Duygularını Keçeye Döktü
Emekli olduktan sonra Etimesgut Belediyesinin açtığı keçe kursuna giderek bir hobi edinen Özgür Dönmez, kendi evinde kurduğu atölyesinde eserlerini üretiyor. Dönmez, 2018 yılında açtığı ilk sergisinin ardından 8 Mart Kadınlar Günü’nde açtığı 2. sergisiyle Zafer Çarşısı’nda sanatseverlerle buluştu.
Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği mezunu olan Özgür Dönmez, emekli olduktan sonra Etimesgut Belediyesinin açtığı keçe kursunda hobi edindi. Zamanla uzmanlaşan Dönmez, kendi evinde yaptığı ürünleri ‘Evler ve Evleri Yuva Yapan Kadınlar’ konulu sergisiyle Kızılay’da bulunan Zafer Çarşısı’nda sergilemeye devam ediyor.
Aldığı 3 aylık eğitim sonucu, hayal gücünü sınırlamayan, ailesinden de aldığı destekle hobi olarak başladığı keçe sanatında uzmanlaşan Dönmez, 8 Mart Kadınlar Günü’nde açtığı sergisinde birçok ürünü sergiliyor. Sergileri hariç herhangi bir yerden satış yapmayan Dönmez, ürünlerinin tüm sanatseverlerin beğenisini aldığını söyledi.
‘Hayat tercihlerden ibarettir’ sözünü hatırlatan Dönmez, “Ben hayatın tercihlerden ibaret olmadığını düşünüyorum. Evet, biz dünyaya kadınlar ve erkekler olarak geldik. Yani bir bütünün eşit iki parçasıyız. Hayatı, kadın erkek birlikte paylaşıyoruz. Kadın dendiğinde herkes başka bir şey anlıyor. Ben kadın dendiğinde; direniş anlıyorum, dayanma, dik durma, değişim, dönüşüm geliyor aklıma. Kadın dendiğinde emek geliyor aklıma. Ne büyük tezattır ki en güzel şarkılar da bize yazılmış, en güzel şiirlerde. Hz. Peygamberin ‘Cennet anaların ayakları altındadır’ hadisi varken kadının bu kadar şiddetle karşı karşıya kalması da hâlâ bir soru işaretidir” şeklinde konuştu.
Annesinden yola çıkarak evi yuva yapan kadınları anlatırken gözyaşlarına engel olamayan Dönmez, “Ev çalıştım; burada evleri masal evler olarak göreceksiniz. Çünkü hepsi rengarenk, tek katlı ve çok şirin tıpkı kadın gibi. ‘Gel’ diyor, sanki o sıcaklığı hissediyorsunuz. Ben evleri çalışırken, çok mutlu çalıştım. Fakat aynı şeyi kadını çalışırken söyleyemeyeceğim. Kadını çalışırken ben çok zor çalıştım. O kadar çok duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalıyoruz ki, ben bu şartlar altında kadını mutlu çalışamadım. Bekir Coşkun diyor ya hani ‘Bir kadın gittiğinde bir anne gider bir çocuk gider’ ben bir kadın gittiğinde yuvaların evlere dönüştüğünü hissediyorum” diye konuştu.
Sergiyi gezenlerin yanına yaklaşan Dönmez ailesi mensupları, keçenin hikayesini anlatıyor. Eserlerin sergilendiği duvarlarda sanatseverleri Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Özdemir Asaf, Bekir Coşkun, Rıfat Horozcu, Necati Cumalı ve Pir Sultan Abdal’ın dizeleri karşılıyor.
Çalışma hayatında tohumlarla ilgili işlerde bulunduğunu, emekliliğinde ise yünle uğraştığı için eşinin ‘Buğday, koyun gerisi oyun’ sözüyle takıldığını anlatan Dönmez, keçe yapımının kendisini ferahlattığını söyledi.
Dönmez, “Yünle çalışırken, şekil verirken negatif enerjinizden arınıyorsunuz. Bir nevi yünle çalışırken iç dünyanızı yansıtıyorsunuz. Eğer o an içerisinde birine kızmışsanız çok güzel keçe yaparsınız. Keçeyi çok sıkmanız gerektiği için” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Aldığı 3 aylık eğitim sonucu, hayal gücünü sınırlamayan, ailesinden de aldığı destekle hobi olarak başladığı keçe sanatında uzmanlaşan Dönmez, 8 Mart Kadınlar Günü’nde açtığı sergisinde birçok ürünü sergiliyor. Sergileri hariç herhangi bir yerden satış yapmayan Dönmez, ürünlerinin tüm sanatseverlerin beğenisini aldığını söyledi.
‘Hayat tercihlerden ibarettir’ sözünü hatırlatan Dönmez, “Ben hayatın tercihlerden ibaret olmadığını düşünüyorum. Evet, biz dünyaya kadınlar ve erkekler olarak geldik. Yani bir bütünün eşit iki parçasıyız. Hayatı, kadın erkek birlikte paylaşıyoruz. Kadın dendiğinde herkes başka bir şey anlıyor. Ben kadın dendiğinde; direniş anlıyorum, dayanma, dik durma, değişim, dönüşüm geliyor aklıma. Kadın dendiğinde emek geliyor aklıma. Ne büyük tezattır ki en güzel şarkılar da bize yazılmış, en güzel şiirlerde. Hz. Peygamberin ‘Cennet anaların ayakları altındadır’ hadisi varken kadının bu kadar şiddetle karşı karşıya kalması da hâlâ bir soru işaretidir” şeklinde konuştu.
Annesinden yola çıkarak evi yuva yapan kadınları anlatırken gözyaşlarına engel olamayan Dönmez, “Ev çalıştım; burada evleri masal evler olarak göreceksiniz. Çünkü hepsi rengarenk, tek katlı ve çok şirin tıpkı kadın gibi. ‘Gel’ diyor, sanki o sıcaklığı hissediyorsunuz. Ben evleri çalışırken, çok mutlu çalıştım. Fakat aynı şeyi kadını çalışırken söyleyemeyeceğim. Kadını çalışırken ben çok zor çalıştım. O kadar çok duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalıyoruz ki, ben bu şartlar altında kadını mutlu çalışamadım. Bekir Coşkun diyor ya hani ‘Bir kadın gittiğinde bir anne gider bir çocuk gider’ ben bir kadın gittiğinde yuvaların evlere dönüştüğünü hissediyorum” diye konuştu.
Sergiyi gezenlerin yanına yaklaşan Dönmez ailesi mensupları, keçenin hikayesini anlatıyor. Eserlerin sergilendiği duvarlarda sanatseverleri Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Özdemir Asaf, Bekir Coşkun, Rıfat Horozcu, Necati Cumalı ve Pir Sultan Abdal’ın dizeleri karşılıyor.
Çalışma hayatında tohumlarla ilgili işlerde bulunduğunu, emekliliğinde ise yünle uğraştığı için eşinin ‘Buğday, koyun gerisi oyun’ sözüyle takıldığını anlatan Dönmez, keçe yapımının kendisini ferahlattığını söyledi.
Dönmez, “Yünle çalışırken, şekil verirken negatif enerjinizden arınıyorsunuz. Bir nevi yünle çalışırken iç dünyanızı yansıtıyorsunuz. Eğer o an içerisinde birine kızmışsanız çok güzel keçe yaparsınız. Keçeyi çok sıkmanız gerektiği için” ifadelerini kullandı.