Meme Kanserinin Kadında Üremeye Etkisi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Berfu Demir, meme kanseri ve üreme sağlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Berfu Demir, ’’Kemoterapi uygulaması yumurtalık dokusunda kalıcı hasara yol açabilmektedir’’ dedi.
Meme kanseri ile ilgili bilgiler veren Bahçeci Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Berfu Demir, bebek sahibi olmak isteyen kanserli hastalar için önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Berfu Demir, ’’Genetik geçişli yani ailevi yatkınlığa bağlı gelişen meme kanseri tipi meme kanserleri içinde yüzde 5-10’nu oluşturur. Bu tip meme kanserinde anormal genetik yapı (meme kanserine yatkınlık oluşturan) ebeveynlerden çocuğa geçer. Genetik geçişli meme kanserleri daha erken yaşta (40 yaş altında) görülen meme kanserleridir’’ dedi.
Meme kanseri için risk faktörlerini açıklayan Prof. Dr. Demir, ’’Meme kanseri için risk faktörleri içinde üreme döneminin uzunluğu (12 yaşından önce regl kanamalarının başlaması ve 55 yaşından sonra menopoza girmek), sağlıksız vücut yapısı ve beslenme alışkanlıkları (kilolu olmak, sigara ve alkol alışkanlığı, düzenli egzersiz yapılmaması, işlenmiş gıdalar ağırlıklı, taze sebze ve meyveden fakir beslenme alışkanlığı) bulunmaktadır’’ diye konuştu.
’’30 yaşından önce doğum yapan ve 1 yıldan uzun süre emziren annelerde meme kanseri riski daha azdır’’
Doğum yapmanın meme kanseri riskine etkisini değerlendiren Prof. Dr. Demir, ’’Meme dokusundaki hücreler doğum yapan ve emziren kadında olgun yapıya ulaşmaktadır. Olgun olmayan meme hücreleri üreme çağındaki kadınının yumurtalıklarından salgılanan östrojen ve progesteron hormonuna ne kadar uzun süre maruz kalırlarsa ileri dönemde kanser hücresine dönüşme riskleri artmaktadır. Bu nedenle 30 yaşından önce doğum yapan ve 1 yıldan uzun süre emziren annelerde meme kanseri riski daha azdır. Doğum yapan ve emziren kadınlarda aylık kanama döngüsünün de kesilmesi meme kanseri riskini azaltmaktadır’’ şeklinde konuştu.
’’Kemoterapi uygulaması yumurtalık dokusunda kalıcı hasara yol açabilmektedir’’
Meme kanseri tedavisi kadının üreme potansiyelini etkisine değinen Prof. Dr. Demir, ’’Meme kanserinde cerrahinin kadının üreme fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi yoktur. Fakat kanser dokusunun küçültülmesi, tümörün tekrarlamaması ve yayılmasının önlenmesi amacıyla verilen kemoterapi uygulaması yumurtalık dokusunda kalıcı hasara yol açabilmektedir’’ diye konuştu.
Kanserli hastalarda üreme fonksiyonları için koruyucu yaklaşımları bildiren Prof. Dr. Demir, ’’Yumurta hücrelerinin veya geliştirilen embriyoların dondurularak saklanması kanser tedavisi sonrasında kür sağlanan kadınların çocuk sahibi olmasına olanak sağlamaktadır. Yumurta dokusunun dondurulması daha genç, çocuk yaş grubunda tedavi seçeneği olabilmektedir. Bu uygulama için yumurtalıkların kemoterapi yada radyoterapi (ışın tedavisi) tedavileri öncesinde ilaçlarla uyarılarak geliştirilmesi gerekmektedir. Regl döneminden bağımsız olarak başlanan tedavi yaklaşımlarıyla, hastanın kanser tedavisi geciktirilmeden yaklaşık 2-3 haftalık süreçte işlem tamamlanabilmektedir’’ ifadelerini kullandı.
