ABD İle Yeni Dönemde 'Serbest Ticaret Anlaşması' Hedefi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın telefon görüşmesinde yaptıkları 'iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ileri seviyelere yükseltilmesi' vurgusu iş dünyası tarafından memnuniyetle karşılandı DEİK TürkiyeABD İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ: 'Artık iki başkan ekonomiyi konuşuyor, buradaki büyük potansiyelden, ticaret hacmini büyütmekten bahsediyor' '20 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacmi çok yetersiz, oyunun kurallarını değiştirmemiz lazım. Bunun da yolu 'Serbest Ticaret Anlaşması'ndan geçiyor'
DİLARA ZENGİN - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın bir süre önce gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde "iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ileri seviyelere yükseltilmesi" vurgusu yapmasından memnuniyet duyduklarını belirterek, "20 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacmi çok yetersiz, oyunun kurallarını değiştirmemiz lazım. Bunun da yolu 'Serbest Ticaret Anlaşması'ndan geçiyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın 14 Ocak'ta gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, ikili ilişkilerin ve Suriye'de yaşanan son gelişmelerin yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de değerlendirildiği belirtilmişti.
Söz konusu görüşmede iki lider, ekonomik ilişkilerin ileri seviyelere yükseltilmesi hususunda mutabık kalırken, ABD Başkanı Trump, görüşmeye ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada "ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişme hakkında konuştuk. Burada gerçekten genişleme için büyük bir potansiyel var." ifadesini kullanmıştı.
İki lider arasındaki telefon görüşmesinde yapılan "ekonomi" vurgusu, Türk iş dünyası tarafından da memnuniyetle karşılandı.
- "2019'a hızlı ve umutlu bir başlangıç"
TAİK Başkanı Yalçındağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk-Amerikan ilişkilerinde, hem siyasi hem de ekonomik olarak 2019'a hızlı ve umutlu bir başlangıç yapıldığını söyledi.
İki liderin Suriye bağlamında daha etkin bir koordinasyon sağlanması konusunda mutabakata vardığı 14 Aralık 2018'deki telefon görüşmesinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak görülmesi gerektiğini belirten Yalçındağ, şöyle devam etti:
"Birincisi, ABD çok uzun süre tereddüt ettikten sonra Patriot hava savunma sistemlerinin Türkiye'ye satışına onay verdi. İkincisi, ABD Adalet Bakanlığı, FBI temsilcileri, Washington ve New York Doğu Bölgesi savcılarından oluşan bir heyetin Türkiye'ye yaptığı ziyaret. Bu, çok uzun zamandır bir kıpırdama görmediğimiz FETÖ ile mücadele konusunda önemli bir adımdır. En önemlisi, Başkan Trump, 14 Aralık'ta Amerikan askerlerinin Suriye'den çekileceğini açıkladı. Bu üç gelişme de altını çizerek söylüyorum, Başkan Trump'ın doğrudan talimatları sayesinde gerçekleşmiştir. Bu talimatlar, Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefon diplomasisinin sonucudur."
- "Göreceksiniz somut adımlar atacaklar"
Yalçındağ, ABD'de "Başkan Trump öngörülemez biri" görüşünün yayıldığını, Türkiye'de de bu görüşün sık sık duyulduğunu dile getirerek, "Bana sorarsanız Trump 'fevri' olabilir, daha yataktan kalkmadan tweet atmasını yadırgayabilirsiniz ama 'öngörülemez' değil, aksine son derece 'tutarlı.' Daha seçim kampanyasının ilk gününden beri 'Ben Amerikan askerlerini eve getireceğim.' diyordu, şimdi bunu yapıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'ın görüşmede yaptıkları "ekonomi" vurgusuna dikkati çeken Yalçındağ, "Artık iki başkan ekonomiyi konuşuyor, buradaki büyük potansiyelden, ticaret hacmini büyütmekten bahsediyor. Göreceksiniz, bu konularda da çok 'tutarlı' davranacaklar, somut adımlar atacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
Yalçındağ, iki ülke ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinde iş dünyasının çok daha fazla çalışması ve vizyon geliştirmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye ve ABD arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolar seviyesinde seyrettiğini, 19 trilyon dolarlık ABD ekonomisi göz önüne alındığında bu rakamın çok düşük kaldığını bildirdi.
