(Özel) Fethi Sekin Montunu Vermişti, O Anları Duygulanarak Böyle Anlattı

İzmir’deki hain terör saldırısında şehit olan polis Fethi Sekin’in üşümesi üzerine montunu bile verdiği, her gün yemek yediği adliye kafe çalışanı Öztürk Uçar, ölümün yıldönümünde acısının hiç geçmediğini belirterek, “Yok mu bu kahpelere kurşun sıkacak’ diye bağırıyordu. O gün olmasaydı ben dahil birçok kişi hayatta olmazdı. Ona minnettarız. Üşümeyeyim diye bana verdiği montu birçok işveren satın almak istedi; ama veremem ben onu ömrün boyunca saklayacağım” dedi.

(Özel) Fethi Sekin Montunu Vermişti, O Anları Duygulanarak Böyle Anlattı
İzmir’de adliye binasında 5 Ocak 2017 tarihinde meydana gelen terör saldırısında şehit düşen Fethi Sekin ile dost olan ve her gün yanına yemek yemeye geldiği Adliye Kafe çalışanı Öztürk Uçar, kahraman polis memuru Sekin’in ölüm yıldönümünde acılarının hiç geçmediğini duygulanarak anlattı.

O günü hiç unutmadığını belirten Öztürk Uçar hain terör saldırısında Fethi Sekin’in verdiği mücadeleyi ve yaşanan o anları anlatarak, “Biz döner filan ızgara yaparken bir ses geldi. Gürültülü bir ses gelince şimşek filan zannettik, baktık hemen kulübede yangın var. Baktım Fethi abi koşturuyor, kurşunlarını havaya sıka sıka geliyordu. ‘Yok mu bu kahpelere kurşun sıkacak kimse’ diyordu. Biz de o zaman şok olduk, neyin ne olduğunu bilmediğimiz için o anda sadece seyrediyoruz. Tam benim önümde ayağından vurulan bir bayan vardı, etraftan kurşunlar sıkılıyordu. Fethi abim hain teröristlerin peşinden kurşun sıkarken, meğer ikincisi de pusudaymış. En son koşturdu, kurşunu kalleşe sıkayım derken pusudaki kalleş gözümüzün önünde Kalaşnikof sıktı. Yığıldı kendisi ve o an bizim için dünya durdu. Yapabileceğimiz bir şey olur muydu diye düşünüyorum. Kurşunlar sıkılırken biz hedefteyiz, bilemiyoruz o an neyin ne olduğunu. Kalaşnikoflar etrafımızda, 7-8 tane Kalaşnikof etrafıma geldiğinde bilemiyoruz neyin ne olduğunu, olayın farkında değilsin. Fethi abinin yere düştüğünü gördüm. O gün olmasaydı ben dahil birçok kişi hayatta olmazdı. Ona minnettarız” dedi.



“Üşüyorum diye montunu bana verdi”

Fethi Sekin ile abi kardeşten öte bir ilişkileri olduğunu belirten Uçar, kahraman polis memurunun üşümesin diye kendisine montunu verdiğini de anlattı. Uçar, “Abi kardeşten öte bir ilişkimiz vardı. Fethi abi üşüyorum desem hiç düşünmeden giderdi kendi yeleğini kazağını getirirdi. ‘Giy üşüme’ derdi. Ben motorla işe gidip geldiğimi için yağmurluğunu bana hediye etmişti. Farklı bir ilişkimiz vardı. Bir gün yağmurlu bir havada işe gelmiştim. Kaskım filan kafamda vardı. Islandım. Bana ‘Sana ceza yazmayacağım, kaskın var ama sırılsıklam olmuşsun’ dedi.

Ben de ‘Abi buna da mı ceza yazacaksın’ dedim. O da ‘Hayır, sana yağmurluk vereceğim bundan sonra ıslanmayacaksın’ dedi.

Disiplinli bir insandı, kaskı kafamda görmese arkadaş filan dinlemez, cezayı yazardı. Bana önce kaskımı aldırdı, sonra yağmurluğunu verdi” diye konuştu.



