4 dil becerisi Türkçe sınavları ortaokullarda başlıyor
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin ilk sınavın, bu ayın üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda uygulanacağını bildirdi
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin ilk sınavın, bu ayın üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda uygulanacağını bildirdi.
Selçuk, AA muhabirine, öğrencilerin Türkçe ve yabancı dil yeterliliklerine ilişkin yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
'Türk eğitim sisteminde ders saatlerinin fazla olmasına karşılık yabancı dil öğretilemediği yönünde eleştiriler var. Yabancı dilin etkin öğrenilmesi konusunda hazırlık yapıyor musunuz?' sorusu üzerine Selçuk, problemin on yıllardır var olduğunu söyledi.
Burada öğretmen niteliğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, hiçbir eğitim sisteminin kalitesinin öğretmenin niteliğini aşamayacağını vurguladı.
Öncelikle öğretmen eğitimine dönük çok güçlü birtakım çalışmaların, projelerin bulunduğunu aktaran Selçuk, 'Bunun İngilizce, Almanca veya Arapça ile ilgili boyutları var. Mesela Ürdün ve Katar'la, Arapça öğretmenlerimizin eğitimine ilişkin bazı çalışmalar yürütüyoruz.' diye konuştu.
Selçuk, öğretmenlerin tecrübesinin artırılması gerektiğini belirterek, fakülteden mezun olduktan sonra ortaya çıkan dünyadaki yeniliklerden haberdar etmek, öğretmenlere çok destek olmak gerektiğini vurguladı.
Bu durumun yabancı dil öğretmenleri için özel olarak gerekli olduğunu belirten Selçuk, 'Bu konuyla ilgili üniversiteler ve uluslararası kuruluşlar dahil olmak üzere birçok protokol imzaladık. UNICEF de bunun içerisinde.' dedi.
Bunun dışında yöntemle ilgili birtakım hususların da bulunduğunu belirten Selçuk, 'Örneğin, bir çocuğunuz 3 saat ders alıyor, bir hafta geçiyor, sonra tekrar 3 saat ders alıyor. Bizim beyin araştırmalarından bildiğimiz şey; bir öğrenme etkinliğinin üzerinden 48 saat geçmişse beyin o bilgiye yeni bilgi diye bakar. Yani bunun yöntemsel olarak işlenmesi, tekrar edilmesi ve belli tekniklerle çocuğun bunun içselleştirmesine yardımcı olunması gerekiyor. Biz bunu yapmakla meşgulüz.' diye konuştu.
Beşinci sınıflarda İngilizce ağırlıklı bir eğitim sisteminin bulunduğunu aktaran Selçuk, bunun bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmasıyla ilgili bir beklentinin bulunduğunu, ancak bir modelin yetkin hale gelmeden birdenbire bütün Türkiye'ye uygulamanın doğru olmayacağını kaydetti.
Bakan Selçuk, 'İngilizce destek programı ve materyalleri ile dijital olarak öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl destekleneceği konusunda çalışmalar var. Çocukların istedikleri zaman elektronik içeriklerden dijital olarak yabancı dil öğrenmelerini destekleyecek bir çalışmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bunu da önümüzdeki yıla hazırlamaya çalışıyoruz. Farklı materyaller oluşturuyoruz.' dedi.
Türkçe dil becerilerini ölçecek sınavın tarihi belli oldu
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkçe'de, dört dil becerisinde düzey belirlemeye ilişkin çalışma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
'Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin sınav, mart ayının üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda başlıyor. Türkiye'de ilk kez bir çocuğun, dinleme, konuşma, yazma, okuduğunu anlama vesaire hangi seviyede olduğunu göreceğiz. Bu şu ana kadar hiç yapılmamış bir şey. Bu nisan ayında 15 ilde yapılacak ama ilk pilotu martın üçüncü haftası Ankara'da yapılacak.
Bu bir sınav gibi değil. Bizim çocuklarımız acaba dil gelişiminde neredeler? Acaba bizim müfredatın hangi kısmı ne kadar etkili oluyor? Bunların analizi. Bunlara katkı sağlayacak bir çalışma. Bu büyük bir araştırma projesi. Bu bir yazılım aynı zamanda. Bununla biz Türkçemizin fotoğrafını da anlamış olacağız çocuklarımız açısından.'