- "Sadece masaya oturmak bile ilişkilere ivme kazandıracak"
Türkiye ve ABD ekonomik ilişkilerinde büyük bir potansiyel olduğunu belirten Yalçındağ, "20 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacmi çok yetersiz, oyunun kurallarını değiştirmemiz lazım. Bunun da yolu 'Serbest Ticaret Anlaşması'ndan geçiyor." dedi.
Yalçındağ, bunun zor bir süreç olduğuna işaret ederek, tek başına bu anlaşma için masaya oturmanın, görüşmelere başlamanın bile ekonomik ilişkilere "müthiş" bir ivme kazandıracağını, yepyeni kapılar açacağını dile getirdi.
TAİK olarak 14-16 Nisan'da Washington'da düzenleyecekleri Amerikan Türk Konseyi (ATC)-TAİK 37. Ortak Yıllık Konferansı'nda bu konuda çok anlamlı bir tartışma platformu olacağını vurgulayan Yalçındağ, "Bu konferanslar dizisi, ikisi de serbest pazar ekonomisinin önemine inanan, ülkeler arasında ticaret geliştikçe barış ve refahın artacağını iyi bilen iki lider Ronald Reagan ve Turgut Özal döneminde başlamıştı. Şimdi, 2019'da, bu ilkeleri hayata geçirecek, hızlı, kararlı adımlar atmalıyız." diye konuştu.
- ABD ile 75 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi
Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öngördüğü "ABD ile 75 milyar dolarlık ticaret hacmi" hedefini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bence son derece haklı. Bu potansiyeli gerçeğe çevirmek için tabii ki tek tek şirketlerimize, TAİK gibi kuruluşlara büyük sorumluluk düşüyor. ABD'deki muhataplarımıza şu gerçeği anlatmalıyız, iki ülke arasındaki siyasi sorunlar çözülürse bundan Amerikalı üreticiler de kazanacak. Bir örnek vereyim, Patriot hava savunma sisteminin Türkiye'ye satışı, Amerikalı şirketler, mühendisler, işçiler için 3,5 milyar dolarlık bir iş hacmi demek. Elbette böyle bir açılımı başardığımız zaman bundan her iki ülke üreticileri de kazançlı çıkacak."
Kaynak: AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın 14 Ocak'ta gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, ikili ilişkilerin ve Suriye'de yaşanan son gelişmelerin yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de değerlendirildiği belirtilmişti.
Söz konusu görüşmede iki lider, ekonomik ilişkilerin ileri seviyelere yükseltilmesi hususunda mutabık kalırken, ABD Başkanı Trump, görüşmeye ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada "ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişme hakkında konuştuk. Burada gerçekten genişleme için büyük bir potansiyel var." ifadesini kullanmıştı.
İki lider arasındaki telefon görüşmesinde yapılan "ekonomi" vurgusu, Türk iş dünyası tarafından da memnuniyetle karşılandı.
- "2019'a hızlı ve umutlu bir başlangıç"
TAİK Başkanı Yalçındağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk-Amerikan ilişkilerinde, hem siyasi hem de ekonomik olarak 2019'a hızlı ve umutlu bir başlangıç yapıldığını söyledi.
İki liderin Suriye bağlamında daha etkin bir koordinasyon sağlanması konusunda mutabakata vardığı 14 Aralık 2018'deki telefon görüşmesinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak görülmesi gerektiğini belirten Yalçındağ, şöyle devam etti:
"Birincisi, ABD çok uzun süre tereddüt ettikten sonra Patriot hava savunma sistemlerinin Türkiye'ye satışına onay verdi. İkincisi, ABD Adalet Bakanlığı, FBI temsilcileri, Washington ve New York Doğu Bölgesi savcılarından oluşan bir heyetin Türkiye'ye yaptığı ziyaret. Bu, çok uzun zamandır bir kıpırdama görmediğimiz FETÖ ile mücadele konusunda önemli bir adımdır. En önemlisi, Başkan Trump, 14 Aralık'ta Amerikan askerlerinin Suriye'den çekileceğini açıkladı. Bu üç gelişme de altını çizerek söylüyorum, Başkan Trump'ın doğrudan talimatları sayesinde gerçekleşmiştir. Bu talimatlar, Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefon diplomasisinin sonucudur."
