TÜRK EKONOMİSİNİN ASIRLIK ÇINARLARI - Saatteki 1,5 Asırlık Tecrübesini Güvenlik Teknolojilerine Taşıdı

2. Abdülhamid'in hizmetinde çalışmak üzere 33 yaşında İstanbul'a gelen 'Alman saatçi' Johann Meyer'in, başta padişah ve saray eşrafı olmak üzere üst düzey kişilerin saatlerinin bakım ve tamir işleri için kurduğu, zaman içinde de ünü ülke sınırlarını aşan 'Meyer Saat', bugün Meyer Group çatısı altında güvenlik ve görüntülüme çözümleri sunuyor Bir dönem Türkiye'nin ünlü simalarının saatlerinin tamirini de yapan şirketin, Türkiye'ye getirdiği ilkler arasında bekçi saatleri, işçi kart basma saatleri, bilgisayarlı PDKS sistemi, eldamar tanıma sistemi ve ekranlı GPRS'li güvenlik tur kontrol sistemi gibi güvenlik çözümleri bulunuyor Saat tamir atölyesine 15 yaşında çırak olarak giren Gaziantepli Nahsen Bayındır tarafından 1981'de devralınan Meyer, halihazırda parmak izi ve yüz tanıma gibi biyometrik sistemler kurarak güvenlik çözümleri üretiyor ve bu alanda Türkiye'nin önde gelen şirketleri arasında yer alıyor Meyer Biyometrik & Güvenlik AŞ Onursal Yönetim Kurulu Başkanı Nahsen Bayındır: 'Türkiye'de yüzlerce kurumsal şirkete hizmet veriyoruz. Muhteşem kalitede parmak izi ve yüz tarama hizmetleri sunuyoruz. (Teknoparka geçtikten sonra) Ülkeye lazım olan hangi yazılım varsa onları üreteceğiz' 'Türk Cumhuriyetler, Orta Doğu, Rusya ve Afrika'daki bazı ülkelere hizmet veriyoruz. Yurt dışına açıldık. Üzerimde Wolfgang Meyer'in vasiyetinin büyük sorumluluğu var. Türkiye çok daha iyi olacak. Biz de her zaman ileriye gideceğiz'

UĞUR ASLANHAN - 2. Abdülhamid'in saatçibaşısı Alman Johann Meyer tarafından 1878'de kurulan, ünü ülke sınırlarını aşan ve bir zamanlar ünlü simaların saatlerinin bakım ve tamirini yapan Meyer Saat, bugün Meyer Group çatısı altında sunduğu güvenlik ve görüntülüme çözümleri ile alanında Türkiye'nin önde gelen şirketleri arasında yer alıyor.

Meyer Saat'in öyküsü; saate meraklı olan 2. Abdülhamid'in 1870'li yıllarda dönemin Alman imparatoruna yazdığı mektupta, kendisine bir saat ustası göndermesini istemesiyle başlar. Berlin'de Unter den Linden caddesinde bir saatçide çalışan ve Osmanlı sultanının sarayına saatçi aradığını öğrenen Johann Meyer, bu işe başvurur ve kabul edilir.

İstanbul'a 1876 yılında gelen ve Yıldız Sarayı'nda başsaatçi olan 33 yaşındaki Meyer, başta padişah olmak üzere şehzadeler, hanım sultanlar, bakanlar, yüksek memur ve komutanların saatlerinin bakım ve tamir işleriyle ilgilenir.

2. Abdülhamid'in saatçibaşısı olan Meyer, aradan geçen 2 yılın ardından padişahtan izin alarak Karaköy ile Beyoğlu'nu birbirine bağlayan Tünel'in Karaköy durağının karşısına saat tamir atölyesi açar.

Gelip geçenlerin uğrak yeri olması umuduyla açtığı dükkanda amacına ulaşan Meyer, işlerinin iyi gitmesi sonrası yanına iki çırak alır. Alman saatçinin ünü zamanla kentin sınırlarını aşar.

- Modern saat sistemiyle çalışan ve namaz vakitlerini gösteren saat geliştirir

Saat üretiminde de alanının ustası olan Meyer, 8 yıl verdiği uğraş sonucu hayalini gerçekleştirerek hem modern saat sistemiyle çalışan hem de güneşin konumuna göre belirlenen namaz vakitlerini gösteren saat geliştirir. Bu saati padişaha hediye eden Meyer'e, 2. Abdülhamid tarafından şeref nişanı verilir.

Meyer Saat, 1923'te Johann'ın oğlu olan ve Almanya'da saatçilik okulunda eğitim alan Emill Meyer'in yönetimine geçer.

Savaş yıllarında zaman zaman Almanya'ya gitmek zorunda kalan ve bir dönem Kırşehir'de zorunlu ikamete tabi tutulan aile, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla İstanbul'a dönerek işlerini sürdürür.