Yumurta dondurma işlemi
Yumurta dondurma işlemi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Demir, “Üreme çağındaki kadınlarda bu işlem uygulanmaktadır. İdeal yaş aralığı 38 yaşından genç kadınlardır. Kadın yaşının 40’ın üzerinde olduğu durumda toplanacak yumurta sayısı ve kalitesi azalacağından, toplanacak yumurtalardan sağlıklı gebelik elde edebilme şansı azalmaktadır. Günümüzde hızlı dondurma işlemi kullanılmaktadır. 10 yıl ve üzerinde zarar görmeden saklanabilmektedir. Meme kanseri hormonlardan etkilenebilen bir kanserdir. Bu nedenle bu işlem sırasında kullanılacak yöntem ve ilaçlar hormonlarda belirgin yükselme olmadan yapılmaktadır. Yumurta toplama işlemini takiben kullanılan ilave ilaçlarla hormon seviyesi sıfırlanmaktadır. Çocuk sahibi olabilmek için yapılacak tedavi, kanser tedavisinin tamamlanması ve takip sürecinde kür sağlandığının tedaviyi yapan doktorunuz tarafından bildirilmesini takiben başlatılabilmektedir’’ açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Meme kanseri için risk faktörlerini açıklayan Prof. Dr. Demir, ’’Meme kanseri için risk faktörleri içinde üreme döneminin uzunluğu (12 yaşından önce regl kanamalarının başlaması ve 55 yaşından sonra menopoza girmek), sağlıksız vücut yapısı ve beslenme alışkanlıkları (kilolu olmak, sigara ve alkol alışkanlığı, düzenli egzersiz yapılmaması, işlenmiş gıdalar ağırlıklı, taze sebze ve meyveden fakir beslenme alışkanlığı) bulunmaktadır’’ diye konuştu.
’’30 yaşından önce doğum yapan ve 1 yıldan uzun süre emziren annelerde meme kanseri riski daha azdır’’
Doğum yapmanın meme kanseri riskine etkisini değerlendiren Prof. Dr. Demir, ’’Meme dokusundaki hücreler doğum yapan ve emziren kadında olgun yapıya ulaşmaktadır. Olgun olmayan meme hücreleri üreme çağındaki kadınının yumurtalıklarından salgılanan östrojen ve progesteron hormonuna ne kadar uzun süre maruz kalırlarsa ileri dönemde kanser hücresine dönüşme riskleri artmaktadır. Bu nedenle 30 yaşından önce doğum yapan ve 1 yıldan uzun süre emziren annelerde meme kanseri riski daha azdır. Doğum yapan ve emziren kadınlarda aylık kanama döngüsünün de kesilmesi meme kanseri riskini azaltmaktadır’’ şeklinde konuştu.
’’Kemoterapi uygulaması yumurtalık dokusunda kalıcı hasara yol açabilmektedir’’
Meme kanseri tedavisi kadının üreme potansiyelini etkisine değinen Prof. Dr. Demir, ’’Meme kanserinde cerrahinin kadının üreme fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi yoktur. Fakat kanser dokusunun küçültülmesi, tümörün tekrarlamaması ve yayılmasının önlenmesi amacıyla verilen kemoterapi uygulaması yumurtalık dokusunda kalıcı hasara yol açabilmektedir’’ diye konuştu.
Kanserli hastalarda üreme fonksiyonları için koruyucu yaklaşımları bildiren Prof. Dr. Demir, ’’Yumurta hücrelerinin veya geliştirilen embriyoların dondurularak saklanması kanser tedavisi sonrasında kür sağlanan kadınların çocuk sahibi olmasına olanak sağlamaktadır. Yumurta dokusunun dondurulması daha genç, çocuk yaş grubunda tedavi seçeneği olabilmektedir. Bu uygulama için yumurtalıkların kemoterapi yada radyoterapi (ışın tedavisi) tedavileri öncesinde ilaçlarla uyarılarak geliştirilmesi gerekmektedir. Regl döneminden bağımsız olarak başlanan tedavi yaklaşımlarıyla, hastanın kanser tedavisi geciktirilmeden yaklaşık 2-3 haftalık süreçte işlem tamamlanabilmektedir’’ ifadelerini kullandı.
Yumurta dondurma işlemi
Yumurta dondurma işlemi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Demir, “Üreme çağındaki kadınlarda bu işlem uygulanmaktadır. İdeal yaş aralığı 38 yaşından genç kadınlardır. Kadın yaşının 40’ın üzerinde olduğu durumda toplanacak yumurta sayısı ve kalitesi azalacağından, toplanacak yumurtalardan sağlıklı gebelik elde edebilme şansı azalmaktadır. Günümüzde hızlı dondurma işlemi kullanılmaktadır. 10 yıl ve üzerinde zarar görmeden saklanabilmektedir. Meme kanseri hormonlardan etkilenebilen bir kanserdir. Bu nedenle bu işlem sırasında kullanılacak yöntem ve ilaçlar hormonlarda belirgin yükselme olmadan yapılmaktadır. Yumurta toplama işlemini takiben kullanılan ilave ilaçlarla hormon seviyesi sıfırlanmaktadır. Çocuk sahibi olabilmek için yapılacak tedavi, kanser tedavisinin tamamlanması ve takip sürecinde kür sağlandığının tedaviyi yapan doktorunuz tarafından bildirilmesini takiben başlatılabilmektedir’’ açıklamasında bulundu.