Polis Ve Jandarma Teşkilatları'na Yönelik Şikayet Yok Denecek Kadar Az
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye genelinde polis ve jandarma bölgelerinde kötü muamele iddialarına ilişkin 2017 yılında toplam 70 başvuru olmuş, 2018 yılında bu sayı 31’e gerilemiştir" dedi.
İçişleri Bakan Soylu, Vilayetler Evi’nde düzenlenen "Kolluk Gözetim Komisyonu Eğitimcilerinin Eğitimi" programının açılış törenine katıldı.
Bakan Soylu yaptığı konuşmada, “Neresinden bakarsanız bakın problemleri çok olan bir yüzyılda yaşıyoruz. İnsan eliyle oluşturulmuş, insanlığın gelişimiyle ters orantılı problemler üzerinden tarif etmek durumunda kaldığımız bir yüzyılda yaşıyoruz. Bunu birkaç yüzyıl öncesinde yaşasaydık, belki bunu daha iyi anlayabilir ve durumu daha iyi taahhüt edebilirdik. O zamanlarda da mücadele vardı. O zamanlarda da çatışma vardı. Ancak bugün yaşadığımızı sadece bir çatışma olarak tarif etmek, elbette ki bana göre yeterli değildir. Bugün yaşadığımız bir güç saplantısıdır. Birileri sürekli bir şeyleri elde etmek, daha da kötüsü başkalarına yaşam hakkı tanımadan bir şeyler elde etmek istiyorlar. Petrol hesabı üzerinden yaşanan çatışmalardan tutun; terör örgütlerin oluşumuna; geri kalmış ülkelerdeki fakirliğin ve istikrarsızlığın arttırılmasından tutun gelişmiş ülkelerdeki sentetik uyuşturucu üretimine kadar insanlığın pek çok davranışında maalesef bu güç saplantısının izlerini hep birlikte görüyoruz” diye konuştu.
"Medeniyet verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı"
Güç saplantısının etkisiyle çatışmanın giderek arttığı, terörün, şiddetin, göçün hayalleri aşan bir dünyada yaşandığını belirten Soylu, “Medeniyet, büyük vaatlerinin hiçbirini tutamadı. Birinci Dünya Savaşı’nın ‘tüm savaşlara son veren savaş’ olacağı söylenmişti, öyle olmadı. 25 yıl sonra ikincisi geldi ve bugün de dünyada bir vekaletler savaşı alabildiğine devam etmektedir. Berlin Duvarı’nın yıkılışının tüm duvarları yıkan bir yıkış olduğu söylenmişti, yine öyle olmadı. Bugün ülkemizin doğuda ve batıdaki tüm kara sınırlarında entegre sınır güvenlik sistemleri yapıyoruz. Modüler beton duvarlar var, termal kamera sistemleri var. Çünkü ülkemize yabancı terörist savaşçı girişlerini, kaçak göçmen girişlerini; uyuşturucu, kaçak sigara, kaçak akaryakıt girişlerini engellemeye çalışıyoruz. Bunun için bizi kimse suçlayabilir mi, elbette ki hayır. Neticede bu güvensiz ortamı üreten biz değiliz ama elbette ki ülkemizi bundan korumak zorundayız. Öte yandan ülke içinde modern hayatın ürettiği cazibe, bir yandan insanları bir şeylere sahip olmaya yönelten, hatta baskılayan maddeci anlayış; diğer yandan suçu kolaylaştıran gelişmeler, üretilen yeni suç türleri” ifadelerini kullandı.
