Kızıltan Açıklaması 'Artık Bekleme Zamanı Değil'
MERSİN – İçel Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, 2019’un iş dünyası için sıkıntılı bir yıl olduğunu belirterek, “Ancak, son aylarda bazı uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının doğru kararlar vermesi, Rusya ve İran ile ilerleyen iyi ilişkiler, enflasyondaki azalma trendi ve dövizdeki durulma, geleceğe yönelik olumlu işaretleri de ortaya koymaya başladı” dedi.
MTSO Başkanı Kızıltan, yazılı bir açıklama yaparak, odanın 134’üncü kuruluş yılını, 2019 yılında iş dünyasının yaşadığı sorunları ve 2020 yılı beklentilerini değerlendirdi. Türkiye’nin en eski ticaret ve sanayi odalarından biri olan MTSO’nun 134’üncü kuruluş yıl dönümünü kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Kızıltan, “Tarihi 1,5 asra yaklaşan öncü bir Oda olarak; üye hizmetlerimiz ve kent ekonomisi başta olmak üzere, İçel’de eğitimden sanata, spordan tüm kültürel etkinliklere, fuarlardan festivallere kadar kentin sosyal yaşam kalitesini arttırmaya yönelik her çabanın ya öncüsü ya da parçası olduk, olmaya da devam edeceğiz. 134 yıllık bir kuruma yakışan ciddiyetle sorunlara kızmadan, moralimizi bozmadan ve geleceğe olan umudumuzla çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“ Artık bekleme zamanı değil”
2019 yılı ekonomik anlamda iş dünyası için sıkıntılı bir yıl olduğunu dile getiren Kızıltan, Türkiye’ye yönelik terör tehdidini engellemek için 2018’de başlayan sınır ötesi askeri harekatlar sonucu Türkiye’nin haklı davasındaki net tutumundan dolayı ABD ve AB’nin çıkardığı haksız zorluklara maruz kaldıklarının altını çizdi. Bu nedenle başta döviz sorunu olmak üzere yaşanan ekonomik sorunlar sonucunda reel sektörün kısa ve orta vadede daralmalar yaşadığını ifade eden Kızıltan, şöyle devam etti:
“Ancak, son aylarda bazı uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının doğru kararlar vermesi, Rusya ve İran gibi komşularla ilerleyen iyi ilişkiler, enflasyondaki azalma trendi ve dövizdeki durulma, geleceğe yönelik olumlu işaretleri de ortaya koymaya başladı.
Eksiklerimiz var ama yapabildiklerimizi de küçümsemeden, yapılanlar adına emek veren herkese İçelliler olarak teşekkür ediyoruz. Eksikler tamamlandıkça İçel iş dünyası yatırıma dönmek istiyor. Aslında Türkiye genelinde de durum bu. İş dünyası uzun süredir beklemedeydi. Güvensizlikten kaynaklı bu zorunlu bekleyiş ülkeye işsizlik olarak döndü. Girişimcinin bu bekleyişi üretimde ve yatırımlarda azalma olarak döndü. Türk iş dünyası, Türk girişimcisi beklemekten bıktı. Artık bekleme zamanı değil. Dövizdeki durulma, faizlerin düşmesi ve enflasyondaki düşüş, girişimcileri motive etmekte ve bekleyen girişimcinin yatırım iştahını artık az da olsa arttırmaktadır. Girişimci artık piyasalara güven duymak istiyor. Bekleyen girişimci paradan para kazanan kişi değildir. Girişimci yatırımdan, üretimden para kazanan kişidir. Her soruna rağmen piyasaların kendi kuralları içinde işlemesine izin verildiğinde çözümler de kendiliğinden geliyor.”
“Sürdürülebilir kalkınmanın temeli üretimdir”
İş dünyasının, 2020 yılında makro anlamda istikrarın ve güvenin tesis edilmesini beklediğini vurgulayan Kızıltan, ekonomide, siyasette, demokraside, hukukta, eğitimde, Türkiye’yi gelişmiş dünyanın bir parçası yapacak olan tüm evrensel değerlerde yakalanacak istikrar ve topluma bu anlamda verilecek güvenin doğrudan ekonomiye yansıyacağını belirtti.
Kızıltan, “Çünkü ekonominin yakıtı moral ve güvendir. Tüm bunlar sürdürülebilir bir kalkınmanın temeli olan üretime yansıyacaktır. Çünkü sürdürülebilir bir kalkınmanın temeli üretim olmak zorundadır. Küresel anlamda tanımlanması zor bir ekonomik dönemden geçiyoruz. Ticaret tam bir savaş aracı olmuş durumda. Sert bir rekabet var. Kuralsızlığın arttığı, risklerle dolu bir küresel ekonomi ile karşı karşıyayız. Bunlarla mücadele etmek ve bu zorluklar arasında ayakta kalabilmenin yollarını bulmak zorundayız. Bunların başında etkin bir kamu ve özel sektör iş birliği geliyor. Hatta bu ekonomik çabaya artık yerel yönetimleri de entegre etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. İkinci olarak firma sayımızı arttırmak ve kurumsal hale getirerek daha uzun soluklu firmalar haline gelmelerini sağlamak gerekiyor. Üçüncü olarak üretimi başat gündem yapmak gerekiyor. Dördüncüsü bu üretimi mutlaka ihracata entegre etmek gerekiyor. Beşinci olarak katma değer oluşturmanın çağımızdaki en etkin yolu olan yüksek teknolojiyi üretime entegre etmek gerekiyor. Altıncı olarak kaliteli insan kaynağını iyi eğiterek, beceri kazandırarak doğru sınıflandırmak, insanımızı becerilerine göre istihdam etmek gerekiyor. Bunlar İçel Ticaret ve Sanayi Odamızın projelerinin ana çıkış noktalarıdır. Büyük mesafeler alınmıştır ama hedefleri olan bir İçel, hedefleri olan bir Türkiye için bu seviye yetmez. Bunlar özellikle küçük ve orta ölçekli tüm KOBİ’lere yaygınlaştırılmadan başarılı olamayız” dedi.
