Ahıska Türklerinin Sürgün Edilişinin 75. Yıldönümü
Ahıska Türklerinin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından 75 yıl önce vatanlarından sürgün edilmesi çeşitli etkinliklerle anılacak.
14 Kasım 1944 yılı gece yarısı başlayarak 3 gün içerisinde Ahıska ve çevresinden toplanan yaklaşık 100 bin Ahıska Türkü Orta Asya’ya sürgün edilişinin 75. Yılı çeşitli etkinliklerle anılacak DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov yaptığı açıklamada, “’Her sene sürgünün anma programlarını gerçekleştiriyor, geçmişte yaşanan acıları unutmadan gelecek nesillerimize aktardığımız bu kültürü yad ediyoruz. Fakat bu acı olayın 75. yılında ilk defa, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bu anmaları gerçekleştireceğiz. Bu anma programı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahıska Türklerine ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Gerçekleşecek ilk resmi anma programına çok sayıda siyasetçi, bürokrat, akademisyen ve tabii değerli halkımızın katılmasını bekliyoruz” dedi.
"Sürgünde 17 bin insanımız hayatını kaybetti"
Dünya Ahıska Türkleri Birliği Genel Sekreteri Fuat Uçar da bu yıl düzenleyecekleri anma programları ile ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Uçar, Ahıska Türklerinin toplam 9 ülkeye yayılmış bir şekilde olduğunu aktararak, "Ahıska, Osmanlı toprakları içerisinde bulunan bölgedir. Gözü pek mert insanların yaşadığı bir bölge. Hasbelkader Edirne Antlaşması ile bu topraklar Sovyetler Birliği’ne terk ediliyor. Stalin’in emriyle burada yaşayan tüm Ahıska Türkleri Orta Asya’ya atılıyor. İklimin zor şartlarında insanı olmayan vagonlarda insanlarımız sürgüne maruz kalıyor. Yaklaşık 40 günlük bir yolculuk hayatı ile 17 bin civarı insanımız yolculuk esnasında hayatlarını yitiriyor. Bu büyük bir dram büyük bir insanlık suçu ve biz bunu soykırım olarak değerlendiriyoruz. Ahıska Türklerinin suçu Türk ve Müslüman olması. Böyle bir toplumu bilerek kasıtlı olarak sürgüne uğratıyorlar. Yaklaşık 97 bin civarı Ahıska Türkü, Kazakistan Kırgızistan ve Özbekistan’a sürülüyor. Daha sonra 1989’da Özbekistan’da Fergana olaylarından sonra Azerbaycan, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan gibi 9 ülkeye dağılmış bir Türk toplumu oluşuyor. Dünya Ahıska Türkleri Birliği, 2010 yılında bakanlar kurulu kararı, başbakan ve cumhurbaşkanı onayıyla kurulmuş Ahıska Türklerine hizmet veren bir sivil toplum kuruluşudur. Amacımız nerede yaşarsa yaşasın onların sosyal ve herhangi bir sorunlarıyla çalışma yapmak. Bunun yanı sıra biz sürgünle alakalı devamlı programlar düzenliyoruz. 2 tür programlar yapıyoruz. Hem hayatını yitirenler için kuran ve dualarla onları yad ediyoruz. Aynı zamanda da resmi anma programları yaparak sürgünü canlı tutma ve gelecek nesillere aktarabilme için bu tür programlara yer veriyoruz" diye konuştu.
Kaynak: İHA
"Sürgünde 17 bin insanımız hayatını kaybetti"
Dünya Ahıska Türkleri Birliği Genel Sekreteri Fuat Uçar da bu yıl düzenleyecekleri anma programları ile ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Uçar, Ahıska Türklerinin toplam 9 ülkeye yayılmış bir şekilde olduğunu aktararak, "Ahıska, Osmanlı toprakları içerisinde bulunan bölgedir. Gözü pek mert insanların yaşadığı bir bölge. Hasbelkader Edirne Antlaşması ile bu topraklar Sovyetler Birliği’ne terk ediliyor. Stalin’in emriyle burada yaşayan tüm Ahıska Türkleri Orta Asya’ya atılıyor. İklimin zor şartlarında insanı olmayan vagonlarda insanlarımız sürgüne maruz kalıyor. Yaklaşık 40 günlük bir yolculuk hayatı ile 17 bin civarı insanımız yolculuk esnasında hayatlarını yitiriyor. Bu büyük bir dram büyük bir insanlık suçu ve biz bunu soykırım olarak değerlendiriyoruz. Ahıska Türklerinin suçu Türk ve Müslüman olması. Böyle bir toplumu bilerek kasıtlı olarak sürgüne uğratıyorlar. Yaklaşık 97 bin civarı Ahıska Türkü, Kazakistan Kırgızistan ve Özbekistan’a sürülüyor. Daha sonra 1989’da Özbekistan’da Fergana olaylarından sonra Azerbaycan, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan gibi 9 ülkeye dağılmış bir Türk toplumu oluşuyor. Dünya Ahıska Türkleri Birliği, 2010 yılında bakanlar kurulu kararı, başbakan ve cumhurbaşkanı onayıyla kurulmuş Ahıska Türklerine hizmet veren bir sivil toplum kuruluşudur. Amacımız nerede yaşarsa yaşasın onların sosyal ve herhangi bir sorunlarıyla çalışma yapmak. Bunun yanı sıra biz sürgünle alakalı devamlı programlar düzenliyoruz. 2 tür programlar yapıyoruz. Hem hayatını yitirenler için kuran ve dualarla onları yad ediyoruz. Aynı zamanda da resmi anma programları yaparak sürgünü canlı tutma ve gelecek nesillere aktarabilme için bu tür programlara yer veriyoruz" diye konuştu.