Öldüren oyunlara karşı ailelere önemli uyarılar
İletişim teknolojileriyle birlikte çocuklar arsasında sanal oyunlara bağımlılık gitgide artıyor. Özellikle ergenlik çağındaki çocukları ölüme sürükleyen bu oyunlara karşı ailelere uyarılarda bulunan Doç. Dr. Deniz Yenğin, zararlı içeriklere sahip olan bu oyunların neden çocukları hedef aldığını açıkladı.
Gençler arasında hızla yayılan ve dünya çapında çok sayıda intihar olaylarına neden olan sanal oyunlar can almaya devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre çocukların yüzde 80'inin dijital oyunları tercih ettiği günümüzde, ailelere önemli görevler düştüğünü ifade eden İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Deniz Yenğin, özellikle çocukların bilgisayar başında geçirdikleri zaman ve hangi sitelerde ne tür oyun oynadıklarının mutlaka anne ve baba tarafından takip edilmesi gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Yenğin, ailelerin bu tehlike karşında uygulayabileceği kontrol mekanizmaları hakkında bilgiler verdi.
Çocukların yüzde 80'i dijital oyunları tercih ediyor
Dijitalleşmeyle birlikte fiziksel oyun faaliyetlerinin dönüşüme uğradığını kaydeden Yenğin, “Yeni teknolojiyle birlikte zaman zaman sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu sorunların başında da dijital oyun bağımlılığı geliyor. Çocuklar artık sokaklarda değil, evde arkadaşlarıyla bir ağ oluşturarak diyalog halinde dijital oyunlar oynamaya başladı.
Günümüzde çocukların yüzde 80'ine yakını dijital oyunları tercih ediyor. Çocuklar bu oyunlarla iletişim kurma becerisini kanıksamış durumda. Teknolojinin yanlış kullanılmasından dolayı bu durumla bütünleşik bir şeklide büyüyorlar. Dokunmatik sistemlerle birlikte bu duruma daha çabuk adapte oluyor ve bunun üzerinden kendilerine yaşamsal ifade bulmaya çalışıyor” dedi.
Çocuklar neden hedef alınıyor?
Sonu ölümle biten tehlikeli oyunlarda çocukların hedef alınmasının nedenini açıklayan Yenğin, “Çocuklar gerçek dünyadan tamamen haberdar büyümüyorlar. Kötülüklere karşı hazırlıklı değiller. Bundan dolayı zararlı içeriklere sahip bu oyunlarda hedef olmaları çok normal. Ayrıca çocuklar bu oyunları oynarken korkuyu yaşamak istiyor. Korku bazen onlara çok cazip geliyor. Onların bu zayıf yanlarından yararlanmak isteyen bir kesim var. Bu kişiler çeşitli oyunlarla çocukların bilgilerine ulaşıyor. Bu oyunlar casusluk programı gibi kullanılıyor. İlk olarak bir strateji oyunu gibi önce çocuklara bir takım görevler veriyorlar. Verilen bu görevlerle çocukları intihara sürüklüyorlar. Oyunların temeli buna dayanıyor. Bu kimseler çocuklara verdikleri zarardan tatmin oluyor” dedi.