- Ünü Türkiye'yi aşar, saatleri ünlü binaları süsler

Türkiye'ye 1930'da ilk bekçi saatlerini, 1935'te de ilk işçi kart basma saatlerini getiren şirketin başına 1946'da torun Wolfgang Meyer geçer. Bu süreçte ünü Türkiye'yi aşan Meyer'in saatleri, ünlü binaların duvarları ve meydanlarını süslerken, şirket de uluslararası bir marka halini alır.

Ünlülerin yurt dışından getirttiği saatlerin de tamirini yapan şirket, her geçen gün büyüyerek Türkiye'ye hizmet etmeyi sürdürür.

Cumhuriyet'in ilanından sonra Malta Köşkü'nde Mustafa Kemal Atatürk'ün masa saatini tamir eden Wolfgang Meyer'e, Atatürk tarafından imzalı fotoğraf hediye edilir.

1968 yılında henüz 15 yaşındayken şirkete çırak olarak giren Gaziantepli Nahsen Bayındır, şirketin üçüncü kuşak yöneticisi Wolfgang Meyer'in vasiyeti üzerine Meyer'in yüzde 20 ortağı olur. Bayındır, diğer iki ortak ve Wolfgang'ın kızlarından hisseleri alarak şirketin tek sahibi haline gelir.

Nahsen Bayındır'ın dümeni eline almasıyla atak yapan şirket, Türk pazarına 1982'de ilk elekro-mekanik işçi saatlerini, 1986'da ilk bilgisayarlı PDKS sistemini getirir. 1994'de devlet tarafından ödüllendirilen şirket, 1999'da Türk pazarına ilk parmak izli PDKS sistemini kurar.

- İngiltere ve Uzak Doğu'ya ihracat

2000'de Meyer Yazılım departmanı kurulurken, 2001'de dünyanın öncü biyometrik şirketleri ile iş birliğine gidilir. 2005'te Meyer yazılımları İngiltere ve Uzak Doğu'ya ihraç edilir.

2006'da Türkiye'nin ilk el-damar tanıma sistemini kuran şirket, 2007'de RFID ürünlerini ithal etmeye başlar. 2008'de dünyanın ilk 3 boyutlu yüz tanıma sistemini Türkiye pazarına sunan şirket, 2009'da dünyanın ilk ekranlı GPRS'li güvenlik tur kontrol sistemini Türkiye'ye getirir.

Görüntü teknolojileri sağlayıcısı Mevision Grup 2010'da kurulurken, 2011'de Axis Türkiye'nin distribütörlüğü alınır, 2012'de zincir mağazalarda önemli projeler kazanılır.

Bu süreçte çok sayıda parmak izi ve yüz tanıma sistemini Türkiye'ye getiren şirket, bulut sistemler için uygun GSM biyometrik cihazlar da üretir. Şirket, Türkiye'nin ilk bulut PDKS ve takip sistem platformunu 2015'te hayata geçirir.

Halihazırda Meyer Group çatısı altında parmak izi ve yüz tanıma gibi biyometrik sistemler kurarak güvenlik çözümleri üreten şirket, bu alanda Türkiye'nin önde gelen firmaları arasında yer alıyor.

- "Wolfgang Meyer, Türk insanını özlemle anlatırdı"

Meyer Biyometrik & Güvenlik AŞ Onursal Yönetim Kurulu Başkanı Nahsen Bayındır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 141 yıl mazisi olan bir şirketin yok denecek kadar az olduğunu belirterek, Johann Meyer'in, Almanya'nın işçi bulma kurumu vasıtasıyla İstanbul'a geldiğini söyledi.

Johann Meyer'in sadece Yıldız Sarayı değil, diğer bütün saraylardaki saatleri de tamir ettiğini anlatan Bayındır, "Sultan Abdülhamid'e ezan vaktini gösteren hamidiye saati yaptığı için padişahımız tarafından madalya, şeref nişanı ve saatçibaşı unvanıyla ödüllendiriliyor." dedi.

Johann Meyer'in, Karaköy'de açtığı dükkan ile ün kazandığını ifade eden Bayındır, Johann Meyer'in öldükten sonra şirketin 1923'te Emill Meyer'e, ardından da Wolfgang Meyer'e geçtiğini söyledi.

Ailenin bir süre Kırşehir bölgesine gönderildiğini aktaran Bayındır, burada Türk köylüsünün kadirşinaslığını ve misafirperverliğini gören Wolfgang Meyer'in, anılarını hep gözleri dolarak ve özlemle anlattığını dile getirdi.

