'Fizik Tedavi İçin Vakit Kaybetmemek Hayati Önem Taşıyor'
Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Doktor Öğretim Üyesi Özgül Bozkurt Tuncer 'Hastaların felç geçirdikten sonra nöroloji doktoruna başvurmaları ve vakit kaybetmemeleri hayati önem taşıyor. Daha sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimine başvurup, fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon programına başlanması önemlidir' 'Uygun hastalarda, doğru bir rehabilitasyon programı ile yürüme fonksiyonu kısmen veya tamamen azalmış hastalara yeniden yürüme yetisi kazandırılabilir 'Hastayı mümkünse felç geçirdikten hemen sonra görüp, detaylı muayene etmek çok önemlidir' 'Her hastaya uygulanacak tedavi programı farklıdır. Hastanın hipertansiyon, kalp hastalığı gibi ek hastalıkları da göz önünde bulundurulmalıdır'
İSTANBUL HANDAN GÜNEŞ - Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Doktor Öğretim Üyesi Özgül Bozkurt Tuncer, hastaların felç geçirdikten sonra nöroloji doktoruna başvurmaları ve vakit kaybetmemelerinin hayati önem taşıdığını belirterek, "Daha sonra da fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimine başvurup, fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon programına başlanması önemlidir." dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tuncer, inme veya felcin; beyin damar yapılarında tıkanma veya kanamadan kaynaklanan ani gelişen nörolojik hasar olduğunu anlattı.
Beyindeki lezyonun yerine göre hastada kuvvet kaybı, duyu kaybı, denge bozukluğu, kognitif bozukluk, konuşma, görme ve yutma kayıpları görülebileceğine işaret eden Tuncer, "Uygun hastalarda, doğru bir rehabilitasyon programı ile yürüme fonksiyonu kısmen veya tamamen azalmış hastalara yeniden yürüme yetisi kazandırılabilir. Hastanın nörolojik durumuna göre, hasta bazen tamamen bağımsız yürüyebileceği gibi, bazen de yürürken walker, baston veya koltuk değneği gibi yardımcı cihazlara ihtiyaç duyabilir." diye konuştu.
Tuncer, fizik tedaviye başlamada ve devamında ilk 3 ayın çok önemli olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Hasta klinik ve nörolojik açıdan stabil duruma geldiğinde fizik tedavi programı hızlıca başlanmalıdır. Fizik tedavi programı hastaya göre planlanmalıdır, örneğin 'afazi' dediğimiz konuşması bozulmuşsa konuşma terapisi veya 'disfaji' dediğimiz yutması bozulmuşsa yutma rehabilitasyonu yapılmalıdır. Bilişsel fonksiyon bozuklukları varsa değerlendirilmeli, gerekirse medikal tedavi ile desteklenmelidir.
Hastanın henüz yoğun bakım sürecinde iken bile doğru pozisyonlaması, eklem hareket açıklığı egzersizleri ileride oluşabilecek kontraktürleri engellemek için çok önemlidir. Daha sonra, oturma ve ayakta durmasını desteklemek için güçlendirme egzersizlerine başlanmalıdır. Hastalarda daha çok 'hemipleji' veya 'hemiparezi' dediğimiz tek taraflı kuvvet kaybı gelişir."
Hastaya yeniden yürümeyi ve etkilenen ekstremitesini kullanmayı öğretmenin gerekeceğini vurgulayan Tuncer, "Bunun için zaman zaman AFO dediğimiz ayak-ayak bileği ortezi, el istirahat ortezleri, baston, walker gibi cihazlar kullanılır. Programa etkilenen ekstremitesine bağlı olarak eklem hareket açıklığı egzersizleri, kuvvetlendirme egzersizleri, yürüme ve denge egzersizleri ile başlanır. İhtiyaç duyulan ağır vakalarda robotik rehabilitasyon da uygulanan tedavi yöntemlerindendir." şeklinde konuştu.
- "Felç geçirdikten hemen sonra görülmeli"
Bozkurt Tuncer, rehabilitasyon programının orkestra şefinin; fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru olduğuna işaret ederek, "Hastayı mümkünse felç geçirdikten hemen sonra görüp, detaylı muayene etmek çok önemlidir." uyarısında bulundu.
Rehabilitasyon programının fizik tedavi hekimi tarafından detaylı bir şekilde oluşturulup, bu konuda özel eğitim almış fizyoterapistlerle tedaviyi uygulamanın önemine değinen Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda ekip çalışması çok önemlidir. Temel olarak konvansiyonel ve nörolojik tedavi yöntemleri vardı. Konvansiyonel yöntemler; eklem hareket açıklığını korumaya, kas güçlendirmeye yönelik egzersizler ve mobilizasyon aktivitelerini içerir. Nörolojik tedavi yöntemleri; kaybedilmiş motor yeteneklerin yeniden kazandırılması amacı ile uygulanır. Ayrıca, fonksiyonel elektrik stimülasyonu, biyofeedback yöntemleri de sık kullandığımız tekniklerdir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi, hastayı mutlaka belirli periyodlarla tekrar görüp, muayene edip, tedavisini yeniden düzenlemelidir."
Tuncer, her hastaya yardım edilebileceğini dile getirerek, "Her hastaya uygulanacak tedavi programı farklıdır. Hastanın hipertansiyon, kalp hastalığı gibi ek hastalıkları da göz önünde bulundurulmalıdır. Hastanın beynindeki kanamanın tekrarlama riski olabilir. O nedenle klinik ve nörolojik açıdan stabil olmayan hastalara erken başlanan fizik tedavi hastaya fayda sağlamaz. Hastanın öğrenme yetisinin açık olması da bizim için temel şarttır." diye konuştu.
