Tarım Sektörü Uzun Vadeli Tarım Politikaları Bekliyor
İçel Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Sebze ve Meyvelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi üyeleri, hükümetlere göre değişmeyen, uzun vadeli tarım politikaları geliştirilmesini bekliyor.
MTSO’dan yapılan açıklamaya göre, Sebze ve Meyvelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis üyeleri, sektör sorunlarına değinerek Türk tarımının bir adım daha ileri gidebilmesi adına beklentilerini anlattı. Öncelikli sorun olarak tüm dünyada ve Türkiye’de artan meyve sebze üretimine rağmen, pazarların daralması nedeniyle her yıl dolar bazında satış fiyatlarının düşmesini gösteren meclis üyeleri, üretimde kalitenin artması için üreticiye verilmesi gereken eğitimlerden tarımsal ar-ge ile üretim sürelerinin uzatılmasına, komşu ülkelerle diyalogların geliştirilmesinden, kalıcı stratejiler oluşturulmasına kadar birçok konuda görüşlerini bildirdi.
“Çin tehdidi giderek büyüyor”
Yaklaşan Çin tehdidine dikkat çeken komite meclis üyesi Sefa Çakır, son dönemlerde yaşanan gelişmeleri özetledi. Çin Hükümeti’nin 2013’ten bu yana ‘Tek kuşak, tek yol projesi’ çerçevesinde yaptıkları karayolu, demiryolu ve denizyolu yatırımlarıyla Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı birbirine bağladığını anlatan Çakır, “Bu çalışma sonuç verdi ve üretim maliyeti düşük olan Çin, lojistik maliyetini de düşürerek ürünlerini yaklaşık yüzde 40 daha uygun fiyatla ihraç etmeye başladı” dedi.
Türkiye’nin artık Uzakdoğuya mal gönderemez duruma geldiğini kaydeden Çakır, “Uzakdoğu’ya limon gönderemediğimiz gibi Çin’in şimdiki hedefi Romanya üzerinden Avrupa’ya girebilmek. Türkiye pazarının yüzde 40’ını oluşturan Rusya’nın doğu yakasına, Sibirya’ya limon ve mandalina gönderiyor. Moskova’ya da gelmek üzereler. En önemli pazarımızda sorun yaşanmaya başlamışken üretimimiz ise gün geçtikçe artıyor. Elimizdeki fazla ürünü değerlendirebilmemiz adına yeni pazarlar oluşturmamız gerekirken pazar kaybediyoruz" ifadelerini kullandı.
“Doğru stratejilere ihtiyaç var”
Dünya pazarlarındaki gelişmeleri değerlendiren komite meclis üyesi Nurettin Cumaoğlu ise şu bilgileri verdi: "Rusya, doğalgaz avantajını kullanıp kendi seralarını kurmaya başladı.
Türkmenistan bizden aldığı fidanlarla narenciye üretimine başladı.
Mısır, limon ve portakal üretimini artırdı. Güney Afrika ar-ge çalışmalarıyla eylül ayında biten sezonunu kasım ayına kadar uzattı. Aynı şekilde İspanya’nın da sezonu uzadı. Kalıntı konusunda ar-ge çalışmaları yürütülüyor. Biz de hükümetlere göre değişmeyen, uzun vadeli tarım politikaları belirlemeli, doğru stratejiler geliştirmeliyiz. Belki biz de Çin gibi Avrupa, Uzakdoğu gibi önemli pazarlarımızda soğuk hava terminalleri ya da liman yatırımları düşünebiliriz.”
İhracatçıların birçok pazarda ürünlerini tanıttığını ancak sonuç alma noktasında tıkandığını kaydeden Cumaoğlu, ülkeler arası diyaloğun artırılması için hükümetten destek beklediklerini söyledi.
Cumaoğlu, “Birçok üründe kalite anlamında diğer ülkelerden bir adım öndeyiz. Kalitemizle rekabet edebileceğimiz pazarlara giremediğimiz için ürünlerimizi gösteremeyip maça 1-0 yenik başlıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Eğitime ağırlık verilmeli”
Üretim fazlalığının eritilebilmesi için ihracata gidecek kalitedeki ürün miktarının artırılması gerektiğine değinen meclis üyesi Yusuf Vedat Yücesoy, bunun da eğitimle sağlanabileceğini söyledi.
Çok sayıda iş arayan ziraat mühendisi bulunduğunu hatırlatan Yücesoy, Tarım İl Müdürlüklerinin köylerdeki eğitimlerini ziraat mühendisi istihdamını artırarak güçlendirebileceğini dile getirdi. Yalnızca üretici değil, toplayıcıdan taşımacıya kadar sektörün tüm paydaşlarının bilinçlenmesinin önemine değinen Yücesoy, bu sayede ürün standardının oluşabileceğini de söyledi.
