Kış Aylarında Yüksek Ev Isısı Ve Nem Oranı Alerjenleri Artırıyor
Dr. Hüseyin Avni Solgun, Kış aylarında özellikle çocuklar için yaşanılan evin yaşı ve tipi, nasıl ısıtıldığı, nemlendirici ve hava filtrasyonunun kullanımı, evin nem durumu araştırılması gerektiğini belirterek, "Yüksek ev ısısı ve nem oranı ev tozu akarları ve mantar gibi alerjenleri artırabilir. Son derece masum görünen bir halı ise aslında akarlar için depo olabilir." dedi.
Alerji aslında vücut için zararlı olmayan herhangi bir maddeye (alerjen) karşı vücudun vermiş olduğu abartılı ve beklenmeyen bir cevaptır. Alerjik hastalıklar bağışıklık sisteminin rol oynadığı hastalıklardır. Daha önceden solunum, sindirim, cilt ya da vücuda zerk yoluyla alınmış olan bu maddelerle bir sonraki karşılaşmada vücut bu maddelere karşı bir takım abartılı cevaplar verebilir. Bunun sonucunda da özellikle burun, gözler, deri, akciğerler ve sindirim sistemine ait belirtiler tek başına ya da hep beraber görülebilir. Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun, Kış aylarında çocuklarda görülen alerjik hastalıklar hakkında önemli bilgiler verdi.
"Tekrarlayan öksürük ve hırıltı belirti gösterir"
Dr. Hüseyin Avni Solgun, alerjik astımın (astım bronşit) akciğer ve solunum yollarında değişken dış allerjenlere karşı gelişen reaksiyonlar sonucu oluşan bir tablo olduğunu belirterek, "Çocuklarda tekrarlayan öksürük, hırıltı ve değişik derecelerde nefes darlığına neden olur. Alerjk rinit (burun nezlesi) burun mukozasında meydana gelen alerjik reaksiyon sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Burunda kaşıntı ile başlar, burunda doluluk, akıntı ve hapşırık görülür. Burundaki kaşıntı ve akıntıdan dolayı genellikle çocuklar avuç içleriyle burunlarını yukarı doğru sıvazlarlar ki buna ‘alerjik selam’ denir. Alerjik konjunktivit (göz nezlesi) ise gözlerde görülen alerjik hastalıktır. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve akıntıya neden olur. Egzema deri alerjisi olarak bilinen kızarıklık, kaşıntı ve kurulukla seyreden bir alerjik cilt hastalığıdır. Kurdeşen olarak da bilinen ürtiker ise cildin alerji yapan madde ile teması sonrası ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarcık ya da şişmenin görüldüğü bir hastalıktır. Bunların dışında besin alerjisi ve ilaç alerjisi de görülebilir." dedi.
"Evde oluşan tozlara dikkat edilmeli"
"Alerjik rahatsızlıklara neden olan alerjen herhangi bir madde olabilir" diyen Dr. Solgun, "Bu dış ortam hava kirliliği, çimen ve yabani otlar olabildiği gibi ev ortamında da en sık rastlanan alerjenler ev tozu akarı, hayvan tüyü, küf, polen olmakla beraber yün, ilaçlar ve besinler (özellikle çilek, kivi, fındık, fıstık, balık) olarak sayılabilir. Potansiyel alerjenlerin belirlenmesinde hastanın yaşı, yaşadığı ortam, belirtilerin başlamasından hemen önceki aktivite ve maruziyet önemlidir. Mesela evcil hayvan beslenen bir evde belirtiler başlıyorsa hayvan tüyüne karşı, yenilen bir gıda sonrası tekrarlayan rahatsızlık o gıdaya karşı ya da çimenle temas sonrası gelişiyorsa çimen polenleri veya mantara karşı alerji olduğu düşünülür. Potansiyel alerjenlerin belirlenmesinde aslında hastanın yaşı da önemlidir. Çünkü bebekler ve küçük çocuklar vakitlerinin çoğunu evde geçirir. Özellikle emekleme döneminde sürekli etraflarında bulunan ev tozu akarı, hayvan tüyü ya da küf gibi alerjenlerle karşılaşırlar. Bunun dışında çocuğun yaşadığı ortamın önemi büyüktür. Yaşanılan evin yaşı ve tipi, nasıl ısıtıldığı, nemlendirici ve hava filtrasyonunun kullanımı, evin nem durumu araştırılmalıdır. Yüksek ev ısısı ve nem oranı ev tozu akarları ve mantar gibi alerjenleri artırabilir. Son derece masum görünen bir halı ise aslında akarlar için depo olabilir." ifadelerini kullandı.
"Deri, suni, ahşap eşyalar tercih edilmelidir"
Dış ve iç ortamda oldukça fazla olan bu alerjenlerden çocukları korumak için öncelikle çocukları uyumak ve oynamak için vakitlerinin çoğunu geçirdikleri yatak odasında bazı düzenlemeler ile çok başarılı sonuçlar elde edilebileceğini kaydeden Dr. Hüseyin Avni Solgun, konuşmasını şöyle noktaladı: "Havalandırma arttırılmalı ve rutubet mutlaka önlenmelidir. Deri, suni deri, ahşap ve plastikten eşyalar tercih edilmelidir. Yatakların ve yastıkların üzerine toz akar alerjenlerine karşı geçirgen olmayan kaplamalar uygulanmalıdır. Haftada bir kez elektrik süpürgesi ile yatağın ve örtülerin tozları alınmalıdır. Örtüler haftada bir kez 55 dereceden daha yüksek ısıdaki suda yıkanmalıdır. Tüylü oyuncaklar, perdeler, halılar ve kitaplar gibi toz biriktiren eşyaların sayısı minimuma indirilmelidir. Hatta mümkünse yatak odasındaki halı kaldırılmalıdır. Toz akarlarının kolayca biriktiği döşemeli mobilya ve halıların haftada bir çift torbalı elektrik süpürgesi ile tozları alınmalıdır. Hastalığın önlenmesi ise rahatsızlıkları tetikleyen nedenlerin ortadan kaldırılması ve çocuğumuzu rahatsız eden maddelerle maruziyetinin önlenmesi ile olur. Her ne kadar sayılan bunca işlemi yapmak ya da gerçekleştirmek zor olsa da çocuğunuzun rahatsızlanmasına neden olan alerjenleri iyi gözlem yaparak saptamak ve o alerjenlerden çocuğunuzu uzak tutmak son derece etkili olacaktır. Tüm bunlara rağmen sonuç alınamayanlarda ise uzman kontrolünde tedaviler gerekebilir."