Yapay zeka temelli Türkçe söz varlığı çalışması
Bakan Selçuk, bunun yanında 'Türkçe söz varlığı' çalışması yürüttüklerini bildirdi. Söz varlığına ilişkin 1924'ten beri yapılmak istenen bir çalışmanın bir türlü yapılamadığına değinen Selçuk, 'Birçok ülke söz varlıkları ile ilgili çalışmasını bitirmiş durumda ama Türkiye kendi kelime hazinesi konusunda bu akademik çerçevede yapılmış bir çalışmaya sahip değil. O da ekim ayında bitmiş olacak. Yine yapay zeka temelli bir çalışma olacak.' dedi.
Vizyon Belgesi'nde 4, 7 ve 10'uncu sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilimleri araştırmasının yapılmasına ilişkin hedef bulunduğunu hatırlatan Selçuk, bunun da uluslararası bir sınav olan PISA'ya benzediğini söyledi.
Burada da sadece Türkçe değil matematik ve fen bilimleri için de araştırma yapacaklarını kaydeden Selçuk, 'Burada önemli olan şey, biz matematiği işlem temelli mi anlam temelli mi öğretiyoruz? Çocuk, yaptığı işin farkında mı yoksa şablonu görüp ona bir şey mi uyduruyor? Bu anlamdaki sıkıntımızı çözüyoruz.' diye konuştu.
Bir çocuğun kitap okumasının binlerce soru çözmesinden daha önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, 'Çünkü fen de matematik de Türkçe de olsa asıl olan okuduğunu anlamadır. Bu yüzden de bizim bu çalışmayı evrensel standartlarda milli olarak yapmamız lazım. Bu da yapılıyor. Faaliyetler yürüyor, bunların yazılım kısımları ile ilgili kısmi bir çalışma var. Biz bunları birkaç ay içerisinde toparlamış olacağız.' ifadelerini kullandı.
'Sadece sınavı değiştirerek eğitim sistemi dönüştürülemez'
Bakan Selçuk, Liselere Geçiş Sistemi'ne (LGS) ilişkin gelecek yıldan itibaren geçerli olacak yeni bir planlamalarının bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu yanıtlarken sadece sınavı değiştirerek, eğitim sisteminin bütününü dönüştürmenin mümkün olmadığına işaret etti.
Selçuk, şunları kaydetti:
'Biz, 'okulların fiziksel imkanının düzelmesiyle iyileşmesiyle LGS ilişkilidir' diyoruz. Biz diyoruz ki, 'öğretmen yetiştirmede YÖK ile beraber alacağımız bir tedbir var.' Gerek belli kontenjanların azaltılması, gerekse bazı pilot eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeyi kaynağından dönüştürmekle ilgili bir çalışma var. O çalışma da bununla ilgili. Eğitimin bütçeleme sistemindeki değişiklikler, finansman yönetimi konusunda yaptığımız işler, liselere giriş sistemini etkileyecek. Diğer bileşenler birlikte dönüştürülmezse sınavla ilgili yapılacak şeyin önemi yok. Önemi olsa biz bunu hemen yaparız.'
Çocukların karşılaştığı soruların uluslararası standartlara uygun olmasının da önemine işaret eden Selçuk, 'Çocuk bu sorularla karşılaşacaksa öğretmenlerimiz fen bilimleri ya da matematikte ders işlerken bu soruları dikkate almak durumunda. Aldığında, dersin işleniş biçiminde farklılaşma gerekecek. Öğretmen, 'bu soruya göre ders işlemezsem, çocuklarım bu soruyu yapamazlar.' diyecek. Bundan dolayı sınavla ilgili soruyu değiştirmek, dersin işlenme sürecini farklılaştırıyor. Bu öğretmenin eğitimini değiştiriyor. Bu hizmet içi eğitimin değişmesi gerektiğini gösteriyor. Öğretmenin alacağı eğitim ona göre olmalı. Soru yazma becerisini değiştiriyor vesaire.' ifadelerini kullandı.
LGS ile ilgili bu sene bir köklü değişiklik yapılmayacağının altını çizen Selçuk, şöyle devam etti:
'Biz, şunu anlatmaya çalışıyoruz; masanın tamamını birlikte düzenlerseniz, masa düzelir. Masada bardağın yerini değiştirerek masayı düzeltemeyiz. Bu anlamda LGS'de küçük değişiklikler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma şunu gösteriyor; matematik sınavında çocuklarımız zorlanıyorlar ve süre yetmiyor. 'O zaman bu süreyi artıralım' diyoruz. Bunun gibi küçük değişikliklerle, öğretmenlerimize ve çocuklarımıza soruları önceden göstererek, tedirgin olmayın bunun bir benzeri çıkacak şeklinde kamuoyunu, velileri rahatlatıp, sınavın amaç olmaktan araç olmaya doğru gidişini destekliyoruz.'