Üretimde yaşanan sıkıntıların cezasını zincirin son halkasını oluşturan ihracatçının çektiğini ifade eden Yücesoy, “Tüm yük bizim omuzlarımıza yükleniyor. Bilinçsiz üretim sonucu üretilen mallar geri döndüğü zaman biz zarar ediyoruz. Ancak bunu üreten kimseye ceza verilmiyor. Bu yaşananlar sonunda köklü ihracatçı sayısı giderek azalıyor” dedi.
Yücesoy, ürün planlamasına gidilmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
“Çin tehdidi giderek büyüyor”
Yaklaşan Çin tehdidine dikkat çeken komite meclis üyesi Sefa Çakır, son dönemlerde yaşanan gelişmeleri özetledi. Çin Hükümeti’nin 2013’ten bu yana ‘Tek kuşak, tek yol projesi’ çerçevesinde yaptıkları karayolu, demiryolu ve denizyolu yatırımlarıyla Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı birbirine bağladığını anlatan Çakır, “Bu çalışma sonuç verdi ve üretim maliyeti düşük olan Çin, lojistik maliyetini de düşürerek ürünlerini yaklaşık yüzde 40 daha uygun fiyatla ihraç etmeye başladı” dedi.
Türkiye’nin artık Uzakdoğuya mal gönderemez duruma geldiğini kaydeden Çakır, “Uzakdoğu’ya limon gönderemediğimiz gibi Çin’in şimdiki hedefi Romanya üzerinden Avrupa’ya girebilmek. Türkiye pazarının yüzde 40’ını oluşturan Rusya’nın doğu yakasına, Sibirya’ya limon ve mandalina gönderiyor. Moskova’ya da gelmek üzereler. En önemli pazarımızda sorun yaşanmaya başlamışken üretimimiz ise gün geçtikçe artıyor. Elimizdeki fazla ürünü değerlendirebilmemiz adına yeni pazarlar oluşturmamız gerekirken pazar kaybediyoruz" ifadelerini kullandı.
“Doğru stratejilere ihtiyaç var”
Dünya pazarlarındaki gelişmeleri değerlendiren komite meclis üyesi Nurettin Cumaoğlu ise şu bilgileri verdi: "Rusya, doğalgaz avantajını kullanıp kendi seralarını kurmaya başladı.
Türkmenistan bizden aldığı fidanlarla narenciye üretimine başladı.
Mısır, limon ve portakal üretimini artırdı. Güney Afrika ar-ge çalışmalarıyla eylül ayında biten sezonunu kasım ayına kadar uzattı. Aynı şekilde İspanya’nın da sezonu uzadı. Kalıntı konusunda ar-ge çalışmaları yürütülüyor. Biz de hükümetlere göre değişmeyen, uzun vadeli tarım politikaları belirlemeli, doğru stratejiler geliştirmeliyiz. Belki biz de Çin gibi Avrupa, Uzakdoğu gibi önemli pazarlarımızda soğuk hava terminalleri ya da liman yatırımları düşünebiliriz.”
İhracatçıların birçok pazarda ürünlerini tanıttığını ancak sonuç alma noktasında tıkandığını kaydeden Cumaoğlu, ülkeler arası diyaloğun artırılması için hükümetten destek beklediklerini söyledi.
Cumaoğlu, “Birçok üründe kalite anlamında diğer ülkelerden bir adım öndeyiz. Kalitemizle rekabet edebileceğimiz pazarlara giremediğimiz için ürünlerimizi gösteremeyip maça 1-0 yenik başlıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Eğitime ağırlık verilmeli”
Üretim fazlalığının eritilebilmesi için ihracata gidecek kalitedeki ürün miktarının artırılması gerektiğine değinen meclis üyesi Yusuf Vedat Yücesoy, bunun da eğitimle sağlanabileceğini söyledi.
Çok sayıda iş arayan ziraat mühendisi bulunduğunu hatırlatan Yücesoy, Tarım İl Müdürlüklerinin köylerdeki eğitimlerini ziraat mühendisi istihdamını artırarak güçlendirebileceğini dile getirdi. Yalnızca üretici değil, toplayıcıdan taşımacıya kadar sektörün tüm paydaşlarının bilinçlenmesinin önemine değinen Yücesoy, bu sayede ürün standardının oluşabileceğini de söyledi.
Üretimde yaşanan sıkıntıların cezasını zincirin son halkasını oluşturan ihracatçının çektiğini ifade eden Yücesoy, “Tüm yük bizim omuzlarımıza yükleniyor. Bilinçsiz üretim sonucu üretilen mallar geri döndüğü zaman biz zarar ediyoruz. Ancak bunu üreten kimseye ceza verilmiyor. Bu yaşananlar sonunda köklü ihracatçı sayısı giderek azalıyor” dedi.
Yücesoy, ürün planlamasına gidilmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.