'Ich Hab' Noch Einen Koffer İn Berlin' Sergisi Açıldı
Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümüne özel hazırlanan sergi, 7 Ocak'a kadar Goethe Enstitüsü'nün İstanbul'daki merkezinde görülebilecek
Erdal İnci ve Oddviz kolektifinin eserlerinden oluşan "Ich hab' noch einen Koffer in Berlin" adlı sergi, Goethe Enstitüsü'nün İstanbul'daki merkezinde sanatseverlerle buluştu.
Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümüne özel hazırlanan ve İngilizce adı "I Still Have A Suitcase in Berlin" olan sergide, Berlin'in hızlı dönüşümlerini ve değişimlerini ele alan çalışmalar yer alıyor.
Açılışta konuşan küratör Mine Kaplangı, serginin ana temasının "Hala Bir Bavulum Berlin'de" adlı şarkının oluşturduğunu belirterek, "Bu şarkı 1951'de yazılmış. Aslında herkesin kendinden bir şey bulabileceği sözlere sahip olmasından dolayı bu şarkıyı seçtik ve tabii ki Berlin şehri için de özel bir anlamı var." dedi.
Kaplangı, sergide 2 farklı işiyle yer alan ve dijital görüntüleme teknikleri kullanarak 3 boyutlu fotogrametrik belgeleme yapan Oddviz kolektifinin yaptığı işlerden de bahsederek, "Ben Oddviz kolektifinin yaptığı işlerdeki şehirleri, içinde bulunduğu her kültürden ya da insandan ya da anlamdan bağımsız bir şekilde belki arşivlemek ve başka türlü bakabilmek için bir platforma koymalarını çok değerli buluyorum." ifadelerini kullandı.
- "Kreuzberg'de yaklaşık 200'e yakın cephe çektik"
Kişisel olarak hazırladığı 2 eserin yanı sıra dahil olduğu Oddviz Kolektifinin üyeleriyle birlikte yaptığı çalışmalarla sergiye katılan yeni medya sanatçısı Erdal İnci de gerçekleştirdikleri projelerde genellikle sokakları, sokak kültürünü ve objeleri belgelediklerini anlattı.
İnci, kendi projeleri kapsamında çalışmalarına İstanbul'da başladıktan sonra birçok şehre gittiklerini ve "Envanter" adlı bir seri hazırladıklarını anlatarak, "Envanter serisinde yer alan Kreuzberg'de yaklaşık 200'e yakın cephe çektik. Nesneleri aslında bilimsel bir yöntemle çektiğimiz için, bir neviyle tüm bunları arşivlemiş olduk ve koleksiyonumuza kattık." diye konuştu.
Arşivlerine çeşitli sokaklardaki objeleri seçerek aldıklarını söyleyen İnci, şu bilgileri verdi:
"Bir kente gittiğimizde oraya özgü ne varsa o kenti hangi obje ya da neler daha iyi anlatırsa onun arayışı içerisinde olduk. Kreuzberg'de de cepheleri çektik. Çünkü cephelerde son 3 yıldır çok yoğun bir grafiti ve yazılama var ve sürekli bu cepheler değişiyor. Bir kültürel değer olmasına rağmen sokakta olduğu için değişimin kaçınılmaz olduğu üretimler. Biz de bunları belgelemek istedik. Bir de Kreuzberg'de son dönemde soylulaştırma meselesi var ve bu mesele gerçekleştirilirse oradaki tüm cepheler temizlenecek. Artık Kreuzberg 2010'larda hatırlandığı gibi olacak. Biz bu durumları belgelemek istediğimiz için böyle bir çalışma yapıyoruz. Bunları topladıktan sonra da mimari ve bir yerleştirme sanatçısının kaygılarıyla koleksiyonu hazırlıyoruz."
