Ressam Milletvekilinden 'TOKİ, Sanat Galerisi Yapsın' Çağrısı
AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk: 'TOKİ'nin sanat galerileri yapması gerekiyor. O kadar büyük paralar harcanarak yatırımlar yapılıyor. Sanata da bu harcamaların milyonda birini ayırılması lazım' 'TOKİ’nin sanat galerisinin açması insanların sanata bakış açısını da değiştirecektir' 'Sanatla uğraştığınızda olumsuz enerjiler gidiyor. Sanat, diğer faaliyetlerle birleşince kıvamında bir ruh hali ortaya çıkıyor. Sanatın çok daha büyük fayadaları olduğuna inanıyorum'
ADEM BALTA- AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk, TOKİ'nin yatırım yaptığı yerlerde sanat galerileri de yapması gerektiğini söyledi.
Siyasetçi ve hukukçu kimliğinin yanında resme duyduğu ilgi ve açtığı kişisel sergileriyle bilinen Öztürk, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Öztürk, resim yapma merakının ilkokul yıllarında başladığını, öğretmeninin tavsiyesiyle babasının kamyonunu çizerek resim yapmaya başladığını belirtti. İlk resim sergisini ortaokul yıllarında Giresun'da açtığını dile getiren Öztürk, ressam olmasında öğretmenlerinin desteğinin çok büyük payı olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandıktan sonra Viyana Akademisinde sürrealizm alanında çalışan ünlü ressam Erol Deneç'ten ders aldığını anlatan Öztürk, "Gönüllü olarak bize ders verdi. Bir yıldan fazla desen dersleri aldım. Sonra Fatih'te kaldığım yurtta kişisel sergimi açtım." diye konuştu.
İstanbul'daki öğrencilik yıllarında fırsat buldukça sanat galerilerini ve Beyoğlu'daki sergileri gezdiğini ifade eden Öztürk, hukuk fakültesini bitirdikten sonra Giresun'a döndüğünü ve resim yapmaya devam ettiğini aktardı.
Ünlü Rus ressam İvan Ayvazovski ve Türk ressamlardan Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Şefik Bursalı'dan çok etkilendiğini vurgulayan Öztürk, Selahattin Kara, Teymur Ağalıoğlu gibi ressamlarla da profesyonel çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Profesyonel ressamların, geçimini, yaptığı eserlerden sağladığını anımsatan Öztürk, "Her ne kadar resimlerimi ikinci bir iş ve hobi olarak yapıyorsam da ortaya çıkan eserler ve çalışmalarım profesyonel olarak değerlendiriliyor. Yani amatör düzeyde çalışmıyorum, belli bir aşamaya gelmiş beş kişisel sergi açmış bir insanım. Konuştuğumuz, görüştüğümüz birlikte çalıştığımız ressam arkadaşlarımız ve eleştirmenler bizi artık profesyonel ressam olarak kabul ediyor." dedi.
Resim sanatında empresyonizm akımından etkilendiğini belirten Öztürk, "Allah her şeyi çok güzel yaratmış. Doğada her şeyde bir estetik ve güzellik var. Sanatçının görevi de Allah'ın yarattığı bu güzellikleri görüp ortaya koymaktır. Sanatçı güzelliğin peşindedir, güzelliği ortaya çıkarmaya çalışır." ifadesini kullandı.
Öztürk, şimdiye kadar biri Meclis'te olmak üzere 5 kişisel sergi açtığını, altıncı sergisini de 12 Mart'ta Üsküdar'da açacağını bildirdi.
