'Bütün Dünya Büyümek İçin Yarışıyor'
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın: 'Bütün dünya büyümek için yarışıyor ve istihdam için kavga ediyor. Bunun finansmanını sağlayan, büyümeye ivme ve katkı veren ise bankacılık sektörüdür'
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Bütün dünya büyümek için yarışıyor ve istihdam için kavga ediyor. Bunun finansmanını sağlayan, büyümeye ivme ve katkı veren ise bankacılık sektörüdür." dedi.
Anadolu Üniversitesi'nden (AÜ) yapılan açıklamada, üniversitenin İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Opera ve Bale Salonu’nda düzenlenen "Türkiye'de Bankacılık Sektörü" etkinliğine Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın'ın konuşmacı olarak katıldığı bildirildi.
Konuşmasında Türkiye'deki bankacılık sektörüne dair önemli bilgiler paylaşan Aydın, bankaların önemli müesseseler olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bütün dünya büyümek için yarışıyor ve istihdam için kavga ediyor. Bunun finansmanını sağlayan, büyümeye ivme ve katkı veren ise bankacılık sektörüdür. İthalat, ihracat ve üretim gibi yapılan eylemlerin tamamına ekonomik faaliyet diyoruz. Günlük gereksinimlerimizi karşılamak için yaptığımız harcamalar da buna dahil. İşte bu ekonomik faaliyetin parasal değerini de gelir olarak ifade ediyoruz. Bunun yanında kişi başına düşen ve toplam milli gelir çok önemli. Geliri elde ettikten sonra ise oradan birtakım harcamalar yapıyoruz ve bu harcamalara da tüketim diyoruz. Bunların ardından ise ortaya tasarruf çıkıyor. Ama insanların tasarruf yapabilmesi için mutlaka gelir elde etmesi gerekmektedir. Bunu da yurt içi ve yurt dışı olarak ikiye ayırıyoruz. Yurt içi tasarruf ülke içinde olan bir durum ve bu yeterli olmadığı zaman ise yurt dışı karşımıza çıkıyor. Yurt dışına gittiğiniz zaman ise borç alıyorsunuz ve burada da finansmanın kalitesi ile borçlanıp borçlanmama durumunuz gündeme geliyor."
Bankaların asıl fonksiyonunun ekonomik faaliyetleri finanse etmek ve büyümeyi desteklemek olduğuna değinen Aydın,
"Biz bir izin ve lisans neticesinde iş yapıyoruz. Devlet, her parası olana bu imtiyazı vermiyor; ancak biz bu imtiyaza sahibiz. Dolayısıyla o imtiyaza sahip olanlar da ekonomik faaliyetlerin devamlılığını aksatacak eylem ve işlemlerde bulunmamalı. Regülasyonu yapanlar ise bu durumu yapma eğilimlerinde olanların önüne geçiyorlar. Bankacılar olarak bizler de yeri ve zamanı geldiğinde bilanço yönetiyoruz. Banka lisansı alanların ve ekonomik faaliyette oyuncu olanların ülke bilançosunu asla unutmamaları gerekiyor. Aslında finansal sistemin kendisi bankalardır. Ülkemizde regülasyonu yapanlar ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Merkez Bankasıdır. Fiili regülasyonu yapanlar ise bankalardır."
Dünyada yaşanan dijitalleşmenin bankacılık sektörüne etkilerinden de bahseden Aydın, teknolojiyi en hızlı ve iyi bir şekilde bankacılık sektörünün kullandığını ifade etti.
Bankaların artık her mahalleye bir şube açma fikrinden vazgeçerek, her evde şube olmayı başardığını belirten Aydın, "Dünyada beğeniler, tercihler ve rekabetler çok farklı olabiliyor. Bunlar da bizim iştahımızın artmasına veya azalmasına vesile oluyor. İşte bu nokta da dijitalleşme devreye giriyor." şeklinde konuştu.
