Eğitim Bir Sen 6. Bölge Toplantısı Erzurum'da Yapıldı
Erzurum, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Kars, Bingöl ve Muş teşkilatlarının katılımıyla Erzurum’da, yapılan Eğitim-Bir-Sen 6. Bölge Toplantısında, Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreter Latif Selvi, Eğitimde teşvik sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Aynı okulda aynı görevi yapan öğretmeler arasında ayrımcılık olmayacağını dile getiren Selvi, temel tekliflerinin kadro istihdamı olduğunu açıkladı.
Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, yenilikler, yapılması tasarlanan çalışmalar ve eğitim çalışanlarının son durumlarının tartışıldığı Eğitim-Bir-Sen 6. Bölge Toplantısı Erzurum’da yapıldı. Şube başkanları, yönetim kurulları, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri, ilçe temsilcilik yönetimleri ve kadın komisyonlarının katıldığı toplantılarda sendikal faaliyetler, yapılması tasarlanan çalışmalar, toplu sözleşme süreci, istişareler yapıldı, eğitim programları gerçekleştirildi.
‘Aynı okulda, aynı sıfatla görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olamaz’
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, “Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz. Kamu görevlileri açısından aynı vazifeyi yapanlar arasında hak ve ücretlerde eşitsizlik kabul edilemez. Aynı sınıfta aynı dersi anlatan, aynı okulda aynı isim ve vasıfla görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olmaz, olmamalıdır. Aksi hâlde çalışma barışı yara alır, iş verimi azalır, sözleşmeliler kendisini buruk hisseder, anayasanın eşitlik ilkesi çiğnenir, aynı işi yapan kadrolularla sözleşmeliler arasında fiili bir hiyerarşi üretilir” dedi.
‘Temel teklifimiz, bütün kamu görevlilerinin kadrolu istihdamıdır’
Latif Selvi, “Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına kısmi çözüm getiren, hizmet süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer değişikliği talep sürelerini 2 yıldan bir yıla indiren düzenleme geçici bir çözümdür. 3+1 düzenlemesini önemli ancak yetersiz bir çözüm olarak görüyoruz. Temel teklifimiz, bütün kamu görevlilerinin kadrolu istihdamıdır. Ayrıca ücretli öğretmenlikle; emeği ucuzlatarak personel masraflarından kısıntı yapmak, mesleğin standartlarını düşürmek, eğitimin kalitesine ve öğretmenliğin statüsüne darbe vurmaktır. Sözleşmeli, ücretli, vekil, fahri gibi kamudaki bütün kadrosuz istihdam türleri kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir işverene ama özellikle de devlete, ucuz ve iş güvencesi olmadan çalıştırma yakışmaz. Ucuz ve güvencesiz hizmet alımı emek sömürüsüdür” açıklamalarında bulundu.
‘Mahrumiyet durumuna göre, Özel Hizmet tazminatı’
Selvi, “İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi bir an evvel hayata geçirilmelidir. Eğer istihdamda güçlük çekilen yerlerde kadro istikrarı isteniyorsa bunun yolu sözleşmelilik değil, teşviktir. Biz, öğretmenlere zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde, illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesini öneriyoruz. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde kadro istikrarını sağlamanın yolu cebri uygulamalar değil, gönüllülüğü esas alan teşviki yöntemlerdir. Böylece performans da verimlilik de artar, aile bütünlüğü korunmuş olur. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerimizin eğitimde en büyük sorunu istihdamda istikrardır. Bu bölgeler için istihdamda istikrar, kalkınmanın da anahtarıdır. Bu yönüyle de teşvike dayalı kadrolu istihdamı önemsiyor ve öneriyoruz. Mutlu, yerinden ve işinden memnun öğretmenler demek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere, istihdamda güçlük çekilen yerlerde eğitimde kalitenin ve başarının artması demektir” şeklinde konuştu.