- "Sanat, siyasetin panzehridir"
Sanatın insanlığın ortak paydası olduğuna işaret eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Herkesin aynı düşünceyi paylaşması hayatın doğasına aykırı ama tartışır ve görüş bildirirken de belli bir estetik ve zarafetten ayrılmamamız lazım, sanat tam da bunu sağlıyor. Siyasetin gerilimini ve stresini ortadan kaldırmak... Ben, 'sanat siyasetin panzehridir' diyorum. Meclis çatısı altında açtığım sergi de bu amaca yönelikti. İnsanlar bilsin milletvekillerinin sadece tartışıp kavga etmediğini, sanatla uğraştığını, iyi şeyler yaptığını da bilsinler. Çok farklı düşüncelere sahip olsak da bizi birleştiren sanat, edebiyat ve spordur. Sanatla ilgili çalışmaları da öne çıkararak daha nezih bir ortamda ve iyi şartlarda siyasetimizi yapabiliriz. Siyasetle uğraşan milletvekili arkadaşımız aynı zamanda edebiyatla uğraşıyorsa, şiir, seyahat ve deneme yazısı yazıyorsa, karikatür çiziyorsa sanatın bir dalıyla uğraşıyorsa o insanın siyaset tarzı daha zarif ve estetik olacaktır. Bunun için herkesin sanatla uğraşmasını tasviye ediyorum."
Sabri Öztürk, siyaset ve hukuk gibi zor alanlarda görev yapanların sanatla uğraşmasının çok faydalı olacağına dikkati çekerek, sanatın siyasetin oluşturduğu bütün stresi ortadan kaldırdığını vurguladı.
Öztürk, "Hukuk ve siyaset suyu çok sert olan, gergin ve otoriter olmayı gerektiren vazifeler. Her anı ciddi olunması gereken alanlar ama sanatın insanı hafifleten, rahatlatan bir yanı var. Sanatla uğraştığınızda olumsuz enerjiler gidiyor. Sanat, diğer faaliyetlerle birleşince kıvamında bir ruh hali ortaya çıkıyor. Sanatın çok daha büyük fayadaları olduğuna inanıyorum." dedi.
Desen defteri ve boyalarını sürekli çantasında bulundurduğunu anlatan Öztürk, fırsat buldukça Meclis bahçesini gezdiğini ve bir ağacın altında oturup resimler çizdiğini dile getirdi.
Sanatın insanları kötü alışkanlıklardan koruduğunu vurgulayan Öztürk, "Okullarımızda sanatı yaygınlaştırıp çocuklarımızın sanatla ilgilenmesini sağlarsak bilim de gelişecektir. Sanatla uğraşan insanlar arasında bir araştırma yapılsa görülecektir ki suç oranları yok denecek kadar azdır. Çünkü sanatla uğraşan bir insan iyiliğin, güzelliğin ve estetiğin peşindedir. Güzellik arayan bir insan, bütün insanlığı rahatsız edecek bir suçu niye işlesin?" değerlendirmesinde bulundu.
Bir ülkenin gelişmişlik ölçülerinden birinin de sanat ve sanatçıya verilen önem olduğunun altını çizen Öztürk, "Evimizde, binalarımızda veya iş yerlerimizde mutlaka bir sanat eseri olmalı. Bir insanın maddi durumu çok iyi olabilir ama evinde bir sanat eseri yoksa, kültür düzeyi gelişmemişse ben bunu bir gelişmişlik olarak görmüyorum yada kısır gelişmişlik olarak görüyorum. diye konuştu.
Görevi gereği Moskova, Kırgızistan, Ukrayna ve Azerbeycan gibi birçok ülkeye gittiğini ve orada sanat galerilerini gezdiğini belirten Öztürk, Azerbaycan'ın, sanatçılara bedelsiz özel çalışma atölyeleri ayırdığını, sanatçıların ekonomik ve geçim sıkıntısı kaygısı taşımadan sanatlarını icra ettiğini söyledi.
Türkiye'nin sanat ve sanatçıya daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bizim sanatçılarımızı devlet olarak desteklememiz lazım. Her şehirde atölyeler açsak olmaz mı? Bunların sayısını arttırmamız lazım. Her şehirde atölyeler açsak, kira derdi olmadan sanatçılarımız eserlerini yapsa, devletimiz de o sanatçıların eserlerini alsa çok iyi olur." dedi.