Kaynak: AA
Selçuk, AA muhabirine, öğrencilerin Türkçe ve yabancı dil yeterliliklerine ilişkin yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
'Türk eğitim sisteminde ders saatlerinin fazla olmasına karşılık yabancı dil öğretilemediği yönünde eleştiriler var. Yabancı dilin etkin öğrenilmesi konusunda hazırlık yapıyor musunuz?' sorusu üzerine Selçuk, problemin on yıllardır var olduğunu söyledi.
Burada öğretmen niteliğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, hiçbir eğitim sisteminin kalitesinin öğretmenin niteliğini aşamayacağını vurguladı.
Öncelikle öğretmen eğitimine dönük çok güçlü birtakım çalışmaların, projelerin bulunduğunu aktaran Selçuk, 'Bunun İngilizce, Almanca veya Arapça ile ilgili boyutları var. Mesela Ürdün ve Katar'la, Arapça öğretmenlerimizin eğitimine ilişkin bazı çalışmalar yürütüyoruz.' diye konuştu.
Selçuk, öğretmenlerin tecrübesinin artırılması gerektiğini belirterek, fakülteden mezun olduktan sonra ortaya çıkan dünyadaki yeniliklerden haberdar etmek, öğretmenlere çok destek olmak gerektiğini vurguladı.
Bu durumun yabancı dil öğretmenleri için özel olarak gerekli olduğunu belirten Selçuk, 'Bu konuyla ilgili üniversiteler ve uluslararası kuruluşlar dahil olmak üzere birçok protokol imzaladık. UNICEF de bunun içerisinde.' dedi.
Bunun dışında yöntemle ilgili birtakım hususların da bulunduğunu belirten Selçuk, 'Örneğin, bir çocuğunuz 3 saat ders alıyor, bir hafta geçiyor, sonra tekrar 3 saat ders alıyor. Bizim beyin araştırmalarından bildiğimiz şey; bir öğrenme etkinliğinin üzerinden 48 saat geçmişse beyin o bilgiye yeni bilgi diye bakar. Yani bunun yöntemsel olarak işlenmesi, tekrar edilmesi ve belli tekniklerle çocuğun bunun içselleştirmesine yardımcı olunması gerekiyor. Biz bunu yapmakla meşgulüz.' diye konuştu.
Beşinci sınıflarda İngilizce ağırlıklı bir eğitim sisteminin bulunduğunu aktaran Selçuk, bunun bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmasıyla ilgili bir beklentinin bulunduğunu, ancak bir modelin yetkin hale gelmeden birdenbire bütün Türkiye'ye uygulamanın doğru olmayacağını kaydetti.
Bakan Selçuk, 'İngilizce destek programı ve materyalleri ile dijital olarak öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl destekleneceği konusunda çalışmalar var. Çocukların istedikleri zaman elektronik içeriklerden dijital olarak yabancı dil öğrenmelerini destekleyecek bir çalışmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bunu da önümüzdeki yıla hazırlamaya çalışıyoruz. Farklı materyaller oluşturuyoruz.' dedi.
Türkçe dil becerilerini ölçecek sınavın tarihi belli oldu
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkçe'de, dört dil becerisinde düzey belirlemeye ilişkin çalışma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
'Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin sınav, mart ayının üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda başlıyor. Türkiye'de ilk kez bir çocuğun, dinleme, konuşma, yazma, okuduğunu anlama vesaire hangi seviyede olduğunu göreceğiz. Bu şu ana kadar hiç yapılmamış bir şey. Bu nisan ayında 15 ilde yapılacak ama ilk pilotu martın üçüncü haftası Ankara'da yapılacak.
Bu bir sınav gibi değil. Bizim çocuklarımız acaba dil gelişiminde neredeler? Acaba bizim müfredatın hangi kısmı ne kadar etkili oluyor? Bunların analizi. Bunlara katkı sağlayacak bir çalışma. Bu büyük bir araştırma projesi. Bu bir yazılım aynı zamanda. Bununla biz Türkçemizin fotoğrafını da anlamış olacağız çocuklarımız açısından.'
Yapay zeka temelli Türkçe söz varlığı çalışması
Bakan Selçuk, bunun yanında 'Türkçe söz varlığı' çalışması yürüttüklerini bildirdi. Söz varlığına ilişkin 1924'ten beri yapılmak istenen bir çalışmanın bir türlü yapılamadığına değinen Selçuk, 'Birçok ülke söz varlıkları ile ilgili çalışmasını bitirmiş durumda ama Türkiye kendi kelime hazinesi konusunda bu akademik çerçevede yapılmış bir çalışmaya sahip değil. O da ekim ayında bitmiş olacak. Yine yapay zeka temelli bir çalışma olacak.' dedi.
