16'Ncı İstanbul Bienali 7'Nci Kıtaya Yoğun İlgi
16’ncı İstanbul Bienali 7’nci kıtayı keşfetmek adlı panel Patrick Degeorges’ın katılımıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde gerçekleştirildi. Bienale vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
İnsanlığın sebep olduğu doğal ve kültürel atıklara antropoloji ve arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer veren 16’ncı İstanbul Bienali 7’nci kıta Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşeri Bilimler Merkezi işbirliğiyle bienale katılan konuşmacı Ekosen Kapadokya Çevreci ve Beşeri Bilimler dergisinin editörlerinden Fransız düşünür Patrick Degeorges oldu. Patrick Degeorges konuşmasında insanın toplumla yeryüzü sistemi arasındaki ilişkide dengelerin değişmesi sonucunda, yaşadığı çağda küresel çapta daha önce hiç görülmemiş bir varoluşsal riskle karşı karşıya kaldığını işaret eden Antroposen’in siyasal açıdan aşırı derecede yıkıcı olabilecek, derin bir “Bilişsel yabancılaşmaya” yol açacağını söyledi.
Ayrıca 25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla eserinin sergilendiği bienale Türkiye’den 8 sanatçı katıldı.
Birbirinden farklı alanlarda çalışan sanatçıların bienal için özel olarak ürettiği 36 yeni eseri ziyaretçiler bugün ücretsiz gezebilecek.
“Türkiye’de ilk çevreci beşeri bilimler merkezi Kapadokya Üniversitesinde kuruldu”
Türkiye’deki ilk çevreci beşeri bilimler merkezi Kapadokya Üniversitesinde kurulduğunu söyleyen Kapadokya Üniversitesi Öğr. Üyesi Sinan Akıllı, "16’ncı İstanbul Bienali’nin teması bu yıl bildiğiniz üzere 7’nci kıta. Buradan kastedilen aslında Pasifik Okyanusu’nda şu anda var olduğunu bildiğimiz ve Türkiye’nin 5 katı büyüklüğünde olan plastik atık yığınıdır. Bu tabi ki günümüzde çok meşgul eden iklim krizi altıncı kitlesel yok oluşun türleri bunların hepsiyle ilişkili insan çağı olarak adlandırdığımız antroposen kavramı üzerinde gelişen tartışmalardır.1987 yılından beri İstanbul Bienali Uluslararası sanat gündemini Türkiye gündemine taşıyor. Bu güncel konuları biz de Kapadokya Üniversitesi olarak hem araştırma hem yayın politikamızla öncelikli olarak takip ediyoruz. Bu nedenle de Türkiye’de ilk çevreci beşeri bilimler merkezi çok kıymetli uluslararası bilinirliğe sahip hocam Prof. Dr. Serpil Operman liderliğinde ekip 2018’de Kapadokya Üniversitesinde kuruldu. Bu yaklaşım Kapadokya Üniversitesinin eğitimde ve bilimde güncel olanı önceliklendirme şeklindeki eğitim felsefesine çok uygundur. Bu nedenle Türkiye’de de benzer bir kurumsal yapı olmadığı için biz yakından takip ediyoruz. 16’ncı İstanbul Bienali organizasyonu ile iş birliği içerisinde olduk. Merkezimizin uluslararası yayın organı Ekosen Kapadokya Çevreci ve Beşeri Bilimler dergisinin editörlerinden Fransız düşünür Patrick Degeorges organizasyona davet edildi. Kapadokya Üniversitesi iş birliği katkısı olarak burada yerini aldı. Hem güncel konuyu takip etmek hem de üniversiteyi temsil etmek üzere bienaldeyiz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşeri Bilimler Merkezi işbirliğiyle bienale katılan konuşmacı Ekosen Kapadokya Çevreci ve Beşeri Bilimler dergisinin editörlerinden Fransız düşünür Patrick Degeorges oldu. Patrick Degeorges konuşmasında insanın toplumla yeryüzü sistemi arasındaki ilişkide dengelerin değişmesi sonucunda, yaşadığı çağda küresel çapta daha önce hiç görülmemiş bir varoluşsal riskle karşı karşıya kaldığını işaret eden Antroposen’in siyasal açıdan aşırı derecede yıkıcı olabilecek, derin bir “Bilişsel yabancılaşmaya” yol açacağını söyledi.
Ayrıca 25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla eserinin sergilendiği bienale Türkiye’den 8 sanatçı katıldı.
Birbirinden farklı alanlarda çalışan sanatçıların bienal için özel olarak ürettiği 36 yeni eseri ziyaretçiler bugün ücretsiz gezebilecek.
“Türkiye’de ilk çevreci beşeri bilimler merkezi Kapadokya Üniversitesinde kuruldu”
Türkiye’deki ilk çevreci beşeri bilimler merkezi Kapadokya Üniversitesinde kurulduğunu söyleyen Kapadokya Üniversitesi Öğr. Üyesi Sinan Akıllı, "16’ncı İstanbul Bienali’nin teması bu yıl bildiğiniz üzere 7’nci kıta. Buradan kastedilen aslında Pasifik Okyanusu’nda şu anda var olduğunu bildiğimiz ve Türkiye’nin 5 katı büyüklüğünde olan plastik atık yığınıdır. Bu tabi ki günümüzde çok meşgul eden iklim krizi altıncı kitlesel yok oluşun türleri bunların hepsiyle ilişkili insan çağı olarak adlandırdığımız antroposen kavramı üzerinde gelişen tartışmalardır.1987 yılından beri İstanbul Bienali Uluslararası sanat gündemini Türkiye gündemine taşıyor. Bu güncel konuları biz de Kapadokya Üniversitesi olarak hem araştırma hem yayın politikamızla öncelikli olarak takip ediyoruz. Bu nedenle de Türkiye’de ilk çevreci beşeri bilimler merkezi çok kıymetli uluslararası bilinirliğe sahip hocam Prof. Dr. Serpil Operman liderliğinde ekip 2018’de Kapadokya Üniversitesinde kuruldu. Bu yaklaşım Kapadokya Üniversitesinin eğitimde ve bilimde güncel olanı önceliklendirme şeklindeki eğitim felsefesine çok uygundur. Bu nedenle Türkiye’de de benzer bir kurumsal yapı olmadığı için biz yakından takip ediyoruz. 16’ncı İstanbul Bienali organizasyonu ile iş birliği içerisinde olduk. Merkezimizin uluslararası yayın organı Ekosen Kapadokya Çevreci ve Beşeri Bilimler dergisinin editörlerinden Fransız düşünür Patrick Degeorges organizasyona davet edildi. Kapadokya Üniversitesi iş birliği katkısı olarak burada yerini aldı. Hem güncel konuyu takip etmek hem de üniversiteyi temsil etmek üzere bienaldeyiz” diye konuştu.