- "Göreceksiniz somut adımlar atacaklar"
Yalçındağ, ABD'de "Başkan Trump öngörülemez biri" görüşünün yayıldığını, Türkiye'de de bu görüşün sık sık duyulduğunu dile getirerek, "Bana sorarsanız Trump 'fevri' olabilir, daha yataktan kalkmadan tweet atmasını yadırgayabilirsiniz ama 'öngörülemez' değil, aksine son derece 'tutarlı.' Daha seçim kampanyasının ilk gününden beri 'Ben Amerikan askerlerini eve getireceğim.' diyordu, şimdi bunu yapıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'ın görüşmede yaptıkları "ekonomi" vurgusuna dikkati çeken Yalçındağ, "Artık iki başkan ekonomiyi konuşuyor, buradaki büyük potansiyelden, ticaret hacmini büyütmekten bahsediyor. Göreceksiniz, bu konularda da çok 'tutarlı' davranacaklar, somut adımlar atacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
Yalçındağ, iki ülke ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinde iş dünyasının çok daha fazla çalışması ve vizyon geliştirmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye ve ABD arasındaki ticaret hacminin 20 milyar dolar seviyesinde seyrettiğini, 19 trilyon dolarlık ABD ekonomisi göz önüne alındığında bu rakamın çok düşük kaldığını bildirdi.
- "Sadece masaya oturmak bile ilişkilere ivme kazandıracak"
Türkiye ve ABD ekonomik ilişkilerinde büyük bir potansiyel olduğunu belirten Yalçındağ, "20 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacmi çok yetersiz, oyunun kurallarını değiştirmemiz lazım. Bunun da yolu 'Serbest Ticaret Anlaşması'ndan geçiyor." dedi.
Yalçındağ, bunun zor bir süreç olduğuna işaret ederek, tek başına bu anlaşma için masaya oturmanın, görüşmelere başlamanın bile ekonomik ilişkilere "müthiş" bir ivme kazandıracağını, yepyeni kapılar açacağını dile getirdi.
TAİK olarak 14-16 Nisan'da Washington'da düzenleyecekleri Amerikan Türk Konseyi (ATC)-TAİK 37. Ortak Yıllık Konferansı'nda bu konuda çok anlamlı bir tartışma platformu olacağını vurgulayan Yalçındağ, "Bu konferanslar dizisi, ikisi de serbest pazar ekonomisinin önemine inanan, ülkeler arasında ticaret geliştikçe barış ve refahın artacağını iyi bilen iki lider Ronald Reagan ve Turgut Özal döneminde başlamıştı. Şimdi, 2019'da, bu ilkeleri hayata geçirecek, hızlı, kararlı adımlar atmalıyız." diye konuştu.
- ABD ile 75 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi
Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öngördüğü "ABD ile 75 milyar dolarlık ticaret hacmi" hedefini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bence son derece haklı. Bu potansiyeli gerçeğe çevirmek için tabii ki tek tek şirketlerimize, TAİK gibi kuruluşlara büyük sorumluluk düşüyor. ABD'deki muhataplarımıza şu gerçeği anlatmalıyız, iki ülke arasındaki siyasi sorunlar çözülürse bundan Amerikalı üreticiler de kazanacak. Bir örnek vereyim, Patriot hava savunma sisteminin Türkiye'ye satışı, Amerikalı şirketler, mühendisler, işçiler için 3,5 milyar dolarlık bir iş hacmi demek. Elbette böyle bir açılımı başardığımız zaman bundan her iki ülke üreticileri de kazançlı çıkacak."