'Sosyal Medyada Yalan İçeriğin Oranı Yüzde 60'Lara Dayandı'
İbn Haldun Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakkı Öcal: 'Sosyal medyada yalan içeriğin oranı, son yapılan araştırmalara göre, yüzde 60'lara dayandı'
İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakkı Öcal, sosyal medyada yalan içeriğin oranının, son yapılan araştırmalara göre, yüzde 60’lara dayandığını bildirdi.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İbn Haldun Üniversitesi, İbn Haldun Konferansları'nın ikincisinde, Başakşehir ve çevresindeki ortaöğretim kurumlarının başarılı öğrencilerini ağırladı.
İHÜ Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakkı Öcal, "Yeni Medyada Nasıl Yalan Söylenir" başlıklı konferansta, sosyal medyada yalanın üretilmesine ve nasıl yayıldığına dair bilgiler verdi.
"Aslında bu mecraların doğru isimlendirilişi 'sosyal ağ' şeklindedir. Oraya koyduğunuz şey ise medyadır fakat dilimize 'sosyal medya' olarak yerleşmiş" ifadesini kullanan Öcal, sosyal medyaya çabuk alışıldığını, herkesin hayatında sosyal ağdan bir şeyler olduğunu vurguladı.
Öcal, sosyal medyayı kullanma alışkanlıklarında duyulma, görülme arzusunun önemli bir etken olduğunu kaydetti.
- "Sosyal medya da bize aradığımız bu güveni veriyor"
Hakkı Öcal, sosyal medyada yalan içeriğin oranının, son yapılan araştırmalara göre, yüzde 60'lara dayandığını belirterek, neden yalan söylenildiğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Bu yüzden bir toplum içinde yaşamak mecburiyetindeyiz. Dahası, daima bir gruba ait olmak isteriz. Yine bir başka özelliğimiz, inanan ve güvenen varlıklar olmamız. İlla birine inanmak, dayanmak ihtiyacı duyuyor, böylece kendimize emniyetli bir alan oluşturmuş oluyoruz. Sosyal medya da bize aradığımız bu güveni veriyor. Bize yalan söyleten, esasında bu kötülüğe teşvik eden şey, bizim inanan ve güvenen bir varlık oluşumuz, yani ‘iyi’ tarafımız... Dolayısıyla bizim iyiliğimiz, karşımızdakini kötülüğe teşvik ediyor. İkinci önemli konu ise küçüklükten itibaren insanın sürekli başkalarıyla mukayese edilmesidir. Bu durum bizi de sürekli kıyas yapar hale getiriyor ve yalancılığa sevk ediyor. Biz bu kıyaslamaları en çok sosyal medyada yapıyoruz."
Alanında uzman konuşmacıların katılımıyla başarılı lise öğrencilerine yönelik düzenlenen İbn Haldun Konferansları'nda psikolojiden uluslararası ilişkilere, sosyolojiden din bilimlerine, iktisattan hukuka sosyal bilimlerin hemen her alanına dair bilgilendirmeler yapılıyor, sosyal bilimlere dair merak edilenler cevap buluyor.
Kaynak: AA
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İbn Haldun Üniversitesi, İbn Haldun Konferansları'nın ikincisinde, Başakşehir ve çevresindeki ortaöğretim kurumlarının başarılı öğrencilerini ağırladı.
İHÜ Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakkı Öcal, "Yeni Medyada Nasıl Yalan Söylenir" başlıklı konferansta, sosyal medyada yalanın üretilmesine ve nasıl yayıldığına dair bilgiler verdi.
"Aslında bu mecraların doğru isimlendirilişi 'sosyal ağ' şeklindedir. Oraya koyduğunuz şey ise medyadır fakat dilimize 'sosyal medya' olarak yerleşmiş" ifadesini kullanan Öcal, sosyal medyaya çabuk alışıldığını, herkesin hayatında sosyal ağdan bir şeyler olduğunu vurguladı.
Öcal, sosyal medyayı kullanma alışkanlıklarında duyulma, görülme arzusunun önemli bir etken olduğunu kaydetti.
- "Sosyal medya da bize aradığımız bu güveni veriyor"
Hakkı Öcal, sosyal medyada yalan içeriğin oranının, son yapılan araştırmalara göre, yüzde 60'lara dayandığını belirterek, neden yalan söylenildiğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Bu yüzden bir toplum içinde yaşamak mecburiyetindeyiz. Dahası, daima bir gruba ait olmak isteriz. Yine bir başka özelliğimiz, inanan ve güvenen varlıklar olmamız. İlla birine inanmak, dayanmak ihtiyacı duyuyor, böylece kendimize emniyetli bir alan oluşturmuş oluyoruz. Sosyal medya da bize aradığımız bu güveni veriyor. Bize yalan söyleten, esasında bu kötülüğe teşvik eden şey, bizim inanan ve güvenen bir varlık oluşumuz, yani ‘iyi’ tarafımız... Dolayısıyla bizim iyiliğimiz, karşımızdakini kötülüğe teşvik ediyor. İkinci önemli konu ise küçüklükten itibaren insanın sürekli başkalarıyla mukayese edilmesidir. Bu durum bizi de sürekli kıyas yapar hale getiriyor ve yalancılığa sevk ediyor. Biz bu kıyaslamaları en çok sosyal medyada yapıyoruz."
Alanında uzman konuşmacıların katılımıyla başarılı lise öğrencilerine yönelik düzenlenen İbn Haldun Konferansları'nda psikolojiden uluslararası ilişkilere, sosyolojiden din bilimlerine, iktisattan hukuka sosyal bilimlerin hemen her alanına dair bilgilendirmeler yapılıyor, sosyal bilimlere dair merak edilenler cevap buluyor.