'Afrika Veri Tabanı Oluşturmamız Gerekiyor'
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kavas: 'Afrika'yı doğru okumanın temel kaynakları Afrikalıların kendi yazdıkları olmalı' 'Afrikalı arkadaşlarımızla gruplar oluşturarak ortak Afrika bilgisi, veri tabanı oluşturmamız gerekiyor' 'Avrupalıların (Afrikalılarla ilgili) oluşturduğu tembellik hikayesini artık bir kenara bırakmamız lazım'
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, Afrika'yı doğru okumanın temel kaynağının Afrikalıların kendi yazdıkları olduğunu belirterek, "Afrikalı arkadaşlarımızla gruplar oluşturarak ortak Afrika bilgisi, veri tabanı oluşturmamız gerekiyor." dedi.
Kavas, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Ankara Temsilciliğinde "Afrika'yı Doğru Okumak" başlıklı konuşma yaptı.
Afrika üzerine detaylı okuma yapmak isteyenlerin kıtayla ilgili bugüne kadar üretilen bilgileri dönemlerine göre sınıflandırılıp okuması gerektiğini belirten Kavas, "Afrika'yı doğru okumanın temel kaynakları Afrikalıların kendi yazdıkları olmalı." ifadesini kullandı.
Ahmet Kavas, Afrikalı ile ilgili Türkçe'ye çevirisi yapılan kaynakların yetersiz olduğunu vurgulayarak, kıtaya ilişkin halihazırda çok fazla kaynağın olduğunu ve bunların Türkçe'ye çevirisinin Afrika'yı doğru okumada önemli yeri olduğunu kaydetti.
Afrikalıların tembel ve üretmediği yönünde yanlış algı olduğunun altını çizen Kavas, "Avrupalıların oluşturduğu tembellik hikayesini artık bir kenara bırakmamız lazım." diye konuştu.
- "Afrika ile ilgili kaynakları Türkçe'ye tercüme etmeliyiz"
Kavas, İbn-i Batuta, İbn-i Haldun ve Evliya Çelebi gibi önemli seyyahların Afrika ile ilgili ortaya koyduğu kaynakları okumadan Afrika'yı anlamaya çalışmanın, sadece Batılıların yazdığı yazılarla sınırlı kalacağının altını çizdi.
Prof. Dr. Ahmet Kavas, "Bizim Afrika'da üretilen malzemeyi tezlerimize konu etmemiz lazım ki onlar ortaya çıksın. Yoksa biz o deryayı görmeden Batılıların bize vermiş olduğu esintilerle idare ederiz. Afrika ile ilgili kendi mantalitemizi oluşturmak için bu ana kaynakları bir an evvel Türkçe'ye tercüme etmemiz gerekiyor." dedi.
Afrika'nın çok geniş coğrafyaya hakim olduğunu dile getiren Kavas, "Bu kıtada binlerce ayrı toplum, kabile, dil ve insan yaşıyor ama Afrikalılık bilinci de gittikçe bütün kıtada bir anlam taşıyor. Haliyle Afrikalı arkadaşlarımızla oturup gruplar oluşturarak ortak Afrika bilgisi, veri tabanı oluşturmamız gerekiyor. Afrika buymuş diyeceğimiz çok temel konular var." diye konuştu.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Kavas, Afrika'daki farklı toplumların tanınması ve Türkiye'de tanıtılması için de faaliyetler yürütülmesi gerektiği belirterek, Batılıların tasviriyle Afrika toplumuna ilişkin yapılan değerlendirmelerin yetersiz olduğunu kaydetti.
Kavas, Batılıların Avrupa başkentlerinde, kıtada kendince sınırlar çizdiğine işaret ederek, "Batılıların kıtada çizdiği sınırlar, Afrikalı insanlar arasında duvarlar ördü." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Türkiye'nin kıtaya ilişkin tutumuna da değinen Ahmet Kavas, Türkiye'nin Afrika'da yaptığı insani yardımlar veya Türkiye'de yatırım yapmak isteyen Afrikalılar arasında, kişilerin inançları ya da kültürlerine göre ayrım yapmadığını vurguladı.