Vizyon Belgesi'nde 4, 7 ve 10'uncu sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilimleri araştırmasının yapılmasına ilişkin hedef bulunduğunu hatırlatan Selçuk, bunun da uluslararası bir sınav olan PISA'ya benzediğini söyledi.
Burada da sadece Türkçe değil matematik ve fen bilimleri için de araştırma yapacaklarını kaydeden Selçuk, 'Burada önemli olan şey, biz matematiği işlem temelli mi anlam temelli mi öğretiyoruz? Çocuk, yaptığı işin farkında mı yoksa şablonu görüp ona bir şey mi uyduruyor? Bu anlamdaki sıkıntımızı çözüyoruz.' diye konuştu.
Bir çocuğun kitap okumasının binlerce soru çözmesinden daha önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, 'Çünkü fen de matematik de Türkçe de olsa asıl olan okuduğunu anlamadır. Bu yüzden de bizim bu çalışmayı evrensel standartlarda milli olarak yapmamız lazım. Bu da yapılıyor. Faaliyetler yürüyor, bunların yazılım kısımları ile ilgili kısmi bir çalışma var. Biz bunları birkaç ay içerisinde toparlamış olacağız.' ifadelerini kullandı.
'Sadece sınavı değiştirerek eğitim sistemi dönüştürülemez'
Bakan Selçuk, Liselere Geçiş Sistemi'ne (LGS) ilişkin gelecek yıldan itibaren geçerli olacak yeni bir planlamalarının bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu yanıtlarken sadece sınavı değiştirerek, eğitim sisteminin bütününü dönüştürmenin mümkün olmadığına işaret etti.
Selçuk, şunları kaydetti:
'Biz, 'okulların fiziksel imkanının düzelmesiyle iyileşmesiyle LGS ilişkilidir' diyoruz. Biz diyoruz ki, 'öğretmen yetiştirmede YÖK ile beraber alacağımız bir tedbir var.' Gerek belli kontenjanların azaltılması, gerekse bazı pilot eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeyi kaynağından dönüştürmekle ilgili bir çalışma var. O çalışma da bununla ilgili. Eğitimin bütçeleme sistemindeki değişiklikler, finansman yönetimi konusunda yaptığımız işler, liselere giriş sistemini etkileyecek. Diğer bileşenler birlikte dönüştürülmezse sınavla ilgili yapılacak şeyin önemi yok. Önemi olsa biz bunu hemen yaparız.'
Çocukların karşılaştığı soruların uluslararası standartlara uygun olmasının da önemine işaret eden Selçuk, 'Çocuk bu sorularla karşılaşacaksa öğretmenlerimiz fen bilimleri ya da matematikte ders işlerken bu soruları dikkate almak durumunda. Aldığında, dersin işleniş biçiminde farklılaşma gerekecek. Öğretmen, 'bu soruya göre ders işlemezsem, çocuklarım bu soruyu yapamazlar.' diyecek. Bundan dolayı sınavla ilgili soruyu değiştirmek, dersin işlenme sürecini farklılaştırıyor. Bu öğretmenin eğitimini değiştiriyor. Bu hizmet içi eğitimin değişmesi gerektiğini gösteriyor. Öğretmenin alacağı eğitim ona göre olmalı. Soru yazma becerisini değiştiriyor vesaire.' ifadelerini kullandı.
LGS ile ilgili bu sene bir köklü değişiklik yapılmayacağının altını çizen Selçuk, şöyle devam etti:
'Biz, şunu anlatmaya çalışıyoruz; masanın tamamını birlikte düzenlerseniz, masa düzelir. Masada bardağın yerini değiştirerek masayı düzeltemeyiz. Bu anlamda LGS'de küçük değişiklikler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma şunu gösteriyor; matematik sınavında çocuklarımız zorlanıyorlar ve süre yetmiyor. 'O zaman bu süreyi artıralım' diyoruz. Bunun gibi küçük değişikliklerle, öğretmenlerimize ve çocuklarımıza soruları önceden göstererek, tedirgin olmayın bunun bir benzeri çıkacak şeklinde kamuoyunu, velileri rahatlatıp, sınavın amaç olmaktan araç olmaya doğru gidişini destekliyoruz.'