Ev içinde kullanılan internet kontrol edilmeli
Ailelerin dikkat etmesi gereken önemli noktalara değinen Yenğin, “Ailelerin çocukların oynadığı oyunları bilmeleri lazım. İlk olarak oyunları kontrol edebilecekleri bir platform oluşturmaları ve ev içinde kullanılan interneti kontrol etmeleri gerekiyor. Ebeveynler çocuklarının odalarında yalnız başına oynamalarına izin vermeyerek, ortak kullanılan ortamlarda oynamalarını sağlamalılar. Bu şeklide çocukları rahatlıkla gözlemleyebilirler. Bunun yanı sıra oyunda çocuğun harcadığı zamanı kontrol etmeleri lazım. Teknoloji kullanımına süresel olarak sınırlama getirmeliler. 0-2 yaş grubundaki çocuklar kesinlikle teknolojik araçlarla bir araya gelmemeli. 4 yaştan itibaren yaklaşık yarım saatlik bir kullanıma izin verilmeli. İlkokul çağındaki çocuğun ise teknolojiyi kullanması günde 45 dakikayı geçmemeli. Çünkü günde iki saatin üzerinde oyun oynayan çocuklarda bazı belirtiler ortaya çıkmaya başlıyor. Çocuklar sinir ve öfke kontrolünü sağlayamıyor. Stresle ilgili ciddi sorunları olabiliyor. Dikkat dağınıklığı ve derslerinde konsantrasyon eksikliği gözlemleniyor. Çok fazla oturmaktan kaynaklanan sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Büyüme çağlarında fiziksel fonksiyonlarında bozukluklarla karşılaşabiliyorlar” diye konuştu.
“Oyunu yasaklamayın, kontrolü sağlayın”
Dijital oyun oynama etkinliğinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu ve tamamen yasaklanmasının bir çözüm getirmeyeceğini ifade eden Yenğin, sözlerine şöyle devam etti:
“Aileler dijital oyunları yasaklamasınlar. Çünkü bunu çocuklardan uzak tutamayız. Ancak kontrolünü sağlayabiliriz. Özellikle yüz yüze iletişim çok önemli. Evin içinde, aynı ortamda yüz yüze iletişim koparılmamalı. Çocukla diyalog kurmak ve sorunları bu şekilde çözümlemeye çalışmak önemli. Aksi takdirde çocuklar kendilerini soyutlayıp, oyunun gerçek bir dünya olduğunu düşünerek, kendilerini ailelerinden soyutluyorlar. Böylece uçsuz bucaksız bir veri tabanı olan internette kimi zaman yanlış oyunları tercih edebiliyorlar. Bununla ilgili yaşanan en büyük sıkıntılardan biri oyunlar üzerinden yaşanan intihar olaylarıdır. Bu oyunlarda verilmiş olan görevlere göre kendilerine zarar veriyorlar. Ne yazık ki bu oyunların sayısı daha da artacaktır. Dolayısıyla hazırlıklı olmak gerekir. Dijital oyunları faydaya dönüştürmek için onlara kendi oyunlarını yazmalarını ve kodlama yapmayı öğretmeliyiz.”
Kaynak: İHA
Doç. Dr. Yenğin, ailelerin bu tehlike karşında uygulayabileceği kontrol mekanizmaları hakkında bilgiler verdi.
Çocukların yüzde 80'i dijital oyunları tercih ediyor
Dijitalleşmeyle birlikte fiziksel oyun faaliyetlerinin dönüşüme uğradığını kaydeden Yenğin, “Yeni teknolojiyle birlikte zaman zaman sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu sorunların başında da dijital oyun bağımlılığı geliyor. Çocuklar artık sokaklarda değil, evde arkadaşlarıyla bir ağ oluşturarak diyalog halinde dijital oyunlar oynamaya başladı.
Günümüzde çocukların yüzde 80'ine yakını dijital oyunları tercih ediyor. Çocuklar bu oyunlarla iletişim kurma becerisini kanıksamış durumda. Teknolojinin yanlış kullanılmasından dolayı bu durumla bütünleşik bir şeklide büyüyorlar. Dokunmatik sistemlerle birlikte bu duruma daha çabuk adapte oluyor ve bunun üzerinden kendilerine yaşamsal ifade bulmaya çalışıyor” dedi.
Çocuklar neden hedef alınıyor?
