Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 'Çocukluğa Yeniden Bakış' Çalıştayına Katıldı
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, düzenlenen “Çocukluğa Yeniden Bakış” çalıştayına katılarak burada konuşma gerçekleştirdi. Bakan Selçuk; “Bugün, ‘çocuk ne demek, yetişkin ne demek?’ Bunların ciddi anlamda sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Bu sınırları zorlamamak için bizim bir referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor diye düşünüyorum” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Çocukluğa Yeniden Bakış” adlı çalıştaya katıldı.
Beykoz’daki Sabancı Öğretmenevi’nde düzenlenen çalıştaya Bakan Selçuk’un yanı sıra eğitimciler, avukatlar, psikologlar, sosyolog, adli tıp uzmanları, iletişimciler ve antropologlar da katıldı.
Bakan Ziya Selçuk, burada bir konuşma gerçekleştirdi. Bakan Selçuk konuşmasında, “Bugün, ‘çocuk ne demek, yetişkin ne demek?’ Bunların ciddi anlamda sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Bu sınırları zorlamamak için bizim bir referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Ama çok da kolay bir şey değil. Belki bin yıllık bir çerçeveyi alıp, onun etrafından dolanıp, yeniden bir atmosfer oluşturmaya ihtiyacımız var. Bunu yapabilirsek, bu adımla beraber Türkiye’nin birikimini burada devreye sokabilirsek; eminim çocuk ve çocukluk kavramı konusunda toplumumuzda daha belirgin bir unsur olabilir. Çok eskiden, ‘çocuk ne demektir’ diye konuşulduğunda kulağıma fısıldanan şey, ‘çocuk emanettir’ şeklinde sadece bir kelimeyle ifade edilen husustu. Ama ‘emanet nedir’in kültürel içselleştirmesi verilmişti bu süreçte. Emanetin ne olduğunu bildiğimiz için de çocuğu yaşamı boyunca, emanet konfigürasyonu içerisinde değerlendirme imkanımız oldu. Ama şu anda ‘çocuk nedir?’ denildiğinde insanların bütün hayatlarını adayabildikleri ya da bir çocuğun gözüne beş çocukluk bakılabilen, ilgi zehirlenmesine doğru gidebilen saygı ve sevgi sınırlarının aşılmasının söz konusu olabildiği durumlardan söz ediyoruz. Bütün bunları ister çocuğun beslenmesiyle, ister sağlığı ile ilgili olsun, ister diğer çocukla ilgili hususlar olsun, hepsinde yarıştırıp, bir çözümleyip, yeniden bir entegrasyona tabi tutup, bir tertip ve terkin içerisinde ele alma ihtiyacımız var” dedi.
Bakan Selçuk, “23 Nisan da bunun güzel bir fırsatı. Biliyorum çok uzun soluklu bir koşu bu. Hemen bir günlük bir çalışmayla yapılabilecek bir iş değil. Ama bir yerden bir nota koyup, oradan resmi tamamlamak için bir çalışmaya ihtiyacımız var. Bu çalışmanın ortaya çıkarabileceği doğrular sonucunda genişlemesi ve başka insanlarımızın da bu meseleye destek vermesiyle yoğunlaşması söz konusu olabilir. Neticede buradan makaleler, tezler çıkabilir, kitaplar çıkabilir. Sonuçta bizim toplumumuzda da annelerin, babaların, tüm toplumun çocuk algısı, çocuğun anlamı ve çocukla ilişkimiz üzerinden yeni bir referans çerçevesi kurabiliriz belki. Bunu yapmak için birçok çaba var, bir çok kurum bunun için çalışıyor. Fakat genelde disiplin odaklı ya da kişilerin kendi öz geçmişiyle sınırlı yapılıyor. Eğer biz bunu Türkiye’nin birikimini bir araya getirip de bir ortak düşünce alanı oluşturabilirsek sanki daha başarılı olabilirmişiz gibi geliyor bana” şeklinde konuştu.
Çalıştay açılış konuşmalarının ardından, Bakan Selçuk’un katılımıyla basına kapalı olarak devam etti.
Kaynak: İHA
Beykoz’daki Sabancı Öğretmenevi’nde düzenlenen çalıştaya Bakan Selçuk’un yanı sıra eğitimciler, avukatlar, psikologlar, sosyolog, adli tıp uzmanları, iletişimciler ve antropologlar da katıldı.
Bakan Ziya Selçuk, burada bir konuşma gerçekleştirdi. Bakan Selçuk konuşmasında, “Bugün, ‘çocuk ne demek, yetişkin ne demek?’ Bunların ciddi anlamda sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Bu sınırları zorlamamak için bizim bir referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Ama çok da kolay bir şey değil. Belki bin yıllık bir çerçeveyi alıp, onun etrafından dolanıp, yeniden bir atmosfer oluşturmaya ihtiyacımız var. Bunu yapabilirsek, bu adımla beraber Türkiye’nin birikimini burada devreye sokabilirsek; eminim çocuk ve çocukluk kavramı konusunda toplumumuzda daha belirgin bir unsur olabilir. Çok eskiden, ‘çocuk ne demektir’ diye konuşulduğunda kulağıma fısıldanan şey, ‘çocuk emanettir’ şeklinde sadece bir kelimeyle ifade edilen husustu. Ama ‘emanet nedir’in kültürel içselleştirmesi verilmişti bu süreçte. Emanetin ne olduğunu bildiğimiz için de çocuğu yaşamı boyunca, emanet konfigürasyonu içerisinde değerlendirme imkanımız oldu. Ama şu anda ‘çocuk nedir?’ denildiğinde insanların bütün hayatlarını adayabildikleri ya da bir çocuğun gözüne beş çocukluk bakılabilen, ilgi zehirlenmesine doğru gidebilen saygı ve sevgi sınırlarının aşılmasının söz konusu olabildiği durumlardan söz ediyoruz. Bütün bunları ister çocuğun beslenmesiyle, ister sağlığı ile ilgili olsun, ister diğer çocukla ilgili hususlar olsun, hepsinde yarıştırıp, bir çözümleyip, yeniden bir entegrasyona tabi tutup, bir tertip ve terkin içerisinde ele alma ihtiyacımız var” dedi.
Bakan Selçuk, “23 Nisan da bunun güzel bir fırsatı. Biliyorum çok uzun soluklu bir koşu bu. Hemen bir günlük bir çalışmayla yapılabilecek bir iş değil. Ama bir yerden bir nota koyup, oradan resmi tamamlamak için bir çalışmaya ihtiyacımız var. Bu çalışmanın ortaya çıkarabileceği doğrular sonucunda genişlemesi ve başka insanlarımızın da bu meseleye destek vermesiyle yoğunlaşması söz konusu olabilir. Neticede buradan makaleler, tezler çıkabilir, kitaplar çıkabilir. Sonuçta bizim toplumumuzda da annelerin, babaların, tüm toplumun çocuk algısı, çocuğun anlamı ve çocukla ilişkimiz üzerinden yeni bir referans çerçevesi kurabiliriz belki. Bunu yapmak için birçok çaba var, bir çok kurum bunun için çalışıyor. Fakat genelde disiplin odaklı ya da kişilerin kendi öz geçmişiyle sınırlı yapılıyor. Eğer biz bunu Türkiye’nin birikimini bir araya getirip de bir ortak düşünce alanı oluşturabilirsek sanki daha başarılı olabilirmişiz gibi geliyor bana” şeklinde konuştu.
Çalıştay açılış konuşmalarının ardından, Bakan Selçuk’un katılımıyla basına kapalı olarak devam etti.