‘Okulda olması gereken çocukları dağda görmek istemiyoruz’
Selvi, “Eğitimdeki başarı, terörle mücadelede de en etkili yöntemdir. Bu yüzden eğitim, terör örgütlerinin her zaman hedefi olmuştur. Okulda olması gereken çocukları dağda görmek istemiyorsak eğitimde teşvik sistemine geçmek zorundayız. Terör ancak eğitimle biter. Terör biterse kalkınma olur. Genç işsizliği azalır. Gençliğin enerjisi refaha, kalkınmaya, bölgenin gelişmesine harcanmış olur. O hâlde, gelin, ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenlik ayıbına, aileleri bölen, öğretmenin zihnini ailevi sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verelim. Personel sisteminde bir devrim yapalım. İş güvencesi için, eşit işe eşit ücret için, çalışma barışı için, emekte performans, hizmette yüksek kalite için, bütün kamu sistemini kadrolu istihdamda birleştirelim, adaletsizlikleri bitirelim” sözlerini kaydetti.
‘KPDK ile müzakere gerek’
Latif Selvi, “KPDK Kasım ayında mutlaka toplansın.5. Dönem Toplu Sözleşme ’de 20 milyonun iradesini, beklentisini boşa çıkaran Kamu İşveren Heyeti ve hakem kurulunun ürettiği stresi azaltmak, bir kısım beklentileri karşılamak, acil temel sorunları çözmek, toplu sözleşmenin hayal kırıklığını tamir etmek için KPDK, en önemli imkân ve fırsatların başında geliyor. Bu nedenle, Mart’ta toplanması gereken ama toplanmayan KPDK, Kasım’da mutlaka toplanmalı; biriken sorunlar, konuşulması gereken meseleler müzakereye açılmalı, sorunlarımız, itirazlarımız görülmeli, önerilerimiz dikkate alınmalı, beklentilerimiz karşılanmalıdır. KPDK’da 5. Dönem Toplu Sözleşme ’de oluşan hayal kırıklığını hafifletecek bir sonuç üretimine odaklanılmalıdır
KPDK’ya taşıyacağımız en önemli mesele, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun ürettiği sıkıntılardır. Yıllardır dikkat çektiğimiz ama bugüne kadar görülmek istenmeyen 4688 sayılı Kanun’la ilgili sorun, kaygı ve tespitlerimiz 5. Dönem Toplu Sözleşme ’de bir kez daha doğrulanmış oldu. Tekrar gördük ve yaşadık ki 4688 sayılı Kanun düzeltilmedikçe hakça pazarlık mümkün değildir. Meclis’e de hükûmete de buradan çağrıda bulunuyoruz. Gelin, toplu sözleşme kanununu da masasını da adil bir şekilde yeniden düzenleyelim; toplu pazarlık süresini uzatalım, işveren tarafının lehine olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sistemini adil bir şekle sokalım, toplu sözleşme sisteminin eksik ve sıkıntılı taraflarını yeniden düzenleyelim, masadan yetkisizleri kaldıralım. Gelin, sendikal hayat üzerindeki yasakları kaldıralım; memursuz siyaset çarpıklığına, grevsiz toplu sözleşme adaletsizliğine son verelim. Buradan bir kez daha vurguluyorum. Grev hakkı toplu pazarlığın, siyaset hakkı vatandaşlığın temel bileşenidir. Bu nedenle, toplu pazarlığa grev hakkını, siyasete memur katkısını kazandırmalıyız” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Erzurum 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Karataş, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Kars, Bingöl ve Muş teşkilatlarının katılımlarından dolayı, Erzurum ilinin coğrafi özelliklerini tanıttı. Tarihi anlamda zengin olan Erzurum’un yetiştirdiği devlet adamları, alim ve sanatçılar açısından zengin bir şehir olduğundan bahsetti. Erzurum şehrinin, Cumhuriyet öncesi, ve sonrasında bir çok ilklere ve yeniliklere imza attığını da vurguladı.
Erzurum’da, yapılan Eğitim-Bir-Sen 6. Bölge Toplantısında, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Sıdıka Aydın ise “Omuzlarımızda tarihi bir sorumluluk var. Kadın erkek demeden bir yol yürüyeceğiz. İhtiyacımız olan bilgi, birikim ve donanım, bu sebeple elimizde kalem ve defter ile şubelerimizin öğretmeni olmak için birlikte güçlenmek için burada öğrenci olmaya geldik” dedi.
Konuşmaların ardından, Tarkan Zengin, Sait Ercan ve Nevzat Öylek, Eğitim-Bir-Sen’in tanıtım sunumlarını gerçekleştirdi.
Kaynak: İHA
‘Aynı okulda, aynı sıfatla görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olamaz’
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, “Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz. Kamu görevlileri açısından aynı vazifeyi yapanlar arasında hak ve ücretlerde eşitsizlik kabul edilemez. Aynı sınıfta aynı dersi anlatan, aynı okulda aynı isim ve vasıfla görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olmaz, olmamalıdır. Aksi hâlde çalışma barışı yara alır, iş verimi azalır, sözleşmeliler kendisini buruk hisseder, anayasanın eşitlik ilkesi çiğnenir, aynı işi yapan kadrolularla sözleşmeliler arasında fiili bir hiyerarşi üretilir” dedi.
‘Temel teklifimiz, bütün kamu görevlilerinin kadrolu istihdamıdır’
Latif Selvi, “Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına kısmi çözüm getiren, hizmet süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer değişikliği talep sürelerini 2 yıldan bir yıla indiren düzenleme geçici bir çözümdür. 3+1 düzenlemesini önemli ancak yetersiz bir çözüm olarak görüyoruz. Temel teklifimiz, bütün kamu görevlilerinin kadrolu istihdamıdır. Ayrıca ücretli öğretmenlikle; emeği ucuzlatarak personel masraflarından kısıntı yapmak, mesleğin standartlarını düşürmek, eğitimin kalitesine ve öğretmenliğin statüsüne darbe vurmaktır. Sözleşmeli, ücretli, vekil, fahri gibi kamudaki bütün kadrosuz istihdam türleri kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir işverene ama özellikle de devlete, ucuz ve iş güvencesi olmadan çalıştırma yakışmaz. Ucuz ve güvencesiz hizmet alımı emek sömürüsüdür” açıklamalarında bulundu.
‘Mahrumiyet durumuna göre, Özel Hizmet tazminatı’
Selvi, “İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi bir an evvel hayata geçirilmelidir. Eğer istihdamda güçlük çekilen yerlerde kadro istikrarı isteniyorsa bunun yolu sözleşmelilik değil, teşviktir. Biz, öğretmenlere zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde, illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesini öneriyoruz. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde kadro istikrarını sağlamanın yolu cebri uygulamalar değil, gönüllülüğü esas alan teşviki yöntemlerdir. Böylece performans da verimlilik de artar, aile bütünlüğü korunmuş olur. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerimizin eğitimde en büyük sorunu istihdamda istikrardır. Bu bölgeler için istihdamda istikrar, kalkınmanın da anahtarıdır. Bu yönüyle de teşvike dayalı kadrolu istihdamı önemsiyor ve öneriyoruz. Mutlu, yerinden ve işinden memnun öğretmenler demek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere, istihdamda güçlük çekilen yerlerde eğitimde kalitenin ve başarının artması demektir” şeklinde konuştu.
‘Okulda olması gereken çocukları dağda görmek istemiyoruz’
Selvi, “Eğitimdeki başarı, terörle mücadelede de en etkili yöntemdir. Bu yüzden eğitim, terör örgütlerinin her zaman hedefi olmuştur. Okulda olması gereken çocukları dağda görmek istemiyorsak eğitimde teşvik sistemine geçmek zorundayız. Terör ancak eğitimle biter. Terör biterse kalkınma olur. Genç işsizliği azalır. Gençliğin enerjisi refaha, kalkınmaya, bölgenin gelişmesine harcanmış olur. O hâlde, gelin, ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenlik ayıbına, aileleri bölen, öğretmenin zihnini ailevi sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verelim. Personel sisteminde bir devrim yapalım. İş güvencesi için, eşit işe eşit ücret için, çalışma barışı için, emekte performans, hizmette yüksek kalite için, bütün kamu sistemini kadrolu istihdamda birleştirelim, adaletsizlikleri bitirelim” sözlerini kaydetti.
