Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, 'Muayene, Tanıda Ve Tedavide De Baş Aktör Hekimdir'

Medikal turizm gelişim stratejisinde doğru adımlar atılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık turizmden hak ettiği payı alması için görüşlerini paylaşan Deneyimli Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, isabetli yaklaşımlar ve politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Deneyimli Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, Sağlık Turizmi ve Medikal Turizm hakkında açıklamalar yaparak uyarılarda bulundu. Sağlık turizminin oldukça geniş bir alanı ifade ettiğini belirten Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, bu kavramın alt başlıkları da; termal turizm, medikal turizmi gibi birçok bileşen olduğunu belirtti.

Medikal turizmin sağlık hizmetlerinin turizm ekonomisinde reel kazanımlara dönmesi anlamına geldiğini söyleyen Baran, “Ülkemizde kavramların anlam ve kapsamlarının oturmaması sebebiyle plan ve projeler hep kısır kalıyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Medikal Turizm’de hak ettiği payı alamadığını belirten Baran, bu durumun sebebini de özetledi. Baran, “Bizim hatamız sağlık hizmetlerinde geri kalmamız değil, isabetli yaklaşımlar ve politikalar geliştiremememizdir. Medikal Turizm denince, hemen herkesin aklında oluşan bir tablo var. Ülke dışında bir yerlerde hastalar var ve turizm şirketleri, sağlık kuruluşları ve tedarikçiler bu hastaları yakalayıp getirecek ve hastanelerde tedavi ettirecekler. Yani işin merkezinde hastaneler ve sağlık kuruluşları var. Bu sebeple hep hastane reklamları ve prezantasyon çalışmaları ile yola çıkılıyor. Oysa reelde durum böyle değildir. İnsanlar tedavi ihtiyacı hissettiklerinde öncelikle hastalıklarının ne olduğunun anlaşılmasını isterler akabinde bu hastalık için en iyi hekim kim onu ararlar ve son olarak da bu hastalığın tedavisinin hangi sağlık kuruluşunda yapılacağına bakarlar. Yani tedavi ihtiyacı durumunda ilk aranacak olan hekimdir. Muayene ve tanıda da tedavide de baş aktör hekimdir. Bizdeki hatalı öngörü sebebiyle hekimler mevcut tasarıda ön planda değil tam aksine ikinci plandadır. Hasta, hastane değil doktor arar prensibi kavranır ve gerek bürokratik açıdan gerekse Medikal Turizm çalışan ekipler açısından buna göre düzenleme yapılırsa ciddi atılımların yapılacağını görürüz “ dedi.

Uzun yıllardır sağlık haberleri ile ilgilendiğini ve Sağlık Turizmini bilhassa önemsediğini vurgulayan Baran, reklam ve tanıtım noktasında doğru tercihlerle hareket edilmediğini aktardı. Baran, “Doğru hekimi bulan hasta bu kez sağlık kuruluşunu mercek altına alacaktır.’ Acaba tedavimin yapılacağı sağlık kuruluşu, güvenilir mi?’ Güvenilirlik noktasında en önemli parametrelerden biri, akademik nosyondur. Diğer bir husus ise bu işi ne kadar süredir yaptığıdır. Yine güvenilirlik açısından kurumun özellikle dijital medyada ki aksine bakar. ‘Daha önce benim hastalığım hakkında tedavi yapmışlar mı?’ , ‘Tedavi olan hastaların bu konudaki memnuniyetleri nedir?’ bunu görmek isterler. Bunun içinde kurum ve kuruluşların bu konuda gerçek hasta ve başarı öykülerine yer vermesi, tabii ki hastalardan izin alarak ve kimlik ifşası yapmadan yasal sınırlara dikkat edilerek gerçek resimler kullanması, hasta deneyimlerinin paylaşılması önemlidir. Bu paylaşımları yine bilimsel formatta görmek isterler. Yine güvenilirlik noktasında sosyal sorumluluk adına yapmış oldukları çalışmalarda kurumsal güvenilirliği sağlayan bileşenlerdir. Mesela organ bağış haftasında yapılan bir etkinlik veya emzirme hakkında yapılmış eğitim etkinliği gibi etkinlikler kurumlara pozitif katkı sağlar. Bunlar kurumsal web sitesinde muhakkak yer almalıdır. Web siteleri biri İngilizce olmak üzere birkaç dil olarak planlanmalıdır. Sosyal medya ise ne yazık ki etkin olarak kullanılamıyor. Direkt reklam yapmanın da yasak olduğu göz önüne alınacak olursa, sosyal medyada özellikle başarı hikâyelerinden bahsederek, bir takım sosyal içermelerle beraber kurumdan söz ettirmek isabetli yaklaşım olacaktır. Sosyal medya yönetimi açısından bu konuda ehil isimlerden danışmanlık hizmeti alınması çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Yine aynı şekilde sağlık kurumlarının kendilerini ön plana çıkaracak işleri duyurmaları da oldukça önemlidir. Mesela bir hastalık için çok merkezde yapılmayan bir tedavi metodu ile tedavi ediyorsanız ve bu yöntem daha az invaziv bir yöntemse sizi ön plana çıkarır. Buradan hareketle başarı hikâyelerini yayımlamak ciddi pozitif katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Her sektörde olduğu gibi Sağlık Turizminde de söylemlerin oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Baran, “Bir başka hatamız ise ucuz sağlık hizmeti söylemini çok ön plana çıkarmamız. İnsanlar sağlık hizmeti alacaklarsa ucuzluğa bakmazlar. İlk önce güvenmek isterler. Önce hekim isterler, sonra güvenilir bir kurum isterler. Siz ucuz diye piyasaya çıkarsanız zaten bir sıfır mağlup başlamış olursunuz. Yaptığınız işin kalitesi ön planda olmalı fiyatı değil” diye konuştu.

Kaynak: İHA