'Anastasiadis Saldırgan Açıklamalarda Bulunmaktadır'
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiadis’in çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunduğunu ifade etti.
Akıncı, “Anastasiadis, böylesine hassas bir dönemde, çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunmaktadır” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un Kıbrıs Adası’nda hafta sonu gerçekleştirdiği temaslar hakkında yazılı açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Akıncı, Lute ile yapılan görüşmelerde, Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiadis’in çatışmacı bir üslupla, gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunduğunu tekrar görüldüğünü ifade etti.
Akıncı, “Anastasiadis, böylesine hassas bir dönemde, çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunmaktadır” dedi.
Kıbrıs Türk tarafı olarak, Birleşmiş Milletler’in referans kavramlarını oluşturmaya yönelik çabasına en başından beri olumlu ve yapıcı bir şekilde katkı yapmaya çalıştığına dikkat çeken Akıncı, “Kıbrıs’ta çözüme ulaşabilmek için akıl yolu, her şeye sıfırdan başlamak değil mevcut mutabakatlara, 11 Şubat 2014 belgesine ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 30 Haziran 2017 tarihinde sunduğu çerçeveye sadık kalarak, makul bir süre içinde sonuca odaklanmaktır” dedi.
“ANASTASİADİS SAMİMİ DEĞİL”
Akıncı, “Ortaya koyduğumuz bu net ve yapıcı tutuma ayak uyduramayan Rum lider Nikos Anastasiadis, böylesine hassas bir dönemde, çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunmaktadır” diyerek Anastasiadis’in çözüm konusunda bir ivedilik duygusu içinde olmadığını söyledi.
Akıncı, “Bir taraftan ortaya çıkan çözüm fırsatlarını statükoyu sürdürmek için harcayıp, diğer yandan statükonun sonuçlarından şikâyetçi olmak, samimi bir yaklaşım olarak değerlendirilemez. Hiçbir şey statik değildir, çözümsüz geçen zaman, fiziki yapıyı da nüfus yapısını da değiştirmektedir”
“BM’NİN PARAMETRELERİ, ENGELMİŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR”
Anastasiadis’in bir BM parametresi olan siyasal eşitliği ve bunun gereği Kıbrıs Türk halkının kararlara etkin katılım hakkını, varılan uzlaşılara aykırı olarak, çözüme engelmiş gibi takdim edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Akıncı, “Bakanlar Kurulu’nda en az bir Kıbrıslı Türk bakanın olumlu oyunun gerekliliğini, siyasal eşitliğin bir göstergesi olarak kabul ettiğini Crans Montana’daki konferansın açılış konuşmasında bizzat ilan ettikten sonra, bugün geldiği nokta elbette sorgulanacaktır” ifadesini kullandı.
“UZLAŞIYLA KARAR VERİLMELİ”
Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitliğini reddeden bir yaklaşımın ciddi bir zihniyet sorununa işaret ettiğini söyleyen Akıncı, “Siyasal eşitlik ve kararlara etkin katılım hakkının dünyada bir başka uygulamasının olmadığını iddia edenler, çok uzağa gitmeden, en başta Avrupa Birliği’nde üyelerin nüfus oranlarına bakılmaksızın uygulanan karar alma mekanizmasını hatırlamalıdırlar. Ulusal ortaklık hükümetlerinde bile yöntem, büyük ortağın tek yanlı kararlarıyla yürümek değil, uzlaşıyla kararlar üretmektir. Avrupa Birliği’nde olduğu gibi her türlü ortaklığın doğasında uzlaşı kültürü vardır. Bunu anlamamakta direnen anlayışı biz de anlamakta zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ACILARI YOK SAYMAK, TÜRKLERİ RENCİDE ETMEKTİR”
Kıbrıs Türklerinin yaşadığı sıkıntıları görmezden gelindiğini hatırlatan Akıncı, “1963 sonrasında Kıbrıslı Türklerin yaşadığı acıları ve tarihsel gerçekleri yok sayarak Kıbrıs sorununu 1974’ten başlatmak, Kıbrıs Türk toplumunu rencide etmektedir. Bu, adamızda çözüm isteyen birisinin yaklaşımı olamaz. Her zaman söylediğim gibi, Kıbrıs’ta her iki toplum da derin acılar çekmiştir ve çözüme giden gerçekçi yol, bunun inkarından değil samimiyetle kabulünden geçmektedir” ifadelerini kullandı.
