Çocukların Sınav Kaygısına Yönelik Aileler Ne Yapmalı

Trabzon Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Müdürü Ahmet Kurt, çocukların sahip olacakları her hangi bir şeyin onların varlıklarından daha değerli olmadığını bidirdi.

Kurt, yaptığı yazılı açıklamada, ailelerin çocuklarına yönelik yüksek beklentilerinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekti.

Şüphesiz her anne babanın çocukları için iyi hayaller kurduğunu, iyi bir geleceğe sahip olmasını istediğini belirten Kurt, şu değerlendirmede bulundu:

"Çoğu zaman imkanlarını seferber ederler. Bu beklenti ve tutum doğrudur çünkü iyi bir geleceğe sahip olmanın yolunun iyi bir eğitimden geçtiği aşikardır. Zaten çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının gözetimi de ana baba sorumluluğunun olmazsa olmazıdır. Ancak bazı ailelerin çocuğa yönelik beklentilerinde 'iyi bir okulu kazanma ve iyi bir okulda okuma' gibi beklentilerde 'haddi' aştığını üzülerek gözlemliyoruz. Ailenin salt çocuğun eğitim geleceğine odaklanması, çocuğun kendi potansiyelinin üzerinde beklentiler yani yapabileceğinden çok şeyler beklenmesi çocuk üzerinde telafisi mümkün olmayan psikolojik problemlere dönüşebilir."

Kurt, bu problemlerden en küçüğünün sınav kaygısı, en büyüğünün ise intihar girişimleri bile olabileceğine dikkati çekerek, "Şöyle ki ailesinin eğitim başarısı beklentisine ulaşamayan çocuk kendini değersiz hissedebilir, bu durum depresyonun ya da diğer psikolojik sorunların tetiklenmesine yol açabilir ve nihayetinde içe yönelik bir saldırganlık ile intihar girişimleri olabilir. Çocuklarımızın sahip olacakları her hangi bir şey onların varlıklarından daha değerli değildir." ifadesini kullandı.

Akademik yönden başarısız bir çocuğun kendini önemsiz hissetmemesi gerektiğinin altını çizen Kurt, şöyle devam etti:

"Çocuklarımıza duyduğumuz sevginin bir şarta bağlı olmadığını onlara göstermeliyiz. Bir çocuğun ders notunun yükseldiğinde daha çok sevileceğini düşünmesi aynı zamanda notunun düştüğünde daha az sevileceği düşüncesini de beraberinde getirir. Modern psikoloji insanı biyopsikososyal bir varlık olarak tanımlar. Dolayısı ile çocuklarımızın ihtiyaçlarını değerlendirirken fiziksel psikolojik ve sosyal yönü ile dengeli davranmalıyız. Çocuklarımızın geleceğini planlarken onları sadece bir mühendis, avukat, doktor adayı olarak değil, bu toplumda yaşayan bir birey olarak görmeliyiz."

Kurt, okul başarısını sonuç odaklı görmekten vazgeçmek gerektiğine dikkat çekerek, ailenin heyecanla beklediği bir sınavı istediği gibi sonuçlandıramayan çocuğun ne hissettiğinin düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Böyle bir durumda çocuğun üzülmesinin gayet normal olduğunu aktaran Kurt, "Ancak yaşadığı üzüntü günlük hayatın işlevini bozacak seviyeye gelmiş ise çocuk 'bu sınav sonucu ile anne ve babamın yüzüne nasıl bakarım?' diye kaygılanırsa aile mutlaka tutumunu gözden geçirmelidir. Hangi alanda olursa olsun çocuğa yönelik beklentilerde haddi aşan bir aile tutumunu asla tasvip etmiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA