(ÖZEL) Gökçeada'nın Lezzeti Yurt Dışına Çıkmak İçin Gün Sayıyor

Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde pastane işletmecisi Ergin Çelik’in Rum vatandaşı Efterpi Zguromali tarifiyle markalaştırdığı ‘Efibadem’ kurabiyelerinin ünü ülke sınırlarının dışına taştı.

(ÖZEL) Gökçeada'nın Lezzeti Yurt Dışına Çıkmak İçin Gün Sayıyor
Ergin Çelik, Gökçeada’da çocukluğunda yediği kurabiyelerin peşine düştü. Yaptığı araştırmalar sonucunda Rum vatandaşı Efterpi Zguromali ile görüşen Çelik, birkaç denemenin ardından çocukluğunda tattığı lezzeti yakaladı. Daha sonra pastanesinde butik üretime geçen Çelik, çevresinde Efi olarak bilinen Efterpi Zguromali’nin adını badem ile birleştirerek kurabiyeye ‘Efibadem’ ismini verdi. Tamamen doğal malzeme ve el ile yapılan kurabiyeler yaklaşık 11 yıldır ülkenin dört bir yanına gönderiliyor. Çelik, dünyanın bir çok ülkesinde katıldığı fuarlarda ‘Efibadem’ kurabiyelerini tanıttı. Bunun üzerine Çin, Almanya, İsviçre, Finlandiya ve Norveç gibi ülkelerden sipariş aldı. Çelik, imalathanede yaptığı genişleme çalışmaları sonucu yurt dışına ‘Efibadem’i ihraç etmek için gün sayıyor.

Pastane işletmecisi Ergin Çelik, “Efibadem’ kurabiyesi benim çocukluğumda damağımda kalan bir lezzetti. Bu işlere başladıktan yıllar sonra bu kurabiyeyi yapmak istedim. Çünkü hep çocukluğuma gidiyordum. Aklımda böyle bir kurabiye vardı. Daha doğrusu damağı lezzetimde vardı. Yıllar sonra kurabiyeyi yapmak istedim. Uğraştım. İsmi de zaten bu araştırma sonunda doğan bir kurabiye. Çünkü bu isimsiz bir kurabiyedir. Rumların bayramlarda yaptıkları bir kurabiye. Bayramlarda Rumların evlerine gezmeye gittiğimizde tadına baktığımız bir kurabiyeydi. Yıllar sonucu bu kurabiyeyi yapmak istedim. Sonra bütün madamlarla tek tek konuştuk. İmalathaneye gittik, tarifler alındı. Beraber yaptık, denedik. Kurabiyeyi hiçbir madamla gerçekleştiremedik. Artık o kadar oldu ki, birkaç yıl geçmiş, kurabiyeyi yapamamışız. Umudumuzu kaybetmek noktasındayız. Ama tabii yine de yapmak istiyorum. Damağımdaki lezzeti yakalamak istiyorum. Bir gün bir arkadaşım bunu yapsa yapsa Madam Efi’nin yapabileceğini söyledi.

Madam Efi’yi ziyaret ettik. Madam Efi’ye yapabilirsen senin adını koyacağım bu kurabiyeye dedim. Kurabiyenin ismi de aslında böyle doğdu. ‘Efibadem’ adı oradan geldi. Birkaç denemeden sonra kurabiyeyi yaptık” dedi.

Kurabiyenin natürel bir kurabiye olduğunu belirten Çelik, “İçerisinde trans yağ, margarin, ayçiçek yağı yok. Kabartma yok. Kimyasal bir ürün yok. Tamamen el ile yapılıyor. Odun fırınında pişiyor. En iyi undan, en iyi tereyağından yapılıyor. Yedikten sonra aroma ağızda dağılıyor. En çok beğenen Yunanlılar. Bu ürünü çok beğeniyorlar ve bu ürünle ilgili talepler var, satmak isteyenler var. İsviçre’den bir firma istiyor. Almanya’dan 2 firma istiyor. Çin’den isteyen firmalar var. Norveç’ten isteyen var, Finlandiya’dan var. Tadına bakıp bunda gelecek görüp isteyen firmalarımız da var. Elle yaptığımız için zorlanarak yapıyoruz ister istemez. Çok çıkartamıyorduk. Talepler gelince tesisimizi büyüttük” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA