Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a Sert Tepki Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un NATO ile ilgili sözlerine tepki göstererek, “Önce sen kendi beyin ölümünü kontrol ettir” dedi. Erdoğan ayrıca terörle mücadeledeki kararlılığa vurgu yaparak, “Son terörist imha edilene kadar harekatlar sürecek“ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Maltepe’de Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nin temel atma törenine katıldı.
Törende konuşma yapan Erdoğan, "İnşallah bu üniversitemiz yanında ilkokulu, ortaokulu, lisesi ile birlikte çok daha anlamlı hale gelecektir. Ülkemizde üniversite sayısını 76’dan 207 ‘ye çıkardık. Sadece skor amaçlı hareket etmedik. Eğitim öğretim neticesini almak zaman ister. Biz ülkeyi yönetenler olarak sorumluluğumuzu yerine getirdik. Şimdi sıra, üniversite yöneten rektör, dekan ve hocalarımızdadır. Türkiye’deki üniversitelerimizi dünya çapındaki bir yere getirmek hocalarımızın yapacağı akademik çalışmalara, öğrencilerimizin gayretlerine bağlıdır. İlk 500, ilk 100 listelerinde öyle bir elin parmağı değil, göğsümüzü kabartacak düzeyde üniversitelerin yer almasını istiyoruz. Bunun için köklü bir anlayış değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki rekabetin medeniyet bakımından öne geçme mücadelesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz kendi inancına, kültürüne uygun olması şartıyla iyi olanı, estetik olanı, hayırlı olan her değeri bünyesine katmaktan asla imtina etmeyen bir milletiz. Medeniyet, bizim mücadelemizin merkezinde yer alıyor. Ülkemizde yıllarca şark ve garp medeniyetleri tartışması yapılmış, bunların birbirlerinin karşıtı gibi gösterildiğine özellikle şahit oluyoruz. Ne varsa şarkta vardır diyenler yalnız garbı değil şarkı da bilmiyor. Ne varsa garpta vardır davasını ileri sürenler yalnız şarkı değil garbı da tanımıyorlar. Ülkemizde batılılaşmak, batı medeniyetine dahil olmak için dinimizi değiştirmemiz gerektiğine dair tartışmaların bile yapıldığı dönemler olmuştur. Milletimizin inancı bazı çevreler tarafından medeniyet yolunda en büyük engel olarak görülmüştür. Halbuki bu coğrafya, inancına dokunulmamak şartıyla, her imkanı, her birikimi kucaklama kültürüne sahiptir. Dinimiz bize öğrenilmesi farz olan ilmin Çin’de, başka bir deyişle Sin’de olsa bile aranması gerektiğini öğütlüyor. Başımıza gelenlerin son birkaç asırdır, medeniyet ufkunu yitirmiş, öz güvenini kaybetmiş batı karşısında ezik kendi kültürüne karşı nobran kendisi üretmek yerine kopyalamayı bilim diye yutturmuş bir zihniyetin üzerimize karabasan gibi çökmüş olmasıdır. Kendimiz olmayı, üretmeyi bırakıp, başkalarına benzemeyi hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz gün kaybetmeye başladık" diye konuştu.
Türkiye’nin son 17 yılda büyük dönüşümün ardından sadece bilim alanında değil her konuda farklı bir kulvara girdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada adeta parmakla gösterilen bir Türkiye’ye ulaştık. Arnavutluk’ta deprem oldu. En uygun yerde ekiplerimiz çalışmalarını yapacak ve 500 konutu Türk kardeşleri olarak inşa etmiş olacağız. Bu, medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyettir” dedi.
"Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak senin haddine mi?"
Türkiye ile hazım sorunlarının gittikçe arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte NATO tartışmaları. 3-4-5 Aralık’ta Londra’da NATO liderler zirvesi yapacağız. Birileri bir şeyler konuşmaya başladı.
Hiç risk almayan, hep kazanmaya alışmış kimi ülkeler, Türkiye’nin kendi hakkını, hukukunu, sınırlarını, egemenliğini koruma çabalarına tahammül edemiyor. Hele hele bunların Fransa Cumhurbaşkanı, son açıklamaları bu hastalıklı, bu sığ anlayışın örneklerinden biri. Ne diyor, ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ diyor Sayın Macron, NATO’da da söyleyeceğim, sen önce kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Bu ifadeler senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. Sen önce NATO’ya karşı vecibelerini yerine getirmiyorsun. Hava atmaya gelince hava atıyorsun. Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı? Türkiye’nin Suriye’de herhangi bir oldu bittiye gitmediğini en iyi kendisi biliyor. Libya’nın resmi yönetimiyle imzaları attık. Ne diyeceksin? Kimse sana bakmıyor. Henüz senin acemiliğin var, bunları gider. Biz Suriye’den ülkemize yönelik tehditleri bunlara karşı vereceğimiz cevapları Fransa Cumhurbaşkanına defalarca anlattım. İnanın tecrübesiz. Terörle mücadele nedir bilmiyor, onun için ’sarı yelekler’ bütün Fransa’yı istila etti. Onların hakkını hukukunu koruyamıyorsun. Ülkemizin bu konudaki haklı hassasiyetlerini hiçe sayıp, en küçük bir ilgilerini olmadığı Suriye’de tırnak tutturmaya çalışan Fransa’dır. Senin Suriye’de ne işin var? Ne yapıyorsun sen orada. Senin orada bulunmaya hak ve selahiyetin yok. Seni rejim oraya davet etmiş değil. Durumdan vazife çıkarıp geldiniz, girdiniz oraya. İstediğiniz kadar hoplayıp zıplayın, eninde sonunda Türkiye’nin egemenlik haklarına, güvenlik ihtiyaçlarına, terörle mücadelesine saygı duyacaksınız. Bunun başka çıkışı yok. NATO için Fransa ne anlam ifade ediyor bilemeyiz ama Türkiye hem askeri katkısı hem de siyasi desteği olarak bu kurumun en önemli üyesidir. Ülkemiz bu stratejik önemiyle en çok Avrupa’nın korunmasına katkı veriyor. Şayet Türkiye olmasa dünyanın dört bir tarafındaki teröristlerin Avrupa’ya yığılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin güvenliği Avrupa’nın güvenliği demektir. Ülkemiz güvende değilse Avrupa’nın güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu asla unutulmamalıdır. Bunun için Başta Fransa olmak üzere ülkemizin güvenlik kaygılarına duyarsız kalan, tam tersi işler yapanlara bu gerçekleri bir kez daha tekrarlıyoruz. Neyse ki NATO’da, Avrupa’da aklı selim sahibi ,mantıklı, tutarlı tecrübeli siyasetçiler var da Fransa’nın sergilediği türden hezeyanlar anlamsız kalıyor. Türkiye Suriye’den topraklarımıza yönelik tehditler tamamen bitene, bölgede son terörist imha edilene kadar harekatlarını sürdürecektir. Kandil’deki terörist başlarının teröristlerle nasıl pozlar verdiğini, ne halde olduklarını görmüşsünüzdür. İşte son kadın terörist en önemlisinden biri o da vuruldu. Onunla birlikte 6 terörist vuruldu. Şu anda gerek ordumuzun gerek tüm silahlı güçlerimizin bu bölgelerde operasyonlarıyla, çok farklı bir gündem ortaya koydular. Ülkemize verilen ancak şu ana kadar tutulmayan sözler için ilanihaye bekleyecek değiliz. Hala topraklarımıza ve himayemiz altındaki bölgelere yönelik alçakça saldırılar oluyor. Daha önceki gün sınır karakolumuzdaki askerlerimiz şehit edildi. 17 masum Tel Abyad’da şehit edildi. Bu duruma seyirci kalacak değiliz. Güvenli bölgeden ve ötesinden ülkemize yönelen tehditler makul bir sürede bertaraf edilmezse, bu işi bizzat kendimiz yapmakta tereddüt etmeyiz. Türkiye’nin istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda söylediği her şeyi yapacak gücü kararlılığı imkanı olduğu her halde iyice görülmüştür” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından külliyenin temel atma töreni gerçekleşti.