Tüm hedefler temelinde; MTSO olarak sorumluluk bilinciyle başta üyelerine daha iyi hizmet sunmanın, İçel’in rekabet ve yatırım avantajlarını ön saflara taşımanın öncelikleri olacağını vurgulayan Kızıltan, tüm İçellilerin yeni yılını kutladı.
Kaynak: İHA
“ Artık bekleme zamanı değil”
2019 yılı ekonomik anlamda iş dünyası için sıkıntılı bir yıl olduğunu dile getiren Kızıltan, Türkiye’ye yönelik terör tehdidini engellemek için 2018’de başlayan sınır ötesi askeri harekatlar sonucu Türkiye’nin haklı davasındaki net tutumundan dolayı ABD ve AB’nin çıkardığı haksız zorluklara maruz kaldıklarının altını çizdi. Bu nedenle başta döviz sorunu olmak üzere yaşanan ekonomik sorunlar sonucunda reel sektörün kısa ve orta vadede daralmalar yaşadığını ifade eden Kızıltan, şöyle devam etti:
“Ancak, son aylarda bazı uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının doğru kararlar vermesi, Rusya ve İran gibi komşularla ilerleyen iyi ilişkiler, enflasyondaki azalma trendi ve dövizdeki durulma, geleceğe yönelik olumlu işaretleri de ortaya koymaya başladı.
Eksiklerimiz var ama yapabildiklerimizi de küçümsemeden, yapılanlar adına emek veren herkese İçelliler olarak teşekkür ediyoruz. Eksikler tamamlandıkça İçel iş dünyası yatırıma dönmek istiyor. Aslında Türkiye genelinde de durum bu. İş dünyası uzun süredir beklemedeydi. Güvensizlikten kaynaklı bu zorunlu bekleyiş ülkeye işsizlik olarak döndü. Girişimcinin bu bekleyişi üretimde ve yatırımlarda azalma olarak döndü. Türk iş dünyası, Türk girişimcisi beklemekten bıktı. Artık bekleme zamanı değil. Dövizdeki durulma, faizlerin düşmesi ve enflasyondaki düşüş, girişimcileri motive etmekte ve bekleyen girişimcinin yatırım iştahını artık az da olsa arttırmaktadır. Girişimci artık piyasalara güven duymak istiyor. Bekleyen girişimci paradan para kazanan kişi değildir. Girişimci yatırımdan, üretimden para kazanan kişidir. Her soruna rağmen piyasaların kendi kuralları içinde işlemesine izin verildiğinde çözümler de kendiliğinden geliyor.”
“Sürdürülebilir kalkınmanın temeli üretimdir”
İş dünyasının, 2020 yılında makro anlamda istikrarın ve güvenin tesis edilmesini beklediğini vurgulayan Kızıltan, ekonomide, siyasette, demokraside, hukukta, eğitimde, Türkiye’yi gelişmiş dünyanın bir parçası yapacak olan tüm evrensel değerlerde yakalanacak istikrar ve topluma bu anlamda verilecek güvenin doğrudan ekonomiye yansıyacağını belirtti.
Kızıltan, “Çünkü ekonominin yakıtı moral ve güvendir. Tüm bunlar sürdürülebilir bir kalkınmanın temeli olan üretime yansıyacaktır. Çünkü sürdürülebilir bir kalkınmanın temeli üretim olmak zorundadır. Küresel anlamda tanımlanması zor bir ekonomik dönemden geçiyoruz. Ticaret tam bir savaş aracı olmuş durumda. Sert bir rekabet var. Kuralsızlığın arttığı, risklerle dolu bir küresel ekonomi ile karşı karşıyayız. Bunlarla mücadele etmek ve bu zorluklar arasında ayakta kalabilmenin yollarını bulmak zorundayız. Bunların başında etkin bir kamu ve özel sektör iş birliği geliyor. Hatta bu ekonomik çabaya artık yerel yönetimleri de entegre etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. İkinci olarak firma sayımızı arttırmak ve kurumsal hale getirerek daha uzun soluklu firmalar haline gelmelerini sağlamak gerekiyor. Üçüncü olarak üretimi başat gündem yapmak gerekiyor. Dördüncüsü bu üretimi mutlaka ihracata entegre etmek gerekiyor. Beşinci olarak katma değer oluşturmanın çağımızdaki en etkin yolu olan yüksek teknolojiyi üretime entegre etmek gerekiyor. Altıncı olarak kaliteli insan kaynağını iyi eğiterek, beceri kazandırarak doğru sınıflandırmak, insanımızı becerilerine göre istihdam etmek gerekiyor. Bunlar İçel Ticaret ve Sanayi Odamızın projelerinin ana çıkış noktalarıdır. Büyük mesafeler alınmıştır ama hedefleri olan bir İçel, hedefleri olan bir Türkiye için bu seviye yetmez. Bunlar özellikle küçük ve orta ölçekli tüm KOBİ’lere yaygınlaştırılmadan başarılı olamayız” dedi.
Tüm hedefler temelinde; MTSO olarak sorumluluk bilinciyle başta üyelerine daha iyi hizmet sunmanın, İçel’in rekabet ve yatırım avantajlarını ön saflara taşımanın öncelikleri olacağını vurgulayan Kızıltan, tüm İçellilerin yeni yılını kutladı.