- "Torunu 1965'te ülkenin ilk saat fabrikasını kurdu"

Nahsen Bayındır, Cumhuriyet'in ilanına kadar duvar saati yapan şirketin, bu tarihten sonra ülkede kurulan firmalar için işçi ve bekçi kontrol saatleri getirttiğini, torun Wolfgang Meyer'in ithalat yerine Türkiye'de üretim yapmak için 1965'te ülkenin ilk saat fabrikasını kurduğunu hatırlatarak, "İthal ettiğimiz bekçi saatlerini ve işçi kart basma saatlerini burada yapıyor. Bu ürünlerden binlerce satıyor." dedi.

Bayındır, bu süreç devam ederken kendisinin 1968'de şirkete çırak olarak girdiğini, Wolfgang Meyer'in vasiyeti üzerine 4. nesil yönetici olarak şirketin başında bulunduğunu anlattı.

Wolfgang Meyer'in 2 kızı olduğunu aktaran Bayındır, "Biliyordu ki kızları buraya geldiğinde şirketi satıp gidecekti. Onun tek isteği; babasının, dedesinin şirketinin Türkiye'de hizmetine devam etmesi ve Meyer ismini yaşatmasıydı. 1981 yılında vefat ettiğinde vasiyetinde şirketin yüzde 20 hissesini bana bırakmıştı." diye konuştu.

Bayındır, 1987'de olağanüstü genel kurulla yüzde 55 hisseyi devraldığını, önce manyetik kartlı sistemi, sonrasında göz tarama, yüz tarama ve parmak izi tanıma sistemlerini Türkiye'ye getirdiklerini söyledi.

- "Türkiye'ye en iyi teknolojileri getirmemiz gerekiyor çünkü ben Meyer'im"

Meyer Biyometrik & Güvenlik AŞ Onursal Yönetim Kurulu Başkanı Bayındır, şirketin, halihazırda 110 personelle faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ederek, "Yurt dışında getirdiğimiz parmak izi ve yüz tanıma sistemlerini Türkçe hale getirerek kurulumunu yapıyoruz." dedi.

Teknoparkta yer aldıklarını ve en kısa sürede oraya geçeceklerini bildiren Bayındır, şunları kaydetti:

"Türkiye'de hiçbir firma, bir bardak süt için bir inek beslemiyor. Ancak biz sistem kurduğumuz firmalara her an hizmet vermek için telefonun başında bekliyoruz. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki siz, 'Ben teknolojiye geçmeyeyim' derseniz bitersiniz. 141 yıllık şirketi bir kale yapmak çok zor ama yıkmak çok kolay. O adamın vasiyeti burada çalışan insanlar... Geçen yıl 90 kişiydik, bu yıl 110 kişi olduk. Her yıl daha da büyüyeceğiz. Türkiye'ye en iyi teknolojileri getirmemiz gerekiyor çünkü ben Meyer'im."

- "Muhteşem kalitede parmak izi ve yüz tarama hizmetleri sunuyoruz"

Nahsen Bayındır, şu anda Türkiye'de en çok turnike sistemi kuran şirketlerden olduklarını ve İstanbul Havalimanı başta olmak üzere yüzlerce kurumsal şirkete hizmet verdiklerini belirterek, "Şu anda yanılma payı sıfır denilebilecek kadar muhteşem kalitede parmak izi ve yüz tarama hizmetleri sunuyoruz. Ayrıca, kamera kurulum hizmetleri de sunuyoruz." diye konuştu.

Bayındır, teknoparka geçtikten sonra Türkiye'de özellikle güvenlik sektörü başta olmak üzere ülkeye lazım olan yazılımları üreteceklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Her firmaya ayrı ayrı sistem kuruyoruz, yazılımını farklı yapıyoruz. Türk Cumhuriyetler, Orta Doğu, Rusya ve Afrika'daki bazı ülkelere hizmet veriyoruz. 15-20 ülkeye hizmet veriyoruz. Yurt dışına açıldık. Üzerimde Wolfgang Meyer'in vasiyetinin büyük sorumluluğu var. Türkiye çok daha iyi olacak. Biz de her zaman ileriye gideceğiz. Daha çok çalışarak daha fazla gayretle ülkemizin de, şirketimizin de daha ileride olacağını düşünüyorum."

Bayındır, şirketin Ataşehir'deki genel merkezinde bulunan bazı kıymetli eserlerle ilgili bilgi verirken, 2. Abdülhamid'in Johann Meyer'e verdiği nişan, ferman ve altın paraların halen durduğunu, ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün imzalı fotoğrafının da bulunduğunu anlattı.

Şirketin merkezinde 1878'de açılan firmanın tabelasının da yer aldığını bildiren Bayındır, bugüne kadar ürettikleri saatlerden ve sistemlerden örnekleri de sakladıklarını söyledi.

Kaynak: AA