vermesi, bazı sandık görevlilerinin seçmene tercih mührü basılmış oy pusulası vermesi, İstanbul'un Büyükçekmece ilçesine ilçe dışından seçmen olarak taşınıp oy kullandırılan kişiler için sahte ikamet adresi olarak anaokulu, tır garajı, boş arsalar ve inşaatların gösterilmesi, bazı partilerin sandıktan çıkan duruma göre 171- 200 gibi oylarının sıfır olarak yazılması, bir partinin oylarının bazı sandıklarda bir başka partiye yazılması gibi hataların yapıldığı belirtildi.
Söz konusu usulsüzlüklerin tesadüfen yapıldığına inanmanın mümkün olmadığına vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Her bir seçmenin tek oyunun dahi heba olmaması için bütün bu hususların bütün boyutlarıyla ve bağlantılarıyla ortaya çıkarılması zorunludur. Seçmenin seçtiği adayın göreve getirilmesi, millet iradesinin ve hukukun gereğidir. Seçmenin vermediği yetkiyi usulsüz ve sahtecilikle almaya çalışmak veya almak ise bir yandan millet iradesine saygısızlık, bir yandan da hukuka aykırıdır. Türk seçim hukuku ve ceza hukuku açısından da suçtur. Milleti birbirine düşürme çabasıdır. Hangi partiye mensup olursa olsun her bir seçmenin oyu değerlidir. Bu oyun herhangi bir yöntemle geçersiz hale getirilmesi, bir başka partiye yazılması kabul edilemez. İlçe seçim kurulları, il seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu, kararlarında milletin iradesini esas almalı ve hukuktan ayrılmamalıdır. Milli iradeye saygı, seçmenin iradesine saygı, seçilecek başkanın tam bir güvenle seçilip çalışması bakımından bunca şaibe ile malul olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin, açık, şeffaf, güvenli bir şekilde yenilenmesi zorunludur."
- Türkiye Hukuk Platformu
Konuya ilişkin Türkiye Hukuk Platformu'ndan yapılan açıklamada ise Türkiye'deki seçimlere katılım oranlarına vurgu yapılarak, halkın demokratik haklarına sahip çıkmalarının dikkati çekici olduğu aktarıldı.
Açıklamada, demokrasinin tam anlamıyla sağlanması adına sadece oy kullanmanın yeterli olmadığı belirtilerek, oyların neticelerine de sahip çıkılması gerektiği kaydedildi.
Bunun aynı zamanda vatandaşların iradesinin gerçek bir şekilde tezahürü açısından önem arz ettiği aktarılan açıklamada, "Oy sonuçlarının yanlış girilmesi, sandık oy sayım tutanaklarında kaydırmaların yapılması, oy sayım cetvellerindeki sayıların değiştirilmesi demokrasinin ve millet egemenliğinin sandığa doğru bir şekilde yansımasının önüne geçecek gelişmelerdir. Hukuk devletinde bu tarz zafiyetlere yer yoktur. Bunun için itiraz mekanizmaları geliştirilmiştir. Seçim sonuçlarına itiraz etmek seçimi, demokrasiyi tanımamak anlamına asla gelmeyeceği gibi hukuk devletinin bir zarureti olarak da görülmelidir. Unutulmamalıdır ki ülkemizde daha önce gerçekleştirilen mahalli seçimlerde de bu itirazlar neticesinde kazanan tarafların el değiştirdiği görülmüştür. 2014 yerel seçimlerinde Yalova'da ve Ağrı'da yapılan itirazlar ve sonuçları unutulmamalıdır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, 31 Mart'taki mahalli idareler genel seçimlerinin sonuçlarının, millet iradesinin tecelli etmesi olarak algılanması gerektiğine vurgu yapılarak, "Yapılan itirazlar en kısa sürede il, ilçe seçim kurullarınca ve son olarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından kuşkuya yer bırakılmaksızın nihayete erdirilerek ilan edilmelidir." değerlendirmesi yapıldı.