TOKİ'nin ressamların çalışmalarını yayınladığını, bunun çok güzel bir adım olduğunu ancak yeterli olmadığını belirten Öztürk, "TOKİ'nin sanat galerileri yapması gerekiyor. O kadar büyük paralar harcanarak yatırımlar yapılıyor. Sanata da bu harcamaların milyonda birinin ayırılması lazım. TOKİ'nin sanat galerisi açması insanların sanata bakış açısını da değiştirecektir." diye konuştu.
Öztürk, TOKİ'nin son zamanlarda yöresel mimariyi öne çıkaran projeler yaptığını, mimaride de estetik ve zarafetin öne çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Siyasetçi ve hukukçu kimliğinin yanında resme duyduğu ilgi ve açtığı kişisel sergileriyle bilinen Öztürk, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Öztürk, resim yapma merakının ilkokul yıllarında başladığını, öğretmeninin tavsiyesiyle babasının kamyonunu çizerek resim yapmaya başladığını belirtti. İlk resim sergisini ortaokul yıllarında Giresun'da açtığını dile getiren Öztürk, ressam olmasında öğretmenlerinin desteğinin çok büyük payı olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandıktan sonra Viyana Akademisinde sürrealizm alanında çalışan ünlü ressam Erol Deneç'ten ders aldığını anlatan Öztürk, "Gönüllü olarak bize ders verdi. Bir yıldan fazla desen dersleri aldım. Sonra Fatih'te kaldığım yurtta kişisel sergimi açtım." diye konuştu.
İstanbul'daki öğrencilik yıllarında fırsat buldukça sanat galerilerini ve Beyoğlu'daki sergileri gezdiğini ifade eden Öztürk, hukuk fakültesini bitirdikten sonra Giresun'a döndüğünü ve resim yapmaya devam ettiğini aktardı.
Ünlü Rus ressam İvan Ayvazovski ve Türk ressamlardan Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Şefik Bursalı'dan çok etkilendiğini vurgulayan Öztürk, Selahattin Kara, Teymur Ağalıoğlu gibi ressamlarla da profesyonel çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Profesyonel ressamların, geçimini, yaptığı eserlerden sağladığını anımsatan Öztürk, "Her ne kadar resimlerimi ikinci bir iş ve hobi olarak yapıyorsam da ortaya çıkan eserler ve çalışmalarım profesyonel olarak değerlendiriliyor. Yani amatör düzeyde çalışmıyorum, belli bir aşamaya gelmiş beş kişisel sergi açmış bir insanım. Konuştuğumuz, görüştüğümüz birlikte çalıştığımız ressam arkadaşlarımız ve eleştirmenler bizi artık profesyonel ressam olarak kabul ediyor." dedi.
Resim sanatında empresyonizm akımından etkilendiğini belirten Öztürk, "Allah her şeyi çok güzel yaratmış. Doğada her şeyde bir estetik ve güzellik var. Sanatçının görevi de Allah'ın yarattığı bu güzellikleri görüp ortaya koymaktır. Sanatçı güzelliğin peşindedir, güzelliği ortaya çıkarmaya çalışır." ifadesini kullandı.
Öztürk, şimdiye kadar biri Meclis'te olmak üzere 5 kişisel sergi açtığını, altıncı sergisini de 12 Mart'ta Üsküdar'da açacağını bildirdi.
- "Sanat, siyasetin panzehridir"
Sanatın insanlığın ortak paydası olduğuna işaret eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Herkesin aynı düşünceyi paylaşması hayatın doğasına aykırı ama tartışır ve görüş bildirirken de belli bir estetik ve zarafetten ayrılmamamız lazım, sanat tam da bunu sağlıyor. Siyasetin gerilimini ve stresini ortadan kaldırmak... Ben, 'sanat siyasetin panzehridir' diyorum. Meclis çatısı altında açtığım sergi de bu amaca yönelikti. İnsanlar bilsin milletvekillerinin sadece tartışıp kavga etmediğini, sanatla uğraştığını, iyi şeyler yaptığını da bilsinler. Çok farklı düşüncelere sahip olsak da bizi birleştiren sanat, edebiyat ve spordur. Sanatla ilgili çalışmaları da öne çıkararak daha nezih bir ortamda ve iyi şartlarda siyasetimizi yapabiliriz. Siyasetle uğraşan milletvekili arkadaşımız aynı zamanda edebiyatla uğraşıyorsa, şiir, seyahat ve deneme yazısı yazıyorsa, karikatür çiziyorsa sanatın bir dalıyla uğraşıyorsa o insanın siyaset tarzı daha zarif ve estetik olacaktır. Bunun için herkesin sanatla uğraşmasını tasviye ediyorum."