Kavas, Türkiye'nin bütün ülkelere eşit mesafede olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin buradaki yaklaşımında esas olan kıtada ilişkileri olabildiğince geliştirmek." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Kavas, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Ankara Temsilciliğinde "Afrika'yı Doğru Okumak" başlıklı konuşma yaptı.
Afrika üzerine detaylı okuma yapmak isteyenlerin kıtayla ilgili bugüne kadar üretilen bilgileri dönemlerine göre sınıflandırılıp okuması gerektiğini belirten Kavas, "Afrika'yı doğru okumanın temel kaynakları Afrikalıların kendi yazdıkları olmalı." ifadesini kullandı.
Ahmet Kavas, Afrikalı ile ilgili Türkçe'ye çevirisi yapılan kaynakların yetersiz olduğunu vurgulayarak, kıtaya ilişkin halihazırda çok fazla kaynağın olduğunu ve bunların Türkçe'ye çevirisinin Afrika'yı doğru okumada önemli yeri olduğunu kaydetti.
Afrikalıların tembel ve üretmediği yönünde yanlış algı olduğunun altını çizen Kavas, "Avrupalıların oluşturduğu tembellik hikayesini artık bir kenara bırakmamız lazım." diye konuştu.
- "Afrika ile ilgili kaynakları Türkçe'ye tercüme etmeliyiz"
Kavas, İbn-i Batuta, İbn-i Haldun ve Evliya Çelebi gibi önemli seyyahların Afrika ile ilgili ortaya koyduğu kaynakları okumadan Afrika'yı anlamaya çalışmanın, sadece Batılıların yazdığı yazılarla sınırlı kalacağının altını çizdi.
Prof. Dr. Ahmet Kavas, "Bizim Afrika'da üretilen malzemeyi tezlerimize konu etmemiz lazım ki onlar ortaya çıksın. Yoksa biz o deryayı görmeden Batılıların bize vermiş olduğu esintilerle idare ederiz. Afrika ile ilgili kendi mantalitemizi oluşturmak için bu ana kaynakları bir an evvel Türkçe'ye tercüme etmemiz gerekiyor." dedi.
Afrika'nın çok geniş coğrafyaya hakim olduğunu dile getiren Kavas, "Bu kıtada binlerce ayrı toplum, kabile, dil ve insan yaşıyor ama Afrikalılık bilinci de gittikçe bütün kıtada bir anlam taşıyor. Haliyle Afrikalı arkadaşlarımızla oturup gruplar oluşturarak ortak Afrika bilgisi, veri tabanı oluşturmamız gerekiyor. Afrika buymuş diyeceğimiz çok temel konular var." diye konuştu.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Kavas, Afrika'daki farklı toplumların tanınması ve Türkiye'de tanıtılması için de faaliyetler yürütülmesi gerektiği belirterek, Batılıların tasviriyle Afrika toplumuna ilişkin yapılan değerlendirmelerin yetersiz olduğunu kaydetti.
Kavas, Batılıların Avrupa başkentlerinde, kıtada kendince sınırlar çizdiğine işaret ederek, "Batılıların kıtada çizdiği sınırlar, Afrikalı insanlar arasında duvarlar ördü." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Türkiye'nin kıtaya ilişkin tutumuna da değinen Ahmet Kavas, Türkiye'nin Afrika'da yaptığı insani yardımlar veya Türkiye'de yatırım yapmak isteyen Afrikalılar arasında, kişilerin inançları ya da kültürlerine göre ayrım yapmadığını vurguladı.
Kavas, Türkiye'nin bütün ülkelere eşit mesafede olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin buradaki yaklaşımında esas olan kıtada ilişkileri olabildiğince geliştirmek." ifadesini kullandı.