“ANASTASİADİS TEK TARAFLI YAKLAŞIYOR”
Akıncı, “Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun tarihini yorumlama biçimi, tıpkı bugün Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitliğini kabul etmemesinde olduğu, gibi tek taraflı ve sorunlu yaklaşımının bir yansımasıdır. Halbuki ortak bir gelecek kurmak, geçmişi ve bugünü adil ve objektif bir anlayışla kavrayabilmekten geçer” dedi.
Güvenlik ihtiyacının her iki toplumun kendini güvende hissedebileceği şekilde karşılanması gerektiğini önemine değinen Akıncı, “Birinin güvenliği diğerine tehdit oluşturmamalıdır. Her iki toplumun yaşadığı acıları, tarihi gerçekleri ve güvenlik ihtiyacını saldırgan bir üslupla reddetmek bizi geleceğe taşımaz, çözüm arayışlarına katkı koymaz” değerlendirmesinde bulundu.
“YAPICI BİR ANLAYIŞLA HAREKET EDİLMELİ”
Akıncı konuşmasının devamında, “Her iki tarafın makul güvenlik ihtiyaçlarını dikkate alan, dengeli bir yaklaşımla çözüm elde edilebilir. Uluslararası bir anlaşmayı birinci günden sıfırlayarak tek taraflı maksimalist anlayışla sonuca gidilemez. Kıbrıs, sorumlulukla hareket etmeyi daha da gerekli kılan önemli bir dönemeçten geçmektedir. Böylesi bir dönemde gerçekleri çarpıtarak, Kıbrıs’ta her iki halka geçmişte büyük acılar yaşatan çatışmacı zihniyetin klişe sözlerini tekrarlamak, sorumluluk bilinciyle bağdaşmamaktadır. Tam tersine bu dönemde gerekli olan, serinkanlılıkla, yapıcı bir anlayışla ve sorumlulukla hareket etmektir. Herkes tarihi sorumluluğunun idraki içinde olmalıdır” diye konuştu.
(Emir Abdurrahman Bulut /İHA)
Kaynak: İHA
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un Kıbrıs Adası’nda hafta sonu gerçekleştirdiği temaslar hakkında yazılı açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Akıncı, Lute ile yapılan görüşmelerde, Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiadis’in çatışmacı bir üslupla, gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunduğunu tekrar görüldüğünü ifade etti.
Akıncı, “Anastasiadis, böylesine hassas bir dönemde, çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunmaktadır” dedi.
Kıbrıs Türk tarafı olarak, Birleşmiş Milletler’in referans kavramlarını oluşturmaya yönelik çabasına en başından beri olumlu ve yapıcı bir şekilde katkı yapmaya çalıştığına dikkat çeken Akıncı, “Kıbrıs’ta çözüme ulaşabilmek için akıl yolu, her şeye sıfırdan başlamak değil mevcut mutabakatlara, 11 Şubat 2014 belgesine ve BM Genel Sekreteri Guterres’in 30 Haziran 2017 tarihinde sunduğu çerçeveye sadık kalarak, makul bir süre içinde sonuca odaklanmaktır” dedi.
“ANASTASİADİS SAMİMİ DEĞİL”
Akıncı, “Ortaya koyduğumuz bu net ve yapıcı tutuma ayak uyduramayan Rum lider Nikos Anastasiadis, böylesine hassas bir dönemde, çatışmacı bir üslupla gerçekle alakası olmayan saldırgan açıklamalarda bulunmaktadır” diyerek Anastasiadis’in çözüm konusunda bir ivedilik duygusu içinde olmadığını söyledi.