Büyük olmaktan ziyade güçlü olabilmenin çok daha önemli olduğunu dile getiren Hüseyin Aydın, Türkiye'nin kimseyi sömürerek sermaye elde eden bir toplum olamadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendimizin kazandığı çok güçlü bir sermayeye sahibiz. Güçlü sermaye de tasarrufların birikimleri neticesinde oluşmuştur. Sermayenin var olması yetmiyor, güçlü de olmalı. Banka sayısından ziyade, sermayenin güçlü olmasına önem verilmelidir. Sermayesiz iş yapma diye bir şey yok. Gençlerin fiziki çalışmaları, işi bilmeleri, nakitle temasları, istemeleri, iddialı olmaları aslında tüm bunlar da bir sermayedir."
AÜ Rektörü Prof. Dr. Çomaklı ise ekonominin her gün gündemde olan bir konu olmasına rağmen, bunun mücadele boyutunun ise bilinmediğine dikkati çekti
"Genellikle ekonomiyi yakından takip etmemize rağmen bunun mücadele boyutunun farkında değiliz. Bizler daha çok günlük ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarıyla ilgileniyoruz" diyen Çomaklı:
"Aslında her devlette ekonomik sistemi organize etmeye çalışan ekip ve kişiler var. Ancak bu yapılar genellikle ön planda olmazlar. Bugün etkinlik kapsamında Üniversitemizde ağırladığımız Türkiye Bankalar Birliği Başkanımız Hüseyin Aydın da, o mücadelenin başında yer alan kişilerden biri. Ülkemizde dövizin ve kurun zirve yaptığı dönemde, bu duruma yönelik ne gibi önemler alınması gerektiği konusunda cesurca karar alan kişiler arasında yer aldı. Hepinizin bildiği üzere Bankalar Birliği, Türkiye’de önemli bir konuma sahip ve kendisi de şu an o kurumun başında yer alıyor. Bunun yanında Cumhuriyetimizin köklü kurumlarından biri olan Ziraat Bankasının da genel müdürlüğünü yapıyor. Kendilerine katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum ve eminim ki bugün katılımcılarımızla oldukça önemli bilgiler paylaşacaklar. Ayrıca bugün böyle bir etkinliği düzenleyen başta İşletme ve Ekonomi Kulübü yönetimi ve üyelerine olmak üzere, emeği geçen herkese saygı ve hürmetlerimi sunuyorum."
Kaynak: AA
Anadolu Üniversitesi'nden (AÜ) yapılan açıklamada, üniversitenin İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Opera ve Bale Salonu’nda düzenlenen "Türkiye'de Bankacılık Sektörü" etkinliğine Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın'ın konuşmacı olarak katıldığı bildirildi.
Konuşmasında Türkiye'deki bankacılık sektörüne dair önemli bilgiler paylaşan Aydın, bankaların önemli müesseseler olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bütün dünya büyümek için yarışıyor ve istihdam için kavga ediyor. Bunun finansmanını sağlayan, büyümeye ivme ve katkı veren ise bankacılık sektörüdür. İthalat, ihracat ve üretim gibi yapılan eylemlerin tamamına ekonomik faaliyet diyoruz. Günlük gereksinimlerimizi karşılamak için yaptığımız harcamalar da buna dahil. İşte bu ekonomik faaliyetin parasal değerini de gelir olarak ifade ediyoruz. Bunun yanında kişi başına düşen ve toplam milli gelir çok önemli. Geliri elde ettikten sonra ise oradan birtakım harcamalar yapıyoruz ve bu harcamalara da tüketim diyoruz. Bunların ardından ise ortaya tasarruf çıkıyor. Ama insanların tasarruf yapabilmesi için mutlaka gelir elde etmesi gerekmektedir. Bunu da yurt içi ve yurt dışı olarak ikiye ayırıyoruz. Yurt içi tasarruf ülke içinde olan bir durum ve bu yeterli olmadığı zaman ise yurt dışı karşımıza çıkıyor. Yurt dışına gittiğiniz zaman ise borç alıyorsunuz ve burada da finansmanın kalitesi ile borçlanıp borçlanmama durumunuz gündeme geliyor."