Sonu ölümle biten tehlikeli oyunlarda çocukların hedef alınmasının nedenini açıklayan Yenğin, “Çocuklar gerçek dünyadan tamamen haberdar büyümüyorlar. Kötülüklere karşı hazırlıklı değiller. Bundan dolayı zararlı içeriklere sahip bu oyunlarda hedef olmaları çok normal. Ayrıca çocuklar bu oyunları oynarken korkuyu yaşamak istiyor. Korku bazen onlara çok cazip geliyor. Onların bu zayıf yanlarından yararlanmak isteyen bir kesim var. Bu kişiler çeşitli oyunlarla çocukların bilgilerine ulaşıyor. Bu oyunlar casusluk programı gibi kullanılıyor. İlk olarak bir strateji oyunu gibi önce çocuklara bir takım görevler veriyorlar. Verilen bu görevlerle çocukları intihara sürüklüyorlar. Oyunların temeli buna dayanıyor. Bu kimseler çocuklara verdikleri zarardan tatmin oluyor” dedi.
Ev içinde kullanılan internet kontrol edilmeli
Ailelerin dikkat etmesi gereken önemli noktalara değinen Yenğin, “Ailelerin çocukların oynadığı oyunları bilmeleri lazım. İlk olarak oyunları kontrol edebilecekleri bir platform oluşturmaları ve ev içinde kullanılan interneti kontrol etmeleri gerekiyor. Ebeveynler çocuklarının odalarında yalnız başına oynamalarına izin vermeyerek, ortak kullanılan ortamlarda oynamalarını sağlamalılar. Bu şeklide çocukları rahatlıkla gözlemleyebilirler. Bunun yanı sıra oyunda çocuğun harcadığı zamanı kontrol etmeleri lazım. Teknoloji kullanımına süresel olarak sınırlama getirmeliler. 0-2 yaş grubundaki çocuklar kesinlikle teknolojik araçlarla bir araya gelmemeli. 4 yaştan itibaren yaklaşık yarım saatlik bir kullanıma izin verilmeli. İlkokul çağındaki çocuğun ise teknolojiyi kullanması günde 45 dakikayı geçmemeli. Çünkü günde iki saatin üzerinde oyun oynayan çocuklarda bazı belirtiler ortaya çıkmaya başlıyor. Çocuklar sinir ve öfke kontrolünü sağlayamıyor. Stresle ilgili ciddi sorunları olabiliyor. Dikkat dağınıklığı ve derslerinde konsantrasyon eksikliği gözlemleniyor. Çok fazla oturmaktan kaynaklanan sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Büyüme çağlarında fiziksel fonksiyonlarında bozukluklarla karşılaşabiliyorlar” diye konuştu.
“Oyunu yasaklamayın, kontrolü sağlayın”
Dijital oyun oynama etkinliğinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu ve tamamen yasaklanmasının bir çözüm getirmeyeceğini ifade eden Yenğin, sözlerine şöyle devam etti:
“Aileler dijital oyunları yasaklamasınlar. Çünkü bunu çocuklardan uzak tutamayız. Ancak kontrolünü sağlayabiliriz. Özellikle yüz yüze iletişim çok önemli. Evin içinde, aynı ortamda yüz yüze iletişim koparılmamalı. Çocukla diyalog kurmak ve sorunları bu şekilde çözümlemeye çalışmak önemli. Aksi takdirde çocuklar kendilerini soyutlayıp, oyunun gerçek bir dünya olduğunu düşünerek, kendilerini ailelerinden soyutluyorlar. Böylece uçsuz bucaksız bir veri tabanı olan internette kimi zaman yanlış oyunları tercih edebiliyorlar. Bununla ilgili yaşanan en büyük sıkıntılardan biri oyunlar üzerinden yaşanan intihar olaylarıdır. Bu oyunlarda verilmiş olan görevlere göre kendilerine zarar veriyorlar. Ne yazık ki bu oyunların sayısı daha da artacaktır. Dolayısıyla hazırlıklı olmak gerekir. Dijital oyunları faydaya dönüştürmek için onlara kendi oyunlarını yazmalarını ve kodlama yapmayı öğretmeliyiz.”