Troya Kazı Heyeti Başkanı Aslan'dan Londra'daki Konferansta Hazinelerin İadesi Çağrısı Açıklaması
'Yurt dışına kaçırılan eserlerin, geri dönerek çıktığı topraklarda sergilendiği yerlerden birisi Troya Müzesi. 19. yüzyıldan itibaren özellikle Schliemann‘ın kazıları sırasında çalınıp götürülen eserlerin 7 ayrı ülkede 44 farklı koleksiyona dağıldığını biliyoruz. Bu eserlerin sergilenmesi gereken yer, Troya Müzesidir'
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, Londra’da düzenlenen konferansta yurt dışına kaçırılan Troya Hazineleri'nin Türkiye'ye geri dönmesi çağrısı yaptığını söyledi.
Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Kasım’da İngiltere'nin başkenti Londra'daki British Museum'da "Troya: MİT ve Gerçeklik Sergisi" kapsamında düzenlenen "Mitolojinin ve Arkeolojinin Kenti: Troya" konferansına katıldığını belirtti.
Son dönem yapılan çalışmalar, keşifler ve Troya Müzesi konusunda bilgi verdiği konferansta vurguladığı en önemli konunun, Troya'nın, Fatih Sultan Mehmet’ten günümüze kadar bilindiği, tanındığı ve sahip çıkıldığı olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Aslan, 1996'da Troya’nın Milli Park ilan edildiğini ve sonrasında dönemin Kazı Başkanı Manfred Osman Korfmann'ın da girişimleriyle 1998'de Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girdiğini anımsatarak, bu dönemden sonra konuşulmaya başlanan "Troya Müzesi" hayalinin Troya eserlerinin geri dönmesi hayalini de beraberinde getirdiğini anlattı.
Sonuç olarak bu hayalin 2011'de müze yarışmasıyla elde edilen projenin 4-5 yıllık çalışma sonrası gerçeğe dönüştüğünü dile getiren Aslan, "18 Mart 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi açılışıyla hizmete girdi. Bu müzede özellikle vurgumuz, eserler çıktıkları yerde sergilensin ilkesidir." dedi.
Aslan, tüm görüşlerin hemfikir olduğu bu konuyu Londra'daki konferansta da gündeme getirdiğini ifade ederek, "Yurt dışına kaçırılan eserlerin, geri dönerek çıktığı topraklarda sergilendiği yerlerden birsi Troya Müzesi. 19. yüz yıldan itibaren özellikle Schliemann‘ın kazıları sırasında çalınıp götürülen eserlerin 7 ayrı ülkede 44 farklı koleksiyona dağıldığını biliyoruz. Bu eserlerin sergilenmesi gerektiği yer, Troya Müzesi'dir. Müze, Troya eserlerinin tek çatı altında sergilenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bunları özet olarak oradaki konuşmamda dile getirdim." şeklinde konuştu.
Sadece müze değil Milli Park içindeki arkeo köy gibi diğer projeleri de konferansta anlattığına değinen Aslan, şunları kaydetti:
"400 kişilik British Müzesi'nin salonda yapılan konferanstaki konuşmam olumlu karşılandı. Büyük oranda İngilizler vardı. Eserlerin çıktığı yerde sergilenmesi ilkesine itiraz eden yok. Eserlerin dönmesi gerektiği konusunda hiç kimsenin itirazı yok. Çünkü Troya Müzesi, Türkiye’nin Avrupa’nın en modern müzeleri arasında. Yani destek gördüğünü söyleyebilirim."
Kaynak: AA
Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Kasım’da İngiltere'nin başkenti Londra'daki British Museum'da "Troya: MİT ve Gerçeklik Sergisi" kapsamında düzenlenen "Mitolojinin ve Arkeolojinin Kenti: Troya" konferansına katıldığını belirtti.
Son dönem yapılan çalışmalar, keşifler ve Troya Müzesi konusunda bilgi verdiği konferansta vurguladığı en önemli konunun, Troya'nın, Fatih Sultan Mehmet’ten günümüze kadar bilindiği, tanındığı ve sahip çıkıldığı olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Aslan, 1996'da Troya’nın Milli Park ilan edildiğini ve sonrasında dönemin Kazı Başkanı Manfred Osman Korfmann'ın da girişimleriyle 1998'de Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girdiğini anımsatarak, bu dönemden sonra konuşulmaya başlanan "Troya Müzesi" hayalinin Troya eserlerinin geri dönmesi hayalini de beraberinde getirdiğini anlattı.
Sonuç olarak bu hayalin 2011'de müze yarışmasıyla elde edilen projenin 4-5 yıllık çalışma sonrası gerçeğe dönüştüğünü dile getiren Aslan, "18 Mart 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi açılışıyla hizmete girdi. Bu müzede özellikle vurgumuz, eserler çıktıkları yerde sergilensin ilkesidir." dedi.
Aslan, tüm görüşlerin hemfikir olduğu bu konuyu Londra'daki konferansta da gündeme getirdiğini ifade ederek, "Yurt dışına kaçırılan eserlerin, geri dönerek çıktığı topraklarda sergilendiği yerlerden birsi Troya Müzesi. 19. yüz yıldan itibaren özellikle Schliemann‘ın kazıları sırasında çalınıp götürülen eserlerin 7 ayrı ülkede 44 farklı koleksiyona dağıldığını biliyoruz. Bu eserlerin sergilenmesi gerektiği yer, Troya Müzesi'dir. Müze, Troya eserlerinin tek çatı altında sergilenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bunları özet olarak oradaki konuşmamda dile getirdim." şeklinde konuştu.
Sadece müze değil Milli Park içindeki arkeo köy gibi diğer projeleri de konferansta anlattığına değinen Aslan, şunları kaydetti:
"400 kişilik British Müzesi'nin salonda yapılan konferanstaki konuşmam olumlu karşılandı. Büyük oranda İngilizler vardı. Eserlerin çıktığı yerde sergilenmesi ilkesine itiraz eden yok. Eserlerin dönmesi gerektiği konusunda hiç kimsenin itirazı yok. Çünkü Troya Müzesi, Türkiye’nin Avrupa’nın en modern müzeleri arasında. Yani destek gördüğünü söyleyebilirim."