Akıncı, “Bir taraftan ortaya çıkan çözüm fırsatlarını statükoyu sürdürmek için harcayıp, diğer yandan statükonun sonuçlarından şikâyetçi olmak, samimi bir yaklaşım olarak değerlendirilemez. Hiçbir şey statik değildir, çözümsüz geçen zaman, fiziki yapıyı da nüfus yapısını da değiştirmektedir”
“BM’NİN PARAMETRELERİ, ENGELMİŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR”
Anastasiadis’in bir BM parametresi olan siyasal eşitliği ve bunun gereği Kıbrıs Türk halkının kararlara etkin katılım hakkını, varılan uzlaşılara aykırı olarak, çözüme engelmiş gibi takdim edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Akıncı, “Bakanlar Kurulu’nda en az bir Kıbrıslı Türk bakanın olumlu oyunun gerekliliğini, siyasal eşitliğin bir göstergesi olarak kabul ettiğini Crans Montana’daki konferansın açılış konuşmasında bizzat ilan ettikten sonra, bugün geldiği nokta elbette sorgulanacaktır” ifadesini kullandı.
“UZLAŞIYLA KARAR VERİLMELİ”
Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitliğini reddeden bir yaklaşımın ciddi bir zihniyet sorununa işaret ettiğini söyleyen Akıncı, “Siyasal eşitlik ve kararlara etkin katılım hakkının dünyada bir başka uygulamasının olmadığını iddia edenler, çok uzağa gitmeden, en başta Avrupa Birliği’nde üyelerin nüfus oranlarına bakılmaksızın uygulanan karar alma mekanizmasını hatırlamalıdırlar. Ulusal ortaklık hükümetlerinde bile yöntem, büyük ortağın tek yanlı kararlarıyla yürümek değil, uzlaşıyla kararlar üretmektir. Avrupa Birliği’nde olduğu gibi her türlü ortaklığın doğasında uzlaşı kültürü vardır. Bunu anlamamakta direnen anlayışı biz de anlamakta zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ACILARI YOK SAYMAK, TÜRKLERİ RENCİDE ETMEKTİR”
Kıbrıs Türklerinin yaşadığı sıkıntıları görmezden gelindiğini hatırlatan Akıncı, “1963 sonrasında Kıbrıslı Türklerin yaşadığı acıları ve tarihsel gerçekleri yok sayarak Kıbrıs sorununu 1974’ten başlatmak, Kıbrıs Türk toplumunu rencide etmektedir. Bu, adamızda çözüm isteyen birisinin yaklaşımı olamaz. Her zaman söylediğim gibi, Kıbrıs’ta her iki toplum da derin acılar çekmiştir ve çözüme giden gerçekçi yol, bunun inkarından değil samimiyetle kabulünden geçmektedir” ifadelerini kullandı.
“ANASTASİADİS TEK TARAFLI YAKLAŞIYOR”
Akıncı, “Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun tarihini yorumlama biçimi, tıpkı bugün Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitliğini kabul etmemesinde olduğu, gibi tek taraflı ve sorunlu yaklaşımının bir yansımasıdır. Halbuki ortak bir gelecek kurmak, geçmişi ve bugünü adil ve objektif bir anlayışla kavrayabilmekten geçer” dedi.
Güvenlik ihtiyacının her iki toplumun kendini güvende hissedebileceği şekilde karşılanması gerektiğini önemine değinen Akıncı, “Birinin güvenliği diğerine tehdit oluşturmamalıdır. Her iki toplumun yaşadığı acıları, tarihi gerçekleri ve güvenlik ihtiyacını saldırgan bir üslupla reddetmek bizi geleceğe taşımaz, çözüm arayışlarına katkı koymaz” değerlendirmesinde bulundu.
“YAPICI BİR ANLAYIŞLA HAREKET EDİLMELİ”
Akıncı konuşmasının devamında, “Her iki tarafın makul güvenlik ihtiyaçlarını dikkate alan, dengeli bir yaklaşımla çözüm elde edilebilir. Uluslararası bir anlaşmayı birinci günden sıfırlayarak tek taraflı maksimalist anlayışla sonuca gidilemez. Kıbrıs, sorumlulukla hareket etmeyi daha da gerekli kılan önemli bir dönemeçten geçmektedir. Böylesi bir dönemde gerçekleri çarpıtarak, Kıbrıs’ta her iki halka geçmişte büyük acılar yaşatan çatışmacı zihniyetin klişe sözlerini tekrarlamak, sorumluluk bilinciyle bağdaşmamaktadır. Tam tersine bu dönemde gerekli olan, serinkanlılıkla, yapıcı bir anlayışla ve sorumlulukla hareket etmektir. Herkes tarihi sorumluluğunun idraki içinde olmalıdır” diye konuştu.
(Emir Abdurrahman Bulut /İHA)