“Birçok işveren montu satın almak istedi ama kimseye vermek istemedim”

Montu yıpranmasın ve kirlenmesin diye giymeye kıyamadığını dile getiren Uçar, birçok iş adamının da manevi değerinden dolayı montu satın almak istediğini paylaştı. Montun kendisi için çok çok değerli olduğunu kaydeden Uçar, “Çok hayırsever işveren insanlar geldi, montu almak için maddi talepte bulundular. Ama benim konuşmalarımdan sonra almak istedilerse bile alamadılar. Çünkü benim abi kardeş ilişkisi içinde olduğumu gördüler. ‘Sizde kalsın ama bize vermiyorsanız, kimseye de vermeyin’ derlerdi. Bugün büyükşehir belediyesine valiliğe belki emanet etmek isterdim sergilenmesi için ama aramızdaki muhabbetten, ilişkiden kimseye vermek istemedim. Evimde saklıyorum” diye konuştu.



“Çok sevdiği ‘Fethi Sekin Lap Lup Köftesi’ni yapmak istiyorduk”

Fethi Sekin’in yoğun çalıştığını ve dükkanına gelerek hemen hazırlamasını istediği sevdiği bir köfte olduğunu anlatan Uçar, “Benim yanıma geldiğinde vakti olmazdı, yoğun olurdu. Öyle oturup çay içecek ya da yemek yiyecek vakti olmazdı. Hamburger köftemiz olurdu, onu ızgaraya attığım zaman hemen çevirirdim, 10 saniye içinde yapıyordum. O da şaşırır, ‘Bu ne’ derdi. Ben de ‘lap lup’ derdim. Nasıl olduğunu sorunca ‘Ağabey atıyorum lap, çeviriyorum lup’ derdim. Emekli olduğumuz zaman böyle bir menü yapalım derdik. ‘Bir mekan açalım, lap lup yapalım’ derdi. Benim kendi imkanım olmadığı için yapamıyorum. Ama olsa İzmir’in kumrusu, boyozu nasıl varsa bunu da bir menü yapıp yaşatmak isterim. Bir mekan olduğu zaman ‘Fethi Sekin lap lup köftesi’ adı altında, onun damak zevkini ve lezzeti bütün herkese tanıtmak isterim. Onu yaşatmalarını isterim” diye konuştu.



“O mücadele ederken biz bir şey yapamadık, vicdan azabı çekiyorum”

Adliyedeki saldırının ardından kafenin de kapanmasıyla başka bir iş yerinde çalışmaya başlayan köfteci Özütrk Uçar, uzun zaman adliyenin olayın yaşandığı yere gidemediğini söyledi.

Fethi Sekin’in adını bile duyduğunda çok farklı duygular yaşadığını ifade eden Uçar, “Kendisinin adını duyduğumda, resmini gördüğümde o anı birebir yaşıyorum, çok duygulanıyorum. Minnet borcumuz olduğuna inanıyorum. O orada mücadele ederken biz hiçbir şey yapamadık. Tek başına o kadar insanı korudu, mücadele etti. Biz orada hiçbir şey yapamadık. Onun için vicdan azabı çekiyoruz. Vatan için toprak için bayrak için canını verdi” dedi.



“Ömer Halis Demir gibi keşke şehit olsak, derdi”

Fethi Sekin’in 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında şehit düşen Ömer Halis Demir’den çok etkilendiğini de paylaşan Öztürk Uçar, kendisinin de şehit olmak istediğini söyleyerek, “Keşke Allah hepimize böyle şehitlik mertebesi verse’ demişti. Biz şakalaşırdık, ‘Abi akşama kadar arabaların önündesin nasıl olacak’ derdik. O zaman ‘Şehitlik kime ne zaman nasıl olacak belli olmaz’ derdi. Ve gözümüzün önünde şehit oldu. Gerçek bir kahraman. Kendini hiçe sayarak, canını feda ederek, tek başına mücadele ederek kalleşleri etkisiz hale getirdi” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA