Kaplıcada Şifa Yerine Dert Bulmayın
Sömestr tatiliyle birlikte termal bölgelerinde fazlasıyla yoğunluk yaşandığına dikkat çeken Dr. Buğra Buyrukçu, “Bilinçli kullanılmaması halinde kaplıcalar şifa yerine dert kaynağı olabilir.” dedi.
Fitoterapi Uzmanı Dr. Buğra Buyrukçu, yarıyıl tatilini alternatif yöntemlerle değerlendirmek isteyen sayısız ailenin termal bölgelerine akın ettiğini belirtti.
Türkiye’nin kaplıca cenneti olduğunu vurgulayan Dr. Buyrukçu, her bölgede faaliyet gösteren termal tesislerin popülaritesinin giderek arttığını bildirdi.
“Uykusuzluk ve huzursuzluk gelmektedir”
Ailelerin hem dinlenmek ve eğlenmek, hem de şifa niyetiyle kaplıcalara gittiğini hatırlatan Buyrukçu sözlerine şöyle devam etti:
“Termal suların birçok hastalığa çare olduğu, rahatsızların tedavisinde maksimum etki oluşturduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Özellikle son yıllarda termal tesislerin sayısı, kalitesi ve niteliğindeki artış, daha fazla sayıdaki insanımızın kaplıcalarla tanışmasına, şifa aramasına olanak vermiştir. Kaplıcaların sağlık üzerindeki olumlu etkisi yüksek olmasının yanı sıra bilinçli kullanılması da önemlidir. Aksi taktirde termaller şifa yerine dert kapısı olabilir. Kaplıcalarda en sık görülen sorunların başında yanık, nefes darlığı, ağrılarda ve ateşte artış, bulantı ve kusma, ishal ya da kabızlık, çarpıntı, aşırı terleme veya üşüme, uykusuzluk ve huzursuzluk gelmektedir. Bu şikayetler başladığında kaplıcaya ara verilmeli ve hekime başvurulmalıdır.”
“Bu hastalar kaplıcadan uzak durmalı”
Dr. Buğra Buyrukçu, kalp-damar, tansiyon, iltihabi hastalık gibi kronik hastalığı olanlar, kanser gibi ağır hastalığı, organ yetmezliği olanlar, kalp krizi geçirenler, hamile kadınlar, kan sulandırıcı kullananlar ve obez olanlar için de kaplıcaların tehlikeli olabileceği uyarısında bulundu. Hem yetişkinler, hem de çocuklar için risk taşıyan bir başka hususun ise enfeksiyonlar olduğunu bildiren Dr. Buyrukçu: “Kullanıcılar termal havuza girmeden önce duş alsa dahi havuz suyuna milyonlarca canlı bakteri bırakmaktadır. Cilt, göz, kulak enfeksiyonları, solunum yolu ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları gibi hastalıklar ve çeşitli virüsler, kaplıcalarda insan sağlığını tehdit etmektedir. Vatandaşlarımıza önerimiz ishal var ise kesinlikle havuza girmemeleri, bez kullanan bebekleri havuzlara sokmamaları, kesinlikle havuz suyu yutmamaları, havuz öncesi ve sonrası duş almalarıdır. Tercih edilen tesisin işletmesine bakanlıkça izin verilip verilmediği, kaplıca hekimliği uzmanlarının ve eğitimli personelin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır. Kaplıcaya aç karnına girilmeli ve 20 dakikadan fazla suda kalınmamalıdır.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Türkiye’nin kaplıca cenneti olduğunu vurgulayan Dr. Buyrukçu, her bölgede faaliyet gösteren termal tesislerin popülaritesinin giderek arttığını bildirdi.
“Uykusuzluk ve huzursuzluk gelmektedir”
Ailelerin hem dinlenmek ve eğlenmek, hem de şifa niyetiyle kaplıcalara gittiğini hatırlatan Buyrukçu sözlerine şöyle devam etti:
“Termal suların birçok hastalığa çare olduğu, rahatsızların tedavisinde maksimum etki oluşturduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Özellikle son yıllarda termal tesislerin sayısı, kalitesi ve niteliğindeki artış, daha fazla sayıdaki insanımızın kaplıcalarla tanışmasına, şifa aramasına olanak vermiştir. Kaplıcaların sağlık üzerindeki olumlu etkisi yüksek olmasının yanı sıra bilinçli kullanılması da önemlidir. Aksi taktirde termaller şifa yerine dert kapısı olabilir. Kaplıcalarda en sık görülen sorunların başında yanık, nefes darlığı, ağrılarda ve ateşte artış, bulantı ve kusma, ishal ya da kabızlık, çarpıntı, aşırı terleme veya üşüme, uykusuzluk ve huzursuzluk gelmektedir. Bu şikayetler başladığında kaplıcaya ara verilmeli ve hekime başvurulmalıdır.”
“Bu hastalar kaplıcadan uzak durmalı”
Dr. Buğra Buyrukçu, kalp-damar, tansiyon, iltihabi hastalık gibi kronik hastalığı olanlar, kanser gibi ağır hastalığı, organ yetmezliği olanlar, kalp krizi geçirenler, hamile kadınlar, kan sulandırıcı kullananlar ve obez olanlar için de kaplıcaların tehlikeli olabileceği uyarısında bulundu. Hem yetişkinler, hem de çocuklar için risk taşıyan bir başka hususun ise enfeksiyonlar olduğunu bildiren Dr. Buyrukçu: “Kullanıcılar termal havuza girmeden önce duş alsa dahi havuz suyuna milyonlarca canlı bakteri bırakmaktadır. Cilt, göz, kulak enfeksiyonları, solunum yolu ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları gibi hastalıklar ve çeşitli virüsler, kaplıcalarda insan sağlığını tehdit etmektedir. Vatandaşlarımıza önerimiz ishal var ise kesinlikle havuza girmemeleri, bez kullanan bebekleri havuzlara sokmamaları, kesinlikle havuz suyu yutmamaları, havuz öncesi ve sonrası duş almalarıdır. Tercih edilen tesisin işletmesine bakanlıkça izin verilip verilmediği, kaplıca hekimliği uzmanlarının ve eğitimli personelin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır. Kaplıcaya aç karnına girilmeli ve 20 dakikadan fazla suda kalınmamalıdır.” ifadelerini kullandı.