Dr. Büyüközer Açıklaması 'Helal İlaç Dönemi Bir An Önce Başlamalıdır'
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, bir an önce ’helal ilaç-helal tıbbi malzeme’ konusunda Türkiye’nin kendi alternatiflerini geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer helal ilaç ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. GİMDES’in mütevazı gayretlerine karşılık ‘helal ilaç’ üretimi artık konuşulmaya başlandığını belirten Dr. Büyüközer, "1986 yılında ilk baskısını yaptığımız ‘Gıda Raporu’ kitabımın ilk nüshalarından itibaren mevcut gıda, ilaç ve kozmetik sistemin inancımız bakımından büyük tehlike arz ettiğini dile getirmeye çalışmış, daha sonra 2005 yılında GİMDES’i kurduktan sonra da GİMDES’in ana konularından birisi olarak hep gündemde tuttuk. Rabbime sonsuz şükrediyorum ki ümmetin 100 yıldır kanayan büyük bir yarası olan haram ve şüpheli ilaç tüketme zorunluluğu, GİMDES’in mütevazi gayretlerine karşılık helal ilaç üretimi artık konuşulmaya başlanmıştır. Hem de yıllarca doktorluk yapmış Cumhurbaşkanımızın danışmanlığını yapmış, sağlıkla ilgili bir üniversitenin rektörlüğüne getirilmiş bir kişi diyor ki "Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazların, Müslümanlarca tüketilmesi endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi, inancımızı tehdit etmektedir. Bu hayati meseleyi zaruret kavramıyla geçiştirmemeli ve bir an önce ’helal ilaç-helal tıbbi malzeme’ konusunda kendi alternatiflerimizi geliştirmeliyiz". Bu muhterem hocamız düpedüz ’kral çıplak’ diyor. Sağlık Bakanlığının son yayınladığı bildiriye tamamen tezat teşkil ediyor" ifadelerini kullandı.
"Katkı içeren ilaç ve tıbbi cihazlar inancımızı tehdit ediyor"
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün açıklamalarından bahseden Dr. Büyüközer, "Erdöl, ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde yaygın olarak kullanılan hayvan ve insan kaynaklı bazı bileşenlerin Müslüman tüketicileri endişelendirdiğini aktararak, şu bilgileri verdi: "Gıda ve ilaç endüstrisinde önemli miktarda hayvansal ürünlerden elde edilen katkı maddeleri kullanılmaktadır. Özellikle de omurgalılarda bulunan lifli bir protein olan kollajenden hidroliz yoluyla elde edilen jelatin başlı başına bir sorun teşkil etmektedir. Jelatinin gıda, kozmetik ve ilaç sanayinde oldukça geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Ülkemizde, yoğun bir şekilde batılı ülkelerde üretilen jelatin kullanılmaktadır ve bu ürünün ana kaynakları içerisinde, ekonomik ve teknik bazı avantajları nedeniyle ağırlıklı olarak domuz deri ve kemikleri yer almaktadır" dedi.
"Üçüncü derece yanıklarda domuz derisinin nakli sorgulanmalıdır"
Aynı şekilde, bazı ilaçların elde edilmesinde alkolün kullanıldığını dile getiren Büyüközer, "İnsan vücudunda üçüncü derece yanıklarda domuz derisinin nakledilmesi gibi uygulamalar sorgulanması gereken olgulardır. Bu örnekleri artırabiliriz. Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazların, Müslümanlarca tüketilmesi endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi, inancımızı tehdit etmektedir. Bu hayati meseleyi zaruret kavramıyla geçiştirmemeli ve bir an önce ’helal ilaç-helal tıbbi malzeme’ konusunda kendi alternatiflerimizi geliştirmeliyiz" dedi.
"Helal ilaç için alternatif geliştirilmeli"
Helal ilaç için alternatif geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Büyüközer, "Ülkemizde, gıda ve ilaç endüstrisinde yoğun bir şekilde Batılı ülkelerde üretilen jelatin kullanılmaktadır ve bu ürünün ana kaynakları içerisinde, ekonomik ve teknik bazı avantajları nedeniyle ağırlıklı olarak domuz deri ve kemikleri yer almaktadır. Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazların, Müslümanlarca tüketilmesi endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi, inancımızı tehdit etmektedir. Bu hayati meseleyi zaruret kavramıyla geçiştirmemeli ve bir an önce helal ilaç-helal tıbbi malzeme konusunda kendi alternatiflerimizi geliştirmeliyiz" sözlerine yer verdi.
"Biz aşıya karşı değiliz"
Son dönemde artan aşı tartışmalarına değinen Dr. Büyüközer, aşıya karşı olmadıklarının altını çizerek, "Biz beynelmilel ilaç mafyasının elinde olduğunu düşündüğümüz bu ithal ilaç ve aşılara karşı temkinli yaklaşmak zorunda olduğumuzu söylüyoruz. Bugün bir gerçek var ki mevcut aşı sistemi başta Amerika olmak üzere bütün dünyada tartışılmaktadır. Mevcut aşılar üzerinde tüm dünya kamuoyunda ciddi bir güvensizlik ortamı meydana gelmiştir. Aşı üretmede kullanılan alkol, domuz yağı, domuz katkı ürünleri ve bazı hayvansal yağlar İslam dinine uygun olmadığı için uzun süredir Müslüman ülkelerde tartışma konusuydu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün raporlarına göre, tartışmalı Batı kaynaklı aşılar, 19 İslam ülkesinde halen kullanılıyor. Çözüm kendi aşımızı kendimiz yapmamızdır" ifadelerine yer verdi.