Oddviz Kolektifinden Çağrı Taşkın ise kamusal alandaki objeleri 3 boyutlu çektikten sonra dijital stüdyolarına aktardıklarına değinerek, bu stüdyoda çeşitli bağlamlarda objeleri şema olarak animasyon haline getirdiklerini kaydetti.
Sergi, 7 Ocak'a kadar görülebilecek.
Kaynak: AA
Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıl dönümüne özel hazırlanan ve İngilizce adı "I Still Have A Suitcase in Berlin" olan sergide, Berlin'in hızlı dönüşümlerini ve değişimlerini ele alan çalışmalar yer alıyor.
Açılışta konuşan küratör Mine Kaplangı, serginin ana temasının "Hala Bir Bavulum Berlin'de" adlı şarkının oluşturduğunu belirterek, "Bu şarkı 1951'de yazılmış. Aslında herkesin kendinden bir şey bulabileceği sözlere sahip olmasından dolayı bu şarkıyı seçtik ve tabii ki Berlin şehri için de özel bir anlamı var." dedi.
Kaplangı, sergide 2 farklı işiyle yer alan ve dijital görüntüleme teknikleri kullanarak 3 boyutlu fotogrametrik belgeleme yapan Oddviz kolektifinin yaptığı işlerden de bahsederek, "Ben Oddviz kolektifinin yaptığı işlerdeki şehirleri, içinde bulunduğu her kültürden ya da insandan ya da anlamdan bağımsız bir şekilde belki arşivlemek ve başka türlü bakabilmek için bir platforma koymalarını çok değerli buluyorum." ifadelerini kullandı.
- "Kreuzberg'de yaklaşık 200'e yakın cephe çektik"
Kişisel olarak hazırladığı 2 eserin yanı sıra dahil olduğu Oddviz Kolektifinin üyeleriyle birlikte yaptığı çalışmalarla sergiye katılan yeni medya sanatçısı Erdal İnci de gerçekleştirdikleri projelerde genellikle sokakları, sokak kültürünü ve objeleri belgelediklerini anlattı.
İnci, kendi projeleri kapsamında çalışmalarına İstanbul'da başladıktan sonra birçok şehre gittiklerini ve "Envanter" adlı bir seri hazırladıklarını anlatarak, "Envanter serisinde yer alan Kreuzberg'de yaklaşık 200'e yakın cephe çektik. Nesneleri aslında bilimsel bir yöntemle çektiğimiz için, bir neviyle tüm bunları arşivlemiş olduk ve koleksiyonumuza kattık." diye konuştu.
Arşivlerine çeşitli sokaklardaki objeleri seçerek aldıklarını söyleyen İnci, şu bilgileri verdi:
"Bir kente gittiğimizde oraya özgü ne varsa o kenti hangi obje ya da neler daha iyi anlatırsa onun arayışı içerisinde olduk. Kreuzberg'de de cepheleri çektik. Çünkü cephelerde son 3 yıldır çok yoğun bir grafiti ve yazılama var ve sürekli bu cepheler değişiyor. Bir kültürel değer olmasına rağmen sokakta olduğu için değişimin kaçınılmaz olduğu üretimler. Biz de bunları belgelemek istedik. Bir de Kreuzberg'de son dönemde soylulaştırma meselesi var ve bu mesele gerçekleştirilirse oradaki tüm cepheler temizlenecek. Artık Kreuzberg 2010'larda hatırlandığı gibi olacak. Biz bu durumları belgelemek istediğimiz için böyle bir çalışma yapıyoruz. Bunları topladıktan sonra da mimari ve bir yerleştirme sanatçısının kaygılarıyla koleksiyonu hazırlıyoruz."
Oddviz Kolektifinden Çağrı Taşkın ise kamusal alandaki objeleri 3 boyutlu çektikten sonra dijital stüdyolarına aktardıklarına değinerek, bu stüdyoda çeşitli bağlamlarda objeleri şema olarak animasyon haline getirdiklerini kaydetti.
Sergi, 7 Ocak'a kadar görülebilecek.