Bankaların asıl fonksiyonunun ekonomik faaliyetleri finanse etmek ve büyümeyi desteklemek olduğuna değinen Aydın,
"Biz bir izin ve lisans neticesinde iş yapıyoruz. Devlet, her parası olana bu imtiyazı vermiyor; ancak biz bu imtiyaza sahibiz. Dolayısıyla o imtiyaza sahip olanlar da ekonomik faaliyetlerin devamlılığını aksatacak eylem ve işlemlerde bulunmamalı. Regülasyonu yapanlar ise bu durumu yapma eğilimlerinde olanların önüne geçiyorlar. Bankacılar olarak bizler de yeri ve zamanı geldiğinde bilanço yönetiyoruz. Banka lisansı alanların ve ekonomik faaliyette oyuncu olanların ülke bilançosunu asla unutmamaları gerekiyor. Aslında finansal sistemin kendisi bankalardır. Ülkemizde regülasyonu yapanlar ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Merkez Bankasıdır. Fiili regülasyonu yapanlar ise bankalardır."
Dünyada yaşanan dijitalleşmenin bankacılık sektörüne etkilerinden de bahseden Aydın, teknolojiyi en hızlı ve iyi bir şekilde bankacılık sektörünün kullandığını ifade etti.
Bankaların artık her mahalleye bir şube açma fikrinden vazgeçerek, her evde şube olmayı başardığını belirten Aydın, "Dünyada beğeniler, tercihler ve rekabetler çok farklı olabiliyor. Bunlar da bizim iştahımızın artmasına veya azalmasına vesile oluyor. İşte bu nokta da dijitalleşme devreye giriyor." şeklinde konuştu.
Büyük olmaktan ziyade güçlü olabilmenin çok daha önemli olduğunu dile getiren Hüseyin Aydın, Türkiye'nin kimseyi sömürerek sermaye elde eden bir toplum olamadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendimizin kazandığı çok güçlü bir sermayeye sahibiz. Güçlü sermaye de tasarrufların birikimleri neticesinde oluşmuştur. Sermayenin var olması yetmiyor, güçlü de olmalı. Banka sayısından ziyade, sermayenin güçlü olmasına önem verilmelidir. Sermayesiz iş yapma diye bir şey yok. Gençlerin fiziki çalışmaları, işi bilmeleri, nakitle temasları, istemeleri, iddialı olmaları aslında tüm bunlar da bir sermayedir."
AÜ Rektörü Prof. Dr. Çomaklı ise ekonominin her gün gündemde olan bir konu olmasına rağmen, bunun mücadele boyutunun ise bilinmediğine dikkati çekti
"Genellikle ekonomiyi yakından takip etmemize rağmen bunun mücadele boyutunun farkında değiliz. Bizler daha çok günlük ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarıyla ilgileniyoruz" diyen Çomaklı:
"Aslında her devlette ekonomik sistemi organize etmeye çalışan ekip ve kişiler var. Ancak bu yapılar genellikle ön planda olmazlar. Bugün etkinlik kapsamında Üniversitemizde ağırladığımız Türkiye Bankalar Birliği Başkanımız Hüseyin Aydın da, o mücadelenin başında yer alan kişilerden biri. Ülkemizde dövizin ve kurun zirve yaptığı dönemde, bu duruma yönelik ne gibi önemler alınması gerektiği konusunda cesurca karar alan kişiler arasında yer aldı. Hepinizin bildiği üzere Bankalar Birliği, Türkiye’de önemli bir konuma sahip ve kendisi de şu an o kurumun başında yer alıyor. Bunun yanında Cumhuriyetimizin köklü kurumlarından biri olan Ziraat Bankasının da genel müdürlüğünü yapıyor. Kendilerine katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum ve eminim ki bugün katılımcılarımızla oldukça önemli bilgiler paylaşacaklar. Ayrıca bugün böyle bir etkinliği düzenleyen başta İşletme ve Ekonomi Kulübü yönetimi ve üyelerine olmak üzere, emeği geçen herkese saygı ve hürmetlerimi sunuyorum."