Hastaların felç geçirdikten sonra nöroloji doktoruna başvurmaları ve vakit kaybetmemelerinin hayati önem taşıdığına dikkati çeken Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Daha sonra da fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimine başvurup, fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon programına başlanması önemlidir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinde hastanın sabırlı ve disiplinli olması, hekim tarafından oluşturulan rehabilitasyon ve tedavi programına düzenli olarak devam etmesi gerekir."
Kaynak: AA
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tuncer, inme veya felcin; beyin damar yapılarında tıkanma veya kanamadan kaynaklanan ani gelişen nörolojik hasar olduğunu anlattı.
Beyindeki lezyonun yerine göre hastada kuvvet kaybı, duyu kaybı, denge bozukluğu, kognitif bozukluk, konuşma, görme ve yutma kayıpları görülebileceğine işaret eden Tuncer, "Uygun hastalarda, doğru bir rehabilitasyon programı ile yürüme fonksiyonu kısmen veya tamamen azalmış hastalara yeniden yürüme yetisi kazandırılabilir. Hastanın nörolojik durumuna göre, hasta bazen tamamen bağımsız yürüyebileceği gibi, bazen de yürürken walker, baston veya koltuk değneği gibi yardımcı cihazlara ihtiyaç duyabilir." diye konuştu.
Tuncer, fizik tedaviye başlamada ve devamında ilk 3 ayın çok önemli olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Hasta klinik ve nörolojik açıdan stabil duruma geldiğinde fizik tedavi programı hızlıca başlanmalıdır. Fizik tedavi programı hastaya göre planlanmalıdır, örneğin 'afazi' dediğimiz konuşması bozulmuşsa konuşma terapisi veya 'disfaji' dediğimiz yutması bozulmuşsa yutma rehabilitasyonu yapılmalıdır. Bilişsel fonksiyon bozuklukları varsa değerlendirilmeli, gerekirse medikal tedavi ile desteklenmelidir.
Hastanın henüz yoğun bakım sürecinde iken bile doğru pozisyonlaması, eklem hareket açıklığı egzersizleri ileride oluşabilecek kontraktürleri engellemek için çok önemlidir. Daha sonra, oturma ve ayakta durmasını desteklemek için güçlendirme egzersizlerine başlanmalıdır. Hastalarda daha çok 'hemipleji' veya 'hemiparezi' dediğimiz tek taraflı kuvvet kaybı gelişir."
Hastaya yeniden yürümeyi ve etkilenen ekstremitesini kullanmayı öğretmenin gerekeceğini vurgulayan Tuncer, "Bunun için zaman zaman AFO dediğimiz ayak-ayak bileği ortezi, el istirahat ortezleri, baston, walker gibi cihazlar kullanılır. Programa etkilenen ekstremitesine bağlı olarak eklem hareket açıklığı egzersizleri, kuvvetlendirme egzersizleri, yürüme ve denge egzersizleri ile başlanır. İhtiyaç duyulan ağır vakalarda robotik rehabilitasyon da uygulanan tedavi yöntemlerindendir." şeklinde konuştu.
- "Felç geçirdikten hemen sonra görülmeli"
Bozkurt Tuncer, rehabilitasyon programının orkestra şefinin; fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru olduğuna işaret ederek, "Hastayı mümkünse felç geçirdikten hemen sonra görüp, detaylı muayene etmek çok önemlidir." uyarısında bulundu.
Rehabilitasyon programının fizik tedavi hekimi tarafından detaylı bir şekilde oluşturulup, bu konuda özel eğitim almış fizyoterapistlerle tedaviyi uygulamanın önemine değinen Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda ekip çalışması çok önemlidir. Temel olarak konvansiyonel ve nörolojik tedavi yöntemleri vardı. Konvansiyonel yöntemler; eklem hareket açıklığını korumaya, kas güçlendirmeye yönelik egzersizler ve mobilizasyon aktivitelerini içerir. Nörolojik tedavi yöntemleri; kaybedilmiş motor yeteneklerin yeniden kazandırılması amacı ile uygulanır. Ayrıca, fonksiyonel elektrik stimülasyonu, biyofeedback yöntemleri de sık kullandığımız tekniklerdir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi, hastayı mutlaka belirli periyodlarla tekrar görüp, muayene edip, tedavisini yeniden düzenlemelidir."
Tuncer, her hastaya yardım edilebileceğini dile getirerek, "Her hastaya uygulanacak tedavi programı farklıdır. Hastanın hipertansiyon, kalp hastalığı gibi ek hastalıkları da göz önünde bulundurulmalıdır. Hastanın beynindeki kanamanın tekrarlama riski olabilir. O nedenle klinik ve nörolojik açıdan stabil olmayan hastalara erken başlanan fizik tedavi hastaya fayda sağlamaz. Hastanın öğrenme yetisinin açık olması da bizim için temel şarttır." diye konuştu.
Hastaların felç geçirdikten sonra nöroloji doktoruna başvurmaları ve vakit kaybetmemelerinin hayati önem taşıdığına dikkati çeken Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Daha sonra da fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimine başvurup, fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon programına başlanması önemlidir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinde hastanın sabırlı ve disiplinli olması, hekim tarafından oluşturulan rehabilitasyon ve tedavi programına düzenli olarak devam etmesi gerekir."