‘KPDK ile müzakere gerek’
Latif Selvi, “KPDK Kasım ayında mutlaka toplansın.5. Dönem Toplu Sözleşme ’de 20 milyonun iradesini, beklentisini boşa çıkaran Kamu İşveren Heyeti ve hakem kurulunun ürettiği stresi azaltmak, bir kısım beklentileri karşılamak, acil temel sorunları çözmek, toplu sözleşmenin hayal kırıklığını tamir etmek için KPDK, en önemli imkân ve fırsatların başında geliyor. Bu nedenle, Mart’ta toplanması gereken ama toplanmayan KPDK, Kasım’da mutlaka toplanmalı; biriken sorunlar, konuşulması gereken meseleler müzakereye açılmalı, sorunlarımız, itirazlarımız görülmeli, önerilerimiz dikkate alınmalı, beklentilerimiz karşılanmalıdır. KPDK’da 5. Dönem Toplu Sözleşme ’de oluşan hayal kırıklığını hafifletecek bir sonuç üretimine odaklanılmalıdır
KPDK’ya taşıyacağımız en önemli mesele, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun ürettiği sıkıntılardır. Yıllardır dikkat çektiğimiz ama bugüne kadar görülmek istenmeyen 4688 sayılı Kanun’la ilgili sorun, kaygı ve tespitlerimiz 5. Dönem Toplu Sözleşme ’de bir kez daha doğrulanmış oldu. Tekrar gördük ve yaşadık ki 4688 sayılı Kanun düzeltilmedikçe hakça pazarlık mümkün değildir. Meclis’e de hükûmete de buradan çağrıda bulunuyoruz. Gelin, toplu sözleşme kanununu da masasını da adil bir şekilde yeniden düzenleyelim; toplu pazarlık süresini uzatalım, işveren tarafının lehine olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sistemini adil bir şekle sokalım, toplu sözleşme sisteminin eksik ve sıkıntılı taraflarını yeniden düzenleyelim, masadan yetkisizleri kaldıralım. Gelin, sendikal hayat üzerindeki yasakları kaldıralım; memursuz siyaset çarpıklığına, grevsiz toplu sözleşme adaletsizliğine son verelim. Buradan bir kez daha vurguluyorum. Grev hakkı toplu pazarlığın, siyaset hakkı vatandaşlığın temel bileşenidir. Bu nedenle, toplu pazarlığa grev hakkını, siyasete memur katkısını kazandırmalıyız” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Erzurum 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Karataş, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Kars, Bingöl ve Muş teşkilatlarının katılımlarından dolayı, Erzurum ilinin coğrafi özelliklerini tanıttı. Tarihi anlamda zengin olan Erzurum’un yetiştirdiği devlet adamları, alim ve sanatçılar açısından zengin bir şehir olduğundan bahsetti. Erzurum şehrinin, Cumhuriyet öncesi, ve sonrasında bir çok ilklere ve yeniliklere imza attığını da vurguladı.
Erzurum’da, yapılan Eğitim-Bir-Sen 6. Bölge Toplantısında, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Sıdıka Aydın ise “Omuzlarımızda tarihi bir sorumluluk var. Kadın erkek demeden bir yol yürüyeceğiz. İhtiyacımız olan bilgi, birikim ve donanım, bu sebeple elimizde kalem ve defter ile şubelerimizin öğretmeni olmak için birlikte güçlenmek için burada öğrenci olmaya geldik” dedi.
Konuşmaların ardından, Tarkan Zengin, Sait Ercan ve Nevzat Öylek, Eğitim-Bir-Sen’in tanıtım sunumlarını gerçekleştirdi.