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve çok sayıda davetli katıldı.
Kaynak: İHA
Törende konuşma yapan Erdoğan, "İnşallah bu üniversitemiz yanında ilkokulu, ortaokulu, lisesi ile birlikte çok daha anlamlı hale gelecektir. Ülkemizde üniversite sayısını 76’dan 207 ‘ye çıkardık. Sadece skor amaçlı hareket etmedik. Eğitim öğretim neticesini almak zaman ister. Biz ülkeyi yönetenler olarak sorumluluğumuzu yerine getirdik. Şimdi sıra, üniversite yöneten rektör, dekan ve hocalarımızdadır. Türkiye’deki üniversitelerimizi dünya çapındaki bir yere getirmek hocalarımızın yapacağı akademik çalışmalara, öğrencilerimizin gayretlerine bağlıdır. İlk 500, ilk 100 listelerinde öyle bir elin parmağı değil, göğsümüzü kabartacak düzeyde üniversitelerin yer almasını istiyoruz. Bunun için köklü bir anlayış değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki rekabetin medeniyet bakımından öne geçme mücadelesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz kendi inancına, kültürüne uygun olması şartıyla iyi olanı, estetik olanı, hayırlı olan her değeri bünyesine katmaktan asla imtina etmeyen bir milletiz. Medeniyet, bizim mücadelemizin merkezinde yer alıyor. Ülkemizde yıllarca şark ve garp medeniyetleri tartışması yapılmış, bunların birbirlerinin karşıtı gibi gösterildiğine özellikle şahit oluyoruz. Ne varsa şarkta vardır diyenler yalnız garbı değil şarkı da bilmiyor. Ne varsa garpta vardır davasını ileri sürenler yalnız şarkı değil garbı da tanımıyorlar. Ülkemizde batılılaşmak, batı medeniyetine dahil olmak için dinimizi değiştirmemiz gerektiğine dair tartışmaların bile yapıldığı dönemler olmuştur. Milletimizin inancı bazı çevreler tarafından medeniyet yolunda en büyük engel olarak görülmüştür. Halbuki bu coğrafya, inancına dokunulmamak şartıyla, her imkanı, her birikimi kucaklama kültürüne sahiptir. Dinimiz bize öğrenilmesi farz olan ilmin Çin’de, başka bir deyişle Sin’de olsa bile aranması gerektiğini öğütlüyor. Başımıza gelenlerin son birkaç asırdır, medeniyet ufkunu yitirmiş, öz güvenini kaybetmiş batı karşısında ezik kendi kültürüne karşı nobran kendisi üretmek yerine kopyalamayı bilim diye yutturmuş bir zihniyetin üzerimize karabasan gibi çökmüş olmasıdır. Kendimiz olmayı, üretmeyi bırakıp, başkalarına benzemeyi hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz gün kaybetmeye başladık" diye konuştu.
Türkiye’nin son 17 yılda büyük dönüşümün ardından sadece bilim alanında değil her konuda farklı bir kulvara girdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada adeta parmakla gösterilen bir Türkiye’ye ulaştık. Arnavutluk’ta deprem oldu. En uygun yerde ekiplerimiz çalışmalarını yapacak ve 500 konutu Türk kardeşleri olarak inşa etmiş olacağız. Bu, medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyettir” dedi.
"Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak senin haddine mi?"
Türkiye ile hazım sorunlarının gittikçe arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte NATO tartışmaları. 3-4-5 Aralık’ta Londra’da NATO liderler zirvesi yapacağız. Birileri bir şeyler konuşmaya başladı.
