FETÖ, Yargıdaki Güvenmediği Üyelerini 'Dost' Olarak Nitelemiş
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ’ye yönelik yürütülen soruşturmada gözaltına alınan S.K, etkin pişmanlık kapsamındaki ifadesinde, FETÖ üyesi yargı mensuplarının örgüt tarafından izlendiğini ve güvenilmeyen kişilerin 'dost' diye tanımlandığını anlattı S.K'nin ifadesinden: 'Hakim savcılar mesleğe girdiklerinde, kalite, güven ve maneviyat kriterlerine göre en kalitelisinden başlayarak 'talebe', 'refik' ve en alttakiler de 'dost' olarak adlandırılır. 'Dost' grubundakilere örgütün gündemi aktarılmaz ama 'manevi çeteleleri' takip edilirdi' 'Bu gruptakilerle birebir görüşülürdü ancak görüşmelerde sadece maneviyat sohbetleri yapılırdı. Asla örgütün gündemlerinden bahsedilmez, paylaşılmazdı' 'Her örgüt üyesi dışarıdaki şahıslar hakkında bu tip raporlamalar ve notlar getirirlerdi. Bu notları ben F.G. ya da R.Y'ye verirdim. Ayrıca 'menfi takip'te örgüt içerisinde yer alan diğer mensubun da takip edilmesi söz konusudur'
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ’ye yönelik yürütülen soruşturmada gözaltına alınan S.K’nin etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesi, FETÖ mensubu olduğunu iddia ettiği eski savcı E.Y’nin yargılandığı Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
S.K'nin ifadesinde, örgütün yargıdaki yapılanması ve örgüt üyelerinin sadakatlarına göre kategorize edilmelerine ilişkin bilgiler dikkati çekti. Örgütün yargı yapılanması içerisinde mahrem imam olduğunu itiraf eden S.K, hakim ve savcıların mezuniyet dönemlerine göre T1, T2, T3, T4 ve T5 şeklinde gruplandırıldığını anlattı.
- Örgüt mensuplarını da izletmişler
Örgüt mensuplarına, kendilerinden olmayan hakim ve savcılar hakkında, siyasi görüşleri, sosyal yaşantıları, zafiyetleri, ailevi yapıları, mesleki anlamda onları zor durumda bırakacak icraatları gibi bilgileri not ederek, "sorumlu abi"lere teslim etmeleri yönünde talimat verildiğini kaydeden S.K, şunları aktardı:
"Her örgüt üyesi dışarıdaki şahıslar hakkında bu tip raporlamalar ve notlar getirirlerdi. Bu notları ben F.G. ya da R.Y'ye verirdim. Ayrıca 'menfi takip'te örgüt içerisinde yer alan diğer mensubun da takip edilmesi söz konusudur. Bu raporlamalarda örneğin, bir hakim ve savcının odasında kaçak sigara içmesi, kendisinin ya da akrabalarının trafik cezasını sildirmesi, avukatlar ile standartların dışında fazla samimi ilişki içinde olması, varsa gönül ilişkileri, siyasi görüşleri, yaptıkları kanuni hatalar bize getirilen notlar arasında bulunurdu. Buradaki amaç günü geldiğinde örgütün menfaatleri doğrultusunda bu argümanları kişinin şerrinden korunmak için kullanmaktı. Yapı karşıtı hakim, savcıların önüne gerekirse bu bilgilerle çıkıp örgüt tarafına çekmek veya meslekten el çektirmek sağlanmış olacaktı."
Üniversitede hukuk fakültesini kazanıp örgüte ait yerlerde kalmayıp kendine ait mekanlarda kalıp örgütle bağını koparmayan kişilerin örgüt tarafından fakülte süresince itaat, çetele ve güvenirlik gibi konularda ayrıntılı şekilde takip edildiğini ifade eden S.K, bu kişilerin durumlarına göre örgüt tarafından oluşturulan hakim-savcılık sınavına hazırlık için ayarlanan "çalışma evleri"ne alındığını vurguladı.
- "İsterlerse örgüte para verirlerdi"
Örgüt mensuplarının çalışma süresince de takip edildiği bilgisini veren S.K, "Hakim savcılar mesleğe girdiklerinde, kalite, güven ve maneviyat kriterlerine göre en kalitelisinden başlayarak 'talebe', 'refik' ve en alttakiler de 'dost' olarak adlandırılır. 'Dost' grubundakilere örgütün gündemi aktarılmaz ama 'manevi çeteleleri' takip edilirdi. Gönlünden koparak para vermek isterse alınırdı. Bu yardımlar 'dost' şahıslardan örgüt tarafından zoraki bir şekilde alınmaz tamamen isteğe bağlı ve gönüllülük esasına göre alınırdı. Yani 'talebe' hakim savcıdan istendiği gibi istenmezdi. Görüşmek istemezlerse de örgüt tarafından devamlı görüşülmezdi. Düzenli bir ödeme ve görüşme periyodu yoktur. 'Dost' diye adlandırılan hiçbir hakim ve savcı kati surette 'talebe' olmazlar. Lakin kendisi istemedikçe bağ da koparılmaz." ifadelerini kullandı.
Kendisinin "dost grubu"nda yer alan B.B. isimli hakimi takip ettiğini kaydeden S.K, şunları aktardı:
"Kendisi bizden sadece 'izdivaç' konusunda yardım istedi. Bir iki aday gösterdik fakat kabul etmedi. Bu gruptakilerle bire bir görüşülürdü ancak görüşmelerde sadece maneviyat sohbetleri yapılırdı. Asla örgütün gündemlerinden bahsedilmez, paylaşılmazdı. 2016 yılındaki Türkiye geneli dost grubunun sorumlusu Numan kod isimli A.Ç'dir. Daha sonra yerine yargı yapılanmasının Erzurum büyük bölge sorumlusu Hasbi kod adlı kişi geçti. Bu gruptaki şahsılar kendilerinin 'dost' olarak kategorize edildiklerini bilmezler, kendilerini yapı içerisinde görürler. Ancak yine de örgüt dairesi içindedirler."