Sabri Öztürk, siyaset ve hukuk gibi zor alanlarda görev yapanların sanatla uğraşmasının çok faydalı olacağına dikkati çekerek, sanatın siyasetin oluşturduğu bütün stresi ortadan kaldırdığını vurguladı.
Öztürk, "Hukuk ve siyaset suyu çok sert olan, gergin ve otoriter olmayı gerektiren vazifeler. Her anı ciddi olunması gereken alanlar ama sanatın insanı hafifleten, rahatlatan bir yanı var. Sanatla uğraştığınızda olumsuz enerjiler gidiyor. Sanat, diğer faaliyetlerle birleşince kıvamında bir ruh hali ortaya çıkıyor. Sanatın çok daha büyük fayadaları olduğuna inanıyorum." dedi.
Desen defteri ve boyalarını sürekli çantasında bulundurduğunu anlatan Öztürk, fırsat buldukça Meclis bahçesini gezdiğini ve bir ağacın altında oturup resimler çizdiğini dile getirdi.
Sanatın insanları kötü alışkanlıklardan koruduğunu vurgulayan Öztürk, "Okullarımızda sanatı yaygınlaştırıp çocuklarımızın sanatla ilgilenmesini sağlarsak bilim de gelişecektir. Sanatla uğraşan insanlar arasında bir araştırma yapılsa görülecektir ki suç oranları yok denecek kadar azdır. Çünkü sanatla uğraşan bir insan iyiliğin, güzelliğin ve estetiğin peşindedir. Güzellik arayan bir insan, bütün insanlığı rahatsız edecek bir suçu niye işlesin?" değerlendirmesinde bulundu.
Bir ülkenin gelişmişlik ölçülerinden birinin de sanat ve sanatçıya verilen önem olduğunun altını çizen Öztürk, "Evimizde, binalarımızda veya iş yerlerimizde mutlaka bir sanat eseri olmalı. Bir insanın maddi durumu çok iyi olabilir ama evinde bir sanat eseri yoksa, kültür düzeyi gelişmemişse ben bunu bir gelişmişlik olarak görmüyorum yada kısır gelişmişlik olarak görüyorum. diye konuştu.
Görevi gereği Moskova, Kırgızistan, Ukrayna ve Azerbeycan gibi birçok ülkeye gittiğini ve orada sanat galerilerini gezdiğini belirten Öztürk, Azerbaycan'ın, sanatçılara bedelsiz özel çalışma atölyeleri ayırdığını, sanatçıların ekonomik ve geçim sıkıntısı kaygısı taşımadan sanatlarını icra ettiğini söyledi.
Türkiye'nin sanat ve sanatçıya daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bizim sanatçılarımızı devlet olarak desteklememiz lazım. Her şehirde atölyeler açsak olmaz mı? Bunların sayısını arttırmamız lazım. Her şehirde atölyeler açsak, kira derdi olmadan sanatçılarımız eserlerini yapsa, devletimiz de o sanatçıların eserlerini alsa çok iyi olur." dedi.
TOKİ'nin ressamların çalışmalarını yayınladığını, bunun çok güzel bir adım olduğunu ancak yeterli olmadığını belirten Öztürk, "TOKİ'nin sanat galerileri yapması gerekiyor. O kadar büyük paralar harcanarak yatırımlar yapılıyor. Sanata da bu harcamaların milyonda birinin ayırılması lazım. TOKİ'nin sanat galerisi açması insanların sanata bakış açısını da değiştirecektir." diye konuştu.
Öztürk, TOKİ'nin son zamanlarda yöresel mimariyi öne çıkaran projeler yaptığını, mimaride de estetik ve zarafetin öne çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.