542 bin kolluk personeli görev yapıyor
İçişleri Bakanlığı bünyesinde 542 bin kolluk personelinin görev yaptığını ifade eden Bakan Soylu, “Elbette ki bu kadar kalabalık bir sayı içinde etik ve kanuna uygun davranmayan, yanlış davranışlar içinde olan kişiler olabilir mi, elbette ki olabilir. Ama bu asla bir karakter değildir. Türkiye genelinde polis ve jandarma bölgelerinde kötü muamele iddialarına ilişkin 2017 yılında toplam 70 başvuru olmuş; 2018 yılında bu sayı 31’e gerilemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ülkemiz aleyhine verdiği ihlal kararlarında insanlık ve onur kırıcı muamele kararı 2016’da 9, 2018’de 11’dir. Ve bu rakam 2011’de 36’dır. 2012’de 18’e yani aşağı doğru bir azalış trendi içerisinde küçük iniş çıkışlarla bahsettiğim seviyeye gelmiştir. İşkence ve kötü muameleye ilişkin CİMER ve diğer başvuru yollarıyla yapılan müracaat sayısı 2016’da 52; 2017’de 54; 2018 sonu itibarıyla da 34’tür. Bu rakamları paylaşmamdaki maksat, ülkemizin kolluk birimlerinin davranışlarından şikayet noktasındaki genel çerçevesini ortaya koyabilmek içindir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bakan Soylu yaptığı konuşmada, “Neresinden bakarsanız bakın problemleri çok olan bir yüzyılda yaşıyoruz. İnsan eliyle oluşturulmuş, insanlığın gelişimiyle ters orantılı problemler üzerinden tarif etmek durumunda kaldığımız bir yüzyılda yaşıyoruz. Bunu birkaç yüzyıl öncesinde yaşasaydık, belki bunu daha iyi anlayabilir ve durumu daha iyi taahhüt edebilirdik. O zamanlarda da mücadele vardı. O zamanlarda da çatışma vardı. Ancak bugün yaşadığımızı sadece bir çatışma olarak tarif etmek, elbette ki bana göre yeterli değildir. Bugün yaşadığımız bir güç saplantısıdır. Birileri sürekli bir şeyleri elde etmek, daha da kötüsü başkalarına yaşam hakkı tanımadan bir şeyler elde etmek istiyorlar. Petrol hesabı üzerinden yaşanan çatışmalardan tutun; terör örgütlerin oluşumuna; geri kalmış ülkelerdeki fakirliğin ve istikrarsızlığın arttırılmasından tutun gelişmiş ülkelerdeki sentetik uyuşturucu üretimine kadar insanlığın pek çok davranışında maalesef bu güç saplantısının izlerini hep birlikte görüyoruz” diye konuştu.
"Medeniyet verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı"
Güç saplantısının etkisiyle çatışmanın giderek arttığı, terörün, şiddetin, göçün hayalleri aşan bir dünyada yaşandığını belirten Soylu, “Medeniyet, büyük vaatlerinin hiçbirini tutamadı. Birinci Dünya Savaşı’nın ‘tüm savaşlara son veren savaş’ olacağı söylenmişti, öyle olmadı. 25 yıl sonra ikincisi geldi ve bugün de dünyada bir vekaletler savaşı alabildiğine devam etmektedir. Berlin Duvarı’nın yıkılışının tüm duvarları yıkan bir yıkış olduğu söylenmişti, yine öyle olmadı. Bugün ülkemizin doğuda ve batıdaki tüm kara sınırlarında entegre sınır güvenlik sistemleri yapıyoruz. Modüler beton duvarlar var, termal kamera sistemleri var. Çünkü ülkemize yabancı terörist savaşçı girişlerini, kaçak göçmen girişlerini; uyuşturucu, kaçak sigara, kaçak akaryakıt girişlerini engellemeye çalışıyoruz. Bunun için bizi kimse suçlayabilir mi, elbette ki hayır. Neticede bu güvensiz ortamı üreten biz değiliz ama elbette ki ülkemizi bundan korumak zorundayız. Öte yandan ülke içinde modern hayatın ürettiği cazibe, bir yandan insanları bir şeylere sahip olmaya yönelten, hatta baskılayan maddeci anlayış; diğer yandan suçu kolaylaştıran gelişmeler, üretilen yeni suç türleri” ifadelerini kullandı.
542 bin kolluk personeli görev yapıyor
İçişleri Bakanlığı bünyesinde 542 bin kolluk personelinin görev yaptığını ifade eden Bakan Soylu, “Elbette ki bu kadar kalabalık bir sayı içinde etik ve kanuna uygun davranmayan, yanlış davranışlar içinde olan kişiler olabilir mi, elbette ki olabilir. Ama bu asla bir karakter değildir. Türkiye genelinde polis ve jandarma bölgelerinde kötü muamele iddialarına ilişkin 2017 yılında toplam 70 başvuru olmuş; 2018 yılında bu sayı 31’e gerilemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ülkemiz aleyhine verdiği ihlal kararlarında insanlık ve onur kırıcı muamele kararı 2016’da 9, 2018’de 11’dir. Ve bu rakam 2011’de 36’dır. 2012’de 18’e yani aşağı doğru bir azalış trendi içerisinde küçük iniş çıkışlarla bahsettiğim seviyeye gelmiştir. İşkence ve kötü muameleye ilişkin CİMER ve diğer başvuru yollarıyla yapılan müracaat sayısı 2016’da 52; 2017’de 54; 2018 sonu itibarıyla da 34’tür. Bu rakamları paylaşmamdaki maksat, ülkemizin kolluk birimlerinin davranışlarından şikayet noktasındaki genel çerçevesini ortaya koyabilmek içindir” şeklinde konuştu.