Savunma Sanayisinde Fikri Mülkiyet Hakları Konferansı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir: 'Yürütülen projelerde fikri ve sınai mülkiyet haklarının Başkanlığa ait olması prensimiz var. Geliştirilen projelerin bütününe baktığımızda, koruma altına aldığımız haklara ilişkin çok az bir veri olduğunu görüyoruz ama bunu artırmak istiyoruz' 'Savunma sanayisinde üretim yetki ve yeterlilik belgeleri gibi belgelerinin Başkanlığımız tarafından verilmesi gerektiğine inanıyorum' TÜRKPATENT Başkanı Habip Asan: 'Savunma sanayiyle ilgili 2000'li yılların öncesinde TÜRKPATENT'e yapılan yerli patent başvuruları yabancı patent başvurularının sadece yüzde 12'si iken, 2018 itibarıyla bu yüzde 55 olmuştur'

ANKARA – Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yürütülen projelerde fikri ve sınai mülkiyet haklarının Başkanlığa ait olması prensiplerinin bulunduğunu belirterek, "Geliştirilen projelerin bütününe baktığımızda, koruma altına aldığımız haklara ilişkin çok az bir veri olduğunu görüyoruz ama bunu artırmak istiyoruz." dedi.

Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) ile Uluslararası Fikri Mülkiyet Haklarını Koruma Derneği (AIPPI) iş birliğiyle kurumda "Savunma Sanayisinde Fikri Mülkiyet Hakları Konferansı" düzenlendi.

Demir, buradaki konuşmasında, Türkiye'nin jeopolitik açıdan önemli bir konumda bulunduğuna dikkati çekerek, "Uluslararası meseleler devam ederken savunma sanayinde yerlilik ve millilik vurguları daha da arttı. Yerli ve teknolojisi yüksek savunma sanayi olan ülkelerin caydırıcılığı her zaman yüksek olmuştur. Masada çözüm ararken, sahada gücünüzü ispat ettiğiniz zaman ağırlığınız daha fazla oluyor. Türkiye'nin son zamanlarda yaptığı harekatlar bu anlamda ağırlığını artırmıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tasarıma ağırlık veren, fikri mülkiyet hakları açısından beyin gücüne dayanan işler ortaya koyduğuna işaret eden Demir, savunma sanayisinde de patent konusunun öneminin giderek daha da anlaşıldığını söyledi.

Demir, yürütülen projelerde fikri ve sınai mülkiyet haklarının Başkanlığa ait olması prensipleri bulunduğunu vurgulayarak, "Geliştirilen projelerin bütününe baktığımızda, koruma altına aldığımız haklara ilişkin çok az bir veri olduğunu görüyoruz ama bunu artırmak istiyoruz. Patent alınması gereken konuların neler olduğuyla ilgili farkındalık da artırıyor." diye konuştu.

Savunma sanayisinde geliştirilen fikirlerin sivil alanı da etkilediğini dile getiren Demir, şöyle devam etti:

"Genelde teknolojinin geliştirildiği alanların başına savunma sanayisi geliyor. Buradaki gelişmeler de çeşitli formatlarla sivil alana transfer ediliyor. Fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması, aktarılması, sivil sektörde kullanılması hem savunma sanayinde sürdürülebilirliğin sağlanması hem de oluşturulan teknolojilerin yayılması ve ülke insanına fayda sağlaması açısından önemli."

Demir, ihracat söz konusu olduğunda ihracatçı şirketlere maliyet avantajı sağlaması açısından lisans ücretlerinden feragat ettiklerini, bu konudaki desteklerini sürdüreceklerini ifade etti.

Savunma sanayisinde gizli patent konusuna değinen Demir, "Madem savunma sanayisi konusunda fikri destekleyen bir kurumuz, bu konuda patent ve gizlilik konularında Milli Savunma Bakanlığının söz sahibi olmasının çok anlamı olmadığını düşünüyorum. Savunma sanayisinde üretim yetki ve yeterlilik belgeleri gibi belgelerinin Başkanlığımız tarafından verilmesi gerektiğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Demir, fikri mülkiyet hakkı konularında farkındalığı artırmak üzere yürüttükleri Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı'na ilişkin de bilgi verdi.

- "Savunma ve güvenlik ihtiyaçları büyük buluşların kaynağı"

TÜRKPATENT Başkanı Habip Asan da bilginin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinin, büyümenin ve iktisadi kalkınmanın temel bileşeni olduğunu söyledi.

Yaklaşık 120 trilyon dolar olan dünya gayri safi milli hasılasının yarısının fikri mülkiyet haklarından oluştuğuna işaret eden Asan, son 10 yılda fikri mülkiyet lisanslanmasının satılması sonucu 300 milyar dolar katma değer üretildiğini dile getirdi.

Asan, savunma sanayisi özelinde fikri mülkiyet haklarınca yaratılan zenginliğin önemli olduğunu belirterek, "Ülkelerde sadece askeri alanda değil ulaştırmadan farmakolojiye, malzemeden petrokimyaya hemen hemen her alanda teknolojik ve iktisadi kalkınmayı tetikleyici bir role sahip olan savunma sanayisi, bilişim ve iletişim teknolojilerinde katedilen mesafeye dayalı olarak söz konusu etkisini daha da üst seviyeye taşımakta." dedi.

Bir toplum için en önemli ihtiyaçların başında savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının geldiğine dikkati çeken Asan, savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının büyük buluşların kaynağı olduğunu bildirdi.

Asan, savunma sanayi temelli ortaya çıkan, sonrasında sivil alana aktarılan buluşların büyük ve katma değerlerinin yüksek olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında, kamu ve özel sektör firmalarının yoğun Ar-Ge faaliyetlerinde bulunduğunu söyledi.

Ar-Ge çalışmaları sonucu yeni teknolojiler ve buluşlar ortaya çıktığını, bunlardan bir bölümünün devlet sırrı olarak kaldığını anlatan Asan, bazılarının da ticarileşerek patent tesciliyle korunma altına alındığını belirtti.

Asan, 2000'li yıllar öncesinde, savunma sanayisiyle ilgili TÜRKPATENT'e yapılan yerli patent başvuruları yabancı patent başvurularının sadece yüzde 12'si iken, 2001-2010 döneminde bu oranın yüzde 47'ye ulaştığını dile getirdi. Asan, şunları kaydetti:

"Bu oran 2018 itibarıyla ise yüzde 55 olmuştur. Faydalı model başvuruları da eklendiğinde bu oran yüzde 87 olmakta. Bu dönüşümün ülkemizin şu anda karşı karşıya olduğu ve sınırlarımızı tehdit eden sorunların milli güç unsurlarıyla bertaraf edilmesindeki katkısını gözardı edemeyiz."

Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği Başkanı Rıza Ferhan Çağırgan da bütün sektörlerde fikri hakların gelişimine katkıda bulunmak için çaba sarf ettiklerini belirterek, "Savunma sanayisi tarafında dünyada gelişmeler olurken, ülkeler ve firmalar patentle savunma sanayisini geliştirirken biz gizliliğe dayanarak bu işte biraz geri kaldık." dedi.

Kaynak: AA