Hiç risk almayan, hep kazanmaya alışmış kimi ülkeler, Türkiye’nin kendi hakkını, hukukunu, sınırlarını, egemenliğini koruma çabalarına tahammül edemiyor. Hele hele bunların Fransa Cumhurbaşkanı, son açıklamaları bu hastalıklı, bu sığ anlayışın örneklerinden biri. Ne diyor, ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ diyor Sayın Macron, NATO’da da söyleyeceğim, sen önce kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Bu ifadeler senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. Sen önce NATO’ya karşı vecibelerini yerine getirmiyorsun. Hava atmaya gelince hava atıyorsun. Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı? Türkiye’nin Suriye’de herhangi bir oldu bittiye gitmediğini en iyi kendisi biliyor. Libya’nın resmi yönetimiyle imzaları attık. Ne diyeceksin? Kimse sana bakmıyor. Henüz senin acemiliğin var, bunları gider. Biz Suriye’den ülkemize yönelik tehditleri bunlara karşı vereceğimiz cevapları Fransa Cumhurbaşkanına defalarca anlattım. İnanın tecrübesiz. Terörle mücadele nedir bilmiyor, onun için ’sarı yelekler’ bütün Fransa’yı istila etti. Onların hakkını hukukunu koruyamıyorsun. Ülkemizin bu konudaki haklı hassasiyetlerini hiçe sayıp, en küçük bir ilgilerini olmadığı Suriye’de tırnak tutturmaya çalışan Fransa’dır. Senin Suriye’de ne işin var? Ne yapıyorsun sen orada. Senin orada bulunmaya hak ve selahiyetin yok. Seni rejim oraya davet etmiş değil. Durumdan vazife çıkarıp geldiniz, girdiniz oraya. İstediğiniz kadar hoplayıp zıplayın, eninde sonunda Türkiye’nin egemenlik haklarına, güvenlik ihtiyaçlarına, terörle mücadelesine saygı duyacaksınız. Bunun başka çıkışı yok. NATO için Fransa ne anlam ifade ediyor bilemeyiz ama Türkiye hem askeri katkısı hem de siyasi desteği olarak bu kurumun en önemli üyesidir. Ülkemiz bu stratejik önemiyle en çok Avrupa’nın korunmasına katkı veriyor. Şayet Türkiye olmasa dünyanın dört bir tarafındaki teröristlerin Avrupa’ya yığılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin güvenliği Avrupa’nın güvenliği demektir. Ülkemiz güvende değilse Avrupa’nın güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu asla unutulmamalıdır. Bunun için Başta Fransa olmak üzere ülkemizin güvenlik kaygılarına duyarsız kalan, tam tersi işler yapanlara bu gerçekleri bir kez daha tekrarlıyoruz. Neyse ki NATO’da, Avrupa’da aklı selim sahibi ,mantıklı, tutarlı tecrübeli siyasetçiler var da Fransa’nın sergilediği türden hezeyanlar anlamsız kalıyor. Türkiye Suriye’den topraklarımıza yönelik tehditler tamamen bitene, bölgede son terörist imha edilene kadar harekatlarını sürdürecektir. Kandil’deki terörist başlarının teröristlerle nasıl pozlar verdiğini, ne halde olduklarını görmüşsünüzdür. İşte son kadın terörist en önemlisinden biri o da vuruldu. Onunla birlikte 6 terörist vuruldu. Şu anda gerek ordumuzun gerek tüm silahlı güçlerimizin bu bölgelerde operasyonlarıyla, çok farklı bir gündem ortaya koydular. Ülkemize verilen ancak şu ana kadar tutulmayan sözler için ilanihaye bekleyecek değiliz. Hala topraklarımıza ve himayemiz altındaki bölgelere yönelik alçakça saldırılar oluyor. Daha önceki gün sınır karakolumuzdaki askerlerimiz şehit edildi. 17 masum Tel Abyad’da şehit edildi. Bu duruma seyirci kalacak değiliz. Güvenli bölgeden ve ötesinden ülkemize yönelen tehditler makul bir sürede bertaraf edilmezse, bu işi bizzat kendimiz yapmakta tereddüt etmeyiz. Türkiye’nin istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda söylediği her şeyi yapacak gücü kararlılığı imkanı olduğu her halde iyice görülmüştür” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından külliyenin temel atma töreni gerçekleşti.
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve çok sayıda davetli katıldı.